Dokuz Kişisel Öykü

Fatma Fidan, Kitaphaber için kaleme aldı.
Salinger, Kasım 1952'de öykü antolojisi için daha önce değişik dergilerde basılmış dokuz eserini seçer. Yazar hiçbir çalışmasının tek başına antolojiye adını vermesini istemez. Kitap Amerika Birleşik Devletleri'nde 6 Nisan 1953'te Dokuz Öykü ismiyle yayımlanır ve büyük başarı kazanır. Kitap, New York Times'ın en çok satanlar listesinde dokuz numaraya kadar yükselir ve bu listede üç ay kadar kalır.
Öyküler şu şekilde sıralanır:
- Muz Balığı İçin Mükemmel Bir Gün
- Sarsak Dayı Connecticut'ta
- Eskimolarla Savaştan Hemen Önce
- Gülen Adam
- Teknede
- Esmé İçin - Sevgi ve Yoksunlukla
- Yeşil Gözlüm, Al Dudaklım
- De Daumier-Smith'in Mavi Dönemi
- Teddy
Çavdar Tarlasında Çocuklar romanını yazarken değinmiştim1. Ama bu kitabı okuduktan sonra artık eminim. Salinger, hayatını ve yaşadıklarını kitaplaştıranlardan. Bilhassa Dokuz Öykü'de bunu daha net görmek mümkün. Bence bu kitap, Salinger'ın sadece öykü antolojisi değil, yaşam antoloji de. Hayatının önemli dönüm noktaları olan olayların tümü öyküleşmiş olarak kitapta derlenmiş. Tabii bu tamamen benim kanaatim. Oluşturduğum bu izlenimi görmeniz ve daha iyi anlamanız için: kitapta bulunan öykülere ve Salinger'ın yaşamına eşzamanlı değinmeye çalışacağım.
Ç.T.Ç'da Holden Caulfield nasıl meşhur bir karakter olmuşsa, öykülerinde de kurgu ailesi olarak Glass'lar meşhurlaşmış.
Salinger 1942'de, ABD 2. Dünya Savaşı'na girdikten sonra askere alınmış ve muharebelere katılmış. Birçok öyküsünde savaş dönemindeki deneyimlerinden yararlanmış. Muz Balığı İçin Mükemmel Bir Gün, Eskimolarla Savaştan Hemen Önce, Esmé İçin - Sevgi ve Yoksunlukla bunlardan bir kaçı..
Muz Balığı İçin Mükemmel Bir Gün: İkinci Dünya Savaşı'ndan dönen asker Seymour Glass'ı anlatır. Kurgu olarak en gelişmiş öykü diyebiliriz. Diyaloglar ve olaylar adım, adım roman edasıyla yazılmış. "Muz Balığı" öyküde kullanılan bir metafor. 1950'lerin Amerika'sında kendini aşırı tüketime vermiş kişileri simgeliyor. Dolaylı anlatım yoluyla eleştiri savuruyor.
Sarsak Dayı Connecticut'ta: Yine kurgu ailesi Walt Glass'tan bahsediyor. Bu öyküye değinmeyeceğim ama Salinger'ın tek filme çekilmiş hikayesi. Ünlü Kazablanka filminin senaristleri tarafında 1950 yılında uyarlanmış. Salinger bu hikâyesinde anlattığı masumluğu kaybetme temasının, filmde bekareti kaybetme şeklinde gösterilmesine çok sinirlenmiş ve bir daha eserlerinin haklarını sinema ve televizyon dünyasına satmama kararı almış. Sevdim mi tam severim, sildim mi bir kalemde düsturunu benimseyen yazar; daha sonra "Esmé İçin"öyküsüne gelen radyo tiyatrosu teklifini eski deneyimlerini düşünerek reddetmiş.
İkinci Dünya Savaşı'na katılan Salinger'ın, savaşta yaşadıkları, duygusal açıdan yazarı çok etkilemiş. Savaşta Almanya'nın geri çekilmesinin ardından birkaç hafta hastanede kalarak 'savaş stres reaksiyonu tedavisi' görmüş. Esmé İçin - Sevgi ve Yoksunlukla öyküsü de: İkinci Dünya Savaşı'nda Avrupa'da savaşan ABD'li Başçavuş X'in bu savaş yüzünden yaşadığı ruhsal denge bozukluğundan, Esmé ve Charles isimli iki İngiliz kardeşin kendisine gösterdiği çocukça sevgi sayesinde kurtulması ve iç huzuruna kavuşması işlenmiş.
Yeşil Gözlüm, Al Dudaklım hikayesi ise, bence Salinger'ın bir zamanlar ünlü bir oyun yazarının kızıyla çıkması ve ilişkileri sırasında genç kızın Charlie Chaplin ile görüşmeye başlaması ve daha sonra ünlü aktörle evlenmesi üzerine bu yaşam antolojisine eklenmiş. Çünkü, Salinger genç kadına bir hayli aşıkmış.
1940'ların sonunda yazar Budizm inancının tutkulu bir izleyicisi olmuş. Etrafındakilere Budizm öğretileri anlatan okuma listeleri bile veriyormuş. Hatta Budist bilgini denilen D. T. Suzuki ile bir görüşme yaptığı da söyleniyor. Teddy öyküsü, Zen Budizm öğretisine inandığını kanıtlayan cinsten.
Öyküleri sadece öne sürdüğüm "bu öykü derlemesi aslında bir nevi hayatının derlemesidir"i göstermek üzere yazdım. Oluşacak merak ilgisini kırmamak adına sonuna ve tamamına değinmemeyi yeğliyorum. Kitabın edebi kısmına geçerek son vereyim. Hikayeler birbirinden öyle farklı ki Salinger kurgu ustalığını iyi kullanıyor. Öykülerin ucu açık bırakılmış. Okur istediği sonucu çıkarmakta özgür. Salinger, sahteliğe ve klişeye karşı savaş açan karakterlerin bulunduğu öyküler yazma çabasını iyi göstermiş diyebiliriz.
Dokuz Öykü
Jerome David Salinger
Yapı Kredi Yayınları
168 sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 20.01.2014 09:31 - Güncelleme Tarihi: 03.12.2021 09:19