Hangimiz Sofrasında Eşcinsel Ağırladı?, Düşünce, Misafir Köşesi

Hangimiz Sofrasında Eşcinsel Ağırladı? yazısını ve Misafir Köşesi yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Hangimiz Sofrasında Eşcinsel Ağırladı?

26.02.2025 09:00 - Misafir Köşesi
Hangimiz Sofrasında Eşcinsel Ağırladı?

Büşra Tektaş yazdı...

Kaçımız sofrasında eşcinsel ağırladı. Yanlış anlaşılmasın sapkın değilim. Sapkınlığı destekleyen de olmadım. Yalnızca Lut Aleyhisselam'ı anlamaya çalışan biriyim. Sofrasında ne çok eşcinsel ağırladı oysa.

Eşcinsellik geçmişte olduğu gibi çağımızda da bir sorun olarak yerini almaktadır. Hayattaki hakikatler onları görmezden geldiğimizde yahut inkâr ettiğimizde yok olup gitmiyor. Bize düşen durumu iyi tahlil etmek ve emin adımlarla ilerlemek olmalı. Artan baskılardan, taraflı düşünceden dolayı eşcinsellik konusu dünyada ve hatta ülkemizde umutsuz bir hâle doğru girerken yapılan birtakım çalışmalar bu konudaki kanaatimi yıkar nitelikte olmaya başladı. Bunlardan biri Joseph Nicolosi'nin "Onarım Terapisi Vaka Öyküleri," kitabı... Ayık Kitap söz konusu eser de dahil olmak üzere bu gibi pek çok çalışmaya ev sahipliği yaparak toplumdaki önemli bir boşluğu doldurmaktadır. "Bilimi" bilimle çürütmesini insanlar adına yapılan en büyük hizmetlerden biri olarak değerlendiriyorum. Yazar Joseph Nicolosi Klinik Psikolog aynı zamanda NARTH yani Ulusal Eşcinsellik Araştırma ve Tedavi Birliği'nin eski kurucu başkanıdır. Vefatına kadar görevini sürdürmüş olan Nicolosi, Onarım Terapisi kitabı dahil olmak üzere birçok faydalı çalışmayı bizlere bırakmıştır.

Vaka öykülerinin en büyük katkısı bu durumun aşılabileceğine dair aşıladığı yüksek umut olmaktadır. Okurken en çok dikkatimi çeken kısımlardan bir tanesi Nicolosi'nin bu durumu "Yabancılaşma" perspektifiyle ele alıyor olmasıydı. Kendisine, duygularına, bedenine, erkekliğine ve ailesine karşı yabancılaşmış bireylerin hikâyelerini okudukça meselenin ne olduğu zihnimizde netleşmeye başlıyor. Giriş bölümünde okurun zihninde zemin hazırlandıktan sonra sekiz ayrı danışanın hikayesini ele alınıyor. Bu danışanların hikayelerinin etik kurallar gereği yansıttığını söylüyor Nicolosi. Bazen ünlü bir iş adamı oturuyor koltuğa bazen dindar bir rahip, ergenliğe yeni girmiş bir genç, evli bir adam. Koltuktakiler değişse de hikayelerin birtakım ortak noktaları var:

1. Eşcinsel olma durumunun normal olmadığının farkında olan yahut bu durumdan şikayetçi olan ana karakter

2. Kaygılı, otoriter anne ve umursamaz, pasif ya da yetersiz baba figürü

3. Anne- babayla yetişkin gibi ilişki kuramama

4. Cinsel duygularına karşı suçluluk duyma

5. Başka erkeklerin bedenine karşı kıskançlık duyma, danışanların genel özellikleri arasında sayılabilir.

Burada kitaptaki danışanların sadece erkek eşcinsellerden (gey) oluştuğunu söylemekte fayda var. Kitabı okurken kafamı kurcalayan sorulardan biri bu oldu. O zaman kendini lezbiyen olarak adlandıran kadınları hangi kefeye koyacaktık. Fakat araştırdıkça bu konu kafamda netlik kazanmaya başladı. Eşcinsellik esasında, erkeklerin cinsel kimliğiyle alakalı bir sorun. Kadınlardan lezbiyen olduğunu söyleyenler, kendilerini bu şekilde adlandırsalar bile bir erkek gibi cinselliği fiilen deneyimleme olanakları bulunmadığından bu konuda bir "gay"e nazaran daha masum kalıyorlar. Yine de lezbiyenlerle alakalı bir kitap olup olmadığına dair araştırma yaptım ve bununla alakalı "Eşcinsellik Tedavi Rehberi" kitabına eriştim. Burada bilhassa lezbiyen ve biseksüeller ele alınılarak konu bu bağlamda da açıklığa kavuşturulmaktadır.

6. Öfke. Evet bu madde danışanların ortak noktalarından bir tanesiydi: "Ona dedim ki, Eşcinsel bir kişi erkeklere baktığında böyle hisseder. Kendini kandırılmış ve öfkeli hisseder; erkeklerin dünyası bir gizemdir. Gey erkeklerin sahip olmadığı erkeklik niteliğine heteroseksüel erkekler kolayca, farkında olmadan, doğal bir şekilde sahip olurlar. Yoğun bir bağımlılığın açlığın olduğu yerde öfke de hep olur." (Nicolosi, 2022, s. 78)

Bu eğilimin en temel nedenlerinden birinin duygusal açlık olduğunu izah eden Nicolosi üç temel ihtiyaçtan bahsediyor. (Üç A: Attention, affection, approval) İlgi, sevgi ve onay. Bu üç temel ihtiyacı karşılanmamış bazı bireyler bu ihtiyaçlarını eşcinsel ilişki yoluyla karşılamaya çalıştıklarına değiniyor. (Nicolosi, 2022, s. 17)

Yer yer onarım terapisinin ne olduğuna dair tüyolar veren yazar Eşcinselliğin bir lanet olmadığını bilakis kişinin Onarım Terapisiyle birlikte biraz çaba ve duygularını anlama yoluyla bu duyguları ayırt edebileceğini ve hayatına buna göre devam ettirebileceğini söylüyor. Kitabın sevdiğim yönlerinden bir tanesi boş ve şişirilmiş vaatler sunmuyor oluşuydu. "Bu terapiyi aldıktan sonra eski hayatından eser kalmayacak, bir daha hiç eşcinsel dürtü hissetmeyeceksin," gibi şişirilmiş cümleler söylemeyip danışanlarını gerçekçi bir perspektifle; "bundan sonra bu duyguları hissetsen bile artık duygunun hangi eksiklik kaynaklı olduğunu anlayacak ve tercihini ona göre yapabileceksin," şeklindeki yaklaşımı oldu.

Baştaki soruma dönecek olursam eşcinselliği bir kötülük endüstrisinin parçası olarak savunan insanlar dışında geri kalanlar sadece bu işin mağduru. Eşcinselliğin savunuculuğunu yapmadıkları taktirde onlara karşı anlayışla ve yardımsever bir şekilde yaklaşmak durumundayız. Aksi taktirde kötülük endüstrisi daha birçok mağduru bünyesinde öğütmeye devam edecek demektir.

Kaynaklar:

Nicolosi, J. (2022). Eşcinselliğin Tedavisi Onarım Terapisi Vaka Öyküleri. İstanbul: Ayık Kitap

Henry, J ve Hamılton, J. (2022) Eşcinsellik Tedavi Rehberi. İstanbul: Ayık Kitap

Yazıda Prof. Dr. Ömer Miraç Yaman'ın seminerinden esinlendiğimi ve yararlandığımı belirmek isterim. Baştaki soru seminer sırasında bizlere yönelttiği çarpıcı sorulardan bir tanesiydi.


Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 26.02.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 04.02.2025 12:00
2.269

Misafir Köşesi Hakkında

Misafir Köşesi

Kitaphaber ailesine misafir olmuş konuk yazarların yazılarını bu profilde bulabilirsiniz.

Misafir Köşesi ismine kayıtlı 1206 yazı bulunmaktadır.