“Deli Gömleği” Rahatlık Mı Rahatsızlık Mı?
Rana Erdoğan yazdı..
Günümüz öykücülüğünde bir okur olarak gördüğüm en büyük problemlerden biri etkileyici cümleler üzerine kurgu serpiştirmek iken Güray Süngü, "Deli Gömleği" kitabında tam tersini yapıyor. Eser birbirinden çarpıcı, sert ve melankolik on iki öyküden oluşuyor.
Güray Süngü, bize neredeyse her gün önünden geçtiğimiz o çeşmeden bir yudum su içmeyi teklif ediyor. Bu teklif alenen herkesin kendisiyle yüzleşmesi hatta hesaplaşması anlamına geliyor. Hemen hemen her öyküdeki diyaloglar hangi gün okuduğumuz fark etmeksizin o güne tutulan bir ayna niteliğinde. Monologlar ise her insanın gece uykuya dalmadan ya da ait olmadığı bir ortamda hissettiğinde kendisiyle yaptığı hesaplaşmaların birebir aynısı diyebiliriz. Aslında bu durum günümüzde kendisini etraftan soyutlamak için kitaplara ve öyküye sarılan biz okuyucular için ürkütücü olabiliyor. Çünkü deli gömleği öyküleri bizi kendi iç dünyamızla yüz yüze getiriyor. Bunun olumsuz yanı, okuyucunun kendisini soyutlamasına fırsat vermiyor oluşu. Ancak olumlu tarafları da var. Mesela, bir yandan okuyucuya yalnız olmadığını gösterirken diğer yandan kendisiyle tartışma fırsatı da tanıyor.
Öncelikli olarak bahsetmek istediğim öyküsü "Bir Zamanlar Samatya'da". Geçmişinde yaşayan yaşlı ve huysuz bir yazarın, deyim yerindeyse terk-i dünya ederek Samatya'nın alışılmış rutubetli, karanlık evlerinden birinde yaşama çabasındayken genç bir kadınla tanışıp onun vasıtasıyla hayatını, yaşadıklarını, daha doğrusu yaşayamadıklarını gözden geçirdiği bir öykü. Zaten her insan biraz da yaşayamadıkları kadar değil midir? Bana bu denli yakın gelmesinin sebebi, öyküde bahsedilen maddi-manevi istisnasız her şeyi Samatya'ya uğradığımda mutlaka görebilecek olmaktır sanırım. Bunun yanı sıra birçok öyküde mekân olarak Kumkapı, Gedikpaşa ve Beyazıt tarafları verilmiş. Yazarın da hayatına baktığımızda çocukluğunun buralarda geçmiş olduğunu görüyoruz. Birçok öyküsünde de geçmişe özlem temalarını işlediğini de göz önünde bulundurarak yazar aslında kendi iç dünyasını, hislerini, özlemlerini neredeyse bütün duygularını, yaşantısını öykülerinde anlatırken her birimizin kıyıdan köşeden bir şekilde hayatına dokunuyor. Bunu da öykülerinde bahsettiği "beyaz sabun kokusu", "Pazar akşamları" ve "soba" gibi sembollerle pekiştiriyor. Bahsetmek istediğim bir diğer öykü de "Umudumsunuz". Öyküde tenha bir istasyonda geçen sonu gelmeyen, insanı içten içe tüketen bir bekleyiş havası hâkim. Sonunu tahmin etmek ise zor değil, son ölüm. Eleştirmemiz gerekirse eserde genel olarak puslu bir atmosfer söz konusu. Sürekli ölümün ve intiharın bir kaçış yolu olarak okuyucuya yansıması maalesef eseri sindire sindire okuma ihtiyacı hissettiriyor. Psikolojik olarak sağlıklı hissetmeyen okuyucuların kaçınması gereken bir eser olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu eleştirilerime kaynak olarak "Kaçacak Yer Yok" adlı öyküyü kaynak göstermemde bir beis yoktur diye düşünüyorum. Öyküde hayatın olağan akışında nefes almaya çalışan bir adamın iş ve aile hayatında varlık bulamaması ve sıkışmışlığı yerinde bir sistem eleştirisiyle okuyucuya aktarılırken aynı zamanda bu sıkışmışlığın kişinin kendini ve çevresini bir sona (ölüme) götürüşü anlatılıyor. Son olarak kitaba ismini veren öyküden bahsetmek istiyorum. Deli Gömleği. Karşımızda kendisiyle tartışan, iç dünyasında bir sürü karmaşaya ve çaresizliğe sahip aşkını anlatan bir adam. Gerçek olup olmadığı hakkında fikrimiz olmayan bir aşk. Öykü neredeyse iç konuşma- kargaşalardan ibaret, sonu dışında. Bahsettiğim dört öykü dışında elbette sekiz öykü daha bulunuyor eserde.
Genel olarak öykülerde tren-yol-gitmek metaforu, anlam arayışı, iç dünya karmaşaları, çaresizlik, kavuşulamayan aşk ve ölüm-intihar atmosferi hâkim. Neredeyse bütün öykülerde ruhsal sıkıntıları olan, hayata umutsuz yaklaşan karakterlerle karşılaşıyoruz. Ne kadar hayatın içindense bir o kadar da yaşamaktan uzak. Kendi canını acıtmak isteyen okurlar için biçilmiş kaftan olan bu kitap aynı zamanda insanı ruhsal olarak sıkıntıya çekebilecek durumda. Demem o ki anlatımıyla ne kadar etkileyici de olsa işlenen temalar bakımından azami dikkat isteyen ve okuyucuyu birçok noktada rahatsız edebilme kabiliyeti olan bir eser.
Güray Süngü
Deli Gömleği
Ketebe Yayınları
2021 İstanbul
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 27.01.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 27.01.2023 12:23