Günümüzün Anlatıcıları: Zübeyde Andıç İle Konuşt, Söyleşi, Müzeyyen ÇELİK K.

Günümüzün Anlatıcıları: Zübeyde Andıç İle Konuştuk yazısını ve Müzeyyen ÇELİK K. yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden

Günümüzün Anlatıcıları: Zübeyde Andıç İle Konuştuk

31.10.2024 09:00 - Müzeyyen ÇELİK K.
Günümüzün Anlatıcıları: Zübeyde Andıç İle Konuştuk

Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?

Yazmaya yönelişimin asıl sebebinin anlatma isteği olduğunu düşünüyorum. Her insan bu isteği içinde taşır ve farklı formlarda türlü türlü anlatır. Her biri de ayrı ayrı kıymetlidir. Kimi enstrümanla kurduğu bağla, kimi dokuduğu kilime koyduğu motifle, kimi elinin değdiği yeri güzelleştirme/çirkinleştirme adına yaptığı dokunuşlarla kimi de bizim gibi suretleri ve anları kâğıda işleyen sözcüklerle yapar. Hepsinde de gerçekler ve hayaller iç içedir. Kendi adıma yazarken tanıklıklarımın gölgesinin belirgin olduğunu söyleyebilirim. Gerçeğin ipine dolanmış hayaller de kurgudaki şartlara göre kendine yer bulur elbette yazdıklarımda. Ama esas olan, anlattığım durumun ya da olayın bana kendini yazdıracak kadar derinden hissedebilmemdir. Beni "dert sahibi" yapan bir durumu/olayı kendi rengimle, sesimle yazarak anlatma ihtiyacı ve anlaşılma umududur. Gördüklerimin, hissettiklerimin toplamından kurgulanmış olayları ve durumları anlatarak kendime dille nefes alınan bir alan açma ve açtığım bu alanda kendim olmanın verdiği o dinginlik hissini yaşama arzusudur. Benim gördüklerimi herkes görüyor mu yoksa bu duygu bende mi uyanıyor sorusuna cevap bulma isteği biraz da.

Anlatmanın arkaik yanı düşünüldüğünde, anlatının kutsal yanı var gibi görünüyor. Sizce de öyle midir?

İnsan, öyle ya da böyle sürekli olarak bir anlatma çabası içindedir. Sesini çıkaramadığı zamanlarda bile izini belli edecek şeyler bulmuştur çoğunlukla. Anlatmanın farklı, özel sayılabilecek bir yanı vardır ama bunu kutsal olarak değerlendirmek bana göre çok iddialı bir söylem olur. Evet, yazarken bazen doğrudan bazen de gerçekleri bozup/ değiştirip yeni dünyalar, yeni hayatlar kuruyoruz. Yazabildiğimiz zamanlarda bazen bu dünyanın içinde göneniyoruz bazen de boğuluyoruz. Çoğu zaman sustuklarımızdan ya da susmak zorunda bırakılanların hayatlarından çaldığımız kesitleri çoğaltarak yitip giden zamana notlar düşüyoruz. Neyi anlattığımızla birlikte nasıl anlattığımız da mühim. Ve anlattıklarımızın okurun hayatında karşılık bulması çok kıymetli. Güzel olan da bu.

Postmodern anlatım imkânları bağlamında metinlerarasılık yanında türlerarasılık da gündemde. Hatta aynı metinde hem modern hem de postmodern imkânlar birlikte kullanılabiliyor. Bu konunun bir şablona oturması gerekir mi?

Bunlar öyküyü dışarıdan etkileyen unsurlar. Elbette bunları dikkate alarak oluşturulan metinler olabilir, bu çok anlaşılabilir bir şey. Farklı yöntemlerle farklı arayışlar sonucu öyküler yazanlar var. Sonuçta bu, bir tercih meselesi ve belirli bir şablona göre değerlendirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Öğrenilmiş birtakım tekniklerle hatta sipariş edilmiş izlenimi veren cümlelerle yazılmış öykülerin bende bir karşılığı yok. Zorlama tekniklerle yazılmış öykülerin içinde hisler barınamaz. Belirli bir dil zevki barındıran, kendi estetiğini oluşturmuş öyküleri okumak beni daima heyecanlandırır. Hissetmek ve hissettirebilmek, anlamak ve anlatabilmek esassa herkes farklı tekniklerle yapabilir bunu. Sınır çizmenin doğru olmadığını düşünüyorum.

Edebiyat dergilerinde görünüyor musunuz? Görünmek de gerekir mi? Edebiyat dergileriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Dergilerde zaman zaman görünüyorum. Dergilerde görünmeden önce de yazıyordum, dergilerde görünmediğim zamanlarda da yazıyorum. Bazı dergilerin varoluşuna yakından tanıklık etmişliğim de var, dergi yolculuğundan çekilişine engel olamadığım da var. Hatta yazısı güzel olana yazdırıp fotokopiyle çoğalttığımız bir derginin yolculuğuna da eşlik ettim. Dergilerde görünmek bir tercihtir elbette ama yürüdüğümüz yolları gözden geçirmek gerektiğinde dergilerin varlığının önemli olduğunu yadsıyamayız. Son yıllarda farklı sebeplerle ve gerekliliklerle dijital ortamlar bu meseleyi daha farklı bir boyuta taşıdı. Bu mecralar, basılı dergilere göre yazanları ve yazılan eserleri daha görünür kılıyor. Sizin cümlelerinizle anlam arayışı içinde olanlarla aranızda kurulacak bağı hızlandırıyor. Ancak bu noktada kendimizce belirlediğimiz bir ölçü, denge olmasına özen göstermek gerektiği kanaatindeyim çünkü bu durum, bizi asıl meselemizin dışına taşıyacak bir zemine de sürükleyebilir.

Yazmayı ve yazılanları okumayı hayatında önceledikleri arasına koyanlar açısından edebiyat dergilerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Dergiler, yazma heyecanını diri tutar; bu yüzden de önemlidir.

Yazarken karşınıza birini alıyor musunuz? Okuyucu yahut hayali bir karakter de olabilir. Yoksa kendiniz mi kendi muhatabınızsınız?

kitap_kapagiBen yazarken hissettiğim ve anlatmaya değer bulduğum şeyi kendimce anlatabilmenin ötesinde bir şeye takılmam. Bu noktada önemli olan anlatma isteğim ve yazıyor oluşumdur. Yazdıklarımı okuyanlar isterlerse eşlik ederler bana, istemezlerse de kendi tercihlerince yazan birine rastlamak adına okuyacakları arasından birini elemiş olurlar böylelikle.

Anlatmaya ikna olduğum bir durum ya da olay, epey bir süre meşgul eder beni. O öyküyü yazma hissinin ağırlığıyla ve başka bir kimliğe bürünüp dert edileni anlatma isteğiyle başlangıç ve bitiş cümleleri bir şekilde kendisini yazdırır. Sonrası da gelir zaten. Böyle söylediğime bakarak bu sürecin kolay bir süreç olduğunun düşünülmesini de istemem çünkü bana göre öykü yazma süreci çok sancılı bir süreç. Belirli kalıplara takılıp kalmadan kendi öykümü inşa etmeye çalışırım. Dil ve kurgunun dinamikleri açıdan elbette bazı noktalara dikkat ederim ama bunun ötesinde hayali ya da gerçek birinin yarenliğinde yol yürümem.

Öykü yazmak için en haklı nedeniniz nedir? Yazmasanız ne olur?

Yazabiliyor olmak güzel. Yazarak anlatabilmek güzel. Yaşama yazarak tanıklık etmek güzel. Yazmasaydım susmanın ağırlığı altında ezilirdim. Bana iyi gelen bir eylemden uzaklaşmak, beni mutsuz ederdi.

Yazdığınız kurgunun kaderinizi etkileyeceğine inanır mısınız? Böyle bir deneyim yaşadınız mı?

Yazarken kurgu ve gerçek birbirine karışıyor çünkü yazdıklarımızın üzerine kendi hayatımızdan ya da gözlemlerimizden gölgeler düşüyor. Böyle olunca da öykü yazarken bazen dengeler bozulabiliyor. Bu kimin gerçeğiydi, neresi kurguydu dediğim oluyor. Kurguladığım bir şeyin kaderimi etkileyeceğini düşünmedim ama öyküyü tamamlayıp kenara koyana kadar büründüğüm rolün etkisiyle fiziksel ve ruhsal açıdan hırpalandığımı söyleyebilirim.

Öykücüler genelde birbirini sever ama bu eğer bir yarış olsaydı çağdaşlarınızdan kimi geçmek isterdiniz?

Yarış olarak düşünmedim hiç. Yarış içinde olmak yorar insanı ve gereksiz bir gerginlik yaratır. Böyle bir hırsa kapılarak eser ortaya koymak, yazanın da yazılanın da kabulünü zorlaştırır. Yazanın kendi üslubu çerçevesinde yazmaya devam etmesinin, bunun için çaba göstermesinin daha önemli ve sağlıklı olduğunu düşünüyorum.

Hikâye ile öykünün farklı türler olduğuna dair dergiler dosya hazırlıyor ve yazarlar bazen görüş ayrılığına düşüyor. Sizce böyle bir fark var mı? Bu iki kavramla ilgili sizin tanımınız nedir?

Kelime anlamı olarak birbirlerinin yerine kullanılsalar da farklı dillerdeki iki sözcük olduğu hususunda sanırım hemfikiriz. Hikâyeler zaten var, kendi sözcüklerimizle kendi rengimizi kattıklarımızsa öykü. Bildik bir oyunu, farklı bir zamanda farklı bir kurguyla oynamak gibi.

Öykü yazıyorsunuz ama iyi bir öykü okuru olduğunuzu düşünüyor musunuz? Dergileri takip eder misiniz? Yeni çıkan kitapları alır mısınız? Bir de son çıkanlardan bize önermek istediğiniz öykü kitabı var mı?

Yazmanın yolu iyi bir okur olmaktan geçiyor. Elimden geldiğince öykü türünün eski ve yeni örneklerini okumaya çalışıyorum.

Farklı bakış açılarının okumaya ve yazmaya büyük katkısı olduğu bilinciyle bir araya geldiğimiz, okuduğumuz kitapları değerlendirdiğimiz, ayrıntıları birbirimizin gözüyle görmeye çalıştığımız "Öykü Kadınlar" topluluğumuz var. Bu topluluktaki yazar ve okur arkadaşlarımın önerileri ve eleştirileri de okuma listemi belirlemede bana katkı sağlıyor.

Yeni kitapları da dergileri de zaman ve şartlar ölçüsünde takip ediyorum. Dergilerle bağımı koparmamaya çalışıyorum çünkü güncel edebiyatı takip etmenin en iyi yollarından birinin bu olduğunu düşünüyorum. Günümüz öykücülerinin anlattıklarına okur olarak tanıklık etmek için kitaplarını alıyorum. Kalemini ve edebiyat dünyasındaki duruşunu beğendiğim/önemsediğim öykücüler var elbette ama ismini söyleyemediklerime haksızlık olmaması için isim(ler) vermemek daha doğru olur diye düşünüyorum.


Yazar: Müzeyyen ÇELİK K. - Yayın Tarihi: 31.10.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 11.10.2024 10:19
1224
Yorumlar
  • Hande Eda Özmen 2024.10.31 15:16

    Zübeyde Andıç genç neslin en önemli öykücülerinden biridir. Ayrıca kendisi eğitim camiasının çok önemli neferlerindendir. Kendisiyle tanışma mutluluğuna eriştiğim için kendimi şanslı sayıyor; yolu her daim açık, kalemi keskin olsun diyorum.

Müzeyyen ÇELİK K. Hakkında

Müzeyyen ÇELİK K.

Müzeyyen ÇELİK KESMEGÜLÜ 1983 Kütahya doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Kütahya’da tamamladı. Trakya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı’nda “Edebî Yönden Hazîne-i Evrak Dergisi” adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı. Hayal Bilgisi, İzafi, Hece Öykü, Hece, İtibar, Mahalle Mektebi, Aşkar, Nordik, Türk Dili, Karagöz, Olağan Hikâye, Geçerken dergilerinde öyküleri yayınlandı. Halen Kütahya’da öğretmenlik yapıyor. Evli ve Ali Mahir’in annesi. 

Yayınlanmış Kitapları

- Elim Kolum Kulaklığım, Tulu Kitap, 2024
- Mutlu Dinozor Tontinosoruz, Tulu Kitap, 2023
- Kudüs’e Yolculuk, Mecaz Çocuk Yayınları, 2022
- Akşemseddin, Diyanet Vakfı Yayınları, 2021
- Bütün Ağırlıklarım, Hece Yayınları, 2021
- Nasiruddin Tusi, Kaşif Çocuk Yayınları, 2020
- Omzumda Biri, Hece Yayınları, 2017
- Kamu Baş Rüyacısı, Ebabil Yayınları, 2014

Müzeyyen ÇELİK K. ismine kayıtlı 107 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 8 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com