Göz İzi - Dücane Cündioğlu

Zehra Erbay, kitaphaber okurları için kaleme aldı.
Kitabın arka kapağındaki ilk cümle insanın içine oturuyor…
"İsteseydin eğer, bir kere isteseydin olan olurdu."
Beyhude geçen ömrün acısı fena oturuyor içime ve kitaba mağlup başlıyorum…
Dücane Cündioğlu sözün ustalarından. Artık köşelere sığamıyor. Evladı ıyal derdiyle yazdığı köşe yazılarını bırakalı, kitaplarından istifade etmeye çalışıyoruz kabımızca.
Kitabın önsözü gülümsetiyor acıyı. Zaman zaman uğradığım vehimlere başkalarının da uğruyor olması hafifletiyor zihnimi. Gülüp geçiyorum kendime…
"Çevremizdeki insanlar ne kadar da hallerinden memnun görünüyorlar. Bir şey bildikleri, okuyup öğrendikleri yok ama kendi hallerince ne kadar da mutlular! Oysa biz güya deliler gibi okuyoruz, sabahtan akşama tartışıp duruyoruz, bu arada birçok şey öğrendiğimizi de sanıyoruz ama buna karşın halimizden pek memnun olduğumuz söylenemez. Her şeyden evvel yalnızız bu dünyada neler olup bittiğini anlamak için çektiğimiz onca ızdırab da cabası. Hiçbir şey bilmesek daha iyiymiş aslında. Baksana, her şeyden habersiz bir halde öylesine aptalca yaşamak, akıllı olmaya çalışmaktan daha keyifli görünüyor…
Sanırım yanlış yoldayız…"
İncecik bir kitap, birkaç sayfa okuyorum, hazmetmek için ara verdiğimde gözüm tekrar okumuş olduğum sayfalara dalıyor. Bir ileri iki geri bitiriyorum kitabı, azalarak. Azalmayı dileyerek. İstemenin ne olduğunu bilmediğimi öğrenerek…( henüz sadece bilmediğimi öğreniyorum) Yenilginin, istemenin başlangıcı olduğunu…
"İstemek… Olmayı istediğin, olmasını istediğin şey için ölmeyi göze almak, ölecek kadar istemek, hatta olmak için, olması için ölmek demek…"
"Bile istemeye yaşamaya yenilmeden yaşamanın kendisini yenemeyiz. Yaşam düşkünlüğü yaşamı ıskalamanın ta kendisidir çünkü."
Bazı kelimelerin aynı cümle içinde döne dolaşa tekrar tekrar kullanılması kafa karıştırıyor, kelime oyunu mu acaba dedirtiyorsa da yazarın üslubuna alışkın olanlar için sıkıntı oluşturmuyor. Bilakis düşündürüyor. Şaşırtıyor hatta.
"Bu dünyada şaşkınlığın bedeli ödenmedikçe sanatçı, dalgınlığın bedeli ödenmedikçe düşünür olunamaz, zira şaşkın şaşkın dolaşmak sanatçıların, dalgın dalgın dolaşmak düşünürlerin şanındandır. Doğrusu utanılacak bir tarafı yoktur bu zaafların."
Mevzu "Göz İzi"ne geliyor nihayet; hayânın, iffetin var olduğu sadırlarda bulunan işaret… Dikkat çeken bir tavsiyesi talib olana…
"O halde Ey talib, yüzünde göz izi kalmasından utanma, başkalarının yüzünde iz bırakmaktan utan!
Son olarak aklımıza bir çentik atıyor usta: "aklından zoru olanın ödeyeceği bedel yanmaktır, aşkından zoru olanın ödeyeceği bedel ise yanmamaktır" söyleyin bakalım sizce hangisi daha büyük bir ceza?
Sahi hangisi?
Göz İzi
Dücane Cündioğlu
Kapı Yayınları
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 14.11.2011 14:57 - Güncelleme Tarihi: 03.12.2021 13:34
Okumak adına sıraya girenler arasında kütüphanemde göz izi, değerlendirme yazınızla daha bir merak aldı içimi, hemen okumalı, okutmalı hatta...
Teşekkürler.