Erken Dönem Yahudi Tarihinde Ezra ve Reformları
Elif SULUBEY yazdı...
Ali Osman Kurt'un Erken Dönem Yahudi Tarihi adlı kitabı geçtiğimiz yıllarda Eski Yeni Yayınları tarafından yayımlanmıştı. Kurt, eserinin önsözünde M.Ö. 600 ve 400 arası dönemin, İsrail tarihi açısından çok önemli olayların yaşandığını dile getiriyor. Bu yüzyıllarda Asur ve Babil sürgünleri yaşanıyor; Yahudiler, Kudüs'ün Babil işgaliyle birlikte bağımsızlıklarının son kalesini de kaybediyor. Pers İmparatorluğu dönemine gelindiğinde ise Yahudiler Babil esaretinden kurtuluyor, Pers Kralı Kyros'un fermanıyla yurtlarına dönmelerine izin veriliyor. Yahudilerin Babil esaretinden dönüşünde, onlara önderlik eden ve yaptığı reformlarla Yahudiliği yeniden inşa eden en önemli karakter hiç şüphesiz Kohen ve yazıcı Ezra. Kurt, uzun bir giriş ve üç bölüm ihtiva eden eserinde Babil sürgününün tarihi gelişimini, Yahudilerin Kudüs'e dönme sürecini, Yahudiliğin mimarı olarak görülen Ezra'yı ve yaptığı reformları derinlikli, anlaşılır, özlü ve akıcı biçimde anlatmayı başarıyor.
Eserin giriş kısmında yazar, çalışması hakkında genel bilgiler verdikten sonra Yahudi tarihinde bir dönüm noktası kabul edilen Babil sürgününe, sürgünün Yahudiler üzerindeki etkilerine ve sürgün hakkında dinî ve ideolojik değerlendirmelere yer veriyor. Bu bağlamda ilk olarak Babil'in coğrafi konumu ve siyasi tarihi hakkında bilgi verdikten sonra sürgünü gerçekleştiren Babil Kralı Buhtunnasr'ın durumuna değiniyor. Yazar, Sürgün Kralı olduğu için Buhtunnasr, erken dönem rabbanî yazınlarda ve geç dönem Tanah metinlerinde zalim, acımasız ve bazen de deli olarak nitelendirildiğini söylüyor. Ardından Babil sürgünü ele alınıyor. Buna göre Asurlulara karşı galibiyet kazanan Buhtunnasr, Yahuda bölgesini ele geçirerek burada yaşayanları Babil'e sürgüne gönderiyor. Yazar, Buhtunnasr'ın Asurluların aksine sürgüne gönderilenlerin yerine bölgeye başka insanları yerleştirmediğini söylüyor. Ardından sürgünün, Yahudiler üzerindeki etkilerine bakıyoruz. Buna göre Davud Krallığı'nın sona ermesi, Kudüs ve Süleyman Mabedi'nin yıkılması, Yahudiler arasında ciddi kültürel ve teolojik sarsıntılar meydana getiriyor. Yazar, Yahudilerin geçirdiği bu sarsıntıdan dolayı dini anlamda verdikleri tepkilerin farklılığını şu şekilde sıralıyor: "Güçsüz bir Tanrı olduğunu düşünülerek Yahve'ye ibadetin tamamen bırakılması, geleneksel dinin terk edilip işgalci Babil gücünün din anlayışının kabul edilmesi, Yahvizm'deki Kenanî unsurların kuvvetlendirilmesi, Yahvizmin özellikle monoteistik formu üzerinde yoğunlaşılması ya da dinî, siyasî ve sosyal bağlamda Yahve'ye inancın yeniden şekillenmesi."
Eserin "Babil Sürgününden Dönüş" isimli birinci bölümünde Yahudilerin Babil sürgününden dönüş süreci ele alınıyor. Buna göre Babil'in Persliler tarafından ele geçirilmesiyle Babil İmparatorluğu yıkılıyor. Kral Kyros döneminde Mezopotamya ile birlikte Suriye ve Filistin de Pers İmparatorluğu'na katılıyor. Kyros, Babil'de sürgünde bulunan Yahudilerin Yahuda'ya dönüşlerine ve Kudüs'te Mabed'i yeniden inşa etmelerinde izin veren bir ferman yayınlıyor. Yazar bundan dolayı Tanah'ta Kyros'in yüceltildiğini, ondan övgüyle bahsedildiğini söylüyor. Daha sonra Kyros hakkında bilgilere yer veriliyor. Kurt, Kyros'in dönüş iznini, güvenilir bir nüfusu sınır bölgelerine göndermek gibi politik amaçlarla vermiş olsa da Yahudilerin bir millet olarak varlıklarını devam ettirmesinde onun büyük rolü olduğuna inandıklarını söylüyor. Sürgünden dönüş tek seferde olmamış, kademeli olarak birkaç kralın dönemlerinde gerçekleşmiş. Darius'un krallığının ikinci yılında Davud hanedanlığı mensubu olan Zarubbabel, peygamberler Haggay ve Zekarya'nın desteğiyle Mabedi yeniden inşaya başlıyor ve Mabed'in yapımı Darius'un krallığının altıncı yılında tamamlanıyor. Eserde daha sonra I. Artahşaşta'nın Yahuda bölgesindeki asayişi sağlaması için gönderdiği vali Nehemya'dan ve onun Ezra'yla olan ilişkisinden bahsediliyor. Buna göre Nehemya, Pers sarayında önemli bir şahsiyet. İkinci Mabed dönemi başlarında Yahuda'ya gelen ve orada Tevrat'ın emirlerine göre, Yahudi toplumunda reformlar yapan iki liderden biri. (öbürü Ezra) Buna göre Nehemya Kudüs'teki kalabalık nüfusu küçük Yahuda kasabası ve köylerine yerleştirerek merkezin nüfusunu azaltıyor, Kohen ve Levililere ondalıkların verilmesini sağlıyor ve çiftçiler için yeni ekonomik yasalar çıkarıyor. Yazar bölümün sonuna doğru Yahudi ile Samiriler arasındaki problemlere de yer veriyor.
Eserin "Ezra'nın Tarihsel-Dinsel Kimliği ve Ezra'ya Atfedilen Kitaplar" isimli ikinci bölümünde, Yahudilikte Musa'dan sonra ikinci Musa kabul edilecek kadar önem atfedilen ve "Yahudiliğin babası" olarak isimlendirilen Ezra'ya yer veriliyor. Ancak Ezra'nın hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmamakta. Tanah'ta Ezra ve faaliyetleri hakkında en çok bilgi veren Ezra ve Nehemya kitapları. Tanah dışındaki öteki kaynaklar ise apokrif I. Esdras ve apokaliptik IV. Ezra ile Josephus'un Antiquities isimli eseri. Yazar, daha sonra Ezra'nın, Kohen Harun soyuna dayanan şeceresini aktararak bununla ilgili görüşlere geniş biçimde yer veriyor. Ezra'nın tarihsel kişilik olduğu kabul edilse bile, yaşantısıyla ilgili ayrıntıların tam olarak bilinemediği, özellikle nerede ve ne zaman doğduğu, gençliğini nasıl geçirdiği, nasıl bir eğitim aldığına dair kaynaklarda hiçbir bilgi yer almıyor. Buna bağlamda Tanah'ta, Ezra'nın Pers kralından aldığı yazılı ferman ve beraberindeki bir grup insanla Babil'den yola çıktığı, meşakkatli bir yolculuğun ardından Kudüs'e ulaştığı ve burada bir dizi reform gerçekleştiğini belirtilmekte. Bazı kaynaklarda, Ezra'nın 120 yaşındayken Babil'de öldüğü söylenirken, bazılarında 350 veya 344 yılında İsrail'de söylenir. Yazar, Ezra'nın kabrinin neresi olduğu hususunda da farklı iddialar bulunduğunu belirterek bu iddialara yer verdikten sonra Ezra'ya atfedilen kitapları ele alır. Buna göre Kanonik Ezra ve Nehemya kitapları dışında ismine atfedilen iki kitap daha vardır. Bunlar apokrif I. Esdras ve apokaliptik IV. Ezra (II. Esdras) kitapları. Yazar bölümün son konusu olarak ise bu kitaplar hakkında bilgi veriyor.
Eserin "Ezra'nın Reformlarının Yahudiliğin Oluşumundaki Rolü" isimli son bölümünde Ezra'nın Yahudilikteki dönüşümü sağlayacak reformlarına yer veriliyor. Yazar genel olarak Ezra'nın gerçekleştiği iki temel reformdan bahsediyor. Bunlar Tevrat'a dayalı bir toplum inşa etmek ve yabancılarla evliliği yasaklayarak Yahudi kimliği oluşturmaya çalışmak. Bu bağlamda Ezra ilk olarak sürgün zamanı unutulmaya yüz tutmuş Tevrat'ı yeniden düzenliyor. Buna göre Ezra Tevrat'ı yazıya geçiriyor, daha iyi anlaşılması için yorumluyor ve yazı karakterini değiştirerek (İbranice olan Tevrat'ı Aramice olarak değiştiriyor.) Samirî nüshasından farklı yeni bir Tevrat versiyonu oluşturuyor. Ezra daha sonra Yahudi kimliğinin oluşturulmasıyla ilgili bir takım çalışmalar yapmaya devam ediyor. Şabat kurallarına önceki dönemlere nazaran daha çok önem verilmesi, ilk kez soya dayalı Yahudi tanımlamasının yapılması ve dış evliliklerin yasaklanıp Yahudilerin kutsal bir soy olduğunun vurgulanması olarak üç temel kategoride değerlendirilebilir.
Ali Osman Kurt'un eserinin, Ezra ve reformları ile ilgili ülkemizde yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Eser öte yandan zengin kaynakça bilgileri içeriyor ve özgünlüğü nedeniyle her türlü kişisel araştırma çalışmasının temel hareket noktası olma özelliği de taşıyor.
Erken Dönem Yahudi Tarihi
Ali Osman Kurt
Eski Yeni Yayınları
Ankara, 2019
296 sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 30.04.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 29.04.2024 03:38