Dünyanın Üç Yüzü - Mustafa Ulusoy
"Pencerelerden seyret, içlerine girme."
Bir cadde, siyah beyaz Ve sağ alt kenarında, yukarıdaki not 'Dünyanın Üç Yüzü' böyle bir kapakla sunulmuş okurlara. Hayatın, bir cadde üzerinde yürümek veya yürümeye çalışmak olduğunu hatırlayınca, kitabın kapağının çok hoşuma gittiğini fark ettim ve oradan başlamak istedim söze.
Mustafa Ulusoy yazar kimliğinin ötesinde her şeyden önce bir psikiyatri uzmanı. İnsanları ve yaşamı çok iyi bir şekilde, derinlemesine tahlil edebiliyor. Sizi size okuyabiliyor, sizi size açabiliyor. Tefekkür denizinin ortasında âlemi seyre koyulup, küçük sularda boğulmaya yüz tutmuş insanların ellerinden tutarak onları karaya çıkarmaya, nefessiz yüreklerine bir diriliş nefesi bırakmaya çalışıyor. Alıp kaçırıyor sizi yaşadığınız buhranlardan ve sizi sizle buluşturuyor. Elinizi elinize dokunduruyor. Kendinize sarıyor sizi
'Dünyanın Üç Yüzü' adlı deneme kitabı, genel olarak yazarın Zaman Gazetesi'nde yazmış olduğu yazılardan oluşuyor. Ve içerik olarak, daha doğrusu bir bakış açısı olarak, kitabın dört bölümde okuyucuya sunulduğunu görüyoruz: 'Hayalhane, cadde, yüz yüze ve perde.' Her bir bölümdeki denemeler, isminin açılımından müteşekkil olarak tefekkür parıltıları taşıyor ve insana farklı bakış açılarıyla hayatı okumayı öğretiyor. Bunun yanında tüm bölümlerde, Modern (diye ifade edilen) çağın getirdiği bireyselcilik akımının insanı kendisinden nasıl uzaklaştırdığına hüzünle tanık olabiliyorsunuz.
Kitabın ismi olan 'Dünyanın Üç Yüzü' sözünün ve kitapta yer alan birçok denemenin temeli Bediüzzaman Said Nursi'den damlayan nurlarla aydınlatılıyor Kısaca değinmeye çalışırsak, Risalelerinde dünyanın üç yüzünün olduğundan bahseden üstad, bunlardan ilkinin Cenab-ı Hakkın esmalarına baktığını ifade eder. İkinci ve üçüncüyü ise bu birinciden farklı bir şekilde, zıtlar içerisinde bir bütün olarak sunar. İkincisi için dünyanın 'ahirete bakan yüzü' derken, üçüncüsü için 'insanın hevasatına bakan yönüdür' ifadesini kullanır. Ki bu iki bakış, insanın yüreğinde yer alan iki tohumu hatırlatıyor. Sulanıp büyümeyi bekleyen iki tohumu... İyilik ve kötülük tohumunu
Üstad bilindiği üzere, bir tefekkür ehlidir. Hatta bu makamın zirvelerinden birisi Ki eserleri de hayatı ve yaratılmışları bir ayet olarak en ince ayrıntısına kadar incelemek için işaretler taşıyor, yol gösteriyor. Kitabın yazarı için ise, gördüğümüz kadarıyla bir ilham kaynağı ve bir öğretmen Risale-i Nurlar. Birçok denemede, bazen kelime bazense cümle olarak karşınıza çıkabiliyor ve sizi derin vadilerin yamacında ince bir tefekküre davet edebiliyor.
İşte böylece, Ocak ayının soğuğunda sıcacık bir fısıltı olarak insanların yüreklerine bırakılmış olan bu denemeler, kendi kendini fark edemeyecek kadar bir karmaşanın ortasında kalan, ruhu eksik insanın psikolojisini gözler önüne seriyor. Bunu yaparken aynı zamanda hayatı yaşanabilir bir kıvama getirmenin işaretlerini de sunuyor yazar. Belki çok büyük bir iddia olacak ama iyi bir okuma ve üzerinde derin düşünmeler yapılırsa, kitap, okura kendi kendine bir terapi yapabilme imkanını sunabilecek kapasiteye sahip.
Yazarın diğer kitapları gibi söz, ince ve akıcı kullanılıyor. Birçok denemede betimlemelere sıklıkla yer verildiği görülüyor. Ve böylece yazar sadece izlenimlerine ortak kılmıyor sizi, bu izlenimlerinin içine çekerek kapaktaki nota aykırı bir tutum da sergilemiş oluyor. Belki bunu bilmeden yapıyordur. Belki de Biz pencerenin çok uzağında kalmışızdır ve kendimize biraz yaklaşınca olayların içerisinde hissediyoruzdur. Bilmiyorum ve sözü tükettiğimi hissederek Dünyanın Üç Yüzü'nü tanımadan ve hissetmeden yaşamanın boşa kürek çekmekten başka bir şey olmadığını haddimi aşmadan ifade etmek istiyorum
Hayırlı okumalar Hayırlı okunmalar efendim
Dünyanın Üç Yüzü
Mustafa Ulusoy
Timaş Yayınları
303 sayfa
Yazar: Mustafa ATALAY - Yayın Tarihi: 11.03.2014 10:11 - Güncelleme Tarihi: 19.11.2021 23:24