Herkes İçin Siyer: Medine
Siyer, sire ve siret kelimelerinin çoğuludur; hal, durum, davranış, idare, yürüme ve yol anlamına gelmektedir. Istılahta Efendimiz (s.a.v)'in mübârek hayatını ve şahsiyetini, tebliğ faaliyetlerini, siyasî ve askerî mücadelelerini konu alan bilim dalına verilen isimdir. Zamanla siyer-i nebi şeklinde kullanımı yaygınlaşmış ve Peygamberimiz (s.a.v) ile müsemma hale gelmiştir. Peygamberimiz (s.a.v)'in İslam ümmetine en güzel örnek olması ve âlemlere rahmet olarak gönderilmesi hayatının bütün aşamalarının merak edilmesini ve öğrenilmesini beraberinde getirmektedir. Bu yüzden hayatını konu edinen o kadar çok eser ortaya konmaktadır ki; artık bazı okurlar bilmediğimiz konulara ne kadar değinilmiş diye veya hangi farklı usulle anlatılmış diye kontrol ederek siyer-i nebi eserlerini seçmeye başladılar. Bu iki kesimden hariç bir diğer okur da "güzel olanı tekrar okursak yine bir güzellik olur" diyerek Peygamberimizi (s.a.v) anlatan her eseri okumaya çalışmaktadır. Sürekli aynı şeyler okunsa da, Peygamberimiz (s.a.v)'in hayatını anlatan her farklı eserde bir farklı yönünü keşfedebiliyorsunuz. Bu imkan, Peygamberimizi (s.a.v) anlatan her esere ulaşma iç güdüsünü de ortaya çıkaran bir etken olmaktadır.
Bütün kesimlerin dinleyebileceği bir siyer dersinden hareketle, bütün kesimlere hitap edecek bir siyer eseri şeklinde gönüllerimize hitap eden "Herkes İçin Siyer Medine" adlı eser, "Herkes İçin Siyer Mekke" eserinin devamı mahiyetindedir. Bu eser, siyer alanında ilmi birikimi ile tanınan araştırmacı yazar Muhammed Emin Yıldırım Hoca ile ekranlarda sıklıkla gördüğümüz, yüzüne ve nahif sunumuna defalarca şahit olduğumuz Bekir Develi'nin youtube derslerinden satırlara aktarılarak oluşturulmuştur. Mekke dönemi eserinde Peygamberimiz (s.a.v)'in daha çok hicret öncesi yaşadıkları anlatılırken, Medine döneminde hicret ile başlayan süreç Peygamberimizin vefatı ile sonlandırılmaktadır.
Eserin Başlangıcı; Siyerin Tam Ortası
Acı dolu hüzün yılları sonunda hicret için iznin çıkmasıyla Peygamberimiz (s.a.v) ve Ebu Bekir (r.a) yolculuğa çıkmaktadır. Eser bu yolculuktan başlayarak Yesrib'den Medinetü'l Fazıla'ya nasıl dönüşüm olduğu, Medine'de mescit ve pazar yerleri oluşturulurken gösterilen hassasiyeti, Yahudiler ile geliştirilen ilişkileri, Bedir zaferini, Uhud'un acıyla toplumu terbiye etmesini, Hendek ile geleceğe umutla bakılmasını, Hudeybiye'den mahzun dönüşü, fethin müjdelenmesini, Mekke'nin fethi sonrası devlet olmanın bilinciyle hareket edilmesini, Hayber'in fethini, Tebük Seferinin zorluğunu… Her konu kendi içinde konular barındırsa da, ayrıntılı bir şekilde ama çok da konuyu uzatmadan temel yönleriyle meseleler değerlendirilmektedir.
İlk eserden daha geniş hacimli olan bu eser, yine sohbet tadında bir anlatımla kronolojik sıralamanın korunduğu on beş müstakil bölümden müteşekkildir. Oldukça fazla kaynaktan yararlanıldığını, eserin sonunda yer alan "istifade edilen kaynaklar" kısmında da görebilmekteyiz. Olayları genel geçer şekilde, ama değinilmesi gereken yerlere de muhakkak söz getirilerek eserin vücuda geldiğini söyleyebiliriz. Tek ve dar bir bakış açısından ziyade, sahabelerin bakış açısıyla da meseleleri aktarma tercih edilmiş, böylece yaşanmış olaylar üzerinden örneklemeler ile konunun daha iyi anlaşılması sağlanmıştır. Yer yer nüzule sebep olacak durumlar neticesinde inen ayetler de sunularak, bu anlamda siyer okumanın aynı zamanda Kur'an ile kopmaz bağı ortaya konulmaktadır.
Karekod uygulamasının ilk eserde olduğu gibi bu eserde de yoğun kullanılması, siyerin görsel şema ve şahitliklerle zihinde daha kalıcı bir bilgi sunumuna katkı sağladığını belirtmeliyiz. Özellikle eserin hacmini fazla büyütmeye gerek kalmadan bulunan çözüm okuyanın işini oldukça kolaylaştırmaktadır. Bu eserin her bölümünün bir saatlik videolardan özetlendiğini düşündüğümüzde, bazı bölümlerde bir iki örnekle üstünden geçilen durumları, videolardan ayrıntılı dinleme imkânının olduğunu da hatırlatmak isteriz.
Üslup ilk eserde olduğu gibi sohbet tadında korunmakta, ihtilaflı konularda bireysel yorumlardan kaçınılmakta, ümmetin vahdeti göz önünde bulundurularak herkes için uygun bir anlatım usulü oluşturulmaktadır. İsmine layık bir şekilde herkes için okunabilecek ve anlaşılabilecek bir yapıda eser okurlara sunulmaktadır. Akademik yaklaşımdan ziyade sohbet tadı ve lezzetinin korunması eseri diğer siyer eserlerinden farklı bir yere konumlandırmaktadır. Bu sohbet tadını, Peygamberimiz (s.a.v)'in hayatının bütününü düşündüğümüzde, ashabına sohbet tadında bir yaklaşım sergileyen ve onlarla muhabbet etmeyi çok seven bir peygambere uygun olduğunu söyleyebiliriz.
İlk ve ikinci eseri birlikte düşündüğümüzde otuz güne otuz program ile bir Ramazan ayının her gününü doldurabileceğiniz bir eser vücuda getirilmiştir. Nübüvvetin yirmi üç yıllık dönemi öncesiyle birlikte okurlara aktarılarak, vahyin hangi iklimde indiği ayrıntılarıyla okurlara açıklanmaktadır. Rahmet Peygamberinin ümmet sevgisi ön planda tutularak, merhamet yönüne daha fazla değinen eser, güzel bakıp güzel görmeyi amaçlamaktadır. Bu yüzden tartışmalı konulara fazla girmeyip, bazı konulara sadece değinmek suretiyle birkaç cümleyle geçip, asıl amacını da ortaya açıkça koymaktadır.
Sonsöz niyetine:
"Efendimiz (s.a.v.) kurmak istediği o toplumun; Mescit ile kalplerini, Menzil ile bedenlerini, Mektep ile akıllarını, Muâhât ile duygularını, Medine Vesikası ile dünyalarını, Medine Çarşısı ile midelerini, Medine Askeriyesi ile güvenliğini inşa etmiş oldu. (S.12)"
"Unutmayalım ki bu dünya Resûlallah'ı (s.a.v) bile güldürmedi, bizi mi güldürecek? (S.46)"
"Sevgi, ispat isteyen bir iddiadır. (S.67)"
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun." (Tevbe 9/119) Neden sadık olun değil de sadıklarla beraber olun dendi? Çünkü insan ancak sadıklarla beraber olduğunda sonuna kadar sadakat çizgisini koruyabilir. (S.299)"
"Es-selâtu ve's-selamu aleyke ya Rasûlüllah... (S.346)"
Herkes İçin Siyer Medine
Muhammed Emin Yıldırım-Bekir Develi
Profil Kitap
356 Sayfa
Yazar: Mustafa ATALAY - Yayın Tarihi: 29.04.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 28.04.2022 10:24