Etkinliklerle Aile Bağlarınızı Güçlendirin

Aile kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde "Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik," olarak tanımlanıyor. Bizler de okulda "toplumu oluşturan en küçük yapı taşı," diye öğrendik. Yani bir toplumdan söz edeceksek aile o oluşumun olmazsa olmaz bir parçası. Ancak içinde yaşadığımız çağ aile bağlarını zayıflatıp bireyselleşme üzerine kurgulanmış bir yaşam tarzı sunuyor bizlere. Kimi zaman bunun farkına varıp kendimizi korumaya çalışırken kimi zaman da hiç farkında olmadan fırtınada sürüklenip gidiyoruz. Aile bağının zayıflaması demek toplumu oluşturan yapı taşının dolayısıyla toplumun da yok olması demek. Bu yüzden bizim bağlarımızı güçlü tutmamız gerekiyor. Sana dünyada kurduğumuz bağlarla kendimizi kandırıyor olabiliriz. Biz insanlar yaratılış olarak doğal bağ kurmaya ihtiyaç duyarız. Hepimizin gerçek bağlara, gerçek ilişkilere ihtiyacı var. Bunun temeli de içine doğduğumuz ailede atılır. Bireyselleşmeye kayan bir yapı inşa edersek çocuklarımızın bu yapının içinde kaybolmaması mümkün değil.
Biz yetişkinler kendimizi bu konuda sorgularken, yetersiz hissederken bulabiliriz. Gerçekten aile kayboluyor mu? Aile bağlarımız güçlü mü? Gibi soruların peşine takılıp panik yaşayabiliriz. Ancak bu panik durumu bizi iyiye sevk etmediği sürece pek faydalı olmaz. Eğer panikleyip daha iyisini yapmaya çalışırsak o zaman asıl faydayı görürüz. Çocuklarımız ve gelecekteki toplum yapımız için atmamız gereken adımların farkında olmak ve yapabildiklerimize odaklanmak içimizi ferahlatır. Elimizden gelebilecek ve uygulaması kolay olan en önemli şey çocuklarımızla ilişkilerimizi olumlu yönde geliştirmek. Birlikte vakit geçirerek bağlarımızı kuvvetlendirmek. İşten eve, evden okula, okuldan spora koştururken aile üyelerinin birbirleriyle geçirebileceği vakitler azaldı. Hız çağında bu koşturmaya ayak uydururken bir taraftan da ilişkilerimizin kalitesini artırmak kolay olmuyor. Her dakikamızı her anımızı ilişkiye adamak da mantıklı ve sürdürülebilir bir çözüm değil. Ancak vaktimizin bir kısmını aile bağlarımızı kuvvetlendirmek, çocuklarımızla ilişkimizi güçlendirmek ve olumlu bağ kurmak için harcarsak hiç düşünmediğimiz kadar çok yol katetebiliriz. Bu kaliteli vakitler planlayabilmek ve bağlarınızı güçlendirmek için yapabileceğiniz bazı etkinlikler:
-Mümkün olduğunca her akşam yemeğinde ailecek sofrada olmak. Bu süreçte telefonlarımızdan uzaklaşmak.
-Eğer yapabiliyorsak kahvaltılarımızı birlikte yapmak
-Hafta sonu müsait olduğumuz bir saat dilimine doğa yürüyüşü planlamak
-Güzel havalarda piknik organize etmek
-Çocuklarımızla okuma saati yaparak birlikte kitap okumak
-Her akşam bir kişinin seçtiği bir şiiri okuyacağı şiir toplantıları yapmak
-Film geceleri düzenlemek (sadece tv karşısına geçip izlemek değil film üzerine konuşmak)
-Ailece oynanabilecek kutu oyunları almak ve belli zamanlarda hep birlikte oynamak (monopoly, scrabble, tabu, uno vs.)
-Tarımla ilgilenmek (balkonda saksıda ya da imkân dahilinde küçük bir bahçede ailece tohum ekip bitkiler yetiştirmek)
-Dini ve milli bayramları birlikteliğin vesilesi kılarak o günlere özel etkinlikler planlamak
-Uyumadan önce çocuğumuza kitap okumak
-Öğrenmek istediği merak ettiği bir konuda birlikte hareket ederek öğrenmesine yardımcı olmak
-Birlikte kütüphane gezileri düzenlemek
-Eve alınacak bir eşya hakkında fikrini sormak
-Tatil planlarını çocukların da fikrini alarak birlikte yapmak
-Müsaitse bahçede değilse daha müsait ortamlarda sokak oyunları oynamak. Eski oyunları pek çok çocuk bilmiyor artık. Onlara öğreterek birlikte oynayabilir onların da arkadaşlarıyla oynamaları için fırsatlar sunabiliriz.
-Okuduğumuz herhangi bir yazı, paragraf, kitap hakkında sohbet etmek.
-Birlikte aylaklık saatleri düzenlemek. Her anımızı aktiviteyle doldurmak yerine herkesin kahvesini çayını alıp oturabileceği, battaniye altında sohbet edebileceği bir ortam oluşturabiliriz.
-Mutfakta yapılacak işleri tüm aile üyelerinin katılacağı bir etkinliğe dönüştürmek. Birisi salatayı yaparken birisi sofrayı kurar, diğeri yemek pişirirken bir diğeri peçeteleri hazırlar gibi.
-Bir hayvan sahiplenip bakımını çocuklarla birlikte yapmak.
-Anı defterleri tutmak. Her çocuk yazmayı sevmeyebilir ancak çizerek ya da fotoğraf yapıştırarak dahil olabilir etkinliğe. Gittiğiniz bir yerle, güzel geçirdiğiniz bir günle, belki de çok üzüldüğünüz ama hatırlamanız gerektiğini düşündüğünüz bir zamanla ilgili minik anıları hatırlatacak notlar almak ve fotoğraflar ya da çizimle tamamlamak.
Bu aktivitelere belki yüzlercesi eklenebilir. Ancak önemli noktayı kaçırmamakta fayda var. O da, aile üyelerimizle bir sevgi bağı kurmayı amaçlamak ve o doğrultuda hareket etmek. Her ailenin dinamiği ve imkanları birbirinden farklıdır. Bununla ilgili kanun niteliğinde yazılı kurallar da yok zaten. Siz kendi ailevi durumlarınızı göz önüne alarak neler yapabileceğinize karar verebilir, ona göre hareket edebilirsiniz. Bireyselleşmenin vurgulandığı ve herkesin yalnız olması gerektiği gibi bir durumun zorunlu kılınmaya çalışıldığı bu çağda özellikle ailevi olumlu ilişkilere çok ihtiyacımız var. Herkesin birbirinden habersiz odasına çekildiği bir ev ortamı normal gibi dayatılsa da normal değil. Tabii ki odalarımıza çekileceğimiz, işlerimize, görevlerimize vakit ayıracağımız ya da yalnız kalmak isteyeceğimiz zamanlar olabilir. Buna herkesin hakkı var. Ancak bu zamanları tüm hayatımıza yaymak ve tek başına bir hayat sürdürmeye çalışmak insan fıtratına aykırı. Bizler toplumsal ve sosyal varlıklarız ve ancak sosyal bir ortamda kendimizi gerçekleştirebiliriz. Son yıllarda yapılan araştırmalar bu bireysellik vurgusunun yaşanan depresyon ve intihar oranlarında artışa sebep olduğunu vurguluyor. Olması gereken bu olsaydı insanlar yalnızlıktan bunalıp intihar edecek kadar depresyona girer miydi? Toplumu ayakta tutan temel taşa yani aileye ve ailevi bağlara sahip çıkarak daha mutlu bir hayat sürebiliriz. Ne dersiniz?
Yazar: Gurbet LÜY - Yayın Tarihi: 02.05.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 01.05.2025 15:23