Farklı Bir Sıkıntı Türü: Okul Sıkıntısı, Edebiyat, Elif MERT

Farklı Bir Sıkıntı Türü: Okul Sıkıntısı yazısını ve Elif MERT yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Farklı Bir Sıkıntı Türü: Okul Sıkıntısı

15.10.2021 09:00 - Elif MERT
Farklı Bir Sıkıntı Türü: Okul Sıkıntısı

"Her deneme başarıyla sonuçlanmıyor. Yolunu düzgün çizemeyenler, yenilgiye uğruyor. Bazısı uyanmıyor, halının üzerinde yatmaya devam ediyor ya da bir sonraki pencereye çarpıp boynunu kırıyor. Bunlar, tıpkı bahçemizin kuytu bir köşesindeki çukurlarda yatan ölü kırlangıçlar gibi vicdanımızda yaşamayı sürdürüyorlar. Ama her darbede, her öğrenciyle bir daha deniyoruz. Deneyeceğiz. Onlar bizim öğrencilerimiz. Aralarından bazılarına duyulan sempati ya da antipati önemli değil. Onlara karşı beslediğimiz duyguların derecesini söyleyebilen, kötü niyetli biridir. Bizim bahsettiğimiz sevgi, bu tür bir sevgi değil. Baygın bir kırlangıç, canlandırılması gereken bir kırlangıçtır, o kadar".(Okul Sıkıntısı, S.286, Daniel Pennac)

Kitabın son sayfasındaki yukarıdaki alıntı, etkileyici bir metaforla son bulurken kalpleri titretiyor. Bu alıntı bize, öğretmenlerin baygın kırlangıçları canlandırmaktan asla vazgeçmemeleri gerektiğini anlatıyor.

Kitabın yazarı, Daniel Pennac; pedagoji, eğitim kurumunun işlevsizliği, ebeveynlerin çocuklarının eğitimindeki rolü ve son olarak öğrenci mesleği gibi temalar şeklinde bir araya getirilen çeşitli yansımaları okuyucuyla paylaşıyor.

Pennac, okulu ve eğitim sistemini masaya yatırırken bu çarpıcı temalarla, kitabın okulla ilgili bir kitaptan daha fazlası olduğunu gösteriyor. Hiçbir aptalın aptal olmadığını, herkesin aptalın neye ihtiyacı olduğunu görebilen bir öğretmeni olması gerektiğini söylüyor. Anne figürünün oğlunun geleceği için endişelendiğini görmenin ve diğer kardeşler kadar akıllı olamamanın çaresizliğini vurguluyor. Kötü öğrencinin annesinin, başarılı olduktan sonra oğlu için nasıl endişelenmeye devam ettiğini de…

Kitapta; eğitim sistemi ile ilgi sorunların, öğretmenlerin öğrencilere yaklaşımlarının ve ebeveynlerin tutumlarının dünya ülkelerinin sorunları ile benzerlik gösterdiğini görüyorsunuz. Bu sorunları, Fransız eğitim sistemi ile sınırlamak yanlış olur. Dünyanın her yerinde benzer sorunlar var.

Pennac, kendi öğrencilerine - ki öğrencilerinin çoğunluğu diğer okullardan atılmış, sorunlu kişilerdir- metinler ezberleterek dil ve gramer kurallarını öğretmeye çalışmıştır. Fransızcada umursamadığını söylemenin bilinen yolu "je m'en fous". "Umurumda değil"e yakın; daha çok "Umursamıyorum" ya da banane anlamındadır… Öğrencileri bunu söylediğinde, Pennac ne yapıyor? Söylediklerinin gramerini sorgulamalarını sağlıyor. "En" kelimesi bizim "hakkında" kelimemizi kapsar. Bu "en" nedir, onlara sorar. Seni sinirlendirdiğini söylediğin "o" nedir? Bu "o"nun içine sarılmış olan analizinde, "günlük başarısızlıkların kaydı", "yetişkinlerin görüşleri", öğrencinin "öğretmenlerine karşı nefretine ve iyi öğrencileri hor görmesine dönüştürdüğü aşağılanma duygusu" yer alır. Pennac, öğrencileriyle bu "saçma evrenden" kurtulmak için bir sözleşme yaparlar ve bunu dilbilgisi açısından olduğu kadar duygusal olarak da "onu" etiketleyerek yaparlar. Buna "erişilemeyen çatı katı", "asla açmayacağınız bir bavul" derler.

Hepsi bu değil. Eski tarz Fransız eğitimi, öğrencilerinden her zaman Fransız edebiyatının pasajlarını ezbere öğrenmelerini istemiştir. Fransa'da " Maitre Corbeau sur un arbre perché " cümlesini tanımlamayan ve tamamlayamayan eğitimli bir insan yoktur. Pennac, daha da ileri gitti. Haftada bir edebiyat pasajı ve daha fazlasını öğrenmeleri için onlara meydan okudu ve daha fazlasını yaptı, bir öğrenciyi adını söyleyebileceği ve öğrencilerin belirli pasajı ezbere okuyacağı noktaya getirdi

Yani, elindeki bu pasajlar kritik araçlardı, önemli şeyler hakkında konuşma yollarıydı. Öğrencilerinden kendilerini edebiyatta görmelerini istedi. Öğrencilerin çekmiş olduğu sıkıntıların çoğunluğunun anlaşılamamaktan kaynaklandığını ifade etti. Bu sebeple öğretmenlerin öğrencileri anlama konusunda daha fazla çaba göstermeleri gerektiğini, öğretmenlik yapmanın yönteminin ne olduğunu sorguladı. Öğretmenlerin zamanlarını yöntemlere sığınarak geçirdiğini, oysa içten içe tek başına yöntemin de yetmediğini, eksik olanın sevgi olduğunu belirtti.

Pennac, sınıfı bir orkestra gibi düşünür ve orkestranın şefinin de öğretmen olduğunu anlatır. Sınıf yönetiminde öğretmenin rolünün önemli olduğunu anlatan yazar, öğretmenin iyi bir eğitim-öğretim verebilmesinin yolunun sınıfta bir ahenk oluşturmanın yanında, pencereye vuran ve yere düşen baygın kırlangıçları "sevgi ile" canlandırmaktan geçtiğini belirtir.

Daniel Pennac Hakkında

Gerçek adı Daniel Pennacchioni olan DANIEL PENNAC, 1944'te Kazablanka'da doğdu. Babasının asker olması dolayısıyla çocukluğu Afrika ve Güneydoğu Asya'daki garnizonlarda geçti. Nice'te edebiyat eğitimi aldıktan sonra Fransızca öğretmenliği yaptı. Romanlarında çok geniş yer verdiği Paris'in kozmopolit ve hareketli mahallesi Belleville'e taşındı. 1973'te ilk deneme kitabını yayımladı. Ardından çocuk romanları yazmaya başladı. Kamo serisini yarattı. 1990'da Küçük Yazı Satıcısı'yla Inter Prix, Okul Sıkıntısı'yla Renaudot ödüllerini aldı. Fransa'da büyük ilgi gören "Teşekkür Ederim" adlı kitabı 2007'de Can Yayınları tarafından yayımlandı. Kurdun Gözü, Silahlı Peri, Gulyabaniler Cenneti, Roman Gibi ve pek çok kitabın yazarı olan Pennac, edebiyatın çeşitli dallarında eser vermeye devam ediyor.

Daniel Pennac

Okul Sıkıntısı

Can Yayınları

286 sayfa


Yazar: Elif MERT - Yayın Tarihi: 15.10.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 18.08.2022 12:26
954

Elif MERT Hakkında

Elif MERT

Üç kuşak İstanbullu bir aileden geliyor. Eğitim hayatını İstanbul’da tamamladı. Marmara Üniversitesi Fransız Dili ve Eğitimi Bölümü mezunu. Kısa bir dönem Saint Joseph Lisesi'nde öğretmenlik yaptıktan sonra gönüllü kuruluşlarda çocuklarla çalıştı. Düşünen, sorgulayan, barışçıl, kendi iç yaratıcılığını harekete geçiren, farklı dil ve dinlere karşı saygılı, özgüvenli çocukların yetişmesine destek olan bir vakfın eğitim programları bölümünde eğitim uzmanı olarak çalışıyor. Türkiye’nin yetmişe yakın ilini gördü ve farklı renklere sahip Türkiye’nin çocukları ile çalışmak, çocuk ve insan sevgisini daha da yükseltti.

Her şey sizin bakış açınızda gizli. Siz hayata güzel bakarsanız, hayatın size akacağına, iyiliğin ve güzelliğin hep sizinle olacağına inanıyor. Okumayı, deneme, makale yazmayı, yeni kültürleri, doğayı, insan psikolojisini, yabancı dilleri ve bu dilleri konuşmayı ve insanları seviyor. İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümünde eğitim alıyor, öğrenmeyi çok seviyor;  bu nedenle çok okuyor ve eğitimlere katılıyor.

Elif MERT ismine kayıtlı 37 yazı bulunmaktadır.

Instagram LinkedIn