Dünya Üzerine Bir Söylem Geliştirme Çabası

Dünyaya fırlatılma acısını çeşitli şekillerde dillendiren insanoğlu, o fırlatılma acısını asla ve asla unutmadı. İçinde aslî vatanına dönüş arzusu sürekli olarak oldu, olmaya da devam edecektir. Çünkü yaradılışımızın esrarlı perdeleri arkasında bizler, yani insanoğlu hakikate râm olmuş birer pervaneyiz.
Ateşin etrafında dolanıp durarak önce ateşi keşfeder, ışığı, o ışıktan kendini alamaz, müptela olur ona. Ardından o aşka daldırarak bütün benliğini ona bürünür. Işıktan gelmişti ışığa dahil eder kendini. Bu hem hüzünlü hem de dramatik bir sahne olarak, Şem’in pervanesi, çeşitli biçimlerde anlatıla geldi. Anlatıla gelmesinin temel sebebi, hissemize düşecek olaylar zincirine dair anlamlar barındırmasıdır. Çünkü hikmet yitiğimizdir ve nerede görürsek almalıyızdır. Dolayısıyla, hikmete râm olan bizler, kendimizi o ışıkla bütünleştiremedikçe esrarlı perdeler ortadan kalmayacak, bizler gün geçtikçe daha dünyevileşip bu dünyanın gayya kuyularında hapsolup kalacağız.
Hapsolmak, bir arayış ve buluş derdi olmayanın girdiği durumdur. Modern çağın tabiriyle “konformizm” hastalığına tutulan insanoğlu, rahatının, ağzının tadının, konforunun kaçmaması için olaylar, olgular ve anlamlardan kaçar hale geldi. Diogenes, gündüz vakti elindeki lambayla “adam arıyorum adam” diye bağırarak “hakiki adamı” araması bir kıssa olarak gözükse de her çağda anlam bulacak bir hisseyi de içerisinde barındırmaktadır.
Dünya üzerine anlamlar üretirken, aslında bir nevi kendimiz üzerine hakiki meseleler edinmiş oluruz. Dünya, bir mücadele sahası olduğu için burada yaptığımız iyi mücadelelerle anılacağız. Eser verme, iyiyi, doğruyu, erdemi, ahlakı ve etik olanı gerimizde duranlara emanet ederek ilerlediğimiz takdirde dünya bayındırlayacaktır.
Yeni Başlayanlar için Dünya adlı eser, bu minvalda dünya üzerine söz söyleme çabası içerisinde olan Uğur Cumaoğlu’nun kitabı olarak Ahenk Kitap tarafından okurlarla buluştu. Yazar, bu eserinde insanın birçok farklı yönüne pencereler açarak, küçük dokunuşlarla insanoğlunun konforunu bozmaya, ona rahatsızlık vermeyi amaçlamaktadır. Sokrates'in "at sineği" tanımlaması bu minvalde üzerine durulması gerekli bir tanımlamadır. Cumaoğlu' da bu rahatsızlığını eseriyle ortaya koymuştur. Felsefeden sosyolojiye, ilahiyattan ekonomiye, tarihten kitaplara değin bir çok farklı alanda yapılmış okumaların neticesi olan bu kitap, içerdiği unsurlar bakımından küçük ama etkili bir söyleyiş peşinde olan bir yazarın çabaları. Ya da rahatsızlığının eserleşmesi olarak okunabilir. Bu bireysel çaba, yazar için varlık mücadelesi, hatta onur savaşıdır.
Kitap kısa kısa denemelerden oluşmaktadır. Akıcı üslubu, beni ve ötekini konumlandırması bakımından insanoğlunun “kim” olduğuna dair saptamalarıyla altı çizilecek satırlar sunmaktadır. Yazar, bir nevi düşüncelerini yazarak, söylemini genişleterek okurlara sunmakta. Bu tarz, düşünmenin kalıcı olmasını, üzerine konuşulmasını sağlamaktadır.
Yeni Başlayanlar İçin Dünya
Uğur Cumaoğlu
Ahenk Kitap
229 Sayfa
Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 21.11.2018 15:07 - Güncelleme Tarihi: 21.11.2018 15:07