Dikkati Çalınan Yetişkinlere Sekiz Saniyelik Masallar
Günümüzde maalesef sosyal medyada yaşamını sürdüren, son derece sabırsız ve dikkat süresi bir hayli kısalmış tüketici insan tipinin duyguları neyse ki hala sağ. Üstelik sanata ve güzelliğe dair o gizli hayranlıklar da devam ediyor. Hal böyle olunca üreticilerin muhataplarına sunacakları içeriklerde dikkat edecekleri hususlar da bu istikamette şekilleniyor. Tek kurşunluk bir eseriniz varsa seyircilerin ilgisini çekmek için yalnızca sekiz saniyeniz vardır.
2019 yılında ressam Charlie Mackesy tarafından hem yazılan hem de çizilen "Çocuk, Köstebek, Tilki ve At" kitabı 2022 yılında kısa bir animasyon filme dönüştürülerek çok daha fazla insana ulaştı.
İçeriğinde birçok anekdot bulunan kitap, film versiyonundaki video kesitlerle sosyal medyada arkasında büyük bir hayran kitlesi bırakarak tanınmaya devam ediyor. Bu yazımızda kitabı konuşurken aynı zamanda Saint Exupery'nin ünlü eseri Küçük Prens'i de ancak, filmi ve kitabımızı bu benzerlikten yakalamaya çalışacağız.
Büyük Alman filozof Heidegger'e, "20. Yüzyıl edebiyatının en büyük eseri nedir?" diye sorduklarında o, "En büyüğü Saint-Exupery'nin Küçük Prens'idir." diye cevap verir.
Filozofun bu sözü ardından yapmış olabileceği herhangi bir yazılı açıklama elimizde ne yazık ki bulunmasa da günümüzde kutsal kitaplardan sonra en çok basılan, en çok okunan, 300'den fazla dile çevrilerek yediden yetmiş yediye herkesin bildiği bu gizemli kitap ününü ve gizemini korumaya devam ediyor.
Exupery'nin hikayesi, çölün ortasında uçağı arızalanan bir pilotla başka bir gezegenden gelen adı "Küçük Prens" olan bir çocuğun karşı karşıya gelmesiyle başlar. Bu hikâye aslında birbirine sorular soran iki kahramanın çıktıkları yolculuktur. İçlerinden birisi sorulara cevap vermeye pek gönüllü olmasa da… Fakat biliriz ki tüm muhteşem hikayeler iki türlü başlamaktadır: Ya bir insan yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir. Bu kitapta bizi her ikisi de karşılıyor: Uçağı arızalandığı için yolculuğa ara vermek zorunda kalan bir pilot ile yıldızlara bakıp geride bıraktığı Gül'ünü özleyen küçük bir adam.
Yazarın ithafındaki gibi Küçük Prens, yetişkine adanan bir çocuk kitabı. Diğer bir değişle, yetişkin romanın içerisinde onunla bütünleşmiş bir çocuğun hikayesi. İşte bu noktada zihnimizin kıvrımları bizi yazımızın asıl konusu olan kitaba, yani "Çocuk, Köstebek, Tilki ve At"a götürecek.
Buradaki hikâyemiz de benzer şekilde evini arayan, bu kez de ormanda kaybolmuş esas kahramanımız çocukla başlar. Çocuk ilk olarak köstebekle karşılaşır. Bu ikili saf ruh haliyle birbirlerine sorular sordukları, duyguların konuşulduğu yeni bir yolculuğu başlatır.
Temelde bir çocuğun hayata dair korku ve endişelerini dile getirdiği sorular yol boyunca karşısında çıkan üç özel hayvanla çözümlenmeye çalışır. Soruların her biri aslında bir çocuğun henüz aklına getirmeyeceği daha çok bir yetişkinin hayat karşısında güçsüz hissettiği durumlardır; yetersizlik ve değersizlik korkusu, kendine iyi davranmak, affetmek, kaybolmuşluk hissi, özgüven, hayattaki fırtınalar…
Çocuğa yolculuğunda sembolik bir anlatımla eşlik eden üç hayvanın her biri simgesel değere sahip. Köstebek, çocuğun en yakın arkadaşı, ona yarenlik ediyor. Tilki, yabani biri ve hayat onu incittiği için temkinli. At ise yeteneklerini bastırmış, var olan potansiyelini kullanamamış bir başka sadık dost.
Hikayedeki çocuk aslında biziz. Hayatın belli dönemlerinde hassas, fırtınalarla mücadele etmiş bunun sonucunda belki biraz katılaşmış, kimi zaman sahip olduğumuz becerileri kullanmaktan çekinmiş ama her daim gelişen, bazen fırtınanın dinmesini sabırla bekleyen, hayatta durduğu yerle ilgili kimi zaman şüpheye düşen bizler. Yazar ise okura her birimizin özel olduğunu, bu dünyada bir yuvamızın olduğunu hatırlatıyor.
Aslında bu temel mesajlar bir olay örgüsü içerisinde de pekâlâ verilebilir. Fakat bu kitapta birbiri ardına gelen anekdotlarla, olay örgüsüne oturtulmadan dolayısıyla herhangi bir geçiş kullanılmadan sayfalara yerleştirilmiş. Bu haliyle kitap istenildiği sayfasından okumaya başlanmasına, belki tersten bile okunmasına imkân veriyor. Film versiyonunda ise doğrudan bu anlatımı benimsemek mümkün olmayacağından basit bir kurguya sahip.
Kitapta sanatçının dolma kalemle çizdiği, yer yer sulu boyayla renklendirdiği çizimler hâkim. Bazı sayfalarda farklı boyama teknikleri uygulanmış. Bazen bir bardağın sayfada bıraktığı iz ona hayranlıkla baktığımız kocaman bir Ay'a dönüşmüş. Kimi sayfalar ise okuyucunun yorumuna açık metinsiz halde kitapta kendine yer buluyor.
Kahramanlarımızın suretleri belirgin resmedilmemiş. Ya yandan ya da mesafeyi koruyarak uzakta arkalarından bakarak izliyoruz onları. Bu şekilde aslında yazar bizi sadece izleyici kılıyor. Bilinçli bir tercih olan bu görsel anlatımla okuyucu olarak bizler çocukluğumuzu ve o uzak hatıraların tamamlayıcısı hassas anlarımızı yetişkinliğe kısa bir mola vererek sadece seyrediyoruz.
Genel kanıya uyarak bu kitabı bir çocuk kitabı olarak kabul edersek yetişkin okur her çocuk kitabında olduğu gibi burada da bir çocuk gibi okuma şansı buluyor. Dünyanın hala muazzam bir yer olduğu, her gün yeni şeyler keşfettiğimiz, hayal gücünün o kadar da çekiştirilip törpülenmediği, kalıplara oturtulmadığı ve bir çocuk kitabı okurken ayıplanmadığımız o eski günlere dönme fırsatı veriliyor.
Dostluğu ve sevgiyi anlatan bu kitabın hikayesi pek güçlü sayılmasa da görselliğiyle ve el yazısı metinleriyle bir koleksiyon değerinde. Kimileri bu kitabı 21. Yüzyılın Küçük Prens'i olarak anmaktan çekinmiyor. Doğrusu hikâye derinliğindeki eksiklik sebebiyle buna ihtimal vermek güç olsa da kitabın azımsayamayacağımız dereceye ulaşan popülerliği geçici bir dalga mı yoksa bir klasik olma yolunda çıkılan basamaklar mı bunu zaman gösterecek…
Çocuk, Köstebek, Tilki ve At
Charlie Mackesy
Çev: Tankut Baler
2. baskı, 128 Sayfa
Mundi Kitap
Yazar: Şevval BAŞTAN - Yayın Tarihi: 28.08.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 06.03.2024 09:14