Günümüzün Anlatıcıları: Mete Karagöl İle Konuştuk, Söyleşi, Müzeyyen ÇELİK K.

Günümüzün Anlatıcıları: Mete Karagöl İle Konuştuk yazısını ve Müzeyyen ÇELİK K. yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden oku

Günümüzün Anlatıcıları: Mete Karagöl İle Konuştuk

19.10.2023 09:00 - Müzeyyen ÇELİK K.
Günümüzün Anlatıcıları: Mete Karagöl İle Konuştuk

Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?

Kendimi bildim bileli dışarıya karşı bir mesafem vardı. Yani dışarıya dönük bir insan değildim. Şimdilerde özellikle kitaplarıma karşı sorumluluğum olduğu için konuşuyorum. Dolayısıyla derdimi, sıkıntımı yazarak anlatmaya çalışırdım. Özellikle öykü türü bana bu alanda geniş bir alan sağlamış oldu. Biraz kendi sıkıntılarım ve biraz daha hayallerim birleşince yazmak keyif veren bir eylem oldu benim için. Keyif veren diyorum, ama yazıyı nihayete erdirince. Yazı sırasında öyle keyif falan yok ortada. (Yazar gülüyor. )

Anlatmanın arkaik yanı düşünüldüğünde, anlatının kutsal yanı var gibi görünüyor. Sizce de öyle midir?

Anlatı eğer alıcısını buluyorsa kutsal sayılabilir. Günümüzde pek çok metin yazılmakta. Bunların hepsini bu bağlamda değerlendiremeyiz, diye düşünüyorum.

Post modern anlatım imkânları bağlamında metinlerarasılık yanında türlerarasılık da gündemde. Hatta aynı metinde hem modern hem de post modern imkânlar birlikte kullanılabiliyor. Bu konunun bir şablona oturması gerekir mi?

Ben edebiyat -dolayısıyla sanat- eserini sınırlandırmayı doğru bulmuyor ve yazarın hayal gücüne, anlatısına karışılmasını istemiyorum. Bize gelen yazılarda da önce yazarın tekniğine saygı duyuyoruz, sonra başlıyor editoryal süreç. Zaten şu ana kadar gördüğüm: bu dediğiniz katmanlar türün doğasını kaybetmeden uygulanıyor yazar tarafından.

sarrr

Edebiyat dergilerinde görünüyor musunuz? Görünmek de gerekir mi? Edebiyat dergileriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Tercih ettiğim bir şey değil ama belki de eskisi kadar üretken olmadığım içindir, son zamanlarda Mahal Edebiyat ve Edebiyat Burada dışında bir yerde yazı yayımlamadım. Çok eskiden de KE ve Öykü Gazetesi. Tabii bir de küçük ve yerel mecralarda vardım. Dergilerde görünmek yazarın reklamı anlamına gelir. Dolayısıyla görünmek gerekir. Günümüz edebiyat dergileri olumlu anlamda iyi işler yapıyor. Hem online hem matbu iyi dergilerimiz var. Umarım daha iyi işler yaparlar. Ve umarım birinin başarısıyla diğeri de övünmeyi bilir. Kıskançlık kötü bir şeydir.

Yazarken karşınıza birini alıyor musunuz? Okuyucu yahut hayali bir karakter de olabilir. Yoksa kendiniz mi kendi muhatabınızsınız?

Karanlık bir odada, kendim ve kedimle baş başa kalıp yazmaktan hoşlanıyorum.

Öykü yazmak için en haklı nedeniniz nedir? Yazmasanız ne olur?

İlk soruda yanıtladığım gibi aslında: hem derdimi hem de hayal gücümü en iyi yansıtabildiğim tür öykü. Öykü kısa bir metin değildir. Yazmasaydım mutlu olurdum. Belki de mutlu olsam yazmazdım. Sizce hangisi?

Yazdığınız kurgunun kaderinizi etkileyeceğine inanır mısınız? Böyle bir deneyim yaşadınız mı?

Evet, kaderimi etkileyeceğine inanıyorum. Böyle bir deneyim yaşadım. Ama bundan söz etmek istemem. Şunu anlatabilirim bunun yerine. Oluşturduğum ilk iki karakterim, hem ilk öykü kitabımda bir öyküde, hem de ikinci öykü kitabımda bir öyküde varlar. Ve zaman zaman da karşıma çıkıyorlar. Sadece karakterler değil, bazen ilk pasajlarım da bir anda yeni kurgularda kendilerine yer buluyorlar. Daha da olacağa benzer.

Öykücüler genelde birbirini sever ama bu eğer bir yarış olsaydı çağdaşlarınızdan kimi geçmek isterdiniz?

Hepsi de şahane insanlar ve hepsiyle de şöyle ya da böyle sohbetimiz oluyor. Ama ben onlar kadar şahane insan değilim: hepsini geçmek istiyorum. (Yazar burada kahkaha atıyor. )

Hikâye ile öykünün farklı türler olduğuna dair dergiler dosya hazırlıyor ve yazarlar bazen görüş ayrılığına düşüyor. Sizce böyle bir fark var mı? Bu iki kavramla ilgili sizin tanımınız nedir?

muall

Hikâye: derdimiz, anlattığımız şey. Öykü ise formun adı. Şiirin, öykünün, romanın, tiyatro eserinin, filmin, dizinin, şarkının… Hepsinin bir hikâyesi vardır. İnsanın, yaşamın bir hikâyesi vardır.

Öykü yazıyorsunuz ama iyi bir öykü okuru olduğunuzu düşünüyor musunuz? Dergileri takip eder misiniz? Yeni çıkan kitapları alır mısınız? Bir de son çıkanlardan bize önermek istediğiniz öykü kitabı var mı?

Yük Edebiyat, Edebiyat Burada, Daima Edebiyat, İshak Edebiyat takip ettiğim dergilerden. Yeni çıkan kitapları da bittabi almaya, takip etmeye çalışıyorum, yayınevine dikkat etmeksizin… Kendisi yeni bir öykücü değil ama… Barlas Özarıkça'nın Hay isimli kitabını tavsiye edebilirim.


Yazar: Müzeyyen ÇELİK K. - Yayın Tarihi: 19.10.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 13.01.2024 03:16
651

Müzeyyen ÇELİK K. Hakkında

Müzeyyen ÇELİK K.

Müzeyyen ÇELİK KESMEGÜLÜ 1983 Kütahya doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Kütahya’da tamamladı. Trakya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı’nda “Edebî Yönden Hazîne-i Evrak Dergisi” adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı. Hayal Bilgisi, İzafi, Hece Öykü, Hece, İtibar, Mahalle Mektebi, Aşkar, Nordik, Türk Dili, Karagöz, Olağan Hikâye, Geçerken dergilerinde öyküleri yayınlandı. Halen Kütahya’da öğretmenlik yapıyor. Evli ve Ali Mahir’in annesi. 

Yayınlanmış Kitapları

- Elim Kolum Kulaklığım, Tulu Kitap, 2024
- Mutlu Dinozor Tontinosoruz, Tulu Kitap, 2023
- Kudüs’e Yolculuk, Mecaz Çocuk Yayınları, 2022
- Akşemseddin, Diyanet Vakfı Yayınları, 2021
- Bütün Ağırlıklarım, Hece Yayınları, 2021
- Nasiruddin Tusi, Kaşif Çocuk Yayınları, 2020
- Omzumda Biri, Hece Yayınları, 2017
- Kamu Baş Rüyacısı, Ebabil Yayınları, 2014

Müzeyyen ÇELİK K. ismine kayıtlı 107 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 8 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com