Görünmezlerin Dünyası

Kore Edebiyatı daha önceden sıklıkla okuduğum bir alan değil. Ancak son zamanlarda üst üste birkaç kitap okuma şansına eriştim. Şans diyorum çünkü okuduğum kitaplar gerçekten farklı ve nitelikli eserlerdi. Bisküvi bu kitaplardan bir tanesi. Çağdaş Kore Edebiyatı gençlik kitaplarından bir eser. Yazarı Kim Sun Mi'nin Türkçeye ilk çevrilmiş kitaplarından. Wisdom House Çocuk ve Gençlik Fantezi Edebiyatı Gençlik Kategorisinde birincilik ödülü almış. Şubat 2025'te Athica Yayınları tarafından dilimize kazandırılmış. Çevirmeni Merve Çetinbaş.
Kitap kapağında kulağında kulaklık takılı olan Koreli bir gencin yarım yüzü resmedilmiş. Çocuğun gözlerinden dökülen yaşlar beyaz tanecikler olarak görselleştirilmiş ve kitabın ismi de bu taneciklerle yazılmış. En üstte de "Sizi görüyorum. Tek başınıza değilsiniz," cümlesi yer alıyor. Kapağı ilk gördüğümde gerçekten merak uyandırdı. Özellikle gençlik edebiyatı ödülü almış olması ve isminin Bisküvi oluşu çok dikkatimi çekti. Bir kitapçıda rafta görsem inceleyip alacağım kitaplardan birisi olurdu.
Kitap genel olarak görünmeyen, dışlanmış, kendisi olamayan karakterlerin içsel dönüşümünü ele alıyor. Ana karakterimiz Seong Je-seong işitme sorunları olan bir genç. Üç tür ses terapisi alıyor: ses takıntısı, hiperakuzi ve fonofobi. Seslere olan duyarlılığı bu terapileri almasına hatta bazı dönemler akıl hastanesine yatırılmasına sebep oluyor. Ancak tek sebebi işitme engeli değil fark ettiği bisküvileri herkesin fark etmesi için çaba göstermesi. Diğer insanların görmediği bir şeye onları inandırmak zordur. Kendilerinin hata yaptığını düşünmek yerine karşısındakinin deli olduğunu düşünmek daha kolay gelir. Seong ailesiyle de iletişim konusunda sıkıntı yaşayan ve bir zamanlar bisküvi olan bir karakter. Görülmeyişi fark edilmeyenleri fark etmesini sağlıyor. Kendisi gibi olanları bulmak onlara yardım etmek için birçok yol deniyor. Bu denemelerinde kimi zaman başarılı olurken kimi zaman başarısız oluyor ve yolun sonu genelde akıl hastanesinde bitiyor.
Anlatıcımız ana karakterimiz. Biz tüm hikâyeyi onun anlatımıyla, onun bakış açısıyla okuyoruz. İlk bölümde bisküvilerden, bisküvinin ne olduğundan, neden akıl hastanesine gitmek zorunda kaldığından bahsediyor. Sonraki her bölümün ismi "Gürültüsü" kelimesiyle oluşturulmuş. Kursun Gürültüsü, Taşınma Gürültüsü, Kalbimin Gürültüsü vb. her bölümde ailesiyle, arkadaşlarıyla, çevresiyle, özellikle babasıyla yaşadığı çatışmalardan bahsediyor. Bisküvileri kurtarmak için izlediği yöntemler ise çok zekice. Ona yardım eden birkaç arkadaşı da var. Ancak bisküvileri fark edebilen sadece ana karakterimiz.
Kitabın ismini ilk okuduğumda "Nasıl yani?" diye düşündüğümü hatırlıyorum. Bu isimde bir gençlik kitabı ne anlatıyor olabilir? Ya da anlatılan durum bu isimle nasıl bağdaştırılmış olabilir? Okudukça ismin önemini ve seçilme amacını da çok iyi anlıyorsunuz. Bisküvi olarak anılan insanlar da tıpkı bisküvi gibi kırılgan, sıradan ve masum. Kullanılan metafor bu açıdan çok kıymetli. Karakterlerle metafor arasında sıkı bir bağ kurabiliyorsunuz. Zorbalığa, istismara uğramış, fark edilmeyen bu sebeple de bir süre sonra görünmez olan karakterler, bisküviler. Ancak onları görmeye başladığınızda tekrar vücut buluyorlar. İnanılmaz bir değişim. Fantastik ödülü almış olmasının en önemli sebebi de bu. Yoksa içeriğinde alışageldiğimiz fantastik yaratıklar, canavarlar ya da sihirle oluşturulmuş bir dünya yok. Sıradan ama derin bir anlatım.
Kitapta anlattıklarımın yanı sıra aklıma takılan bir nokta var. Bu bir çeviri eser. İsimler mekanlar her şey o kültürü yansıtacak şekilde. Kore edebiyatı okuduğunuzu fark ediyorsunuz. Doğal olarak. Ancak bazı yerlerde kullanılan deyim ve atasözleri tamamen bizim kültürümüzü yansıtıyor. "Tuzlayayım da kokmasın bari!" (s.81) "Kızcağız çoktan yola çıktığına göre atı alan Üsküdar'ı geçmeden biz de hemen bir taksi çağırdık,"(s.109) gibi. Bunda ne var diyebilirsiniz ancak okurken durmama ve düşünmeme sebep oldu. O kültüre ait bir eser okurken kendi kültürümden deyim ya da atasözü okumak rahatsız etmedi ancak çevirinin niteliğini düşürmüş gibi geldi. Çevirmen bunu Türk okurun daha rahat anlaması için yapmış olabilir. Ki çok mantıklı. Ancak tam olarak burada doğru olan hangisidir bilemiyorum.
Bir gencin dilinden onun zihin dünyasının yansımasıyla böyle bir konuyu okumak çok keyifliydi. 14 yaş ve üzeri gençlerin okumasını tavsiye ederim. Yetişkinler de okuyup davranışlarımızın çocuklar/gençler üzerindeki etkilerini uzun uzun düşünebilirler.
Bisküvi
Kim Sun Mi
Athica Yayınları, 2025
Yazar: Gurbet LÜY - Yayın Tarihi: 04.06.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 27.05.2025 14:21
Hocamın kitap hakkındaki fikirleri bende kitaba karşı merak uyandırdı.