İlmihal Yahut Arzuhal İle Kutlu’nun Manevi Güzergâhı, Edebiyat, Ülker GÜNDOĞDU

İlmihal Yahut Arzuhal İle Kutlu’nun Manevi Güzergâhı yazısını ve Ülker GÜNDOĞDU yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabil

İlmihal Yahut Arzuhal İle Kutlu’nun Manevi Güzergâhı

21.06.2021 09:00 - Ülker GÜNDOĞDU
İlmihal Yahut Arzuhal İle Kutlu’nun Manevi Güzergâhı

Değer verilmesi gerekli olan nedir? Buna çeşitli cevaplar verilebilse dahi en önce verilecek cevap insandır. İnsan, bu dünya üzerinde hem kendisine hem başkalarına hem de yaşadığı dünyaya dair çeşitli şekillerde ve biçimlerde anlamlar verebilme kapasitesine sahiptir. Verdiği anlamlar, onun yaklaşım biçimine ve hayatı algılama biçimine dair fikirler verebilir. Peki, insan kendine nasıl değer verebilir? Bence, insanın kendine has yapısına, inancına uygun hareket etmekle kendisine değer verebilir. Değer verilecek ne kaldı geriye ki diye sorulabilir? İlmihal. Kesinlikle değer verilmesi gereken şey işte budur. Peki, ilmihal neyi amaçlar? İnsanı; özgür, kendine yeten ve kendinden memnun olmasını amaçlamaktadır. Bu ilmihal, bir nevi insanın şerhidir ve denilebilir ki; insan insanın şerhidir.

İlmihal; anlam olarak dini bilgi ihtiyacına yönelik yazılan eserlere verilen addır. Sözlükte ilmihal, "davranış bilgisi" anlamına gelmektedir. Terim olarak inanç, ibadet, günlük yaşayış, ahlâk konuları, yer yer büyük peygamberlerin hayatına dair özlü bilgileri içeren eser diye tanımlanabilmektedir. İlmihallerde muamelata dair bilgiler, hitap edilen insanların yaşadığı zaman ve coğrafyaya göre değişiklikler göstermekle birlikte bu eserler daha çok herkesin bilmesi gereken hususları içerir. İlim öğrenmenin her Müslümana farz olduğunu bildiren hadisteki "ilim" kelimesi "ilm-i hâl" olarak yorumlanmış ve bunun kapsamına iman, namaz, oruç, helâl ve haram gibi temel bilgilerin girdiği belirtilmiştir.

İlmihal, kitaplarında yazılanları hayatına uygulayan bir müminin hal, düşünce, duygu ve niyazlarını, İlmihal Yahut Arzuhal eserinde kırk dokuz deneme ile yazıya dökmektedir Mustafa Kutlu. İlmihal Yahut Arzuhal, eserinde okur ilk önce Kutlu’nun samimiyetiyle sarılır. Sonra okurun manevi güzergâhı için inancın ne kadar önemli olduğunu öne sürer Kutlu.

Mustafa Kutlu, eserlerinde içtenlikle kurduğu cümleler ardı ardına nüfuz eder okurun benliğine. Özgünlüğü ve sadeliği ile okuru kucaklayan bir dili vardır. İlmihal Yahut Arzuhal, adlı eseri aracılığıyla inancın etkisi üzerine çözümlemelerde bulunur. Kutlu, bu kitabında, ilmihâl konularını ele almış ve kendi yaşam tarzından bir eser ortaya çıkarmıştır. Her denemesini, kendi bakış açısı ile tatlı sert düşünceleriyle bizlere sunmaktadır. Hac, Şükür, Namaz, Kanaat, Ezan, Ahlak, Dua, Yara, Huşu, Oruç, Tevekkül, Niyet, Hüzün ve gözyaşına dair birçok konu başlığı altında aktardığı konuları, hassas noktalara değinerek okura, bir manevi yol haritası oluşturacak şekilde kendi yaşam üslubuyla aktarmaktadır. Her denemesi, efsunlu bir şekilde ruhu aydınlatırken, okurun gönül sancısına su serper, hayatın kahrına çare arar Mustafa Kutlu.

Mustafa Kutlu İnancının Arzuhali

Kendin için iyi bir şey yap.

Dünya için iyi bir şey yap.

Bir şey yap güzel olsun… Huzura vesile olsun, rikkate yol açsın, şevk versin, hakikate işaret etsin.

Ezan bir feryattır, bir çığlık, bir uyarı, bir merhamet haykırışı, bir rahmet sağanağıdır. Nefsin, gafletin, unutuluşun, cahilliğin, nankörlüğün girdabında dönenlere.

Toprakta bir temizleyendir, o da sudan gelen bir can taşır.

Zekât kâinatın ahengini sürdürme yolunda atılmış bir adımdır. Arının çiçekli olan hakkı, yağmurla toprağın hakkı gibi.

Acı ile beslenen bir umuttur yara…

Amellerin en üstünü: “Allah için sevip, Allah için nefret etmektir.”

Her dinin bir ahlakı vardır, İslam’ın ahlakı da hayâdır.

Dinin başı muhabbettir, sevgidir.

Sevginin kendisi akıl işi değildir, doğrudan doğruya Allah’ın verdiği bir histir. Buna “kalbin akletmesi” de denebilir. Allah’ın sevdirdiği şeyleri bilmek, düşünülmek sayesinde akıl ile tecrübe ile sevgi şuuruna erebilir insan. Secdemizin Allah katında manası nedir acaba? İnsanoğlunu kendine ibadet etsin diye yaratmadı mı? Biz kullara düşen nedir? Fitneden kurtuluş nasıl olur? Su ile elin birleşmesinde ne var? Bu sorguları, Kuranı tekrar tekrar okuyup anlamak ve yaşamakla anlayabiliriz ancak. Bizden öncekilerden ve bizden sonrakilerden haberdar olarak manevi yolculuğumuzu sağ salim tamamlayabiliriz. Abdest, temizlik, iman ile samimiyetle, namaz, iyi niyet, saygı, sükûnet mutlak teslimiyetle ibadete yönelmek gerek, en büyük dua budur.

Kutlu’nun üzerinde durduğu “ilmihal kitabı”, müellifi bilinmeyen ama hemen hemen her evde bir nüshası bulunan Mızraklı İlmihal’dir. Yazma nüshaya göre kitapta abdest, gusül, teyemmüm, namaz, oruç, hac, peygamberlerin sıfatları, imanla ilgili hususlar, meleklere ve kitaplara iman, Allah’ın sıfatları, elli dört farz, ahkâm-ı şer‘iyye, küfür ve şirk konularına yer verilmiştir. Eserin pek çok baskısının kenarında namaz, dua ve ahlâka dair küçük risâleler bulunmaktadır. Kutlu, bir kuru yaprak misali Mızraklı İlmihal’in rüzgârına teslim olmak, sonsuz rahmeti almak, okuru, özgür, kendine yeten ve kendinden memnun olmasına vesile olmanın reçetesini bu ilmihal bilgisiyle elde edilebileceğini aktarır.

İbadetlerle, rahmet, merhamet ve bereket kuşatıyor bizi. Sevgi, yoksulluğu ve zenginliği örtüyor. Benliklerinden sıyrılıp Hakk’ın huzuruna varmak için insanoğlunu en saf haline bürüyor. Din, yaşanırken ruha verdiği ferahlığa işaret eden Kutlu, insanın gönül evinin garip olmadığını, basiretine güvenmesi gerektiğini, kalplerin yumuşadığını, derde derman olduğunu, böyle basit bir dünyanın ağır yükünü kaldırdığını vurgulamaktadır. Seçimlerimiz, adımlarımız, ihtiyaçlarımız, duygularımız, düşüncelerimiz, zevklerimiz, yaşam tarzımız başkaları tarafından, sistem tarafından tanzim edilerek bize dayatılmıştır. Rabbim niyetimizi halis eyle ki amelimiz makbul ola. Bizi bize bırakma, Rahmetini esirgeme üzerimizden... Duasında bulunmaktadır.

Kutlu’nun Toplumsal Duyarlılığına Kişisel Bir İtiraf

Mustafa Kutlu’nun sözlerine duyarsız kalmak mümkün mü? Değil. Ki öyle olmuyor da zaten. Öyle cümleler yazıyor ki, kalbim yerinden çıkıyor, ağlamak istiyorum, dua etmek istiyorum, merhamet etmek ve edilmek istiyorum. En çok yüreği arındırıyor sevgili Kutlu. Dua etmek, tövbe etmek, ağlamak, tevekkül etmek, teşekkür etmek... Bu cümleler, başkasının kaleminden yazılsa veya söylenseydi samimi gelmeyebilirdi. Mustafa Kutlu, kendini ve insanı öyle güzel anlatıyor ki, okura yaşanmışlığıyla ders vermeye çalışmasındaki samimiyet dikkate alınmaya muktedir kılıyor.

Mustafa Kutlu denilince ilk aklıma gelen şey kesinlikle samimiyet oluyorsa, her cümleyi didik didik ederek, bir nevi yanlışlarımı görmeye çalışarak, bir okuma sürecine bürünüyorum. Çünkü bu kitap bu inceliği hak ediyor, böyle kitaplar başından sonuna kadar okuduğunuzda bitmiyor. Bazı kitaplar onları yaşadığınızda anlam kazanıyor, kitaptan ders aldığınızda, kitapla birlikte bir davranışınızı değiştirdiğinizde ya da yaşam biçiminize çeki düzen verdiğinizde, yani okurun hamurunu yoğurmakta yardımcı olan öyle bir kitap işte İlmihal Yahut Arzuhal. Kutlu’yu okumak, insana iyi geliyor ve iyileştiriyor. Her şeyin gittikçe bozulduğu şu dünyada iyi ve samimi ifadeleri arıyor insan. İnsanı ve hayatı yazarken, gerçek hayattan bağlar kurarsa o anlatım, tesirli bir anlatım olabilmektedir.

Sonuç olarak, aydınlığa ve vuzuha açılan bir kapı, sonsuzluğa doğru uzanan bir yol, hakikat ve merhamet deryasına doğru akan bir nehir, göğe yükselen bir miraç... Mustafa Kutlu’nun İlmihali’nde yüksek bir hissiyatın eşlik ettiği bu hikmetli anlatım, edebin ve edebiyatın, sanatın imkânlarıyla yeni bir biçime ve üsluba kavuşuyor, terütaze yeni bir ihmihal türüne kanatlanıyor. Yazar, metinlerin neredeyse tamamında aslında kendi tecrübelerini, müşahedelerini, içten duyduklarını, tazarru ve niyazlarını, ıstıraplarını, zevk ve acılarını, ümit ve korkularını, rüya ve hayallerini anlatıyor. Bir dua gibi, bir rahmet seli gibi hikâye ediyor. Merhamet, hürmet, hizmet sütunları üzerine yükselen bir ahlâk dünyası, bir insanlık meşheri kuruyor. Diye aktarmaktadır İsmail Kara girizgâhında.


İlmihal Yahut Arzuhal

Mustafa Kutlu

Dergâh Yayınları

İlk Baskı 2018

Sayfa 173


Yazar: Ülker GÜNDOĞDU - Yayın Tarihi: 21.06.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 08.06.2021 13:29
4030

Ülker GÜNDOĞDU Hakkında

Ülker GÜNDOĞDU

1977 yılının Ocak ayında Konya Ereğli’de dünyaya geldi. 18.08.2020 tarihinde Kitap Haber’e katıldı. 1998’den beri İstanbul’da yaşamakta.

Ülker GÜNDOĞDU ismine kayıtlı 143 yazı bulunmaktadır.

Twitter Instagram LinkedIn Kişisel