Günümüzün Anlatıcıları: Veysel Altuntaş İle Konuşt, Söyleşi, Müzeyyen ÇELİK K.

Günümüzün Anlatıcıları: Veysel Altuntaş İle Konuştuk yazısını ve Müzeyyen ÇELİK K. yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden

Günümüzün Anlatıcıları: Veysel Altuntaş İle Konuştuk

30.06.2022 09:00 - Müzeyyen ÇELİK K.
Günümüzün Anlatıcıları: Veysel Altuntaş İle Konuştuk

Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?

Yazmak benim için bazen gerçeklerden kaçmak bazen de gerçeklerin içinde kaybolmak anlamına geliyor. Yazmanın güzelliği de biraz burada benim için.

Anlatmanın arkaik yanı düşünüldüğünde, anlatının kutsal yanı var gibi görünüyor. Sizce de öyle midir?

Dünyadaki en insani özelliğin anlatmak olduğunu düşünüyorum. Anlatmaya kutsallık atfetmenin mümkün olduğunun bilincinde olarak söylüyorum bunu. Bizi diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğin anlatmak, tahkiye etmek olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden kutsallıktan çok anlatmanın olmadığı yerde insanın (bilinç olarak) olmadığını ifade etmek isterim. Yani insan ne kadar kutsal ise anlatmak da o kadar kutsaldır. Bir insan ne kadar kutsal değilse anlatmak da o kadar kutsal değildir.

Post modern anlatım imkânları bağlamında metinlerarasılık yanında türlerarasılık da gündemde. Hatta aynı metinde hem modern hem de post modern imkânlar birlikte kullanılabiliyor. Bu konunun bir şablona oturması gerekir mi?

Yazın dünyası kendi içinde büyük bir evren. Ve bu evrende çeşitli konular çeşitli türlerle, biçimlerle, biçemlerle anlatılabilir. Bunları kullanmanın herhangi bir engeli olduğunu ya da yazarları belirli kalıplar içine sıkıştırmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Anlatıcı bir şekilde sevdiği işi, sevdiği şekilde yapmalıdır. Meselinin özünün anlatmak olduğunu kavradığımızda işimiz oldukça kolaylaşıyor.

Edebiyat dergilerinde görünüyor musunuz? Görünmek de gerekir mi? Edebiyat dergileriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Edebiyat dergileri edebiyat dünyasının birer feneri. Bu geniş evrende onlar bulundukları yerleri ve özellikle genç yazarların gidecekleri yönü göstermesi bakımından oldukça önemli. Oralarda yazıların yayımlanması, editoryal süreçlerden geçmesi yazarın kendisini görmesine vesile oluyor. Aynı zamanda dergilerde yayımlanan yazıları okuduğunda güncel edebiyat dünyasından da haberdar olarak kendisini ve yazılarını konumlandırma fırsatı bulmuş oluyor. Ve elbette ben de çeşitli vesilelerle dergilerde yer alıyorum. Her seferinde, ilk günkü heyecanımı yaşayarak hem de.

altuntas_3

Yazarken karşınıza birini alıyor musunuz? Okuyucu yahut hayali bir karakter de olabilir. Yoksa kendiniz mi kendi muhatabınızsınız?

Birilerinin yazdıklarımı okuyacağı / anlattıklarımı dinleyeceği fikri her zaman çok cezbedici görünüyor bana. Fakat bunu yazarken değil yazı bittikten sonra veya yayımlandıktan sonra hissediyorum. Yazarken, özellikle kurgu metinlerinde, oluşturmaya çalıştığım atmosferin içinde bir yerde konumlandırıyorum kendimi. Yani içeriden bir gözle okumaya çalışıyorum yazdıklarımı.

Öykü yazmak için en haklı nedeniniz nedir? Yazmasınız ne olur?

Bunu kendime çok sordum. Doğrusu bir cevaba varmış değilim henüz. Fakat bir önceki soruda da söylediğim gibi, yazdıklarımı birilerinin okuması / tahkiyemi birilerinin dinlemesi ve yazdıklarımın onların dimağlarında yeniden yeniden var olması beni çok mutlu ediyor. Belki benim için en haklı sebep budur.

Yazdığınız kurgunun kaderinizi etkileyeceğine inanır mısınız? Böyle bir deneyim yaşadınız mı?

Böyle bir tecrübem olmadı ama yaşamda karşılaştığım olaylarla kurgularımı karşılaştırdığım çok oldu. Bir durumla karşılaştığımda, şu karakter nasıl bir duruş sergilerdi acaba dediğim oldu.

Öykücüler, romancılar genelde birbirini sever ama bu eğer bir yarış olsaydı çağdaşlarınızdan kimi geçmek isterdiniz?

Öykücülerin birbirini sevmesi meselesinin gündem olması biraz garip geliyor bana. Ben biriyle tanış olmuşsam, "onu" sevmişsem onun öykücü veya şair olup olmadığına bakmıyorum. Biriyle tanış olmadan "öykülerini", "romanlarını" okumuşsam "onu" değil öykülerini veya romanlarını sevmişim demektir. Bu arada gerçekten zevkle okuduğum onlarca çağdaşım yazar var elbette. Ama onları geçmek istemezdim. Onların varlığı edebiyatımızı çeşitlendiren unsurlardan. Ben hakkımı onları geçmek için değil kendi yolumda gitmekten yana kullanıyorum.

Hikâye ile öykünün farklı türler olduğuna dair dergiler dosya hazırlıyor ve yazarlar bazen görüş ayrılığına düşüyor. Sizce böyle bir fark var mı? Bu iki kavramla ilgili sizin tanımınız nedir?

Öykü ve hikâye kavramları biçim özelliklerinden çok bir isimlendirme sorunu olarak ortada duruyor. "Mefhumların kâh gülünç, kâh korkunç maskelerle raksa çıktığı bir karnaval balosu fikir hayatımız." diyor Cemil Meriç. O yüzden bu tartışmalardan daha çok ben anlatmanın güzelliği içinde kaybolmak istiyorum.

altintas_1 Öykü yazıyorsunuz ama iyi bir öykü okuru olduğunuzu düşünüyor musunuz? Dergileri takip eder misiniz? Yeni çıkan kitapları alır mısınız? Bir de son çıkanlardan bize önermek istediğiniz öykü kitabı var mı?

İyi bir öykü okuru olmak istiyorum. Bunun için elimden geleni yapıyorum. Güncel dergileri, son çıkan kitapları durumlar el verdikçe takip ediyor, okuyorum. Tanış olduğum arkadaşlarımın yazılarına geri dönüşler sağlamaya çalışıyorum. Yazılarıyla tanışıp kendisini tanımadığım kişileri gündemime alıyorum. Bunları bir öykü yazarı olduğum için değil, bunları yapmaktan mutlu olduğum için yapıyorum.

Tavsiye olarak verebileceğim elbette çok kitap var. Bunlardan M. Fatih Kutlubay'ın "Ben Denizlerden Hangisiyim?", Hüseyin Ahmet Çelik'in "Bozdünya", Süleyman Arif Yıldız'ın "Kör Yarış" adlı kitaplarını söyleyebilirim.


Yazar: Müzeyyen ÇELİK K. - Yayın Tarihi: 30.06.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 23.06.2022 16:52
1056

Müzeyyen ÇELİK K. Hakkında

Müzeyyen ÇELİK K.

Müzeyyen ÇELİK KESMEGÜLÜ 1983 Kütahya doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Kütahya’da tamamladı. Trakya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı’nda “Edebî Yönden Hazîne-i Evrak Dergisi” adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı. Hayal Bilgisi, İzafi, Hece Öykü, Hece, İtibar, Mahalle Mektebi, Aşkar, Nordik, Türk Dili, Karagöz, Olağan Hikâye, Geçerken dergilerinde öyküleri yayınlandı. Halen Kütahya’da öğretmenlik yapıyor. Evli ve Ali Mahir’in annesi. 

Eserleri

Kamu Baş Rüyacısı, 2014, Ebabil Yayınları
Omzumda Biri, 2017, Hece Yayınları
Nasiruddin Tusi, 2020, Kaşif Çocuk Yayınları
Bütün Ağırlıklarım, 2021, Hece Yayınları
Akşemseddin, 2021, Diyanet Vakfı Yayınları
Kudüs’e Yolculuk, 2022, Mecaz Çocuk Yayınları
Mutlu Dinozor Tontinosoruz, 2023, Tulu Kitap

Müzeyyen ÇELİK K. ismine kayıtlı 96 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 7 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com