Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur, Düşünce, Misafir Köşesi

Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur yazısını ve Misafir Köşesi yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur

28.11.2012 11:56 - Misafir Köşesi
Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur

Hüseyin Sultanoğlu yazdı...

Feodalizmin ortaya çıkışından sonra ticari kapitalizmin gelişmesi sonucu eski kale kentlerin etrafında yeni yerleşim birimleri oluşmaya başladı. Yeni yerleşim yerine eski kale sakinleri olan tüccarlar yerleşti bu tüccarlar eski kale ile tamamen tezat teşkil edecek yeni yaşam şekilleri ortaya çıkardılar. Zamanla yeni kentte yaşayan tüccarlar kentsoylu anlamına gelen burjuva adını aldılar. Burjuvalar, eski kale kentini içine alacak şekilde kendi içinde eritmeye başlayıp, kendilerine ait belediye özel hukuk ve seküler bir eğitim geliştirdiler.

"Okulda insanlar imal edilir. İnsan yapma olayına eğitim denir. Aile çevresi, sinema, televizyon, tiyatro, radyo, gazeteler, kitaplar ve afişler de bir anlamda okuldur. Yani tüm bilgi üreten yerler okuldur."(syf:5)

Günlük hayatımızın her safhasında yer alan ve sürekli bir devinim içerisinde eğitildiğimizin farkına vardığımızda ya da olaylara uzaktan bakma eğilimine düştüğümüzde sorgulama sürecine gireriz. E.A.Rauter'de olaylara daha geniş perspektiften bakarak 'Düzene uyguna kafalar nasıl oluşturulur"' sorusunun peşine düşmüş ve mevcut düzenlerin eğitimden başlayarak körpe beyinlerken kendilerine nasıl esir ettiğini sorgulamaya başlamıştır.

Yazar insan yapma aracının bilgi olduğunu ifade eder. Bununla birlikte alışkanlık ya da şiddet gibi doğal olmayan davranışların aslında edinilen bilgiyle kazanıldığını ve bununla insan yaşamının şekillendiğini söyleyebiliriz. Öyleyse okullarda yalnızca insanlar, değil insan hayatı da şekillenmiş oluyor.

Edindiğimiz bilgiler kafamızın içinde yargı ve kanaatlere dönüşür. Yargı ve kanaatler, davranışımızı yöneten mekanizmanın işleyişinin gerekli birer parçasıdır. Genellikle davranışlarımızın tek yöneticisi olduğumuz kanısına varırız. Oysa çoğu davranışımızın nedenini ve ya sonucunu ya da her ikisini kavrayamıyoruz. Aksini savunacak örnekler genele bakıldığında azınlıkta kalır. Mesela çoğu şoför kullandığı aracın sadece direksiyon gaz debriyaj ve freniyle ilgilenir çok az şoför mekanizmanın nasıl çalıştığı bilgisine sahiptir. Mühendislerin iradesi sonucu var olan aracı öyle kullanmaya başlıyoruz yani onların bizi yönlendirmesiyle hareket ediyoruz. Benzer örnekleri istediğimiz şekilde çoğaltabiliriz hatta kendimiz şu an bile bu yazıyı okurken aynı durumda olduğumuzun farkında değilizdir. Bazı durumlarda insan, davranışlarının nedenlerini kavramaya bilir ve bundan zarar görmez. Bu yüzden bizi başkasının yönettiğini fark etsek bile düşüncemizi değiştirmeyiz.

"Neden, koşul ve sonuçlarını saptayamadığımız davranışlarımız arttıkça, başkalarının davranışlarına neden, koşul ve sonuç oluruz. Aslında başkalarınca yönetilen davranışlarımızı biz yönetiyoruz diye avunduğumuz oranda, bizi başkaları yönetecektir."(syf:11) Yani bir kişinin bir şeyi yapması ne yaptığını bilmesi demek değildir.

"Akıllı olmamız, aptalca davranmamızı engellemez." (syf:19) Davranışlarımızı belirleyen koşulları biz bulmayız bu koşullar hakkında bildiklerimiz bize verilen kadardır daha fazlasını arama gayretine düşmeyiz. Belirli bilgileri kullanmaktayız.

Eğitim üzerinden herhangi bir seküler düzene eleştirel bir bakış atan yazar bu örneklemeleri çoğullaştırarak ve belgeleyerek öne çıkarır. Sadece eğitim değil aynı zamanda askeri despotizm ve bu kanal aracılığıyla insanların nasıl uyutulduğu ve kendi çıkarları için insan canını hiçe sayacak derecede duygusuz olduklarını da özellikle vurgular. Arada işsizlik sorunu, şu anda da daha belirgin olan insanların içinde var oldukları konformizm etkisini, düşünmeme hastalığını ve düşününce nelerin değişebileceği üzerine de bahislerde bulunur. Tüm bu sorunların temeline eğitim kavramını koyarak farkındalık sağlamaya çalışmıştır. Ama yazar olaylara sürekli ekonomik sistemler üzerinden bir bakış atmış birçok ana nedeni es geçmiştir. Ahlak ve inanç düzenine hiç değinmemiştir mesela. Var oluşun sebebini görmezden gelmiş ve ya akıl edememiştir. Kişisel olarak toplum düzenin kişinin varlık anlayışının bilincinde olmasıyla düzeleceğinin kanaatindeyim. Yine de üzerine düşünülmesi gereken bir kitap, bulursanız okumanızı tavsiye ederim.

Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur
E.A.Rauter
Bakış Yayınları
92 Sayfa


Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 28.11.2012 11:56 - Güncelleme Tarihi: 07.12.2015 16:45
4241
Yorumlar
  • zeyneperol 2013.02.15 09:08

    Tercümede dil nasıl kullanılmış bilmiyorum, türkçesini okumadım ama Ernst Alexander Rauter Almanca diline çok hakim, içerik olarak beni cezbetmese de -neden araçların insanları, insanların da araçları değiştirdiği sorusu???- kullandığı yazı uslubunu çok beğendim. Bu arada sanki kaitabı okumuşum gibi bir resim çıktı- hayır okumadım şöyle bir gözden geçirdim. Kalemine, emeğine sağlık hüseyin

  • hüseyin sultanoğlu 2013.02.23 18:18

    teşekkür ederim bu soruyu bilahare konuşalım inşaallah.

Misafir Köşesi Hakkında

Misafir Köşesi

Kitaphaber ailesine misafir olmuş konuk yazarların yazılarını bu profilde bulabilirsiniz.

Misafir Köşesi ismine kayıtlı 1015 yazı bulunmaktadır.