Hapishane Zihninizde Anahtar Cebinizde, Kişisel Gelişim, Ulus ÇELİKER

Hapishane Zihninizde Anahtar Cebinizde yazısını ve Ulus ÇELİKER yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Hapishane Zihninizde Anahtar Cebinizde

30.06.2023 09:00 - Ulus ÇELİKER
Hapishane Zihninizde Anahtar Cebinizde

Macaristan doğumlu Dr. Edith Eger 1944'te Naziler tarafından esir alındı. Ailesi ve kız kardeşi ile birlikte Auschwitz'e gönderildi. Ailesi geldikleri gün öldürüldü ama Edith'in cesareti onu ve kız kardeşini hayatta tuttu. Savaştan sonra Eger, ABD'ye taşındı. 1978'de El Paso Teksas Üniversitesi'nden klinik psikoloji alanında doktora derecesini aldı ve ülkenin önde gelen psikologlarından oldu. Dr. Edith Eger ilk kitabı The Choice (Seçim)'de toplama kamplarında hayatta kalmasının iyileşmesinin ve özgürlüğe giden yolculuğun hikâyesini anlattı. Kitabı New York Times ve Sunday Times'ın en çok satanlar listesine girdi. Dünyanın dört bir yanındaki binlerce insan kitabın onları nasıl etkilediğini ve kendi geçmişleri ile yüzleşmeleri ve acılarını iyileştirmeye çalışmaları için onları nasıl ilham verdiğini Eger'e yazdı. Eger, ikinci kitabı The Gift (Hediye) kitabında şifa mesajını genişletiyor ve bizi geçmişte tutsak etmiş olabilecek düşünce ve davranışları değiştirmeye teşvik eden uygulamalı bir rehber sunuyor. Dr. Edith Eger, Viktor Frankl (İnsanın Anlam Arayışı yazarı) tarafından geliştirilen terapötik yaklaşım logo terapiden büyük ölçüde etkilenmiştir. Logoterapi bir bireyin birincil motivasyon gücünün hayatta anlam bulmak olduğu fikrine dayanmaktadır. Victor Frankl'ın dediği gibi "Bir insandan bir şey hariç her şeyi alınabilir: insan özgürlüğünün son noktası olan- farklı durumlarda kişisel davranış tercihi-kendi yoluna kendisinin karar vermesi.''

Dr. Edith Eger kitabının giriş kısmında şu çarpıcı cümleleriyle bizi karşılıyor;

"Size en kötü hapishanenin Nazilerin beni koyduğu hapishane olmadığını söylemek için buradayım en kötü hapishane benim kendi kendime kurduğumdur. Hayatlarımız muhtemelen çok farklı olsa da belki ne demek istediğimi anlıyorsunuzdur. Çoğumuz kendimizi zihnimizin kapanına kısılmış hissediyoruz. Hissettiklerimizi, yaptıklarımızı ve neyin mümkün bulduğumuzu düşünce ve inançlarımızı belirliyor çoğu zaman da sınırlıyor. Çalışmalarımda, bizi tutsak edici inançlarımız bizlere özgü şekillerde ortaya çıkıp kendini gösterse de acı çekmeye neden olan kimi ortak zihinsel hapishaneler olduğunu keşfettim. Bu kitap zihinsel hapishanelerimizi görmemizi ve özgürlüğümüzü kazanmak için gereken araçları geliştirmemize yardımcı pratik bir rehber.'' (s.9)

Bize özgürlük yolculuğumuzu başlatmada üç yol işareti sunuyor: Hazır olanın dek değişmeyiz. Değişim bize artık hizmet etmeyen alışkanlık ve örüntüleri kesintiye uğratmaktır. Hayatınızı değiştirdiğinizde bu gerçek size dönüşmek içindir.

Eger, 12 bölüme ayırdığı kitabında 12 zihinsel hapishaneden bahsetmektedir: 1) Mağduriyet hapishanesi, 2) Kaçınma hapishanesi, 3) Kendini ihmal etme hapishanesi, 4) Sırlar hapishanesi, 5) Suçluluk ve utanç hapishanesi, 6) Keder hapishanesi 7) Katılık hapishanesi, 8) İçerleme hapishanesi, 9) Korku hapishanesi, 10) Yargılama hapishanesi, 11) Olumsuzluk hapishanesi, 12) Affetmeme hapishanesi.

Eger şöyle diyor;

"Çoğumuz mağduriyet hapishanesinde kalır çünkü bilinçaltında bu daha güvenli gelir nedenini anlasak acının azalacağı inancıyla "neden'' diye sorup duruyoruz. Fakat neden diye sorduğumuza suçlayacak -kendimiz dâhil- biri ya da bir şeyler arasında takılı kalırız. Her krizde bir geçiş vardır, başımıza gelenleri ileri doğru yol olarak, hedefimiz yönünde hareket etme özgürlüğümüzü keşfederek karşılık vermeyi seçtiğimizde kendimizi mağduriyet hapishanesinden salmış oluruz."(S.32)

Psikoloji alanında yapılan çalışmalarda su sonuca ulaşılmıştır: Beyin ön lobu neden diye sorduğumuzda kendini kapatmaktadır yani konsantrasyon, plan yapma ve problem çözme merkezini. Bu durumda zihin mazeretler üretmeye programlar kendini nasıl dediğimiz andan itibaren beyin ön lobunu aktive eder. Konsantrasyon, plan yapma problem çözme merkezimiz devreye girer sorunlarımızı çözmek için çalışmaya başlar. Kurbanlar neden ben fırtınayı atlatanlar ise şimdi ne olacak diye sorar. Acı evrenseldir mağduriyet için seçimseldir.

"Başınıza gelenleri ileri doğru yol olarak hedefimiz yönde hareket etmez özgürlüğünüzü keşfederek karşılık vermeyi seçtiğimizde kendimizi mağduriyet hapishanesinden salmış oluruz.''(s.31)

Eger, Sırlar hapishanesi bölümünde dürüstlük gerçeği kendimize söylemeyi öğrenmekle başlar ve ekler; saklanır kimi yanlarımızı yansıtarak şifa bulamayacağımızı, sesini kestiğimiz bastırdığımız şeylerin bodrum katındaki giderek daha da olumsuz şekilde dikkatimizi çekmeye çalışan rehinelere benzetir. Freud'un da dediği gibi ifade edilmemiş duygular asla ölmez sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler. Eger'e göre göre özgürlük hakikatle yüzleşip onu dile getirmekten gelir bu da ancak kendi içimizde bir sevgi ve kabul ortamı yaratmamızla mümkündür. Suçluluk ve utanç hapishanesi bölümünde Eger, özgürlüğün mükemmel olmayan benliğimizi kabul etmede ve mükemmel olma ihtiyacını bir yana bırakmada yatar derken şöyle bir tavsiyede bulunuyor.

"Kendinizi sevmek bütünlüğün sağlık ve sevincin yegâne temelidir. Onun için kendinize âşık olun. Narsistlik değildir bu. Şifa bulmaya başladığınızda keşfedeceğiniz yeni siz değil gerçek siz olacak. Hep oracıkta olmuş olan güzel dünyaya sevgi ve sevinçle gelmiş olan siz.''(s.84)

Korku hapishanesi bölümünde ise bir şeye zorunluymuşuz, yapmamız gerekiyormuş ya da yapamayacak haldeymişiz gibi konuştuğumuzda bu şekilde düşüneceğiz, hissedeceğiz dolayısıyla davranacağız demektir diyen yazar korkunun tutsağı olmamak için dilimize dikkat etmemizi tavsiye etmektedir. "Yapamıyorum, çalışıyorum, yapmam gerek ifadelerinize kulak verin ve tutsak edecek ifadeler yerine başka bir şey koyup koyamayacağınıza bakın: Yapabilirim, istiyorum, hazırım, seçiyorum. Bu bizi değişim yolunu güçlendiren dildir." (s.129)

Dr. Edith Eger'in kitabı plajda okunabilecek türdeki kitaplardan değil. Eğer kendinizi kısıtlayan, sınırlayan, hapseden zihinsel hapishanelerinizle yüzleşmek ve bunlardan özgürleşmek, şifalanmak istiyorsanız kendisinin ve danışanlarının hayat hikayelerinden yola çıkarak yazdığı bu eseri tavsiye edebilirim.

Dr. Edith Eva Eger

The Gift

En Kötü Hapishane Kendi Kendimize Kurduğumuzdur

Kuraldışı Yayıncılık

175 sayfa


Yazar: Ulus ÇELİKER - Yayın Tarihi: 30.06.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 24.06.2023 00:37
891
Yorumlar
  • Elif Mert 2023.06.30 10:27

    Kaleminize sağlık. Viktor Frankl'nın İnsanın Anlam Arayışı" kitabı beni derinden etkilemişti. Aynı ekolü taşıyorlar. Bu da çarpıcı esasen. Değerlendirmeniz ışık tuttu. Okuma listeme alıyorum.

Ulus ÇELİKER Hakkında

Ulus ÇELİKER

1976 Akşehir doğumlu. Uludağ Üniversitesi sosyoloji mezunu bir sosyolog. Araştırmaya, okumaya, anlamaya, anlamlandırmaya gayret eden hakikat arayışında bir yolcu...

Ulus ÇELİKER ismine kayıtlı 20 yazı bulunmaktadır.

Twitter