Dijitopya Dosyası: ❝Neden Kâğıt Ev?❞, Edebiyat, Misafir Köşesi

Dijitopya Dosyası: ❝Neden Kâğıt Ev?❞ yazısını ve Misafir Köşesi yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Dijitopya Dosyası: ❝Neden Kâğıt Ev?❞

23.11.2023 09:00 - Misafir Köşesi
Dijitopya Dosyası: ❝Neden Kâğıt Ev?❞

Ela Bilgetürk yazdı...

Aynı masalları dinlemelerine rağmen,

Ötekiler hiç böyle bir şey yaşamadılar. Novalis

Kitaba olan tutkunuzu keşfetme olanağı sunan eserlere rastlarsanız eğer; o eserden tek beklentiniz başka bir eseri okuma güdüsü almak olacaktır. Okuma güdüsünü tek cümle ile son cümleye kadar okura soluksuz tutku katan bir esere örnek Orhan Pamuk'un Yeni Hayat romanı olurdu. Eserin ilk cümlesi son cümlesine kadar okutma tutkusu taşır. Yazılmış tüm kitapları okutma tutkusunu aşılama gücündedir. Hatta hayat boyu bu cümle kitaba olan tutkunun kaynağı olacak güçtedir. İşte o cümle: "Bir gün bir roman okudum ve hayatım değişti" cümlesidir.

Bugün bir kitapta aranan okuma isteğinin kaynağı eserin, kendi ihtivasından kaynaklanmakta olduğunu söyleyebiliriz. Orhan Pamuk gibi Taşkın Tuna da bu sözü taşıdığı Oku Ama Neyi? adlı eserinin önsözündeki ilk cümleleri arasında yer verir bu söze. Kendini bulma serüveni, kitapseverliğin özü; hayallerin hududunu aşan güdüye sahip eserleri okutan gayenin kaynağındadırlar. Kitapseverliğin sınırı var mı? Özgürlüğün sınırlarını aşan kitaplar var pek tabii. Kitapseverliğin özgürlüğünü sınırlayan kâğıt olsa gerek. Sayfalarla tükendiğinde oku ama neyi okuyacağını bilmelisin. Kitaplarla sınırlı okunurluğun okuma özgürlüğü kâğıdın bittiği yere kadardır. Her şeyin bir kaderi varken kitabın kaderi kâğıda mı bağlı?

Carlos Maria Dominguez'in Kâğıt Ev adlı eserinin ikinci cümlesi de ihtivasının okuruna sunduğu okuma özgürlüğünü şöyle verir: "Kitaplar insanların kaderini değiştirir." (s.11) Okurun yaşamını ve kaderini değiştirme gücünü veren kitapların kendini arayışın haritasını çıkardığı tartışılmamaktadır. Kitapseverliğin özgürlüğü noktasında Kâğıt Ev okuma sevgisini farklı yörüngelerini vermektedir. Fahrenheit 451 eserinde olduğu kadar tersinden olaya bakmasa da ironik anlatımı, okurun düşüncelerini zorlamaktadır. Gerçekçi ve yergili, zaman zaman güldüren, yer yer satırların arasında bulduran, alt metniyle neden olduğu duygulara pek yer vermeyen edebi ama kolay bir üslupla yazılmış, öznel değil nesnel bir anlatım taşıyan bir ironiyle sonuçlanan olay örgüsüne sahip bir novella. Başkahramanı kitapların neden olduğu kitap sevgisinin zevkli bir serüvenidir.

Kitapların kendine yol aldırdığı haritayı takip eden: "Bir okur zaten var olan bir yolda ilerleyen bir yolcudur ve bu yol sonsuzdur." (s.44) Kitap okumanın tadını bir kere aldıysanız kitabın kaderi kâğıda bağlı olamaz. Gerçek şöyle ki; bir kere kitapların tadı dimağınıza vardıysa kâğıtların sunduğu dünyalardan vazgeçemek ne mümkün, bir kitaptan diğer bir kitaba doğru koşa koşa sınırlarınızı aşarsınız: "Bir ömür yetmez bu yolda yürümeye." (s.44)

Gustave Flaubert'in gerçek bir olay üzerine yazdığı Bibliomani eseri, Giacomo, kitapları niteliğine bakmaksızın fetiş öğesi haline getiren bir biblioman olarak hafızalara kazındı. Bibliomani bu tutkusunu ne kadar ileri götürebilir dersiniz, kitapları aşırı bir tutkuyla severek, okurken yaşadığınız dünya ile hayat ilişkinizi kestiğinizde girdiğiniz yol tehlikeli bir yol olabilir ve hatta ölüm ile bile sonuçlanabilir. Kahramanımız Bluma Lennon, bir kitapçıdan şiir kitabı alır ve okumaya başladığı an arabanın altında kalarak can verir. Bir kitabın insanı değiştirmesi ve hayatına yön vermesi olağan bir durumdur. Romandaki karakter Bluma kitap kurbanlarından biridir. Bluma Lennon, Cambridge Üniversitesi'nde akademisyendir. Başına gelen durum; "1998 ilkbaharında Soho'daki bir kitapçıdan Emily Dickinson'ın eski bir eserinin baskısını alır. Köşenin başında, tam da ikinci şiiri okumaya başlar başlamaz bir arabanın altında kaldı." (s.11) Bluma'nın ölümü ardından, onun yerine Bluma'nın verdiği derslere girmeye başlayan anlatıcının bu ani ölüm sonrası yaşadıklarıyla ilgili hayat hikâyesine dairdir eserin konusu. Okurun elindeki bu eser, bir gün anlatıcıya yani Bluma'ya gönderilmiş, üzerinde Uruguay pulu olan bir kutu alır. Kutu açıldığında çimento ve kir kaplı, iç sayfasında Bluma tarafından Carlos Brauer'a ithaf edilmiş olan, Joseph Conrad'ın denizciliğe ayrı bir bağ ile tutkusu olan genç bir kaptanın maceralarıyla dolu deniz yolculuğu Gölge hattından geçmeden, karanlık okyanus sularından anakaraya ulaşmanın zorluğu süre gelen deniz yolculuğu aynı zamanda insanın vazgeçemediklerini, tutkularını ve kaybetmeye hazır olamadıklarını anlatan Gölge Hattı adlı eserinin eski bir baskısı kutudan çıkar.

Böylece Kâğıt Ev'deki diğer hikâyenin peşine düşen okuru; Gölge Hattı adlı eser neden Bluma'ya gönderilmiştir? Göndereni kimdir? Niçin göndermiştir? Sorularının cevabına odaklar. Bu eseri sahibine geri vermek için bir serüvene yol alır. Buenos Aires, Montevideo gibi şehirlerde arar. Carlos Brauer'e ulaşabilmek için birçok kitap koleksiyoncusu ile tanışmaktadır. Onlardan hikâyesini dinleyerek Carlos Brauer'in bibliyofil olduğunu öğrenmektedir

Kitapseverliğin uç noktasında aşırı bir tutkuyla Carlos Brauer: Kitaplarının raflardan taşarak sahibine evinde yer bırakmayan, artık banyosuna kadar kitap muhafaza etmek zorunda kaldığı için eserlerinin bir kısmının buhardan etkilemesinler diye kendisinin soğuk suyla yıkandığı, artık evinde kitaplarına hiç yer kalmayınca bir kısmını da garajında muhafaza edebilmek adına arabasını arkadaşına hediye eder. Bununla da kalmayarak, birbirine düşman olan yazarların eserlerini raflara yerleştirirken onları düşünerek yerleştirecek ölçüde kitapsever bir karakterdir. Tutkuyla bağlandığı yazarların ruhlarını incitmemek için Shakespeare ile Marlow veya Vargas Llosa ile G. G. Marquez'in eserlerini bir araya getirmeme özen gösterecek kadar ileri derece bir kitapseverlik (s.50).

0000000630549-1 "Neden Kâğıt Ev?" sorusunun cevabı Carlos Brauer'ın kitapseverliğinin vardığı noktada aydınlanır okur. Carlos Brauer'in okuduğu kitabın yazıldığı tarihi atmosfer: 19. yüzyıl metinlerini okuduğu yüzyıl atmosferini pekiştirmekte dönemin müziği eşlik eder ve mum ışığı altında okumaktadır. Bu yüzden sık sık yangın tehlikesine maruz kalınca evinden de vazgeçip, kitaplarını bir kamyona yükleyerek, bir sahilde kitaplarından bir ev inşa eder, Carlos Brauer. Anlatıcı kâğıt eve ulaştığında Carlos Brauer çoktan ölmüş ve ev de bir yıkıntı haline gelmiştir. Anlatıcı yine de Gölge Hattı'nın Bluma'dan Carlos'a, Carlos'tan yine Bluma'ya geri gönderilmesinin ardındaki esrarı çözmüşse de okurun yanıtsız kalan soruları: Neden Joseph Conrad'ın Gölge Hattı? Gölge Hattı içeriğinin bu eserin asıl hikâyesiyle olan bağlantısı nedir?

Kitaplardan vazgeçmek kolay değildir. Okurluğu getirisi olarak kitaplardan vazgeçmenin giderek zorlaştığı gerçeğiyle yüzleştirmektedir. Giderek kitaplar, okurun yaşamına hâkim olarak kaderini çizmektedir. Kitabın kaderi kâğıda bağlı değildir. Şöyle ki: "Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak ona sahip olmaktan daha zordur. Kitaplar sanki asla geri dönemeyeceğimiz bir anın tanıkları gibi, bir ihtiyaç ve unutkanlık anlaşmasıyla tutunurlar insana." (s.20) Kitaplar ve kâğıt insanı bırakamayacaktır.

Kâğıt Ev

Carlos Maria Dominguez

Jaguar Kitap

94 sayfa

2017

Jaguar Kitap


Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 23.11.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 22.11.2023 15:39
582

Misafir Köşesi Hakkında

Misafir Köşesi

Kitaphaber ailesine misafir olmuş konuk yazarların yazılarını bu profilde bulabilirsiniz.

Misafir Köşesi ismine kayıtlı 1201 yazı bulunmaktadır.