Güzel Rüyalar da Var mı?, Edebiyat, Tuba YAVUZ

Güzel Rüyalar da Var mı? yazısını ve Tuba YAVUZ yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Güzel Rüyalar da Var mı?

19.02.2024 09:00 - Tuba YAVUZ
Güzel Rüyalar da Var mı?

Mehmet Can Şaşmaz "Korkma Güzel Rüyalar da Var" üstüne

Bazı kitapları okurken kulaklarımı kapatırım, gümbür gümbür sesler işitilir satır aralarından. Gürültüsü rahatsız edicidir. Allı pullu cümleleri, kelime oyunları, didaktik mesajları ile okuru serseme çeviren, yazarının tüm maharetini sergileme telaşını hissettiren kitaplardır bunlar. Yorucudur okumak. Bazı eserlerse aksine dingin bir bahar esintisi tattırır okuyucusuna. Kitap bittiğinde garip bir sükûnet çöker içinize, anlatmadıkları, düşündürdükleri; okuduğunuz eserden daha fazlasıdır. Mehmet Can Şaşmaz'ı okurken tam olarak zihnimde bu dingiliği hissettim. Kısık sesle, yavaş yavaş anlatılan öykülerle sanki kapı komşunuzun dertlerini oturduğunuz kanepeden dinliyormuşsunuz duygusu kaplıyor içinizi.

Mehmet Can Şaşmaz'ın Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan "Korkma Güzel Rüyalar da Var" kitabını elime alınca isminden ötürü biraz çekinmiştim. Bazen bir şeyi yapma dendiğinde insan daha çok yapmak ister ya hani benimki de o hesap. Korkma diye emir verilince demek korkacak bir şey var diyor insan. Sonra sadece kitabın adından hareketle aklımda tonlarca soru dolaştı. İnsan hislerine söz geçirebilir mi? Korkma dendiğinde korkmaktan vazgeçebilir mi ki? Rüyalara tutunup gerçeklerden korkmamak iyi bir fikir mi? Sonra kapağı açıp öykü adlarını görünce zihnim biraz sustu çünkü kitabın adının aksine öykü isimleri oldukça sakin hatta romantik bile sayılabilir. Ayrıca en güzeli kitapla aynı adı taşıyan öykü de yok.

On altı kısa öykünün yer aldığı "Korkma Güzel Rüyalar da Var" Mart 2022'de çıkmış. Öykülerin ortak bir teması ya da ortak bir tekniği yok. Bana kalırsa hepsi farklı dönemlerde yazılmış, farklı yerlerde basılmış sonradan belki de dosya haline gelmesi planda yokken dosya için bir araya gelmiş. Mehmet Can Şaşmaz Edirne'de ikamet eden bir psikolog. İyi bir yazarla aynı şehirde yaşamak güzel bir histir ve bunu ancak taşradaki sanatseverler anlar.

Kahraman anlatıcılar

Eserdeki öykülerin çoğu ben diliyle yazılmış. Esasen okur olarak ben diliyle yazılan öyküleri daha çabuk içselleştiriyoruz. Okur tarafında işler kolaylaşıyor böyle anlatımlarda fakat ben dilinin yazar açısından handikapları çok. Olayları sadece kahraman anlatıcının gözünden görmek daha çoğunu bekleyen benim gibi detaycı okurları kesmeyebilir. Mesela Ka öyküsü ritmi ve kurgusuyla eserdeki iyi öykülerden olmasına rağmen olayları kahramanın gözünden seyrederken sınırlandığınızı hissediyorsunuz. Öyküdeki ana kahraman yaşadığı endişe ve korku ile garip davranışlar sergiliyor. Hayal ile gerçek arasında git geller yaşanıyor. Bu öyküde ben kahramanın başkalarının gözündeki duruşunu da merak ettim mesela.

Hepimizden bir şeyler

Mehmet Can Şaşmaz psikolog. Bu mesleğin mutlaka onda iyi bir gözlem yeteneği oluşturduğu, kişilik analizlerinde ve olayları tahlil etmede sıradan bir bakıştan daha iyi olacağı muhakkak. Fakat bana kalırsa eserdeki kahramanların iyi gözlemlenmesi Şaşmaz'ın edebiyat yeteneğinden geliyor. O psikolog olmasa da böyle yazacaktı.

Öykülerdeki kahramanlar, korkuları, sevinçleri, telaşları ve günlük yaşamdaki halleriyle çok sıradan. Sıradan kelimesini olumsuz manada kullanmıyorum. Bilindik, tanıdık, bizden manasında. Bu sıradanlığın içinden bir durumu yahut minik bir olayı yakalayıp sunmuş yazar. Eseri okuduğunuzda sanki tüm öyküler otobiyografikmiş hissi uyandırıyor. Bunun nedeni yazarın dilinin yalın ve doğal olması, ayrıca işlediği temaların hepimizin günlük hayatına dokunmasındır diye düşünüyorum.

Balkon Cefası öyküsünde tekerlekli sandalyeli bir genç kızın toplumun bencillikleri karşısında yalnızlaşmasını anlatırken kahramanını ajite etmeden dosdoğru anlatmasını çok başarılı buldum. Yazımın başında da dediğim gibi toplumsal bir mesaj verme kaygısı taşımadan olanı olduğu gibi sunar Mehmet Can Şaşmaz.

Merhamet öyküsünde -neredeyse tek sayfalık bir kısa öyküdür- merhametsiz bir evlat anlatılır. Aslında anne midir merhametsiz olan yoksa çocuk mu onu da kestiremez okur. Hayatın tek rengi tek doğrusu olmadığı gibi Şaşmaz da öykülerini tek doğru üzerinden kurmamıştır. Merhamet öyküsünü okuyunca nedense kızamazsınız çocuğa da anneye de. Sanki hepimizin içinde gizlediği öfke ya da kini temsil eder.

Prensesi Olmayanlara Özel Bir Hizmet öyküsünde bir aldatma hikâyesini açık bir dille anlatan yazar, okurda bayağılık hissi uyandırmadan, hayatın akışında ne kadar normalse o kadar normal bir tavırla kadın erkek ilişkisini, cinsel eğilimleri ve aldatmayı konu alır.

Mehmet Can Şaşmaz eserdeki uzun ve kısa tüm öykülerinde tikel sorunlar üzerinde duruyor. Sorunları derinlemesine gözümüze sokmak ya da bu sorunların çıkış noktalarını işaret etmek gibi büyük hamlelere girişmiyor. Elindeki kamerayı insanların üzerinde gezdirirken sıradan bir günde sıradan birini objektifine yaklaştırıyor. Onun hayatına yaklaşıp biraz izlettikten sonra başka bir yöne çeviriyor kamerayı. Çok derin tahlillere, uzun monologlara, bilinç akışlarına girmiyor.

Yalnızlık

Şaşmaz öykülerinde dikkatimi çeken bir diğer nokta ise hemen hemen her öyküde geçen yalnızım / yalnızız / yalnızlık gibi kelimeler. Teması yalnızlık olmasa dahi öyküye bir yerden ilişiveriyor bu kelime. Belki de bilerek yapıştırıyor yazarımız. Öykü kahramanlarının görünürde olanca sıradanlığına rağmen iç dünyalarında sıra dışı olan yanları var. Onları diğer insanlardan ayıran içli ya da hisli -belki de duygulu demek daha yerinde olur- bakış açıları. Sıradan olaylara sıra dışı anlamlar yükleyen, hayatın akışı içinde bir ana / kişiye / duruma takılan kahramanlar bu farklılıklarını da bilirler; bundan ötürü de yalnızlık çekerler. Balkon Cefası öyküsünde "Bir yerlerde çoktan yağmur başlamış olmalıydı. Her seferinde sadece ben miyim rüzgârın taşıdığı ıslak kaldırım kokusunu duyan?"(s.77) der anlatıcı kendini ayrıştırarak diğer insanlardan.

Ka öyküsündeki kahramanımız da gökyüzüne ve nesnelere sıradan insanlar gibi bakmadığını vurgular:

"Geçen gün batımında verandada rastladım. Gökyüzü bir ucundan tutuşturulmuş gibi karşımdaydı. Dünyaya ateşten gözlükle bakıyorum."(s.28)

Son söz

On altı öyküden oluşan "Korkma Güzel Rüyalar da Var" ile Şaşmaz bizi gerçek hayatın pek çok sahnesine götürüyor. Esasen öyküler bizi başlıktaki kadar cesaretlendirmiyor hatta bazı öyküler beni her rüya güzel değil duygusuna sürükledi.

Okuduğum kitaplarda ben yazarın yerinde olsam neyi nasıl yapardım sorusu bir türlü aklımdan çıkmadığından bu iç sesimi yazı boyunca susturmaya çalıştım. Fakat şuan kalemi eline aldı. Ben yazarın yerinde olsaydım eserdeki öykülerin hepsinin belirli bir asgari uzunlukta tutmaya çalışırdım. Eserdeki en iyi öykülerde o uzunluğa erişen öyküler olmuş bence; Ka, Belediye Öykücüsü ve Barbunyaların Özel Hayatı gibi. Malumunuz öykü dilinin belirli sınırları var ve yazar ister bir durumu ister bir olayı aktarsın, okurun zihninde bir şema oluşturabilmeli. Bu şemaya mekân, zaman, kişiler de dâhil. Eserdeki bazı öyküler bu bağlamda oldukça kısaydı. Zihnimde tam şekillenmeden bittiler. Ama bunlar zaten küçürek öyküdür derseniz ona lafımız yok tabi.

"Korkma Güzel Rüyalar da Var"ı okurken bazen bir yazarla konuştuk bazen sevgilisini aldatan bir adamla karşılaştık; kimi zaman kahraman sadık bir aile babasıyken kimi zaman annesinden intikam alan merhametsiz bir çocuktu. İronik dili yer yer gülümsetirken bazı satırlarda kızıp iç çektik. 83 sayfalık öykü kitabının içine hepsinden serpiştirmiş yazar.

Eğer benim gibi doğal ve akışkan öyküler seviyorsanız "Korkma Güzel Rüyalar da Var"ı seveceksiniz.

Korkma Güzel Rüyalar da Var
Mehmet Can Şaşmaz
Yapı Kredi Yayınları, 2022, İstanbul
83 sayfa


Yazar: Tuba YAVUZ - Yayın Tarihi: 19.02.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 14.02.2024 01:54
535

Tuba YAVUZ Hakkında

Tuba YAVUZ

1982 yılında Erzincan’da doğdu. Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra Ankara’da çeşitli kurumlarda çalıştı. 2008’den bu yana Edirne’de Milli Eğitimde öğretmen olarak görev yapmakta. İki çocuk annesi.

Türk Edebiyatı, Hece Öykü, Ihlamur, Balkan Türküsü, Poyraz gibi çeşitli dergilerde öyküleri yayımlandı.

Yayınlanmış Kitapları

- Sitare, Meserret Yayınları, 2014

Tuba YAVUZ ismine kayıtlı 57 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 1 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram