Etkin Bir Yaşam Dili: Şiddetsiz İletişim
Şiddetsiz İletişim, kendimizle ve başkalarıyla yürekten bağ kurmak için 4 adımda etkin bir yöntem sunan bir yaşam dili olarak tanımlanmaktadır. İnsan doğasında var olan şefkati ortaya çıkaran, çevremizdeki insanlarla aramızda derin bir sevgi, saygı ve anlayış zemini oluşturarak herkesin ihtiyaçlarının gözetilmesini sağlayan bu yaşam dili, Marshall Rosenberg “Şiddetsiz İletişim” kavramıyla açıklamakta ve aktarmaktadır.
Marshall Rosenberg’in “Şiddetsiz İletişim” isimli kitabı, kendi değerlerimizden ödün vermeden karşımızdakini empati ile anlamaya, karşımızdakini suçlamadan gerçek duygu ve ihtiyaçlarımızı açık yüreklilikle, dürüstçe ifade etmeye odaklanmaya yardım ederek ilişkilerimizin niteliğini temelinden düzeltmemize katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Şiddetsiz İletişim yöntemini geliştiren Marshall Rosenberg (1934-2015), 1940’lı yılların ABD’sinde Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve çok genç yaşta şiddetle tanıştı. İnsanların birbirlerine şiddet göstermelerine neyin yol açtığını anlama isteği, barışçıl çözümler sağlayacak alternatifleri araştırmak onu klinik psikoloji alanında doktora yapmaya kadar götürdü. Şiddetin dil, düşünce ve iletişim tarzımızla ilişkisini kurarak “Şiddetsiz İletişim” sürecini geliştirdi.
Şiddetsiz İletişim ilk kez ABD'de, 1960'larda, devlet okullarında ve diğer kamu kuruluşlarında ırk çatışmalarına barışçıl çözümler bulmak için çalışan gruplarda uygulandı. Bu projelerde çalışan Dr. Rosenberg ve arkadaşları Şiddetsiz İletişim'i etkin biçimde geniş bir tabana yaymak ihtiyacı ile 1984'te Şiddetsiz İletişim Merkezini (CNVC) kurdu.
Bu alanı merak edenler için bu kitap iyi bir başlangıç noktası. Marshall B. Rosenberg’in şiddetsiz iletişimi, dört unsurun yardımıyla gerçekleştirilir:
- Yargılarımızdan bağımsız “gözlem” yapmak;
- Doğrudan yüreğimizdeki “duyguları” fark etmek;
- Değer ve özlemlerimizi ifade ederek “ihtiyaçlarımızı” dile getirmek;
- Net ve olumlu eylem dilinde ifade ettiğimiz “ricalarda” bulunmak.
Görünüşte şiddetsiz iletişim, bir iletişim modeli olarak çok basit gözükmektedir. Eser, gözlem, duygular, ihtiyaçlar, istek başlıklarında özetlenen dört aşamalı bir formül sunuyor. İlk etapta gerçekleri gözlemlemek ve yargılamadan tarafsız bir gözlem yapmak akabinde kendi duygularını belirleyip ifade etmek, ortaya çıkan kişisel ihtiyacı formüle etmek, son olarak da diğerine reddetme veya mütalaa etme şansı vererek bir talep yöneltmek.
Bu sürecin püf noktası; gözlemi, işin içine yargılama veya değerlendirme karıştırmadan dile getirebilmektir; yani yalın bir biçimde o kişinin hoşumuza giden ya da gitmeyen eylemini söyleyebilmek. Sonraki adım bu eylemi gözlemlediğimizde ne hissettiğimizi ifade etmektir. İncindik mi, korktuk mu, neşelendik mi, memnun mu olduk, rahatsız mı olduk vb. Üçüncü olarak ise, tanımladığımız bu duygularla bağlantılı ihtiyaçlarımızı dile getiririz. Şiddetsiz İletişim’i “ nasıl olduğumuzu” netlik ve dürüstlükle ifade etmek için kullandığımızda bu üç öğenin farkındayız demektir.
Örneğin bir anne oğluna bu üç öğeyi şu şekilde ifade edebilir: Can, sehpanın altında iki, televizyonunun yanında da üç çift kirli çorap gördüğüm zaman rahatsız oluyorum, çünkü ortak kullandığımız alanlarda daha çok düzene ihtiyacım var. Anne hemen dördüncü öğeyle devam edecektir. Yani açık ve net bir ricayla: Çoraplarını kendi odana ya da kirli sepetine koysan olur mu? Bu dördüncü öğe, hayatımıza olumlu katkıda bulunmak ya da hayatı bizim için daha güzel kılmak için ne istediğimizi ortaya koyuyor.
Şiddetsiz İletişim’in dört temel unsurunu hayatımızda uygulamaya çalışmanın zorlayıcı yanları bulunmaktadır. Bu yöntem gerektiği şekilde uygulanmadığında mucizevi ya da sihirli çözümler birden ortaya çıkmıyor. Gerektiği şekilde uygulanmadığında bu yöntem, konuşmacıyı kısıtlayan, gerçek hissinin, düşüncesini bir kalıba sokmaya çalışan boğucu bir ifade modeline dönüşebilir. Bu takdirde sağlıklı kızgınlıkları farkına varmayı ve içsel olarak işlemeyi engelleyebilir. Bu da şiddetsiz iletişim tarafında çizilen dil çerçevesinden çok daha fazla hasarla çıkılmasına neden olabilir ya da bu yöntemi kullanmamış olanları suçlamaya varabilir. Bu nedenle şiddetsiz iletişim için bolca pratik yapmalıyız.
13 bölümden oluşan kitaptan kısaca bilgi vermek gerekirse; gönülden vermek, şefkati engelleyen iletişim, duygularımızın sorumluluğunu üstlenmek gibi başlıkları olan bölümlerde şiddetsiz iletişimi temellendiren örneklere bolca yer verilmiş. Örnekler gayet etkileyici ve açıklayıcı. Müslümanlar ve Yahudiler; uyuşturucu bağımlıları ve hemşireler, mülteci kampında yaşayan insanlar ve kamp yöneticileri, kan davası olan gruplar gibi arkamıza bakmadan kaçacağımız topluluklar içinde ara buluculuk yapmış ve çoğunlukla olumlu sonuçlar almış.
Eski Türkçede iletişimde kullanılan “lisani münasip” ve “sürçü lisan” kavramları ile şiddetsiz iletişimi hayatımıza davet etmek isterim. Bu iki kavram uygun dil kullanımının önemine güzel vurgu yapıyor.
Ben de kendi dilimde şiddetsiz iletişimi sizlere özetlemek isterim:
Sağlam bağlar kurmak mümkün mü?
Peki, bunu kısa bir zamanda yapabilmek?
Açıkçası, anlaşılmak istemeyen hiçbir insan görmedim.
Basmakalıp sözler dışında bir şey konuşmayanları ise çok az gördüm.
Biliyorum ki, derin bağlar kurmak için iletişimin özü, “dinlemektir”; yargısız, karşılaştırmasız ve etiketsiz.
Eğer iyi gözlem yaparsam, onun duygularını ve kendi duygularımı tanırsam, ihtiyaçlarını hisseder, sonra da rica eder ve farkında olurum.
Eğer farkındaysam da derin bağlar kuruyor, harika bir iletişime geçiyorum demektir.
Şiddeti kovup yerine şefkati yerleştirmeye niyetlenen herkes için kılavuz niteliğindeki bu kitapla günlük hayatta barış yollarını tıkayan, kişileri çözümsüzlüğe mahkûm eden şiddeti kovmak üzere çok sade ve yapıcı bu yöntemle tanışmanızı ve hayatınıza uyarlamanızı dilerim.
Marshall Rosenberg Hakkında
(6 Ekim 1934; Canton, Ohio - 7 Şubat 2015), Şiddetsiz İletişim Süreci'ni (Nonviolent Communication) geliştirmiş olan Amerikalı psikolog.
Marshall Rosenberg, Yahudi anne-babadan dünyaya geldi. Geliştirdiği iletişim tekniğiyle "şefkatli" iletişim kurmayı ve empati kurarak çatışmaları önlemeyi amaçlamıştır. Şiddetsiz İletişim Derneği'nin (CNVC) kurucusudur.
Marshall Rosenberg’in ekibi, 500'ü aşan sertifikalı eğitmen aracılığıyla Şiddetsiz İletişim'i dünyada yaygın biçimde sunuyor. Ayrıca bu işle uğraşan yüzlerce gönüllü; seminer, atölye ve çalışma grupları örgütlüyor, uygulama gruplarına katılıyor ve ekipler koordine ediyor. Eğitim çalışmaları okullarda, iş yerlerinde, sağlık merkezlerinde, hapishanelerde, topluluk ve ailelerde, çatışmaları çözmeye ve önlemeye yardımcı olmak için yapılıyor. Marshall Rosenberg’in yol arkadaşları Sierra Leone, Sri Lanka Ruanda, Burundi, Bosna, Sırbistan, Kolombiya ve Orta Doğu gibi savaşlardan yara almış bölgelerde Şiddetsiz İletişim yöntemi ile arabuluculuk hizmetleri sunmaya devam ediyor.
Şiddetsiz İletişim
Marshall Rosenberg
Remzi Kitabevi
2019
Yazar: Elif MERT - Yayın Tarihi: 28.07.2021 13:49 - Güncelleme Tarihi: 24.07.2021 13:49