Dünya Masalları: Viking Masalları, Çocuk, A. Erkan AKAY

Dünya Masalları: Viking Masalları yazısını ve A. Erkan AKAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Dünya Masalları: Viking Masalları

11.01.2022 09:00 - A. Erkan AKAY
Dünya Masalları: Viking Masalları

Kuzeyden uzaklaşmadan, Viking masallarıyla yolculuğumuza devam edelim istedim. Skald (şair) adlı İskandinav halk ozanlarının dilden dile yaydıkları, Thor ve Odin'lerine âşinâ olduğumuz, savaşçı Vikinglerin destansı hikâyeleri arasında bakalım neler bulacağız. Kitabımız Kral Halfdan'ın oğlu ve masalların asıl kahramanı olacak olan Kral Harald'ın doğum sahnesi ile başlıyor. "Bebek" isimli bu kısa girişte Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in doğumunu müjdeleyen, dalları dünyaya uzanan ağaç rüyasının bir benzeriyle ve kutlu bir bebeğin doğumuyla karşılaşıyoruz. Editörümüz de bu benzerliği dip not olarak iliştirmeyi ihmal etmemiş ve iyi etmiş. "Diş Kölesi" başlığı altında önce çocuk kral Harald'ın ömür boyu yardımcısı olacak olan Olaf ve sonra da Vikinglerin inanışları, yaşamları, çevreleri tanıtılıyor. Savaşçı erkeklerin övüldüğünü, ölünce Valhalla denilen özel bir makâma gittiklerini, diğer ölüler gibi daha alçak ve soğuk olan Niflheim'a atılmadıklarını öğreniyoruz. "Olaf'ın Çiftliği" bölümü başlarken Olaf'ın babasının çocuklarına söylediği şu sözden ve yine editörümüzün dip not yardımıyla Viking kelimesinin anlamını kapıyoruz. "Siz hepiniz erkek olmak için büyüyorsunuz ancak burada bu kadar çok reise yer yok. Bu sebeple ben öldüğümde en büyüğünüz çiftliğimin reisi olacak, geri kalanlarınız ise Viking." Viking veya Nors ifadesi korsanlık ya da tüccarlık eden, topraklarından uzaklaşmış ya da uzaklaştırılmış, gezgin Norveçliler için kullanılıyormuş, görünen o ki yağmacılık da işlerinin gurur duydukları bir parçası. Olaf'ın nasıl yetiştiği, Kral Halfdan'ın eline nasıl düştüğü ve Harald'ın diş kölesi olduğu anlatılırken onun genç bir yağmacı korsan olduğunu, türlü türlü kanunsuzlukları (bize göre) eğlence ve kahramanlık sayarak büyüdüğünü öğrenmiş oluyoruz.

Tam bu noktada çocukların severek izlediği 'Vikingler' çizgi filminde ejderha başlı gemileriyle serüvenlere atılan Vikinglerin büyükbabası Olaf'ı hatırladım. Viki'nin büyükbabası, Halvar'ın babası olan Olaf belli ki nesilden nesile yenilenirken bu masallarda onunla ilgili anılan olumsuz öğeler ayıklanmış, ortaya çıkarılan "akıllı çocuk" temalı çizgi film nasıl da cazip hâle getirilmiş. Bugün bir çok masal çocuğa uygunluk tartışmalarına konu edilirken asıl yapılması gerekenin geleneği uyarlayarak geliştirmek olduğunu sanıyorum. Masallardaki genç yağmacının içki alemleri yapıyor olduğu gerçeğini, o dönemin yaş-yükümlülük seviyeleri ve hayatta kalma becerilerini göz önünde bulundurarak anlamak ve fakat bugüne de bugünün seviye-ahlak-yükümlülük ölçütlerine uygun şekilde taşımak gerekiyor. En doğrusu, bugünün çocuğuna uyarlanmış şeklini aktarmak ve masalın aslını da kaybedilmemesi gereken bir belge niteliğiyle gençliğe veya yetişkinliğe saklamak olabilir. Bu düşüncemin teyidini de yine masalın içinde buluyorum:

"'O zamanlar Harald tüm erkeklerin en büyüğü, en güçlüsü, en adiliydi.' Bu söylenenler on yaşında bir çocuk hakkında! Fakat o zamanın çocukları her zaman dışarıda koşup, yüzüp, kayak yapıp, ormanda avlandıkları için çabuk büyürlermiş."

Harald artık on yaşında ve yeni kraldır. Tahta geçiş hikâyesini dinledikten sonra savaşlarına geçiyoruz. Ve fark ediyoruz ki kral, topraklar fethedip fethettiği bu toprakları oraların çiftçilerine emanet eden, asayişi ve düzeni onların sorumluluğuna bırakıp vergisini alan bir devlet yönetimi kuruyor. Hiç yabancı olmadığımız bir düzen. Vikingler ise aslında bu düzenden pek hoşlanmayan, hırsızlık, yağma, haraç gibi yöntemlerle geçimlerini sağlayan eşkıya imiş. Hikâye Olaf'ın ağzından Harald'ın ağzına geçince hamasetin ağır bastığı, bizdeki şehadet kavramına eşdeğer bir Valhalla özlemi ile savaşmanın kutsandığı bir hâl alıyor. Bazen bu adamların aşkları, devletleri, yaşamları için değil adeta savaşma zevki için savaştıklarını da hissediyoruz. Harald da 10 yıl savaştıktan sonra bütün Norveç'in kralı olup, evlenmek istediği Prenses Gyda'ya layık olduğunu ispat etmiş oluyor ve muradına eriyor. Savaşa okla çağırma adetleri, savaşırken ölmenin kutsallığına inançları gibi gelinin kemerine kilit vurma, baba evinden koca evine uğurlama sahneleri de bu kuzey insanlarıyla aramızda uzaktan uzağa bir bağ varmış hissini uyandırıyor.

İlk bölümün sonunda bu destansı hikâyenin tarihî gerçekle örtüştüğünü anlıyoruz. Harald'ın gücü karşısında göç eden Norveçli kontlar bugün hepimizin bildiği İngiltere, İskoçya, İrlanda, Normandiya gibi devletlerin ilk adımlarını atmış oluyorlar. Ama yeni ülkeler kuran bu Vikinglerin ülkelerine bitmeyen özlemleri, yaz aylarında dönüp dönüp Norveç kıyılarını yağmalamaları Kral Harald'ı sonunda onları kendi evlerinde yok etmeye teşvik ediyor. Harald'ın annesinin rüyası gerçek oluyor, Harald en uzak ülkelere kadar uzanan hükümdarlığını yaşlandığında da devam ettiriyor, ahalisini huzura ve barışa erdiriyor.

"Norveç'te" başlıklı ilk bölümü "Deniz Aşırı Batı" başlıklı ikinci bölüm izliyor ve hikâyenin seyri İzlanda'ya doğru uzanıyor. Anlatıcı bir kez daha taraf değiştiriyor ve Harald'dan kaçıp İzlanda'da kendi hükümdarlıklarını kurmaya çalışan İngolf ve Leif adlı iki kardeş Viking'in serüvenini anlatmaya başlıyor. Zorlu yolculuğun sonunda ikisi de ölüyorlar ama biz İzlanda'nın kuruluş hikâyesine tanıklık etmiş oluyoruz.

İkinci bölümün ikinci hikâyesi ise yaptığı "Vikinglikler" yüzünden İzlanda'dan da sürülen Kızıl Eric'i anlatıyor. Hedef daha da batı, İzlanda'yı ararken sisin içinde kaybolup denizin ortasına sürüklenip beyaz parlak ülkeyi görenlerin anlattıkları efsanevî ülke, yani basbayağı kutup bölgesi. Eric gidecek başka yeri kalmadığından olsa gerek sevilecek hiçbir şey bulamadığı bu ülkeye güzel bir isim koyuyor ve diğerlerinin de oraya gelmesi için Grönland dediği bu ülkeyi epeyce övüyor. Böylece buz çölü Grönland'ın bir insan ülkesi oluş hikâyesini de öğrenmiş bulunuyoruz.

Eric'in oğlu Leif ata topraklarını görmek üzere Norveç'e gidip dönerken de Vinland ismini koydukları bereketli, yeşillenmiş, üzüm bağlarıyla dolu yeni topraklar bulunca Vikingler için yeni bir ülkenin merakına ve keşfine daha yol açılıyor. Oraya gidip yerleşiyor, bolca buldukları kerestelerle kendilerine ev yapıyor, yerlilerle karşılaşıp onlarla takas yoluyla ticaret yapıyor ama bir süre sonra da savaşıp mağlup oluyorlar. Bu mağlubiyet onları ülkeleri Grönland'a dönmek zorunda bırakıyor ve Vinland unutulup gidiyor. Ama asırlar sonra yapılan araştırmalar bize gösteriyor ki o hayalleri süsleyen Vinland bugünkü Amerika kıtasının doğu ucunda bir koy imiş ve Amerika'yı ilk keşfeden de aslında Leif Erikson'muş. Bu yüzden heykelini bile dikmişler.

Viking masalları sürükleyiciliğiyle ve baştan sona kadar birbirine bağlanarak devam eden tek bir uzun hikaye oluşuyla cezbedici. Masaldan ziyade tarihî bir hikâye çünkü doğaüstüne başvuru hemen hemen hiç yok. Çok tanrılı dinin anlatıya etkisi ve tanrılarına yakarışları hikâyeyi ne mitoloji ne de inanç bağlamına fazlaca sokmuyor, geleneksel motifler olmanın ötesine geçmiyor. Çeviri ve düzenleme hoş, yazım hatasına bir kez rastladığım için yok diyebilirim. Serinin zevkle okuduğum ve bir kavim hakkında yeni bilgiler edindiğim, onları anlamakta bana yardımcı olan bir kitabı oldu.

Bir on üzerinden yedi de Viking Masallarına verelim ve İsveç Masalları'nı sıraya koyup artık kuzeylilerle yavaş yavaş vedalaşalım.

VİKİNG MASALLARI

Jennie Hall

Çev. Gizem Yıldırım

Salt Okur Yayınları


Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 11.01.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 10.01.2022 21:45
1108

A. Erkan AKAY Hakkında

A. Erkan AKAY

1981 İstanbul doğumludur. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2008 yılından bu yana Konya'da yaşamaktadır. İki evlat babası, iki evlat amcası, ikisinin de eniştesidir.

Spora, edebiyata ve küçükleri eğlemeye ilgisi çocukluğundan beri devam etmektedir. 2012-2020 yılları arasında Bilgin Atıcılık Spor Kulübü Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, 2015-2020 yılları arasında Türkiye Atıcılık Federasyonu Teknik Kurul Başkanlığı, 2017-2020 yılları arasında Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezleri Atıcılık Komisyonu Üyeliği ve İl Branş Sorumluluğu görevlerini yürüterek ulusal ve uluslararası düzeyde başarıya ulaşmış birçok sporcunun yetişmesine katkıda bulunmuştur. Destek AFAD gönüllüsüdür.

2017 yılında, kardeşinin bir hayali olan “Hayallerin Karın Doyursun” isimli kitaba katkılarından sonra, hep arzuladığı çocuk kitapları yazımının önü açılmıştır. Yayımlanmış 14 kitabı bulunmaktadır. Edebistan, Eğitim Her Yerde, Dilhane, Masal Dergisi gibi çeşitli sanal dergilerde, Hece ve MEB Özel Eğitim Çocuk Dergisi gibi matbu dergilerde deneme, makale ve şiirleri yayımlanmıştır.

Farkındadır ki her yazılan okunmaz ama okunanlar da ancak yazılanlardır. Yaşadıkça anlamını kaybeden sonsuz sözler arasından zarurî olanlara tutunuyor.

Dualarınızı bekler.

A. Erkan AKAY ismine kayıtlı 147 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 10 kitap bulunmaktadır.

Twitter Facebook Instagram mastodon/Threads LinkedIn YouTube Kişisel Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com