Gülümsediğimiz Kadar İyileştiğimizi Söyleyen Ali Deni, Edebiyat, Necla DURSUN

Gülümsediğimiz Kadar İyileştiğimizi Söyleyen Ali Deniz Uslu yazısını ve Necla DURSUN yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyab

Gülümsediğimiz Kadar İyileştiğimizi Söyleyen Ali Deniz Uslu

11.10.2024 09:00 - Necla DURSUN
Gülümsediğimiz Kadar İyileştiğimizi Söyleyen Ali Deniz Uslu

Sıcak bir yaz gününde çok susayan karga evlerin, tarlaların ve ağaçların üzerinden uçup da su bulamadığı anda bir ağacın altında bir sürahi su görür. Fakat su hem çok azdır hem de sürahinin dibindedir. Üstelik sürahinin ağzı da çok dardır. Ne yapabileceğini düşünen karga etrafındaki çakıl taşlarını sürahiye doldurmayı ve suyun yüzeye doğru çıkmasını akıl eder. Başlar planını uygulamaya. Sonunda susuzluğunu giderir ve bu masalı okuyanlara zekâsını bir defa daha ispat etmiş olur.

Bilinen bir gerçektir kargaların ortalamanın üzerinde bir zekâya ve duygu yoğunluğuna sahip oldukları. Öfkeli ve kindar oldukları da. Bu da demek oluyor ki sahip oldukları hafıza onları hayvanlar aleminde ayrı bir yere konumlandırıyor. Karmaşık sorunları çözerek yiyecek bulma, kaynak toplama gibi durumları kolayca atlatabilecek zekâya sahip olan kargalar dünyaca ünlü masalların da zeki aktörüdürler. Tıpkı yazımın başında anlattığım Ezop'un Susayan Karga isimi masalında ve dünyaca ünlü masalcılar Grimm Kardeşler, La Fontaine ve Andersen'in masallarında olduğu gibi..

Bu yazımda isminde karga olan bir kitaptan söz edeceğim. Gazeteci-yazar Ali Deniz Uslu'nun Karganın Duyduğu isimli kitabından. Sayfalarında kısa deneme ve şiirler bulunan ve Beni ben yapan ve uzaklaştıran her şeye… cümlesiyle başlayan o kitaptan.

Yedi Bölümlü Kitap

-Bazen Şeytan Çağırır

-Ben Denizin Ortasındayım

-Yağsız Urgan

–Yazmasaydım Kusardım

–Yeni Korku

–Bazı Geceler Yalnızca Vicdanımız Hatırlar

–Giyotin Belleği

İsimlerinde yedi bölümü var kitabın. Her bölüm adını aldığı bir metinle başlıyor ve bölümlerin altında 133 tekst mevcut. İnsan zihninin kıvrım ve kırılımlarına dümenini çevirmiş olan kitabın arka kapağında Levent Kazak şöyle diyor; Dil mantık, sınır kullanmaz hayal rasyonel değildir ancak gündelik hayata taşınırken rasyonalize edilir. Kitabın adına atıfla bulunan Hayko Cepkin ise şöyle; En sevdiğim adam şimdi en sevdiğim kuştan ötenin duydukları ile… Kısa kısa uçarken ya da bir dalda soluklanırken… Gonca Vuslateri'nin yazdıklarıysa beni üzerinde durup düşünmeye sevk eden türde; Bazen kelimeler kırık çıkar sandıktan, alıp uçlarını yapıştırırsınız diyerek başlamış ve devamını şöyle getirmiş Bazen koptuğu yeri saplarsınız sayfanın ortasına. Kaldığı değil, olduğu yerden başlar hikâye.

Kapak tasarımı ve kitap içinde bölümler arasındaki ara görseller bölüm isimlerini çağrıştıracak nitelikleriyle Berkcan Okar imzası taşıyor. Dünyanın giderek kötüleşen durumuna karşı duruş sergilerken ince ruhlu insanların düşünme şeklini gözler önüne seren kitabın yazarının kim olduğunu merak edenlerin yaptığı araştırma neticesinde şu bilgiye erişiyorlar, (tıpkı ben gibi): İstanbul'da doğup Trakya'da büyüyen ve sonra yine İstanbul'a gelen yazar İşletme okudu, gazetecilik yüksek lisansı yaptı. 2004 yılında Cumhuriyet'te gazeteciliğe başladı. 11 yıl boyunca Cumhuriyet ve Pazar Dergi için röportajlar yaptı, dosyalar hazırladı. Aynı dönemde dört yıl boyunca 46 Magazine dergisinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Müzik yazarı ve eleştirmeni olan Uslu, aynı zamanda müzik danışmanlığı, prodüktörlüğü, markalar için içerik ve fikir danışmanlığı yapıyor. Girdap Balıkçısı, Asfalt Yengeci, Mor Sâki ve Martıların Çocukluğu, Filin Düşüşü, Karganın Duyduğu ise eserleri.

Bir röportajında; Türler arası ve türler aşımı bir metin yolculuğum var. Şu an sığ sularda yüzdüğümü düşünüyorum. Nefesim, ciğerim yeterse denize açılacağım. Öykü ile roman arasında bir hikâye var kafamda. Onun için demleniyorum… diyerek farklı türlerde eser vereceğini müjdeleyen yazarın yazımıza konu olan Karganın Duyduğu isimli kitabını okuyunca acı bir farkındalık yaşatıyor. Çünkü her şeyden vazgeçmiş biri var sayfalarda. Kendi içinde yola çıkıp yaşadığı evi, şehri, ülkeyi ve dünya algısını anlatan ve bir tutam yoldan çıkmayı akla getirten... Bu içsel yolculukta küçücük bir parçadan varlığın tümüne giden bir yol var. Yolu adınlarken de etrafında neler olup bittiğini anlamaya çalışan.

Gündelik hayatın dişlileri arasında sıkışmış, nefes almakta güçlük çektiğinin kendisinin bile farkına var(a)mayacak kadar çok uyuşmuş şehirlilerin kurulu düzenlerine bir menfezden uzanıyor kitap. İlk metni Bazen Şeytan Çağırır'da şeytanı dudaktaki tebessümüyle, gözünde beliren zamansız pırıltıyla, sesindeki notayla anlatmış yazar. Sanki günümüz insanını tarif etmiş. Ve ilave etmiş; yalnızca şeytanlar şeytanları tanır demiş. Düşündüren bir anlatım bu. Düşündürmeye Ruhuyla Görenler isimli metniyle devam ediyor ve diyor ki; Sistemin gör dediklerini görüp duymamızı istediklerini duyuyoruz. Konuştuklarımız bize biçilen sözcüklerden ibaret. Bu karşı duruşuyla da sözünü ettiği o biçilen sözcüklerden onun payına düşeninden çok daha fazlasına gayret etmekte. Gayreti sadece sözcüklerini kayıt altına almaktan ibaret olmadığını da Mavi Kırmızı adlı metninde Ben hep koştum, durunca düşerim sandım deyişinden anlıyoruz.

Yazmanın yanında okuyor da yazar. Rüzgâr İzin Vermedi adlı metninde; Bu kadar acıtmazdı kâğıt kesiği. Üstünde yazanları okumasaydım demekte. Tıpkı Bilmediğimiz Dillerde Islandık isimli yazısındaki Yaşadıkça ölüyoruz cümlesinin bende açtığı kâğıt kesiği gibi.

Romalıların dediği gibi; Yükselen her şey düşer! Hem de olduğu yere, fazla uzağa değil. Bu yüzdendir kendimizden fazla uzağa gidemeyişimiz. Geçmişin mezarlıklarını eşeler dururuz o yüzden, gömdüğümüzde ararız bize benzeyeni dediği 35.sayfayı okumak Her katil mutlaka olay yerine döner çünkü merak eder vurduğu kişinin ölüp ölmediğini cümlesini hatırlattı. Yazarın satırlarında geçmişin mezarlıkları değildir suçlunun geri geldiği, kazıp kazıp daha derine inmek istediğidir.

Yazarın değişik disiplinlerdeki yetkinlikleri onu okumaya nitelik kazandırmakta. Gazetecilik, yazarlık ve müzik… Onun için hepsinin mayası ortak. Çünkü tamamı onun yaşamla arasındaki kavganın birer sonucu. Nitekim 25.sayfada Yüz yıl önce yaşasam kalemim değil tüfeğim olurdu. İki yüz yıl önce de kılıcım demekte. Kaleminin yanına bir müzik aleti veya nota defterini ben ilave edeyim. Zira röportajlarını dinlediğinizde yahut okuduğunuzda gayet içten ve açık sözlü olduğunu görürüz. Kitap fuarlarından birindeki imza saatinde birkaç dakika da olsa iki çift laf etme şansı yakaladığım için söylüyorum bunu.

Marmara Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü / Gazetecilik Ana Bilim Dalı / Genel Gazetecilik Bilim Dalı'nda Müzikte Toplumsal-Kültürel Farklılaşma ve Medya; "İstanbullu Müzik" Örneği adlı yüksek lisans teziyle bence o bir müzik yazarıdır. Zira ona yeni müzik akımları yahut filanca yöremizdeki müziksel değişimi sorsak mutlaka bilgisi yahut fikri olacak ve dakikalarca üzerine konuşabilecek yetkinliktedir diyerek kitapta beğendiğim bazı cümleleri alıntılayarak sonuç bölümüne geçeceğim.

"Hayallerimiz de kredi kartı limitleriyle sınırlı." Syf. 41

"Formatı da yok ruhun, açma kapama düğmesi de. O yüzden son kullanma tarihimize kadar yaşamaya devam." Syf. 49

"Kalemle kâğıt arasındayım. Zamanın beni bulamayacağı bir yerde." Syf. 50

"Paylaşılmaktan öyle sıkıldım ki. Ardımda kırıntılar bırakmadan kaçmak istiyorum." Syf. 63

"Arkasında gölgesinden fazlasını bırakmayanların yolculuğu." Syf. 67

"Hiç bir şey beklemiyordum ama her şey beni buluyor." Syf. 76

"Baykuş ve kargalar yakın akraba. İkisi de pek sevilmiyor. Senle ben gibi." Syf. 102

"Yanlış sorulara doğru yanıtlar aramaktan sıkıldığımızda, doğru sorulara tehlikeli cevaplar vermeye başlarız." Syf 109

Sonuç

Karganın Duyduğu, metaforlarla bezenmiş bir kitap. Aynı ölçüde de gerçeklik kurgusu var. İç ve dış hesaplaşmalar ya da hesaplaşamamalar da. Bu bakımdan bazı sayfalar okurlar tarafından tekrar tekrar okunmaya elverişli. Tabii yer yer gülümseten cümleleri de unutmamak gerek. İçinde şiir, denemeye kaçan düz yazı, yer yer aforizmalarla huzursuzluk veren, tedirginlik yaratan anlatım tarzı olmasına karşın okuması kolay, anlaması kolay samimi bir üslubu var. Kanayan yaralara teşhis koymaya çalışan ardından da reçete düzenlemeye çalışırken gülümsediğimiz kadar iyileştiğimizi söyleyen bir Ali Deniz Uslu var sayfalarında. Ancak güneşi içine sığdıran o gülümseyişin bazen acı kahkahaya dönüşmesindeki dozu zehir ve panzehir ayrımı sayan bir Ali Deniz Uslu.

Son sözünde okurlarına Yazdıklarım vazgeçtiğim intiharlar aslında diyen bir Ali Deniz Uslu.

Karganın Duyduğu

Ali Deniz Uslu

İnkılap Kitabevi – İstanbul 2017 - 135 sayfa

Kaynakça: Ali Deniz Uslu; SUSAN ÖLÜR! – Kültür Sanat Haritası (kultursanatharitasi.com) erişim trh: 13.09.2024


Yazar: Necla DURSUN - Yayın Tarihi: 11.10.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 22.09.2024 15:44
485

Necla DURSUN Hakkında

Necla DURSUN

1976 Sakarya doğumludur. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Yerel Yönetimler Anabilim Dalı Küresel Şehirler ve İstanbul Araştırmaları Bilim Dalı’nda Yüksek Lisansını “Kuzguncuk Semt Tarihini İnsandan Okumak; Bir Seçki ile Şahsiyetler” konulu yüksek lisans teziyle tamamlamıştır. Finans sektöründe çalışmakta ve İstanbul’da yaşamaktadır.

Yayınlanmış Kitapları

- Roman ve Coğrafya, Okur Kitap, 2023

Necla DURSUN ismine kayıtlı 115 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 1 kitap bulunmaktadır.

Twitter Facebook Instagram YouTube Kişisel Kitap Satış Sitesi