E. M. Forster’ın Roman Sanatı’ndan 15 Not, Edebiyat, Faik ÖCAL

E. M. Forster’ın Roman Sanatı’ndan 15 Not yazısını ve Faik ÖCAL yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

E. M. Forster’ın Roman Sanatı’ndan 15 Not

30.11.2022 09:00 - Faik ÖCAL
E. M. Forster’ın Roman Sanatı’ndan 15 Not

1-Roman başından sonuna kadar öykü anlatır. Öyküsüz roman olmaz. Öyküsüz romanlar zamanın dişleri arasında öğütülüp yok olmaya mahkûmdurlar. Pekiyi öykü nedir? Öykü, olayların belli bir zaman diliminde anlatılmasıdır.

2-Sesini yakalayan romanlar hem okunur hem de okutulur. Romanın sesi olması demek, hem kendi içinde hem de dışarıya okurken ses ve söz arasında bir ahenk olmasıdır.

3-Romanın iki ayağı vardır: Zaman ve değerler. Roman bu iki ayak üzerine yürür, olgunlaşır ve klasik olur. Ne zamansız roman olabilir ne de değersiz roman. Zaman ilahidir, değerler beşeridir. İkisini harmanlamak, bütünleştirmek gerekir. Büyük yazarlar bunu başarırlar.

4-Roman kahramanları ne tarihçilerin anlattığı karakterlere benzerler ne de çevremizdeki insanlar gibi gizli saklıları vardır. Roman kahramanları ister bir yönüyle anlatılmış olsun ister birçok yönüyle anlatılmış olsun her açıdan gerçekçidir. Çünkü roman kahramanı bir yönüyle de olsa içimizdeki insana dokunur birçok yönüyle de olsa içimizdeki hakikati uyandırır. Düşsellik ve ermişlik, biçim ve ritim hep bunun içindedir, bununla birliktedir.

5-Kimse roman kişilerini açık ve net biçimde tanımlayamaz ya da kontrol edemiz. Çünkü onlar binlerce yazarın zihninden ve içinden çıkıp kelimelere dökülmüşlerdir. İnsanın doğası değişmeyebilir ama roman kahramanlarının gerçekliği ve kurgusu zamana ve koşullara göre sürekli değişir.

6-Roman sanatının kuralları ve işleyişi, bizim yaşadığımız gerçek dünyadan farklıdır. Bir roman kahramanın gücü ve karşılığı içinde yaşadığı romanın kurallarına ve işleyişine uygunluğu ölçüdedir. Roman sanatında mükemmel bir matematik ve mühendislik vardır. Her romanının matematiği ve mühendisliği farklıdır. Bizim dünyamızın matematik ve mühendisliği ile roman sanatının matematik ve mühendisliğini karıştırmamak gerekir. Her roman kahramanı evvela çağının, sonra da içinde yaşadığı romanın matematiğinin ve mühendisliğinin ürünüdür.

7-Romanın yapısına ve kurgusuna göre bir gerçekliği ve var oluş sebebi olan roman kahramanları tıpatıp çevremizde insanlara benzemezler, belki onlara benzeyebilirler. Benzedikleri ölçüde gerçektirler, vazifelerini yerine getirmişlerdir, rollerini hakkını vermişlerdir.

8-Roman kişilerini genel olarak yalınkat-tek gerçekliği olan (tek yönlü) ve yuvarlak-yanardöner (çok yönlü) olarak ikiye ayırabiliriz. Yalınkat karakterler bizi şaşırtmazlar ama yuvarlak karakterler hep bizi şaşırtırlar.

9-Romanda bakış açısının romanın yapısal kurgusuna ve karakterlerin durumuna göre sürekli değişmesi gerekir. Romanda sürekli bakış açısı değiştirme gücünü elinde bulunduran romancılar romanında orijinal perspektifleri, farklılıkları algıma imkanını, iç ve dış etmenleri düzenleme şansını, bilgi dağıtma araç ve aracılarını ellerinde bulundururlar.

10-Olay örgüsü, olaylar arasında neden-sonuç ilişkini bir sisteme bağlamaktır. Her şeyin bir nedeni vardır. Nedensiz bir şey yoktur romanda. Nedensiz bir şey olsa dahi, bunun nedensizliği gösterilir. Romandaki bütün kişiler ve olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kuranlar başarılı romanlar yazarlar. Neden bu romanı yazdım? Sorusuna elindeki sonuç (roman) ile doyurucu bir cevap verenler, romandaki bütün neden-sonuçlara bir anlam kazandırmış, onları bir zemine oturtmuş demektir. Neden-sonuç ilişkisine bağlı olarak olay örgüsü şu üç hususu birlikte harmanlarsa tam bir sonuç alır. Üç husus: Merak, zeka ve bellek. Son olarak şunu da belirtelim: İlla da romanı bir sonuca bağlamamalı. Romanın bir sebep ile yazılıp bir sonuç (ürün) ile ortaya çıkması ayrı, romandaki bütün olay ve kişilerin neden-sonuç ilişkisi ile birbirine bağlanması ayrı, romanı illa da bir sonuca bağlamak ayrı bir şeydir; bunları birbirine karıştırmamak gerekir.

11-Romancı romanını güzel bir sanat eseri yaratmak için yazmaz; fakat klasik romancıların romanlarında mutlaka güzellik duygusu vardır. Burada güzellik ne bir amaçtır ne de bir araçtır. Sadece insanın doğasında var olduğu için, romanda olması gereken bir şeydir.

12-Düşsellik bu insanlar ve insanların dışında kalan her şeyin ustalıkla birbiriyle harmanlanmasıdır. Düşsellikte önemli olan insanları nesnel gerçeklikleri içinde ya da insanların dışındaki varlıkları da kendi fantastik alemleri içinde yansıtmaktır.

13-Ermişlik alçakgönüllü ve mizahsız olmayı gerektirir. Romancı alçakgönüllü olursa ve alaycılığı elden bırakırsa o zaman romanında ermişin sesi duyulur. Asıl olan da budur: Ermişin sesini duyurmak. Bunu başaran romancılar kendine özgün seslerini bütün insanlara duyurabilirler.

14-Romancı romanını Esin Perileri ve Mantık Hazretlerini de işin içine katarak olay örgüsünü ortaya çıkar. Olay örgüsünde güzellik duygusu yaratan romanlar biçim sahibidir. Ritim, romancının sürprizlerle, koyu umutlarla, uçuk hayallerle, ani ölümlerle, sıra dışı doğumlarla romanına tempo tutmasıdır. Ritim romanın yapısını ve karakterlerini bir arada tutan "içten dikişler"dir. Biçimde sürekli olmak, ritimde kesintili olmak esastır. Biçim dışarıdan her kesin görebileceği nesnel güzelliktir, ritim içeride olanların hissedebileceği öznel güzelliktir. Biçim dış görünüştür, ritim iç tasarımdır. Biçim bir yapıyı ayakta tutan sütunlardır, ritim yapının ahenginden çıkan ezgidir. Biçim ve ritim birbirini tamamlar. Bir romanda biri olmadan diğeri olmaz. Biçimsiz ya da ritimsiz roman eksiktir.

15-Gelecekte bir gün insanın doğası değişecek olursa bunu ilk fark edip, buna romanlarında yer verecek olanlar romancılardır. Romancı insanın doğasını kötü ve olumsuz yönden değiştirmek istemez. Tam tersine, romancının asli iki amacı ve görevi vardır: Birilerinin kötü ve olumsuz yönde değiştirmiş olduğu insanın doğasını görmek ve insan doğasını tekrardan iyi ve olumlu yapmak. Roman güzelliktir. Romancılar hep güzellik peşinde koşan tek tüfek şövalyelerdir.


Roman Sanatı (Aspects of the Novel)

E. M. Forster

Çev. Ünal Aytür

Milenyum Yayınları

220 sayfa

İstanbul 2014


Yazar: Faik ÖCAL - Yayın Tarihi: 30.11.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 13.11.2022 21:44
922

Faik ÖCAL Hakkında

Faik ÖCAL

2000’de Cumhuriyet Üniversitesi Sosyoloji mezunu... 2004 yılında Franz Kafka’nın Romanlarında Birey ve Devlet İlişkisi üzerine yaptığı tez ile yüksek lisansını yaptı.

Çeşitli sitelerde ve dergilerde yazıları çıkmakla birlikte 2008’den beri düzenli olarak Yolcu Dergisi’nde yazılar yazmaktadır.

Yayımlanmış Kitapları:

Yitik Anılar Şehri, Erguvan Yayınları, 2008.
Aziz ve Aciz Emanetçi, Erguvan Yayınları, 2008.
Dört Mevsim Beş Vakit Hüzün, Roza Yayınları, 2012.
Uzaktaki, Az Kitap, 2021.
101 Kürtçe Roman 1. Cild, Sitav Yayınları, 2022.
Beyaz Hüzün, Az Kitap, 2022
Yeni Bir Aydınlanma Felsefesi, Zilan Akademi, 2023
Deprem Günlüğü, KDY, 2023 

Faik ÖCAL ismine kayıtlı 89 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 8 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram Kitapyurdu.com