Her Yanımızda, Hep Bizimle, Düşünce, Mustafa ATALAY

Her Yanımızda, Hep Bizimle yazısını ve Mustafa ATALAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Her Yanımızda, Hep Bizimle

02.12.2024 09:00 - Mustafa ATALAY
Her Yanımızda, Hep Bizimle

Gözle görülür olanın günden güne içimize işlendiği, somut öğelerin soyutlardan daha çok önemsendiği bir evrende, var olanın kıstası kabul edilen elle tutulur ve gözle görülür şeyler teknoloji sayesinde ilgi alanımıza daha fazla girmeye başladı. Hastalık etkenlerimiz, sağlığımızın öncüleri ve vücut yapımızın vazgeçilmez parçası olan mikroorganizmaların gündemimize girmesi de görüntüleme cihazlarındaki teknolojik gelişmelere paralel olarak arttı diyebiliriz.

Sağlığımızın her yandan tehditle sınandığı günümüzde, vücudumuzu ve bileşenlerini asgari ölçekte tanımak artık herkes için temel bir adım haline geldi. Bağırsakların ikinci beyin olarak tanımlanmasıyla birlikte, bu bağırsaklarda ne olduğu, probiyotik denilen bakterilerin ne iş yaptıkları, ishal olunca neden probiyotik kullanılması gerektiği, yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin bazılarının diğerlerine göre neden güzel ve lezzetli geldiği gibi soruların cevabının aslında bu bakterilerin oluşturduğu kolonilerle alakalı olduğu da her gün yeni bir çalışmayla gündemimize taşınıyor.

Mikroorganizmalar gözle görülemeyen küçük virüs, bakteri, alg, mantar, plankton gibi birçok canlıyı içine alan çatı bir isimlendirmedir. Kısaca mikrop olarak da anılan bu canlıların insan vücudunda kendilerine uygun yaşam alanı bularak çoğalmasıyla hastalıklar oluşur. Bu durum ne kadar tekrar ederse hastalık da o kadar çok kişide görülmeye başlar. Bu süreç sonunda ise salgın hastalık oluşmaktadır.

Dorothy H. Crawford'un kaleme aldığı Ölümcül Yakınlıklar adlı eser, mikropların hastalık etkeni olarak nasıl bir serencamla günümüze kadar geldiklerini anlatmaktadır. Yazar hikayeci bir üslupla, akıcı ve okuyucuların rahatlıkla anlayabileceği bir dil kurgusuyla eserini oluşturmuştur. İnsanların mikroplarla ilişkisi, evcil hayvanlarla mikropların insana taşınma sürecinin kolaylaşması, yerleşik düzene geçişteki yaşanan sıkıntıların mikroplar için oluşturduğu münbit ortam ve mikropların kendi içlerindeki değişim dönüşümleri yer yer esprili bir dille de kaleme alınmaktadır.

Önsöz ve girişten sonra sekiz bölüm altında oluşturulan eserde; dört milyar yıl önce görülen mikropların ilk nüvelerinden başlayarak, mikrobun bir miras olarak aktarımı, türden türe geçiş aşamaları, insanların yaşadığı toplumdaki imkansızlıklarının mikroplar için oluşturduğu imkanlar, yayılmacı süreçle küreselleşen mikroplar, kıtlık ve yıkım dönemlerinde oynadıkları roller, mikropların keşfedilmesiyle birlikte yaşanan durumlar ve son yıllarda aşı, ilaç vb. durumlarla mikroplarla mücadele dönemi ayrı müstakil bölümler olarak değerlendirilmektedir.

Bir milyondan fazla türleri ve yeryüzünde en çok koloniye sahip canlılar olan mikroplar, ortaya çıkış hikayeleri ayrıntılı bilinmese de tahminlerle bunun dört milyar yıl öncelere dayandığı aktarılmaktadır eserde. Hızlı kolonileşme gösteren mikropların türlerine göre en hızlısı on üç saniye olmak üzere, yarılanma süreleri on dört dakikaya kadar çıkmaktadır. Bu denli hızlı bölünebilen bir canlı, yaşayabileceği verimli bir ortamı bulmayı her şeyden daha çok öncelemektedir. Konak olarak bulacağı canlı üzerinde bölünmesini tamamlamakla yetinmeyerek yeni canlılara da bu süreci taşımaktadır. Yeni canlılara taşınmayan her süreç bir enfeksiyon zincirini kopartmak demektir ki, bu da canlının döngüsünü kırıp fazlalaşmasının önüne geçecektir.

Enfeksiyon oluşturan mikroplar için toplu yaşam alanları bulunmaz bir fırsat sunmaktadır. Zirveye oynadıkları ve küresel bir pandemi olan Covid-19'da bunu net bir şekilde gözlemlemiş olduk. Kısa sürede bütün dünyaya yayılan bu organizmalar, hastalığı hava yolu vasıtasıyla bir canlıdan diğerine taşıyarak kendilerine oldukça verimli bir ortam buldular. Toplu yaşamaya geçişle birlikte virüsler de hayatın içinde değişen ekosistemde kendilerine yer edindiler. Dolaysız direkt tarım ve toprağın deneme yanılma yöntemiyle ekilip biçilmesi ve atık sürecinin belli ilkelerden uzak gelişigüzel olması bu canlıların gelişmesi için de oldukça uygun bir imkan sağladı. İnsanlarla uyum içinde yaşamaya başlamaları da yine bu iklimde olmuştur: "Böylece ilk tarım toplulukları parazit yatağı haline geldi. İlk tarım topluluklarına ait arkeolojik kalıntılar arasında bulunan kaprolitlerde (dışkı fosilleri) genellikle bağırsak kurtlarının yumurtalarına rastlanmaktaydı. (S. 66)"

Parazitlerin hepsinin öldürücü ve hastalık edici olmamaları için belirli bir zaman gerekmekteydi. Sürekli bir değişim dönüşüm sadece insan vücudunda değil bu mikroorganizmaların içinde de gerçekleşmiştir. Konakçının canlılığını kaybetmesi bu canlıların da ölmesi anlamına gelmekteydi. Zamanla parazitler öldürmeden yaşamanın yollarını ararken, insan vücudu da tanıdığı bakterilere karşı bir bağışıklık oluşturmaya başladı. Bu döngü kimi zaman agresif bir sürece durumu taşısa da, son pandemi değişen duruma uyum sağlamanın eski pandemilerden daha zor olacağını ortaya çıkarmıştır. Her dönemin kendine göre avantaj ve dezavantajı olmuştur ve olmaya devam edecektir.

Eserde çiçek, kolera, tifüs, veba, patates mildiyösü, hıyarcıklı veba ve kızamık gibi hastalıklar her bölümü oluşturan tarihi süreçle birlikte ele alınarak aktarılmaktadır. Bu hastalıkların oluşma tarihi, toplumun bu tarihteki durumu ve bunların yayılması bir bütün halinde sunulmaktadır. Eserin sonuna doğru, dönemimizde bu hastalıkların tıbbi olarak da ortaya konulmasıyla aşı çalışmaları ve benzeri önlemler aktarılmaktadır. Eserin sonunda oluşturulan kısa sözlük tıbbi her kavramın kısa açıklamalarını aktarırken okuyucuya oldukça büyük bir incelik sunmaktadır. Kaynakça kısmı ise bu konularla ilgili oldukça detaylı bir imkan oluşturmaktadır.

Zaman içinde her hastalık için bir önlem alınmış fakat bu patojenler değişim ve dönüşümden vazgeçmeden varlıklarını sürdürmeyi amaçlamışlardır. Yazar bu tarihi perspektif içinde eserini bu mücadelenin devam edeceğini hatırlatmak amacıyla ortaya koymaktadır. Yeryüzünün dengesini bozan biz insanlık bu mücadele için onlara aynı zamanda bir imkan da hazırladık. Kendi tahakkümümüz halinde olmayan dünyanın dengesiyle bu kadar fazla oynamak, elbette dengeleri de bozan bir etken olacaktı. Kim bilir bu iki taraflı var olma/kalma mücadelesi sonucu dünyanın sonu, bu bitimsiz savaşın bir sonucuyla gelecektir?

Ölümcül Yakınlıklar

Dorothy H. Crawford

Metis Yayınları

Bilim

241 Sayfa


Yazar: Mustafa ATALAY - Yayın Tarihi: 02.12.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 14.11.2024 00:10
1.945

Mustafa ATALAY Hakkında

Mustafa ATALAY

Bir gölün kıyısında 88 yılının Temmuz sıcağında hayata gözlerini açtı. Eğitiminin büyük bölümünü burada geçirdi. Bir denizin kıyısında 2007-2012 yılları arası Üniversite eğitimiyle birlikte hayat eğitimi de aldı.

Bir gölün kıyısına döndüğü yaşamını, 2012 Ağustos'undan bu yana 'Lale'lerle bezeli düşüncelerle 'Eczane'sinde devam ettiriyor.

Okuyor, yazıyor, çalışıyor ve başka alanlarda eğitimine devam ediyor.

Daha önce Üniversite bünyesinde çıkarılan Sentez Dergisi'nin editörlük ve yazı işleri sorumluluğu görevlerini üstlendi. Kardelen Derneği Bülteni'nin editörlüğünü yaptı. Dernek ve Vakıf bültenlerinde ara ara göründü, Alıntılar Mektebi'nde talebe oldu, Yolcu Dergisi'nde nefeslendi, on5yirmi5.com'da uzun bir serencamı oldu. Kitaphaber.com.tr'yi ise evi gibi görüyor...

Yayınlanmış Kitapları

- Sağlık ve Hastalığın Edebi İzleri, Ahenk Kitap, 2025

Mustafa ATALAY ismine kayıtlı 124 yazı bulunmaktadır.

Twitter Facebook Kişisel