Hakikatin İncitildiği Yer
S. Çelebi kaleme aldı...
Yazarın Hakikat Tutkusu
Fatma Hanım bir programa konuk olduğunda genellikle sunucu adına gerilirim. Zira kelimelere çok dikkat eden yazar, katıldığı programlarda, sunucuya cevap vermeye ekseriyetle değilleme ile başlar.
İlla ki sorulan soruda, kurulan cümlede düzeltilecek bir yan bulur.
Bu sebeple yazıyı kaleme alırken karşımda Fatma Hanım oturuyor ve her an araya girecek gibi bir baskı hissetmiyor değilim.
Belki de bu hassasiyeti (kendi bildiği) hakikate halel gelmesin endişesindendir. Hakikat tahrip olmasın, 'hakikat incinmesin' diye...
Hakikat İncinmesin
Bir kitaba başladıktan yaklaşık 15 dakika sonra kitapla nasıl bir okur-kitap ilişkisi içerisinde olacağımız belli olur.
İlk okumadan sonra kitabın kaç sayfa olduğuna bakıp günde ne kadar okuyunca kaç günde biter hesabı yapılan kitaplar...
Ve bu hesap akla bile gelmeden okunup biten kitaplar.
Hakikat İncinmesin'e başlarken 'bir şekilde' 2.kategoride olacağına emindim.
'Bir şekilde'nin içini dolduracak çeşitli ihtimallere rağmen Fatma Barbarasoğlu'nun akıcı dili ile kendisini okutacağını biliyordum.
Yazar bu kitabında, son kitabında ve yazılarında sıkça ele aldığı, sosyal medyanın, mahremiyeti ve insanı ilişkileri tahrip edici yönüne göndermeler yaparak karşıladı bizi giriş kısmında.
Devam eden sayfalarda tek meselenin bu olmadığını, meselenin tek olduğu durumlarda dahi, onu yaşayan insan kadar yorumu olduğunu gösterdi.
4 Farklı kadın karakterden okuduğumuz hadiselerin, 5.bir kadında bıraktığı izlenimlere gelince...
Açıkçası Fatma Hanım'ın okuduğum diğer kitaplarında hissettiğim, hayatımın bir yerlerine dokunan sahiciliği bu kitapta diğerlerine nazaran daha az hissettim.
Bilge'de kendimden, Müberra'da annemden, Naciye Paşa'da çevremdeki herhangi bir ihtiyardan ve Evren Hoca'da yöremden bir insandan izler bulamadım.
(Fatma Hanım'ın, hayat sizin çevrenizden ve tecrübelerinizden ibaret değil Sümeyra Hanım deyişini duyuyor gibiyim. Evet, Fatma Hanımcığım haklısınız ben de şahsi okuma tecrübemi paylaşıyorum, kızmayın. 'Yo kızmıyorum'. Peki, o halde sorun yok...)
Mutluluk Onay Belgesi dışındaki diğer kitaplardan öteki bir farkı ise üslupta ağır basan mizahi tondu. Bu mizahi üslup henüz yazarın kalemine tam oturmamış olduğundan mıdır bilmem bir nebze emanet duruyordu.
Naciye Paşa'nın ağzından aktarılan gündelik hayatın sosyolojisinin ihmal edilmesi, 'sıradan' insanın tarihinin yok sayılması eleştirileri dikkate değer vurgulardı. Yazarın nokta atışı tespitleri bölümün, alanın uzmanı birinin kaleminden çıktığını belli ediyordu.
Öte yandan 15 Temmuz sonrasında mağdur olan Evren Hoca ve Halis Abi gibi binlerce insanımızın olduğu da bir hakikat...
Lâkin bu hakikat bu romanda sadece haksızlığa sessiz kalmamak adına, bir nevi görev bilinciyle akışa eklenmiş gibi duruyordu.
Romanın en bariz diğer bir zayıf yönü ise çevresinde kanserle mücadele etmiş insanlar olanların açıkça fark edebileceği bir husus.
Naciye Paşa'nın kemoterapi sürecini geziye gittim geldim gibi bir kamuflaj ile atlatabilmesi ve bunu çevresindeki insanların fark etmemesi (her şeye rağmen) mümkün hadiseler değildi.
Velhasıl 'bir şekilde' bir çırpıda okunabilecek bir kitaptı Hakikat İncinmesin.
Fakat daha önce 20 küsur kitaba imza atmış Fatma Barbarasoğlu'nun kitabı beklentisiyle okunduğunda zayıf bir kurgu olarak okunan, akıcı bir kitap Hakikat İncinmesin.
Romancı kimliği incinmesin amma Fatma Hanım'ın öykücü ve denemeci kimliğiyle teşrik-i mesaide bulunmaktan daha fazla memnun olduğumu fark etmiş oldum sona vardığımda...
Hakikat İncinmesin
Fatma Barbarasoğlu
Profil Kitap
2. baskı
2020
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 28.05.2020 14:28 - Güncelleme Tarihi: 14.07.2023 21:13