Îcâz Nazarından Bir Kıraat: Kur’an’ın Mucizevî Dili -Yeni Tanıklıklar

Tuğba ANATOPRAK yazdı...
"Hz Peygamber'in (sas) en büyük mucizesi Kur'an-ı Kerîm'dir." Gençlik yıllarımızdan itibaren sıklıkla işittiğimiz cümlelerin başlıcalarındandır bu cümle. Biraz tefsir alanına eğildiğimizde ise sıkça telaffuz edilen bir cümle daha dâhil olur zihnimize: "Kur'an mu'cîz ve mûcîz bir kelâmdır." Peki bu i'câz ve îcâz kelimelerinin ifade ettiği hârikülâdeliğe gerçek mânâda şahit olduk mu hiç? Ahmed Bessâm Sâ'î, Kur'ân'ın i'câz ve îcâzına büyük bir çaba ile yakinen şahit oluşunu Kur'ân'ın Mucizevî Dili kitabında okura özet olarak aktarmaktadır. Esasında 4 ciltten müteşekkil olan eserin ilk iki cildi "el-Mu'cizetü: İâdetü Kırâati'l-İ'câzi'l-Lügavî fi'l-Kur'âni'l[1]Kerîm" adıyla Uluslararası İslâm Düşünce Enstitüsü tarafından 2015 yılında basılmıştır.
Yazar, 1989 yılında Oxford İslamî Araştırmalar Merkezinin talebiyle, bir grup İngiliz öğrenciye Kur'ân-ı Kerîm çerçevesinde Arapça öğretmeye başladığı zaman, Kur'ân ifadelerini İngilizce'ye aktarırken, kendini daha önce dikkatini çekmeyen şaşırtıcı linguistik soruların karşısında bulur. Aynı süreçte oryantalist biriyle bulunduğu müşterek çalışma ortamında, oryantalistin iddia ettiği dilsel karşılığın Kur'an'da yeri olmadığını görünce, alışkın olduğu Kur'ân okuma biçimini gözden geçirmesi gerektiği kanaatine varır. Zira Kur'ân'ın indiği dil olan Arapça'yı konuşan insanların dahi, inen âyetleri farklı bir üslup, alışılmışın dışında bir yapı olarak görüp sarsılmalarına sebep olan etkinin, hâlihazırdaki okuma alışkanlığında ortaya çıkmadığı muhakkaktır. Bununla birlikte, Kur'ân'ı okuyan ferâset sahibi kişi, ister dil, ister bilim, isterse belâgât açısından yaklaşsın, bu ilâhî ve mucizevî kelâmı anlamada yetersiz ve zayıf kalacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Yazar, bu düşüncelerle îcâza dair yapılan çalışmaları; Kur'ân'ın getirdiği yeniliklerin, vahyin ilk muhatapları üzerindeki etkisini; Kur'an'ın ifade ve ahenginin cahiliye şiirinden çok farklı oluşunu dikkatle incelemiştir. Kur'ân'ın dili üzerinde çalışırken, Kur'an'da yer alan bazı ifadelerin, Arapların kullandığından farklı şekilde ele alındığına dikkat çekmiştir. Kur'ân'ın özgün karakterini, kelimeler ve sûreler arasındaki yeni ilişkileri, mükerrer gibi görülen pek çok ifadenin esasında mükerrer olmadığını görmüş, neticede şu sonuca ulaşmıştır: Kur'ân yeni linguistik bir devrim oluşturmuştur. Arap diliyle inmiştir, bu dilin temellerine uzanmıştır ancak Arapça'nın da ötesinde bir dil meydana getirmiştir. İşte Kur'ân'ı mu'cize yapan da budur.
YAZAR 1941 yılında Suriye'nin Lazkiye kentinde doğmuştur. Şam Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı'nda okumuş, yüksek lisansını Kahire Üniversitesi Halk Edebiyatı konusunda, doktorasını da Çağdaş Arap Şiiri üzerine yapmıştır.
Ahmed Bessâm Sâ'î
Kur'ân'ın Mucizevî Dili -Yeni Tanıklıklar [1]
Mahya Yayınları
2021
112 Sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 11.02.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 10.02.2022 23:33