I'm Thinking of Ending Things – Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum
"I'm Thinking of Ending Things – Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum" adlı psikolojik gerilim filmi Iain Reid'ın aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Yönetmenliğini ve yapımcılığını Charlie Kaufman'ın üstlendiği filmde erkek arkadaşının ailesiyle tanışmak üzere yolculuğa çıkan genç bir kadını konu almaktadır. Filmde birçok esere ve yapıma göndermeler yapılırken bu paylaşımın konusu filmdeki bir şiirdir.
Jessie Buckley'in Lucy karakterine, erkek arkadaşı Jake'ye Jesse Plemons'un hayat verdiği filmin büyük bölümü bir yol hikâyesidir. Ailesine ait evin üst katında Jake'in çocukluğunun geçtiği odaya çıkan Lucy, okuması yarıda bırakılmış bir kitap görür. Kitap, Eva H. D'nin şiir kitabıdır ve Lucy arabayla bu eve gelirken Jake'e okuduğu "Bonedog" şiiri bu kitaptadır. Ne tesadüftür ki onun olduğu sayfayı açık bulur. Filmde önemli bir yere sahip olan Eva H. D'nin "Rotten Perfect Mouth" isimli kitabındaki şiirlerden biri olan etkileyici "Bonedog" u şiir severlere Netflix çevirisiyle ulaştırmak istiyorum:
Eve dönmek korkunç bir şey
Köpek yüzü yalasa da yalamasa da
Sevgili eşin ya da eşinmişçesine evi saran ıssızlık seni beklese de beklemese de
Eve dönmek müthiş bir yalnızlıktır
Şefkati hissettiğin o yeri terk edince saran bunaltıcı barometrik basıncı düşünürsün
Çünkü evde her şey daha kötüdür
Ot sapına tutunan haşereyi düşünürsün sonra
Yolda geçen uzun saatler
Yol yardım hizmetleri ve dondurmalar
Kimi bulut kümelerinin acayip şekilleri
Ve hasret taşıyan suskunluklar
Çünkü dönmek istemezsin
Evine dönmek felakettir
Evin kendine has o sessizliği ve bulutları keyif kaçıran atmosfere katkıda bulunur
Ve bulutlar da artık birer zanlıdır
Çünkü hammaddesi arkanda bıraktığın malzemeler değildir
Aslında sen de farklı bir bulutlu kumaştan yapıldın
Geri döndün ve elde kaldın
Hoş da karşılanmadın
Döndüğün için mutsuzdun
Yanlış yerlerde konakladın
Biçimsiz takım elbiseler, bulaşık bezi gibi yıpranmış
Eve dönmek aya iniş gibidir
Yabancıdır
Dünyadaki yerçekimi seni iki misli kuvvetle çeker
Ayakkabı bağcıklarını çekip gevşetir
Ve omuzların alnındaki endişe oluklarına iyice gömülmeye başlar
Eve daha da içine gömük ertesi güne aciz bir neyseyle bağlı kupkuru bir kuyu gibi dönersin
Özdeş günlerin saldırısıyla iç çekersin
"Yapayım bari" dersin sonra
Sonuçta döndün artık
Güneş yorgun bir fahişe gibi düşüp kalkar
Sen yaş alırken hava kırık bir uzuv gibi öyle hareketsiz duruyor
Vücudundaki tuzun gelgitleri dışında hiç bir şey hareket etmiyor
Görüş bulanıklaşıyor
O atmosfer seni bırakmıyor
Koca mavi bir balinayı
İskelet gibi bir karanlık
Geri dönersin, röntgen görüşüyle
Gözlerin açlıkla dolu
Eve gelirsin, iskeletten bir eve
Mutant hediyelerle
Artık gördüğün her şey, ne varsa kemiktir
Yazar: Necla DURSUN - Yayın Tarihi: 13.01.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 09.01.2023 23:53