Günümüzün Anlatıcıları: Fatih Selvi İle Konuştuk
Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?
Kendimi daha fazla ifade etmek istiyordum ve bunu sanatsal bir biçimde yapmak istedim ve bu yolu seçtim. Yazar olmak bir sonuç, bir zaruret oldu benim için özetle.
Anlatmanın arkaik yanı düşünüldüğünde, anlatının kutsal yanı var gibi görünüyor. Sizce de öyle midir?
Anlatmanın kutsal bir yanı yok fikrimce, anlatıcının kutsal bir yanı varsa bir kutsiyetten bahsedilebilir ancak. Ben bu anlamda sıradan bir fani olarak sıradan olmayan bir anlatma hüneri sergilemenin peşindeyim sadece.
Post modern anlatım imkânları bağlamında metinlerarasılık yanında türlerarasılık da gündemde. Hatta aynı metinde hem modern hem de post modern imkânlar birlikte kullanılabiliyor. Bu konunun bir şablona oturması gerekir mi?
Hayatımızın her aşaması, her ayrıntısı bir şablona oturtulmaya çalışılıyor. Bir de sanatı şablonlara oturtmak bence yazar için fuzuli çaba. Bırakalım edebiyat kuramcıları kendilerince tanımlar yapıp şablonlar oluştursunlar. Yazarın işi yaptığına don biçmekten ziyade en iyi şekilde yazmak olmalı. Yine de bahsettiğiniz tabirlerden habersiz olmadığımı söyleyebilirim. Edebiyatın geçirdiği o daimi dönüşüm, dünyanın ve insanlığın geçirdiği dönüşüme paralel ve içinde bulunduğumuz postmodern zamanlar doğal olarak edebiyata egemen. Postmodernizm dayattıkları ve sunduklarıyla milenyum yazarlarına zemin oluşturmaya devam ederken yeni teknikler öğrenmemizi de gerekli kılıyor fikrimce. Çeşitlilik iyidir ama şablonları reddediyorum.
Edebiyat dergilerinde görünüyor musunuz? Görünmek de gerekir mi? Edebiyat dergileriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Edebiyat dergilerinde fazlasıyla görünüyorum. Edebiyat dergileri gerekli müesseseler. Titanlaşıp edebiyatı kefelemeye, yazarları sindirip yeniden şekillendirmeye, yazarın haysiyetini zedeleyip onları ricacı küçümencik insanlara çevirmedikleri müddetçe oldukça önemli hizmet veriyorlar.
Edebiyat dergilerinde görünmek önemsiz değil. Dar da olsa bir edebiyat camiamız var ve bu camia ağırlıklı olarak dergiler etrafında kümeleniyor. Kitap sahibi olmak isteyen taze yazar, birtakım faydalı ilişkiler geliştirmek, takdir görüp özgüvenini artırmak için dergilerden faydalanabilir. Kitap çıkarmak konusunda dergilerde boy göstermenin etkisi sanılandan çok daha düşük. Orada kişisel bağlantılar, ahbap çavuş ilişkileri ön plana çıkıyor, gerilerden de yazarın yeteneği geliyor. Maalesef yayınevlerinin birçoğu adil değil, yazar seçme parametreleri son derece subjektif.
Yazarken karşınıza birini alıyor musunuz? Okuyucu yahut hayali bir karakter de olabilir. Yoksa kendiniz mi kendi muhatabınızsınız?
Anlaşmayı umduğum, biraz uyanık bir okuru karşıma aldığımı söyleyebilirim. Okuru ezmemeye, becerilerimi gözüne sokarak sadece kendimi tatmin etme tuzağına düşmemeye gayret gösteriyorum. Samimi ve net olmaya çalışıyorum, okurun konforunu çoğunlukla önemsiyorum ama yer yer okuru gıdıklamayı, bazen kafasından aşağı soğuk su boşaltmayı da deniyorum.
Öykü yazmak için en haklı nedeniniz nedir? Yazmasanız ne olur?
Yazmazsam bana bunun hesabı sorulur. Yazmak için buradayım bence. Bence öyleyse ki öyle, yazmak için çok haklı bir sebebim var.
Yazdığınız kurgunun kaderinizi etkileyeceğine inanır mısınız? Böyle bir deneyim yaşadınız mı?
Böyle bir deneyimin varlığına inanmıyorum. Fakat her eylem kaderin bir parçası, hissedilmez ölçekte de olsa her şey her şeye etki eder. Bunun bir önemi var mıdır, asla bilemeyiz. Bence yazalım gitsin biz.
Öykücüler genelde birbirini sever ama bu eğer bir yarış olsaydı çağdaşlarınızdan kimi geçmek isterdiniz?
Çağdaşlarımla, yazma eyleminin devamlılığı anlamında rekabet edebilirim ancak. Daha çalışkan olmak gibi. Onun haricinde herkese yer var, iyi edebiyat benim de menfaatime. Birilerini geçmek istemiyorum, zaten ortada bir yarış parkuru da yok. Haydi, öyle bir parkur kuruldu diyelim, yarışı protesto ederdim.
Hikâye ile öykünün farklı türler olduğuna dair dergiler dosya hazırlıyor ve yazarlar bazen görüş ayrılığına düşüyor. Sizce böyle bir fark var mı? Bu iki kavramla ilgili sizin tanımınız nedir?
Bu konu ilgimi çok çekmiyor açıkçası, ben yazdığıma bakarım.
Öykü yazıyorsunuz ama iyi bir öykü okuru olduğunuzu düşünüyor musunuz? Dergileri takip eder misiniz? Yeni çıkan kitapları alır mısınız? Bir de son çıkanlardan bize önermek istediğiniz öykü kitabı var mı?
İyi bir okur sayılırım, en azından yazarlığa gerektiği kadarını okuduğumu iddia edebilirim. Dergileri takip ediyorum. Tanıdığım yazarların yeni çıkan kitaplarını almaya gayret ederim. Son çıkan öykü kitaplarından Sinan Terzi'den Pencereden Bir Kuş Uçtu, Selman Dinler'den Alelade Felaketler, Emine Altınkaynak'tan Kendine Dolanan Sarmaşık adlı eserleri gönül rahatlığıyla önerebilirim.
Yazar: Müzeyyen ÇELİK K. - Yayın Tarihi: 25.07.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 25.07.2024 12:22