Geleceğe Gidilmez Ancak Dönülür

Mehmet Baydemir, Kitaphaber için kaleme aldı.
Hangi çağın insanlarıyız biz?
Geleceğe dair tasavvurlarımız nerede düğümleniyor?
Peki, geçmiş bizim neyimiz olur?
Yaşadığımız çağı nasıl nitelendireceğimizin şaşkınlığı içerisindeyiz. Bir yandan bilgiye ulaşımın imkânları artarken, bir yandan da bilgiye dönük acımasız çıkarımların yapıldığı bir çağı yaşıyoruz. Bir ezberimizin yıkıldığının ümidiyle yola koyulurken, modern bir ezberin kıyısında gezinip duruyoruz.
Adına modern çağ veyahut postmodern çağ dediğimiz bu çağda; doğru-yanlış denklemiyle, geçmiş-gelecek denklemi iç içe girmiş haldedir. Yaşanmamış veyahut yanlış yaşanılmış bir dinin müntesipleri olarak görülüyor olmamız, yaşadığımız çağın belki de en büyük problemidir.
Kur'ân'a matufiyetimizin sorunlu olduğu bu çağda, gelecek kaygısının da zuhur edildiği yadsınamaz bir gerçektir. Bir hadiseyi ve bir olguyu salt bir Kur'ân okuma algısıyla çözebileceğimizi sandığımız birçok problem, elimizde katlanarak bırakıldığı da bir vakıadır.
Modern zaman; sünnet-i seniyyesiz bir Müslümanlık, kalbin hiçe sayıldığı bir akılcılık, kafa karıştırıcı bir zihin vadediyor. Ve bunu vadederken, sahih bir Müslümanlık algısının gereği üzerinden duruyor. Modern ezberleri üzerimize sinmişliğine inat, bizler geleceğe gittiğimizi sanmaya devam ededuralım, aslında geleceğe dönüşün tohumlarının yıllar öncesinden atıldığının hayretleri içerisindeyiz.
Evet, bir dönüş yaşamak zorundayız. Yalnız yaşamak istediğimiz bir geçmişe dönüş değil, aslında geleceğe dönüştür. Kur'ân'a, Asr-ı Saadet'e, Risale-i Nur'a ve kâinata dönük okumalar gerçekleştiren ve okuduklarından devşirdiklerini okuyucularıyla paylaşan Metin Karabaşoğlu, bu sefer modern bir ezberin yıkılışına bizleri tanık ediyor. Risale Okumaları serisinin beşinci kitabı olan Geleceğe Dönüş (Nesil Yayınları) kitabıyla, okuyucularının karşısına çıkan Karabaşoğlu, geleceğe dönüşün sırlarını aralamaya niyetleniyor.
Karabaşoğlu kitabın sunuş yazısında belirttiği gibi: "Modernite, insanlığın geleceği son nokta değildir, 'tarihin sonu'nu Batı temsil ediyor değildir, dünyaya bundan sonra hep Batılı anlayış, düşünce ve değerlerin hükmetmesi diye bir alınyazısı söz konusu değildir. Asr-ı Saadet, giderek uzaklaştığımız 'geçmişimiz' değildir, örnek alınmak üzere önümüzde duran 'geleceğimiz'dir."
Karabaşoğlu, Batılı argümanların zihnimizi kenetlediği modern zamanlarda, geleceğin mümbit çağrısına bizleri çağırıyor. Kalbimizi saran binbir sarmalamalara karşın dönebileceğimiz bir geleceğimiz var. İçimizde ses bulan bir Asr-ı Saadet hatırası var. Evet bu geleceğe gidilmez ancak dönülünür.
Karabaşoğlu'nun mürşit tanımı da manidardır. Hâlâ insan aklının mürşid edinildiği bir çağdayız. Liderliğin, yöneticiliğin, mürşitliğin farklı yolların yolcuları olduğunun farkında değiliz. Onca liderin, onca yöneticilerin arasında teslim olmuş da değiliz. Çünkü yol gösteren ile, önden gidenin; yanyana giden ile oturduğu yerden yolu gösterenin ruhumuza yansımaları farklılık arzetmektedir.
Karabaşoğlu içinden çıkamadığımız bu meseleyi tefekkürün imkânlarıyla çözümlüyor: "Lider de, mürşid de yürümektedir; ama biri sizin önünüzde, diğeri sizinle birlikte" ve "... Yönetici yahut müdür ise, aynı şekilde yol gösterir, sizi bir yöne sevkeder; ama siz o yönde hareket ederken o kendi yerinde durmaktadır" cümleleri manidardır.
Yaşadığımız çağa dair izlenimlerde bulunduğumuzda Karabaşoğlu'nun yerinde bir tespitte bulunduğunu söyleyebilirim. Mürşidsizliğin bir argüman olarak kullanıldığı günümüzde, liderlerin ve yöneticilerin değeri paha biçilemiyor. Bize yol gösterenlerin, bizden önce adımlarda bulunanların gözümüzdeki büyüklüklerine rağmen, gönüllerimizde ise neden yeterince yer edinemiyor? İşte Karabaşoğlu, bizimle beraber yürüyenin yürekliliğinden, sıcaklığından dem vuruyor.
Karabaşoğlu, Geleceğe Dönüş kitabında bizlere özgürlükçü bir Risale okuyucusu olmanın imkânlarını ortaya koyuyor. Kimilerin dediği gibi Risale-i Nur aşılması gereken bir metin olmaktan öte; açılması, üzerinde çalışmalar yapılması gereken bir metin olduğunu da ispatlıyor. Modern ezberlerin aksine Asr-ı Saadet kokulu günlere dönüşün müjdelerini fısıldıyor.
Açık söylemeliyim ki Geleceğe Dönüş kitabı içerisindeki her bir yazının üzerine yeni bir yazı yazabilirsiniz. Çünkü her bir yazı özelinde farklı olmasına karşın derinliği itibariyle bütüncül bakış açısı sunuyor. Ve bizleri tefekkürün kıyısında, anlam arayışına davet ediyor.
Tekraren söyleyebiliriz ki; geleceğe gidilmez ancak dönülür.
Geleceğe Dönüş
Risale Okumaları
Metin Karabaşoğlu
İz Yayıncılık
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 16.02.2013 19:33 - Güncelleme Tarihi: 22.11.2021 19:03