Dostoyevski’nin Yer Altından Notlar’ı, Edebiyat, Faik ÖCAL

Dostoyevski’nin Yer Altından Notlar’ı yazısını ve Faik ÖCAL yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Dostoyevski’nin Yer Altından Notlar’ı

15.12.2023 09:00 - Faik ÖCAL
Dostoyevski’nin Yer Altından Notlar’ı

Aslında yeryüzüne hiç çıkmazdım, insanlarla hiç konuşmazdım; ama "yukarıda yaşanacak hayat, tanışmaya değer insanlar var" düşüncesine kapıldım ve bir an için kendimi yukarıda, insanların dünyasında buldum. Değişen hiçbir şey yoktu. Yine eskisi gibi her kes birbiriyle konuşuyordu ama birbirlerini anlamadan. Duvarlara bakıp düşüncelere dalıyordum. Kendime kızmıştım. Ne diye yerin altını terk etmiştim ki.

Yer altındaki oda ile mezarım arasındaki irtibatı bir hayli ilerletmiştim. İstediğim gibi odamdan mezara geçiyordum, istediğim kadar mezarda bir ölü olarak yatıyordum. Canım sıkılınca da odama dönüp insanca düşünüyordum. Belki de beni asıl kahreden de kendimi böyle herkesten ve her şeylerden soyutlamış olmak, hem odamda hem de mezarımda.

Yukarıdakilere sesimi duyurmak zorunda değildim. Böyle bir şeye hiç ihtiyaç duymuyordum ama nedense odamla mezarım arasındaki gidiş gelişlerde bazen problem çıkıyor. İstediğim gibi çıkamıyorum odamdan, istediğim gibi geçemiyorum mezarıma. Hooop, soluğu yukarıda, insanların dünyasında alıyorum.

Yine çocukluğuma gidiyorum. Okulum yıkılmış, anılarımın eli ayağı kırılmış, çocukluk gözlerim yağmurlanmış, kimsenin umurunda değil ki, her kes işinde gücünde. Okul arkadaşlarım okulumuzu okul olarak değil, yıkılmaya mahkum taş yığınları olarak görüyorlar. Taşlar üst üste konulmuştu ve yıkılmıştı. Bunu büyütmenin gereği ve anlamı yoktu. Kafasında büyüten, şekilden şekle sokan, değişik manalar çıkaran bendim. Yerim, yer altındaki oda ve mezar. Oralara layığım, oralara aitim.

Rahat durmuyorum. Bu sefer de arkadaşlarla birlikte bir gezinti yapalım, diyorum. Hani adına sosyalleşme dedikleri cinsinden. Biliyorum, ne yapsam da arkamdan "asosyal yaratık" diyecekler. Ağızlarından asosyal yaratık çıkıyor ama kulağıma "asosyal hayvan" gibi geliyor. Beraber geziyoruz. Onların esprilerine ben gülmüyorum. Kusura bakmasınlar ama onların esprilerini anlamıyorum. Ben komik bir şeyler anlatayım, diyorum. Elime yüzüme bulaştırıyorum, kimse anlamıyor, kimse dinlemiyor. Sesimi yükselteyim diyorum, olmuyor. İsmen bir, iki uyarı yapıyorum; uyarılarım ters tepiyor. Sen sesini kıs, diyorlar. Resmen aşağılanıyorum. Odamı ve mezarımı özlüyorum. Kendime kızıyorum, bunların arasında ne işim var diye. Kim bilir bu sosyalleşme belası yüzünden başıma daha neler gelecek. Herkese gına gelmiş, benden dolayı. Beni sevmiyorlar, beni istemiyorlar. Hissiyatımız karşılıklı.

Gerçek aşkı bulmak, aile kurmak, çoluk çocuk sahibi olmak için kendime son bir şans veriyorum, yer altındaki odamı ve mezarımı terk ediyorum. Kadınları hiç anlamıyorum. Daha doğrusu ben kitaplarda anlatılan ideal kadınlara aşığım, onları seviyorum, ancak onlarla hayatıma devam edebilirim. Onlar hep uzak ve ulaşılmaz olacak, bütün gerçeklikleriyle hayatımın merkezinde yer aldıklarında. Elisa karşıma çıktı, hayatım alt üst oldu, ben tepeden tırnağa değiştim. Aşık olmuştum Elisa'ya. O da benim gibi bir yer altı insanı. Ben yer altı adamıyım, o da yer altı kadını. Bir araya geliriz saatlerce kitaplardan, filmlerden, yazarlardan, hayallerden konuşuruz. O da benim gibi kafasındaki düşüncelerle evlenmiş. Daha doğrusu kafasındaki soyut düşünceler onu de ele geçirmiş.

Ona bu durumu söylüyorum: "Elisa, hayatımın aşkı. Biliyorsun insanlar evleniyor, yuva kuruyor, çocuk yapıyor. Biz ne zaman evleneceğiz", diyecek oldum.

Anlamamış gözlerle bana bakıyor. Onun oda mezarı ile benim oda mezarım arasında sonsuzluk kadar derin ve büyük mesafelerin rüzgarı esiyor. Ürperiyorum. Bana insan değilmişim gibi bakıyor. Nitekim sorusu da aynı yerden oluyor: "Sen insan mısın?" Afallıyorum. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Ağzımda "bilmiyorum" sözünü geveliyorum.

O noktayı koyuyor: "İnsan olduğun bile belli değilken nasıl evliliği, yuva kurmayı, çocuk yapmayı düşünebiliyorsun?"

"Birbirimizi seviyoruz", diyecek oldum.

"Biz soyut aşka inanırız. Somut aşk sadece bela ve felaket getirir. Biliyorsun."

Başımı yerden kaldıramıyorum, bir suç işlemişim gibi. "Özür dilerim."

"Her seven evlenmek zorunda değil. Bunu daha önce defalarca konuştuk. Gerçekten birbirimizi seviyoruz, bırakalım öyle kalsın."

Bunun üzerine bir şey diyemiyorum. Tekrar başa sarmıştık. Artık evlilik yaşımın geçmesi, toplum baskısı umurumda değildi. Bir daha da yukarıya, insanların dünyasına çıkmaya niyetim yoktu.

Hayatım sonuna gelince, yerin altındaki odamdan mezarıma geçecektim. Bundan sonra yapmam gereken şey, düşüncelerimin arıza vermemesini sağlamak. Bunun için de aklımı daha iyi kullanmam gerek, düşünceleri ve duygularımı zenginleştirmek, farklı kitaplar okumak. İşe dilimi değiştirmekle başlayabilirim. Dil değiştirmek, iyi bir fikir. Kendimi kutluyorum. Düşünce tıkanıklarımı dil değiştirmekle giderebilirim. Saçma işlere kalkışmaktan iyi. Bu da bir fikir... Bende hala umut var.

Ah Elisa! Keşke biraz daha anlayışlı olsaydın. Belki mezar oda çocuklarımız olurdu. Senin yüzünden buralarda çürüyeceğim, soyum sopum kuruyacak. Yer altındaki bu oda mezarda ölürsem kimsenin haberi olmayacak. Nedense seni de kendimi de affedemiyorum Elisa.

Yer Altından Notlar

Dostoyevski

Çev. Ergin Altay

Can Yayınları

160 sayfa

İstanbul, 2019


Yazar: Faik ÖCAL - Yayın Tarihi: 15.12.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 13.11.2023 22:35
615

Faik ÖCAL Hakkında

Faik ÖCAL

2000’de Cumhuriyet Üniversitesi Sosyoloji mezunu... 2004 yılında Franz Kafka’nın Romanlarında Birey ve Devlet İlişkisi üzerine yaptığı tez ile yüksek lisansını yaptı.

Çeşitli sitelerde ve dergilerde yazıları çıkmakla birlikte 2008’den beri düzenli olarak Yolcu Dergisi’nde yazılar yazmaktadır.

Yayımlanmış Kitapları:

- 101 Kürtçe Roman 2. Cilt Sitav Yayinevi, 2024
- 101 Kürtçe Öykü, Sitav Yayınevi, 2024
- Alacakaranlık Filozofu Nietzsche, 2024
- Deprem Günlüğü, KDY, 2023
- Yeni Bir Aydınlanma Felsefesi, Zilan Akademi, 2023
- Beyaz Hüzün, Az Kitap, 2022
- 101 Kürtçe Roman 1. Cild, Sitav Yayınları, 2022
- Uzaktaki, Az Kitap, 2021
- Dört Mevsim Beş Vakit Hüzün, Roza Yayınları, 2012
- Yitik Anılar Şehri, Erguvan Yayınları, 2008
- Aziz ve Aciz Emanetçi, Erguvan Yayınları, 2008

Faik ÖCAL ismine kayıtlı 104 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 9 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram Kitapyurdu.com