Hece Dergisi 299. Sayı Şiir Seçkisi
Eskisine aldanmamıştık azizim
Adanmayız yenilenmişine de
Acınacak acuzelikleri gizlemiyor
Estetik kabul eder çirkinliklerinde Hüseyin Atlansoy
Kovulduk çağcıl uykulardan
bir iç kanaması gibi
sessiz ve derinden
hümanist değilim hiç mezarsökücü
hiç yapı-lamacı otacı hiçtebaasız Mehmet Solak
Bir aynanın içine seni benimle
Bir aynanın içine beni seninle
Nasıl bıraktı ise o bildiğimiz el
Her şey ne kadar iyi
Her şey ne kadar berrak
Her şey ne kadar güzel
Dünyamız bir dinlence Mehmet Aycı
Kavuşmak bir inceliktir bazen
Kimsenin anlamadığı sadece derinden duyulan
İki deniz birleşirse okyanus
İki dağ kavuşursa sıradağ
Sen düşersen aklıma
Dilimde sonsuz bir akşam serinliği Mustafa Uçurum
vaktimiz varken eksik bıraktık dualarımızı!geceniz
karanfil buhurdanı. geldik kapınızda örttük!
sarkıyordu ceviz karası ellerimiz, dalda periler
kefenle geçiriyor oğul atan aşiretin kervanı.hiç,
çocuk olamadık, kalp'yaşımızı karanlıkta büyüttük Yaşar Bedri
sen ve senin gibi derme çatma
olanı çağır
aykırı bir yol tutmayı ünle
hüthüt'üsün sen ömrümüzün
simurg'a ve ona benzeyişle
böyle İsmail Aykanat
ey hafız
yeniden yazıldı kağıdın normu
bırak eşikte kalsın
küçük putlar
kayıp fiil
've inzal' İbrahim Yolalan
Unutma kan taşır para kasaları
Merhametin işçileri hep yorgun
Ve söyle onlara
Aşkın aşka yetmediğini Süleyman Unutmaz
(ola ki
büyük acılar girmeli buraya
büyük ve gerçek acılar
genç budalalıklar sazı almalı eline
iyi ve kötü gelmeli kadim deyişlerden Berat Bıyıklı
kim düğümlere üflemişse vebali ona
her kuyunun başında zehir tacirleri
kervanı yağmalayan güneş miydi aynalar
dönenip duran o yuvarlak çizen kuşlar
susayana derman olmayan bu dünya
susmayana vebal oluyor
…
insanlar yalan söyledi insanlar kirli şeyler
beyazı siyaha kırmızıyı uzağa
kim kime yakındı kim kime uzak
ibn musa'ya zarf zarf havadisler taşıdı kervanlar Bilal Can
Zaman kesilen soluğumdur sessiz sonsuzca
Sessizlik içimde ölüp dirilen bir şey olurdu
Zindan gemileri, mart kedileri, son çocukluğum
Cinayet saati şiiridir içimdeki sessizlik. Ahmet Tepe
uykularım bölündükçe şehre göre uzattım işaret parmağımı
yüzlerini ayarladılar ayı ve güneşi ve yıldızı elime verdiler
döndüm ve yedi kere adını sayıkladım efendimin
ayaklarımda sular ışıdı benim de -bir kadını koşarak anladım Bayram Tayyip Yaslıca
Ve Adem ilk günden sıkılmaya başladı
Böyle başladı her şey böyle başladı ilkokulu aslan çocuklar
Kadınların yüreği kütür kütür atan bir elma
Erkeklerin yüzü yağmur yarıkları
Hangi kıza gülsem karnında bir elma bıçağı
Yüzüm öyle pazar yeri, yüzüm öyle manav tezgahı Mert Tutucu
Şimdilerde bir karınca yolunu soruyor
belediye ekiplerinden hayvanları koruma derneğinden
şimdilerde herkes meteoroloji ve deprem üzerine kafa yoruyor
suyun boğma yerin yutma kuvvetini bilmeden
evlere çekiliyorlar müteahhitlerin insafına ürkek çekik gözler
hayatmış bu üzgünüm demekmiş mikrofonlara Mervan Söylemez
Bütün ölülerin yanlış anlaşılmalardan ölmüş
Bütün oğulların vurulmuş aynı kuşun peşinde
Bunun da muhakkak bir adı var
Bir adı var oğlunun ölümü ile övünen babaların
Ama ben o adı hiç mi hiç kullanmam, sakın Kübra Nur Başar
gül tozu ile örtülmüş bir zamandı
kayboldum.kalb, oldum.
kırık bahçelerin o mahcup kıyısı
akışın perdeleri, kalpte bir kavis
diri -ve şimdi sessiz…
ay nakline sürgün bir sebeptik ikimiz Sadık Altan
Bir yeni dağı deneyeceğiz sözgelimi
Dağların takvimine inanacağız erinç içinde
Baktığımız her yerde aydınlık şiir suskunluğu Erhan İksamuk
Ömrüm siyah yaraları gecenin doğurgan yüzünde,
sessizlikler geçiyor karanlıktan esenliğin neşesine yerleştiğimiz zaman,
yeniden dirilişle ölümsüzdük arasında hayal edilen yaşamdan ölüme geçiş yokluğunda
sadece Ömer Yücedal
Neden elmaya benzemesin ki bir kalp
Bir sen bir de senin gözlerindeki biliyor
Bileniyor aşkımızdan Serkan Akça
Kendimi bulmuştum, kayıp bir Yakub'un peşinde
Tüm trenler doğuya giderken, batıya dönük bir vagonda
Gözünde yaş vardı, demek ki çok gülmüş
Hep çıkarımlarından astılar beni zaten Ahmet Şerif Doğan
Kış camlarındaki su yarışını
Hangi damla kazandı?
Güzel olan kazandı
-ikisi de güzeldi
Renksiz olan kazandı
-berraktı ikisi de
Büyük olan kazandı
-biri daha büyüktü
Yola durmayıp giden
O oldu işte Alaaddin Hekim
yalnızlığın gölgesinde iki çilte sereceğim
biri bana diğeri yine bana
ıhlamur kokusunu yazamayacak şair
en güzide dizesinin sonuna Fatma Nur Uysal Pınar
O mahzun kumaşlar rüzgâra bıraksalar da kendilerini,
omzumdan gidip düşmeyecektir
üç örtünün altındaki
en ağır örtü: incelmiş o deri Bilge Miray Aslan
Şehir uzak atlar
Ölü her şey
Annemiz ve biz hariç
Bize hançer işlemez
Yoksa Allah yalan mı söyledi Zehra Betül Bulat
Bu asır elbet bir peygamberi hak etmedi
İbrahim'in baltası kırdı boynumuzu
Kırk kırıktan
Kırk ölü geyik aktı mazgallardan içeri Zehra Betül Bulat
Yazar: Salih BORA - Yayın Tarihi: 26.11.2021 12:02 - Güncelleme Tarihi: 26.11.2021 12:12