Hem Dost Hem Düşman: Dijital Dünya

Gelişen teknolojiyle her birimizin dijital dünyada daha çok vakit geçirdiği yadsınamaz. İşlerimizi yürütüyor, sosyal hayatımızı devam ettiriyor, eğitimler alıyor hatta dijital kitaplar okuyoruz. Etrafımızı bu kadar saran olgunun faydalarının yanında zararlarının da olduğu birçok araştırmacı tarafından ele alındı, alınmaya devam ediyor. Her birisi kendimizi çok kaptırmamamız bu dünyada geçirdiğimiz vakti sınırlamamız ve gerçekten sadece fayda verecek durumlarda kullanmamız gerektiğini dile getiriyorlar. Biz yetişkinler olarak bunu ne kadar başarabiliyoruz kocaman bir soru işareti. İşin bir de çocuklar boyutu var. Onları bu dünyadan ne kadar uzak tutmalıyız, uzak tutmalı mıyız, zararları neler olur, faydaları nelerdir gibi onlarca soru ebeveynlerin zihninde dönüp dolaşıyor.
Salih Uyan'ın Dijital Dünyada E-beveyn Olmak kitabı bu konuda bizlere rehber olacak nitelikte bir eser. Yazar kitabında, "Çocuğu tablet veya telefonuyla baş başa bırakmakla, kalabalık ve tehlikelerle dolu bir caddede yalnız bırakmak arasında hiçbir fark yoktur," diyerek işin ciddiyetini gözler önüne seriyor. Kitabın içeriğinde sadece sorunlar dile getirilmiyor aynı zamanda bu sorunlara çözüm önerileri de sunuluyor. Öne sürülen bazı araştırmalar ve istatistiklerle çerçeveyi daha net görmemizi sağlıyor. Kendisi de eğitimci olan yazar çocuklarımızı içine doğduğu bu dijital dünyanın zararlarından nasıl koruyabileceğimizi kimi zaman eğlenceli kimi zaman da sert bir dille anlatıyor.
Dijital Göçmenler Ve Dijital Yerliler
Biz yetişkinler dijital göçmen, bu çağda doğmuş çocuklarımız ise dijital yerliler olarak isimlendiriliyor. Dijital yerliler, teknolojik gelişmelere bizlerden daha kolay uyum sağlıyor ve bu teknolojiyi kabul edelim ki bizlerden çok daha iyi kullanıyorlar. Başka bir dünya bilmiyorlar çünkü. Bu çağda dünyaya geldiler ve bu çağın şartlarına göre yetişiyorlar. Biz dijital göçmenler birçok gelişmeyi sonradan öğrendiğimiz ve çocuklarımız kadar kolay uyum sağlayamadığımız için tam olarak ne yapacağımızı da kestiremiyoruz. Tabletten kendisi oyun oynayabilen çocuğumuzu dahi ilan edebiliyor, tüm insanlığa altı aylık çocuğumuzun ekranı nasıl kaydırdığını duyuruyoruz. Biz sonradan öğrendik ya, öğrenirken de biraz zorlandık ya sanıyoruz ki dünyanın en zor işlerinden bir tanesi budur. Aslında tüm tasarımlar bir bebeğin bile kolayca öğrenebileceği ve uygulayabileceği şekilde yapılıyor. Biraz acı olacak ama ekranı kolayca açabilen ya da küçücük yaşında tablette oyun oynamayı başarabilen çocuğumuz dâhi değil. Daha doğrusu dâhi olabilir ama bu etkenler onun dâhi olduğunu kanıtlayacak etkenler değil.
Güvenli(!) İnternet
Bir de işin güvenlik ve bağımlılık boyutu var ki ebeveynler olarak en çok dikkat etmemiz gereken noktalar bunlar. Çocuğumuzun önüne yemek yerken bile tablet koyan ya da televizyon açan biz yetişkinler ilerleyen zamanlarda birer internet bağımlısı olmasının önünü açıyoruz farkında olmadan. "Yeter ki yesin," diye son derece iyi niyetli düşündüğümüz bu davranışımız çocuğumuzun tüm geleceğini olumsuz etkiliyor. Sonrasında sadece yerken değil, otururken, yolculukta, misafirliğe gidince, markette, restoranda ve canı her sıkıldığında tablet ya da televizyon isteyen, tüm vaktini internette oyun oynayarak geçiren bir çocuk buluyoruz karşımızda. Ve baş etmesi daha zor bir soruyla karşı karşıya kalıyoruz: "Çocuğumu internet bağımlılığından nasıl kurtarırım?"
Yazar, kitabında bu sorulara ayrıntılarıyla cevap veriyor. Bazı cümleleri okuyunca durup dakikalarca düşünmek istiyorsunuz. "Çocuğunuzun dünyasından haberiniz yokken, tüm dünya haberlerini takip etseniz ne işe yarar?" gibi cümleleri çerçeve yapıp duvara asmak, tüm ebeveyn ve yetişkinlere teker teker söylemek istiyorsunuz. Bu alanda genelde çeviri eserlere rastlıyoruz. O yüzden yerli edebiyatta böyle bir kitapla karşılaşmak ve faydalanarak okumak beni çok mutlu etti. Tüm dijital göçmenlere ısrarla öneriyorum.
Dijital Dünyada E-Beveyn Olmak
Salih Uyan
Timaş Yayınları
2019
Yazar: Gurbet LÜY - Yayın Tarihi: 22.12.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 14.06.2022 22:22