Güneş ve Ayna - Mustafa Özçelik
"lunaparklarda sana yer yok
Yiğit olmanın keskin dönemecince
Yine bir İbrahim dersi
Yine önümüzde dağ kan gül ve ateş"
Yunus'un hemşerisi olan bir şair tabi ki yunus'tan esintiler verecekti ve onun gibi kokan sözlerle bizi besleyecekti. Şair kendi kaynaklarından beslendikten sonra ancak o da pınar olup kendinden sonradakileri beslerdi. Mustafa Özçelik bunu başaran şairlerdendir. Yazdığı eserlerin "biz gibi kokması" bu yüzdendir. O bu toprakların beslediği iyi insanlardan biridir.
Şiir üzerine çalışmalarını birkaç zamandır takip ettiğim Mustafa Özçelik'in elime geçen bir başka kitabı olan "güneş ve ayna" kitabı "ifşa" ile birlikte elime geçti. Sırasını beklerken kıpırdayan ve sesini duyurmak için sabırsızlanan bir eser olarak okunmayı bekledi. Ta ki sayfalarını açıp içindeki o hazineyi buluncaya kadar. Okuduktan sonra bu kitabı okudum bitti diye köşeye bırakamadım. Çünkü şiir kitapları öyleydi. Bir okumayla kendini tüketmeyen eserlerdi şiir kitapları. Daha sonra tekrardan dönmek ve o sesi tekrardan duymak için zaman beklerlerdi.
Güneş ve ayna kitabı üç bölümden incelenebilir. İlk bölüm yani;
Hüznün usta ellerinde: usta bir elin kaleminden düşen kelimeler bir "küheylan" yelesinde "seni çağıran yaşamak" bölmesinde ileri atılan ve gittiği yerden "geri dönmem diyen" bir şarkıyı anlatır gibi. "lambalar" yanarsa da yüzümüzde biz esmerleşen halimizle "bütün yürekler afrika" deriz çünkü "hüznün usta ellerinde"durmuştur "özlem"imiz.
Aklımıza takılan"soru"da "nasıl yürüyeceğiz bu yollardan! " sorusuna cevap alırken
İkinci bölüm: bir masal gibi
Üçüncü bölüm: anneler ve çocukları
"bir anlık kendini unut
Yani bir an hatırla kendini
-şimdi ne var ne yok
Asıl onu sormalı! " asıl maksadını anlıyoruz soruların.
Dilindeki berraklık anlamını genişletirken aklımızda hala o susuz kalmış yüreğin çorak düzlükleri var. Bunu bize kaç soru ispat edip ruhumuzu dinginleştirecek.
"Artık çalmaz bu telefon
Duvara vuran kirli yüzü
Yorgun müzikle
Kımıldatamıyor yerinden eşyayı
İşte zamanın keskin buyruğu
Çiçeklerle donanmış bir tabuttan farksız odam
Yok olmanın bir adı da budur işte"
Güneş ve Ayna
Mustafa Özçelik
Beyan Yayınları
Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 15.02.2011 23:58 - Güncelleme Tarihi: 23.11.2021 16:43