Gogolʼun Paltosundan Çıkmak
1800'lü yılların başında doğan Gogol, Ukraynalı aydınlar sınıfından küçük bir ailenin mensubu olarak hayata başlamıştır. Babası tarafından keşfedilen tiyatro merakına binaen yazar olması teşvik edilerek büyütülmüştür. Bu nedenle Petersburg'a yüksek tahsil için gönderildi. Orada umduğunu bulamayınca küçük bir memur olarak göreve başladı. Arkasından kız mektebinde tarih öğretmenliği yaptı.
Genç Gogol beklentilere istenilen oranda cevap verememiş olsa bile bir yazar namına hak kazanıp Rus edebiyat tarihine adını yazdırmayı başarmıştır. Gogol bunu mu istemiştir burası da tartışılır, fakat bilinen gerçek şu ki Gogol dünya ile arasında uçurumlar olan uzak tepelerden taş sallamayı pek seven bir yazardı. İşte ip burada kopuyor ve Gogol'un hem kendisine hem çevresine ıstırap veren serüveni burada başlıyordu. Yazdıkları dünya edebiyat tarihinde onu çok yükseklere taşısa da o anlatacaklarını çoğu zaman hasmına direkt dokundurarak ve aşırı bir dille dışa vurduğundan pişmanlıklar yaşayacağı sonuçlarda ortaya çıkmıştır. Kendi halkını aşağılamakla suçlanırken aslında halkın bu durumuna sebep olan yozlaşmış sisteme atış yapıyordu.
Fazlaca sivri dilli olup eleştirilerinde gözünün dal budak görmemesi çevresi tarafından çokça eleştirilere neden olmuştu. Son zamanlarında dine karşı ilgi duyup Kudüs'e gitti. Daha sonra Moskova'ya dönen Gogol -hayatıyla ilgili kaynaklarda geri kafalı tanımlamasıyla anılan- Matvey Konstantinovski adındaki rahibin etkisiyle ölü canlar romanının ikinci bölümü el yazmalarını yakıp münzevi ve sefil bir hayata bırakır kendini ve on gün sonra 46 yaşında ölür.
Genel olarak bakarsak Rus edebiyatının oturtulduğu temel konu bürokratik hiyerarşi ve geçim sıkıntısının sonucu olarak gelişen olaylar olmuştur. Gogol da bu temel konular üzerinden hareket ederek zekasının da gücüyle gerçek üstü bir performans koyuyor ortaya. Dostoyevski'ye "hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık" dedirten yazma gücünün yansıması olan "Palto" hikayesi halkın gerçekliğine inerek yoksulluğun ve sıkıntılı bir yaşamın yergisini içerir.
Bizim ele aldığımız "Bir Delinin Hatıra Defteri" isimli kitabında Gogol'un üç hikayesi yer alır.
Bir Delinin Hatıra Defteri: Bir memurun rutin hayatı içerisinde yaşadığı sıkıntılar ve giderek gerçekten koparak kendisini akıl hastanesine kadar götüren makus talihinin ironik anlatımı diyebiliriz.
Palto: Rusya şartlarında en elzem bir eşyayı, düşük gelirli bir memurun üstün gayretleriyle nasıl zorlukla elde edilip daha sonra yitirilişini trajikomik biçimde ele alır.
Burun: Simgesel yönü daha ağır basan bir öykü olarak da ele alınabilir. Şu dünyada kaç kişi burnunu kaybeder ki? Yine halk ile bürokratik hiyerarşi ilişkisine atıfta bulunan zekice bir hikaye.
Gogol, haksızlığa karşı başkaldırının başka bir ifadesidir. Onun kalemi kendince hakikat arayışında bir yol arkadaşıydı. Fakat onun sonunun bir okur olarak bu kadar hazin olmaması gerektiğine inanıyorum.
Bir Delinin Hatıra Defteri
Nikolay Vasilyeviç Gogol
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Hasan Ali Yücel Klasikleri
Yazar: Ayşe BAĞCA - Yayın Tarihi: 02.10.2015 12:16 - Güncelleme Tarihi: 12.03.2024 19:08