Hayata Ve Edebiyata Meydan Okuyan Şair: Ethem Erdoğan

Bir Eleştirmen Olarak Ethem Erdoğan Portresi
Edebiyat hızla metalaşıyor. Çok satanların güncel edebiyat raflarında boy göstermesi, kitabın bir tüketim malzemesi görülmesi, popüler yazarların para kazanıp vergi sıralamalarında yer alması ve hızla artan yayınevleri ile yetkili / bilgili olmasına bakılmadan sadece ünlü olmanın kitap çıkarmak için yeterli olduğu bu çağın edebiyata verdiği zarar aşikâr. Popüler kültürle beraber niceliğin artmasına karşılık nitelikli eserlerin duyulmaması, rağbet görmemesi hatta yitip gitmesi de ayrı bir burukluk. Modern dönemin edebiyatı da içine alan kapitalist çarkını durdurmak imkânsız maalesef.
Peki, yakınmak dışında ne yapılabilir? Nitelikli eserleri fark ederek, duyurarak, okuyarak en azından okur sorumluluğumuzu geliştirebiliriz kanaatindeyim. Bu noktada Ethem Erdoğan örnek bir isim olarak karşımıza çıkıyor. Okuyan, takip eden, duyuran, genel kanıyı değil estetik ve edebi kaygıları hareket noktası alarak eleştiren bir isim Ethem Erdoğan. Pek çok dergiye yazdığı eleştirilerinden başka, bir şiir kitabı, bir romanı ve iki ayrı kuram / inceleme eserleriyle tanıdığımız Erdoğan'ı, biz bu portreyle daha çok eleştirmen olarak anlatmak niyetindeyiz. Çünkü o nitelikli eserlerin ortaya çıkmasına vesile olan keskin kalemli bir eleştirmen.
İyi de nedir bu nitelikli eser? Nasıl anlaşılır? Zamanla mı? Çok okunması ile mi? Halkta bir karşılık bulması mı yoksa edebiyat çevrelerince kabul görmesi midir ona kıymet yükleyen? İşte tam bu noktada bu görevi okura bırakmak yerine eline kalem alması gerekenler "eleştirmenler" dir hiç şüphesiz. Bahsettiğimiz edebiyatın hatta sanatın genel meselelerini bir eleştiri kültürü oluşturarak, iyi eleştirmenler yetiştirerek ( yetiştirmek de doğru bir kavram mı bilemedim, iyi eleştirmenlere imkân sunarak demeli ) nitelikli eserlerin çoğalması sağlanacaktır. Bu işlerin içinde kime sorsanız edebiyatta eleştiri eksikliğini, bu alandaki boşluğun ciddi bir sorun olduğunu dillendirir. Çünkü eleştirinin sanat eseri için önemini ve gerekliliği su götürmez gerçektir. Bir edebi metni iyi / kötü tüm yanlarıyla irdeleyen eleştiriler eserin gerçek değerinin ortaya çıkmasında yukarıda saydığım soruların hepsinden daha etkilidir bana kalırsa. Bu bağlamda iyi eleştiri yazanlar ki oldukça az sanat metnini olması gerektiği yere koyan / koyulmasına vesile olan kişilerdir. Hâsılı eleştirmenin gerekliği bu tüketim çağında daha da artmış yokluğuna daha çok dövünülmeye başlanmıştır.
Bizde eleştiri kültürü yok diye el el üstünde durup beklemeyen, bu işe kafa yoran biri olarak Ethem Erdoğan okuru önemseyen özellikle daha nitelikli okurların oluşması, daha nitelikli eserlerin ortaya çıkmasını da sağlayacaktır fikriyle hareket eden bir yazardır. Kendi çağdaşlarını bilhassa şairleri okumak, takip etmekle kalmayıp onların eserlerini didik didik eden yazarımızı irdeleme sırası bize geldi şimdi. Madem eleştiri eksikliğinden yakınıyoruz o halde bu işi iyi yapanları daha çok okumalı / tanımalı / tanıtmalı kanaatimce. Bu bağlamda Ethem Erdoğan'ın yazdıkları ve edebiyat adına yapmak istedikleri çerçevesinde portresini çizmek niyetindeyiz.
Yenilikçi ve Özgür Bir Eleştirmen
Her edebi metnin kendine has özellikleri var muhakkak. Eleştiri yazmanın da koşullarından biri yenilikleri ve gündemi takip etmektir. Edebiyatın hayatla olan bağını eleştirmen göz ardı edemez. Bu bakımdan Ethem Erdoğan yeniliklere, güncele ve gündeme hep ilgilidir. Takip eder, okur, araştırır. Sadece pasif bir okur gibi değil hem okuduklarına hem de yaşanan güncel meselelere dair oldukça aktif bir tutum takınır. Edebiyatın hemen her alanıyla ilgilidir. Gözünü bir noktaya dikmez; kafasını sağa sola çeviren, etrafta olup bitenleri fark eden, sorgulayan, düşünen bir yazardır. Yeknesak değil dinamik bir edebiyat algısı vardır Ethem Erdoğan'ın.
Yenilikleri takip etmek için çalışmak gerekir. Güncel edebiyat algısına kapılmadan genç isimleri fark etmek önemlidir. Bu hem titizlik hem de sabır gerektirir. Çok konuşulana meyletmek kolaydır. Mesele görünmeyeni göstermektir. Bilinçli ve şuurlu bir üretimden ve okumadan bahsetmeden Ethem Erdoğan'ı anlamak güç bu açıdan. Yenilik, özgürlük ve çalışkanlık onda bilinç zemininde oluşur. Bundandır ki "Şiirden Şuura" eserinde hemen başından itibaren ısrarla şuur ve bilinç kavramları üstünde durur Ethem Erdoğan. Onun için şair de okur da şuursuz olamaz. Ona göre şuurlu şair; sadece şiiri merkeze alan, şiirin amacı şiirdir deme cesaretiyle yazan, kendini şiirde yok eden şairdir.
"Şiir bir duvardır sizi olumsuz her şeyden korur esasen. Bilgisiz duvar sağlam olmaz hatta "biitibar" olur. Her şey zıddıyla kaimdir, dolayısıyla işin olmazıyla da açımlayalım meseleyi: Retorikten öteye gitmeyen, hayattan bir görüntüyü imgelemeyen ve de bir meselesi olmayan çiçek-böcek içerikleri üreten şair / şiir, şuurlu değildir. Bunlardan biri üzerine inşa edilen metin (Mesela "mesele", dava, dünya görüşü vb…) de onun sahibi de şuurlu şair sayılamaz." (Erdoğan, Kitaphaber)
Ethem Erdoğan özgürlük kavramını şiirle ve şairle bütünleştirerek izah eder. O şiirin kimseye hizmet etmediğini, hiçbir ideolojinin eline teslim edilmemesi gereğine inanır. Bu bakımdan hür şiir yazabilen, özgür şairlerin edebiyatı nitelik bakımından yükselteceği kanısındadır. Eleştiri yazılarında sıklıkla cari algıdan bahseder. Cari algının dışında duran hatta bunu yıkma çabasını gösteren şairlerdir onun kastettiği. Açıktan bir tutumu olmasa da yazılarında örtük olarak okuru da aynı şuurlu tavra davet eder. Şairin bilinçli olma sorumluluğu varken okurun sorumsuz olması beklenemez elbette.
Vasatın ve Cari Edebiyat Sisteminin Karşısında Cesur Bir Adam
Eleştirmenin objektifliği konuşulurken göz ardı edilen tutumlardan biri de gözü pek olması gerekliğidir. Tarafsız olmak mümkün müdür tartışılır. Fakat cesur olmak gördüğünü, fark ettiğini birilerini rahatsız edecek korkusu taşımadan; hatta birileri rahatsız oluversin deme cüretiyle yazmak güçtür. Ethem Erdoğan eleştirinin körlerin sağırların birbirini ağırladığı bir saha olmasından rahatsızdır. Ona göre yazmak ontolojik bir karşı duruştur. Okurun / halkın vasata mahkûm olması, bir müddet sonra vasatı benimsemesi edebiyatı aşındırır. Bu bakımdan vasata övgüler dizen ahbap çavuş ilişkilerinin de karşısında durur. Bazen oldukça sert, bazen herkesin göz ardı ettiğini tutup kaldıran cüretkâr bir tavra sahiptir. Kendi ifadesiyle şiirde ve inançtaki tahrif hareketinin karşısında bir duruş sergiler.
Edebiyat kanonlarının halka sunduğu yer yer de dayattığı "bu bilir, bu otoritedir, bu ne yazsa güzeldir" yargısı Ethem Erdoğan'a işlemez. O genel kanıya göre eleştirilerini oluşturmaz. Kurumsal eleştiriye inanır. Eş dost kayırmalarından hazzetmez. Belki de bundandır uzun süre edebiyata küsmesi. Kendi tabiri ile yıldığı, bezdiği, durakladığı ve kalemi fırlattığı dönemler yaşar. Fakat yazmak, okumak, edebiyatın her alanına dair kafa yormak onun vazgeçebileceği bir şey değildir. Ethem Erdoğan edebiyatı bıraksa edebiyat onu bırakmaz.
Eleştirmen nasıl olmamalıdır dense belki de hemen korkak, yanlı ve çekingen cevapları işitilir. Bu bakımdan Erdoğan'ın tavrı nettir. Herkesin göklere çıkardığını ya da eleştirmekten pek çoklarının çekindiği isimleri çekinmeden eleştirir. Mehmet Kaplan için şu satırları yazması da aynı cesaretindendir.
"… Hele hele Ziya Gökalp ile Yahya Kemal şiirini birlikte anmak cüretini göstermekle, Profesör unvanının ve akademisyenliğin şiirden anlamakla, şiiri değerlendirmekle bir ilgisinin olmadığını gösteriyor ki durumun fecaati cehaletten fersah fersah önde." (Erdoğan, 2020)
Tutarlı ve Velut Olmanın Güçlüğü
Yedi İklim, Hece gibi dergilerde ve kitaphaber sitesindeki eleştiri yazıları ile sürekli görünen yazarımız bu üretken tavrını çalışkanlığına ve disiplinli yaşamasına borçludur diyebiliriz. O rastgele bir iş yapmaz. Planlıdır. Farklı mecralara yazdığı tüm yazılar esasen kafasında kurduğu kitabının parçalarıdır. Bunu bildiğinden planlı ve geniş bir bakış açısı ile hareket eder eleştirilerinde. "Şiirden Şuura" daha çok şiir eleştirisi nasıl olmalı meselesine işaret ettiği, eleştirilerini deneme tadında yazdığı, yeni eleştirmenlere de kılavuzluk edecek nitelikte bir eserdir. "Şiirden Şaire" ise meseleyi daha çok metin / şiir merkezinde ele aldığı, şiire dikkatleri çektiği bir eser olmuştur. Esasen farklı zamanlarda yazılan eleştirilerin derlemesi olmasına rağmen iki eserde de tutarlı ve belli bir plana göre hazırlanmış hissi hemen fark edilir.
Bu kadar üretken bir yazar olmasına karşılık ilk şiir kitabı şiirlerinin dergide çıkmasından 22 yıl sonra yayımlanır. Bu titiz ve belki de müşkülpesent tavrı yazarı ağırkanlı hale getirdiği kanısındayım. Bu konuda yazara sitem etme hakkını kendimizde buluyoruz okur olarak. Eleştirinin bu kadar boşluklarla dolu olduğu edebiyat ortamında daha çok kitaplaşan eserlerine okurun ulaşması, yazılarını kitaplaştırmak için bu kadar beklememesini temenni ediyoruz.
Okura Saygılı
Ethem Erdoğan okuru kendinden uzak görmez. Çalışkan olmasının sürekli araştıran, okuyan bir yazar olmasının temel nedeni okuru ciddiye almasıdır. O, evvela bir okurdur. Yazmaya başladığında artık kalemi elime aldım diye okurluğu bırakmaz. Okuyucunun vasata mahkûm edilmesini istemez. Okuru bilinçli olmaya çağırır. Ethem Erdoğan eleştirilerinde okurun metnin kalbine gitmesini sağlamak ister. Onları iter, harekete geçirir. Ama bunu yol gösterip akıl vererek yapmaz. Ahkâm kesmez. Kapıyı aralar, seçenekleri anlatır, durumu izah eder gerisini okura bırakır.
Ethem Erdoğan'a göre okurun niteliği eserin de niteliğini belirler. Bu bilinçle hareket eden yazarımız eleştirinin okur için bir rehber, bir teşvik olduğunu düşünür:
"Nitelikli okurun en bariz özelliklerinden biri, kendisiyle ve yazarla/ şairle yüzleşmektir. Okuduğunu bir inşa faaliyetiyle yeniden değerlendiren okur, bunun için metnin kalbine nüfuz edebilm." (Erdoğan, Şiirden Şaire, 2021)
Şairden ve Şiirden Ne Bekler?
Ethem Erdoğan'ın şaire bakışı esasen onun dünyaya bakışıyla paraleledir. Onun insandan beklediği neyse şairden istediği de odur. Şuuru, bilinci, özgürce düşünmeyi, güncel edebiyat doğrularına kapılıp kendinden ödün vermemeyi, başkalarını da takip etmeyi, okumayı ve yazmayı önemser, bunları eli kalem tutanlardan hele hele şiirle meşgul olanlardan da bekler. Eleştirilerini bu beklenti üzerine kurar.
"Şairin kurtuluşu bulduğu her kapalı yolu açmaktır. Yoksa maksat dünya değildir. Nefsin bencilliğini ve serkeşliğini kırmanın yegâne çaresi; Fena fil ihvandır. Eskiler diğergâm olmak derler. Kardeş için kendini yok etmek. Kendinden yola çıkan şair ulaştığı yerden kendini bulamamalıdır." (Erdoğan, Şiirden Şuura, 2020)
Yazmak bir tutku der kimileri. Fakat bu tutku zamanla hırsa dönüştüğünde yazara da metne de zarar verecektir kuşkusuz. Ethem Erdoğan hırsla yazmaz. Dünyaya karşı tutkulu, bağlı ve hırslı biri olmak yerine yol açmak, tefekkür etmek, üretmek gayretindedir. Bu yalan dünyada kimsenin karşısında eğilmeye lüzum yoktur, bilir ve böyle yaşar. Hatırşinastır. Gayretli gençleri teşvik etmeyi sever, bir öğretmen olarak da tecrübeli bir yazar olarak da yol gösterir, yolu kapatmaz.
Son Söz
Şairdir, romancıdır, eleştirmendir. Onun şiire yaklaşımı dünyaya yaklaşımıdır. Edebiyat insanı arındırır, şiiri kişinin temizlenme biçimi olarak görür. Hiçbir ideolojik tavrın bayraktarlığını yapmadığı gibi hayat duruşuyla örtüşmeyen ne varsa çekinmeden söyleyen biridir.
Ethem Erdoğan "meydan okuyan" bir yazardır. Güncele, popülere, çok alkışlananlara kafa tutar. Kolaya meyletmez. Ona göre okumak kolay, yazmak zordur. Yazmanın çetrefilli yollarına talip olmuştur.
Her insanın içinde savaş verdiği arzuları, inançları, dünya telaşı vardır. Ethem Erdoğan da şüphesiz hem bir insan olarak hem de bir yazar olarak kendi iç mücadelesini verir. Bu mücadelede sanat nerededir, şiir nerede, şuur nerede bunu izah etmeye çalıştığımız yazımızı yazarın kendi temennisiyle noktalayarak sözü sahibine teslim edelim:
"Okumanın kolaylığı yerine yazmanın zorluğunu istemek edebiyat dünyasına ve hayata meydan okumaktır çünkü" (Erdoğan, Şiirden Şaire, 2021)
Sözü Geçen Çalışmalar
Erdoğan, E. (tarih yok). Kitaphaber. kitaphaber.com.tr: https://www.kitaphaber.com.tr/ethem-erdogan-yazdigim-icin-pisman-oldugum-bir-yazim-olmadi-k4457.html adresinden alınmıştır
Erdoğan, E. (2021). Şiirden Şaire. Çıra Edebiyat.
Erdoğan, E. (2020). Şiirden Şuura. İzdiham.
Yazar: Tuba YAVUZ - Yayın Tarihi: 18.04.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 11.08.2022 16:03