Edebî Eserlerde Coğrafya Olgusu
Edebiyat, ele aldığı meseleler ve unsurlar bakımından birçok konuda veriler sunan ve bunların incelenmesine imkânlar veren çok katmanlı metinlerdir. Edebî eseri ortaya koyan zihin, birçok kaynaktan beslenerek bunu estetik bir süzgeçten geçirerek, tematize ederek, olaylar, karakterler ve mekânlar arasında birbiriyle çeşitli bağlar kurarak ortaya koyar. Edebî eserlerin bu zenginliği, onun çok katmanlı yapısının bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan bir roman sadece bir roman değildir. Bir şiir sadece edebî bir türe hapsedilecek düşünceler ve duygulanım alanları sunmaz, bir hikâye belirli bir konu ekseninde sınırlandırılmış anı geçirme unsuru değildir. Edebî eserin çeşitli açılardan incelenebilir olması, o çok katmanlı yapısının katman katman ayrılıp irdelenmesiyle çözümlenebilir. Bu çözümlemenin yapılabilmesi için kimi zaman analitik, kimi zaman fenomenoloji, kimi zaman disiplinlerarası bir yaklaşımı, kimi zaman da metinlerarasılık bağlamında irdelemeyi mümkün kılmaktadır.
Edebî eserler genellikle imgesel olana vurgular taşır. Bu imgesel olana vurgu zihinlerde çok farklı açımlamaları beraberinde getirerek bir renk cümbüşünü ortaya çıkartır. Her zihinde okunan metinlerin gerek rengi gerekse de anlamı farklı olabilmektedir. Bu da edebî eserlerin zengin bir dil ile kurgulanmasından kaynaklanmaktadır. Çeviri eserlerde de durum böyledir. Farklı dillerden çevrilen eserlerin aynı tad ve dokuyu okurlara sunması, birebir yaşatabilmesi, o hissi uyandırması ve zihinde canlandırması da yine dilin zenginliği ile mümkündür.
Edebiyatta mekân unsuru çok çeşitli boyutlarda ele alınabilir. Mekân başlı başına bir olgu iken bunun edebiyat çatısı içerisinde ele alınıp irdelenmesi var/mekân ile yok/mekân arasındaki kıyası ortaya koyması, gerçek-kurgu arasında bir irdelemeyi de beraberinde getirir. Mekân, gerçek/hakiki anlamda insanlığın varlığını bulduğu, kendini gerçekleştiği, içerisine doğduğu ve anlamın künhüne vâkıf olduğu bir olgudur. İnsan mekândan muaf olamadı şuana kadar. İnsan, her daim bir mekân içerisinde varlığını sürdürme zorunluluğu içerisindedir. Bu zorunluluk onu çeşitli açılardan mekânı sorgulamaya itmiştir. Bu sorgular neticesinde de anlatacağı bütün unsurlar ve düşünceleri de mekân eksenli bir anlatımla yapmak zorunda kaldı. Edebî eserler de bu mekânsal zorunluluğu kendi içerisinde kurarak olay ve kahramanları bu zorunluluğa yaslayarak aktarmıştır.
Edebî eserlerdeki mekân unsuru, mekânın değişim ve dönüşümüne, onun anlamına, tarihi ve kültürel yansımalarına, simgesel durumlarına varıncaya kadar işlemiştir. Bu işleme biçimi tarz, üslup ile çok çeşitlilik arz etmektedir. Necla Dursun'un Roman ve Coğrafya adlı eseri de edebî eserlerden romanlar üzerine mekân sorgusunu masaya yatırarak bu durumu da Balkanlar üzerinde sınırlayarak ele aldığı bir inceleme eseri olarak okurların ilgisine sunulmuş.
Coğrafya Blij'in ifadesiyle; "mekânsal" şemsiyenin altında süreçleri, sistemleri, davranışları ve mekânsal boyut içeren sayılmayacak kadar fazla başka olguyu incelediğimiz ve analiz ettiğimiz, çeşitlilik barındıran bir disiplin" (Blij, 2019, s. 31) olarak anlam bulur. Blij, bu devasa anlatım içerisinde coğrafyanın bir nevi yaşanılan dünya mekânına, bu dünyanın bugününe ve geleceğine bakma eğilimi taşıdığını da belirtir. Yine Blij, "coğrafya, karmaşık dünyamızı anlamanın harika bir yoludur. Coğrafya, iklim değişikliği ile tarihi olaylar, doğal olaylar ile siyasi gelişmeler; çevre ile davranış arasındaki, diğer alanların öngöremediği bağlantıları bir şekilde kurar" (Blij, 2019, s. 17) ve bu bağlantılar ekseninde geleneklerin irdelenmesini, hayata tutunma biçimlerini ve teknolojik unsurların temelini oluşturan düşüncenin ortaya çıkması bu mekânsal inceleme neticesinde ortaya çıktığını belirtir. Coğrafya gerek başlı başına bir bilim dalı olarak ele alınsın gerekse de disiplinlerarası yaklaşımla diğer bilimlere katkı sağlasın, tamamen mekânla ilgili bir bilim dalıdır. Bu bilim dalının ortaya çıkardığı yansımaların izlekleri edebî eserler üzerinden de görülmektedir.
Roman ve Coğrafya, edebî eserlerdeki mekânsal unsurları çeşitli açılardan tasnif ederek, belirli bir coğrafyaya yönelerek, bu coğrafyanın edebî eserlerdeki izleklerini irdeleyen tematize edilmiş bir eser. Dursun, bu eserin amacını açıklarken, bir nevi eserin niyetini de şu şekilde belirtir "Balkanlar konulu roman ve öykülerde anlatılan coğrafya ve etkilerinin kurgusunu yorumlamak, işlevlerini çözümlemek ve bazı sonuçlara ulaşmak" (Dursun, 2023, s. 12) eserin bu sonuçlar bağlamında da başkaca çalışmalara bir nevi katkı sunacağının da altını çizmektedir. Çünkü ele alınan iki yaklaşım sözkonusudur: edebiyat ve coğrafya.
Roman ve Coğrafya adlı eser, öncelikli olarak romanı bir çerçeve içerisinde irdeleyerek, onun kurgusunu, oluşum aşamalarını dil, kültür, insan, duygu, coğrafya bağlamında masaya yatırır. Ardından coğrafya konusunu işleyerek Balkan coğrafyasına yönelir. Bu coğrafya içerisinde de yetişmiş yazarları anarak, onların çalışmalarına değinir. Bununla birlikte Balkanların sosyal, siyasal ve kültürel bir analizini yaparak bu coğrafyanın anlatımını öncülemiş eserlerden İvo Andriç, Kim Mehmeti gibi edebiyatçıların eserleri bağlamında coğrafîk unsurlar için bir nevi kazı çalışmasına girişir. Eserin sonunda ise Balkan Edebiyatındaki Yazarların Odak Noktası başlığıyla bir durum değerlendirmesi yaparak yaptığı çalışmayı sonuca bağlar.
Roman ve Coğrafya, hem edebiyatın hem de coğrafyanın sağlamış olduğu imkanlar açısından edebiyat sosyolojisi açısından da üzerinde durulması gerekli bir eserdir. Edebiyatın sosyolojik imkanları dahilinde, edebî eserler üretildiği yahut ele aldığı coğrafyaya ait sosyal, siyasal, ekonomik, tarihi, kültürel, sosyolojik veriler sunarak bir nevi gelecek kuşaklara o coğrafyada yaşayanları anlatır. Bu anlatım biçimi estetik bir kurgu ile sunulduğu için de tarihin eskiticiliğine yenik düşmeden, diri bir dil ile varlığını sürdürür. Bu bakımdan olayların, durumların, kişilerin ve mekânların edebî eserler çerçevesinde ele alınması büyük önem arz etmektedir. Çünkü bir edebî eserde ele alınan bu unsurlar, zihinlerde her daim taze bir biçimde kalarak kendi varlığını sürdürür.
Kaynakça
Blij, H. D. (2019). Coğrafya Neden Önemlidir? Ankara: Hece Yayınları.
Dursun, N. (2023). Roman ve Coğrafya. İstanbul: Okur Kitaplığı.
Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 14.04.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 07.11.2023 14:05
İlk kitabım "Roman ve Coğrafya - Edebiyat ile Balkanları Okumak" için yazdığınız kıymetli değerlendirme için çok teşekkür ederim.