İmparatorluklar Mezarlığı: Afganistan, Düşünce, Vildan KINALI

İmparatorluklar Mezarlığı: Afganistan yazısını ve Vildan KINALI yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

İmparatorluklar Mezarlığı: Afganistan

30.09.2024 09:00 - Vildan KINALI
İmparatorluklar Mezarlığı: Afganistan

Çocukluğumuz Afgan mücahitlerine düzülen methiyeleri dinlemekle geçti. Tesettürlü genç kızlar için "Afgan takımı" denilen giysi türleri bile vardı. Böyle sempatik insanlarken "Milenyum" denilen bir döneme girdik ve bazı değerler alt üst oldu. Amerika'da yaşanan 11 Eylül saldırısı dünya Müslümanlarını "terör" ve "radikalizm" kelimeleriyle yan yana getirtilmeye başladı. Gerçekten bu saldırıyı Müslümanlar mı yapmıştı? Bir Müslüman, gayrimüslim bile olsa suçu olmayan insanların canına kıyabilir miydi? Yoksa bunlar hep düzmece bahaneler miydi? Komplo teorileri ve kehanetler arasında büyüdü yeni nesil. Sonuçta ise Amerika'nın bir yerlere saldırmak için bal gibi bahanesi oldu.

1979'da SSCB'nin işgaline uğrayan Afganistan tarih boyunca daha birçok büyük devletin istilasına uğradı. Fakat zor coğrafyası nedeniyle birçoğu istediğini elde edemeden çekildi. 10 yıl Afganistan'da kalan Sovyet orduları Afgan mücahitlerinin büyük direnişiyle karşılaştı. İki milyon insanın hayatını kaybettiği işgalde ülkenin alt yapısı da büyük tahribata uğradı. Bu savaş sırasında yaklaşık beş milyon kişi göç etmek durumunda kaldı. Çoğunluğu Pakistan'a ve İran'a giden göçmenler bu ülkelerde de zaman zaman kötü muamelelere maruz kaldılar.

Sovyetlerden sonra Amerika işgali ile karşı karşıya kalan ülkede işler her geçen gün kötüye gitti. Bugün kırk üç yaşına gelmiş bir Afgan, doğduğundan beri savaş şartlarıyla karşı karşıya ve savaşın biteceğine dair ümidi yok.

Erhan İdiz'in "Sınır Kapısındaki Deniz Kızı, Afganlar Türkiye'ye Neden Geliyor?" kitabından öğrendiğimize göre savaş beraberinde yeni zihniyetleri getiriyor. Bir erkeğin kendini ispatlaması için zorlu göç yollarını geçip başka ülkelere gitmesi, buralarda çalışıp ailesine para göndermesi gerekiyor. Afganistan'da bu kan davası gibi bir uygulama haline gelmiş neredeyse. Erkekler hatta bazen kadın ve çocuklar ya kalıp ölümden beter hayat şartlarına katlanacak ya da en azından içinde bir ümit taşıyan ölümcül yolculuğa çıkacak. Belki insan kaçakçılarının elinde esir olacak, dayak yiyecek, belki Müşkül Dağları'nda cesedi kuşlara yem olacak. Müşkül Dağı zorlu yolculuğa dayanamayanların cesetleriyle dolu. Bu durum haber değeri bile taşımıyor üstelik. Göç yolunda babalarını arkalarında bırakmak zorunda kalan, hiç kimliği olmayan Afganların hikayelerini kitaptan öğreniyoruz. Gidecekleri yere ulaşma ümidi onları bu yolculuktan geri koymuyor. Türkiye'ye gelebilmeleri için önce Pakistan ve İran'dan geçmeleri gerekiyor. Burada bin bir türlü engeli aşıp Türkiye'ye geldiklerinde ise şansları yaver giderse iyi insanlarla karşılaşıp para kazanıyorlar. Fakat insanlar onların kaçak yollarla geldiğini ve hiçbir hakları olmadığını bilip bunu kullanmaya kalkarsa aylarca çalışıp karşılığında hiçbir şey alamıyorlar.

Yazarın tek tek konuştuğu Afgan göçmenlerin hikâyeleriyle başlayan kitap Afganistan'ın yakın siyasi tarihini ve ülkedeki son durumu anlatarak devam ediyor. Amerikan işgalinin ardından kontrolü yeniden ele geçiren Taliban, dünyadaki imajını önemsiyor ve geçmişe nazaran daha esnek. Fakat ülkenin sosyal yapısı siyasi bir birliğin kurulmasına müsaade etmiyor. Peştunlar, Hazaralar, Özbekler, Tacikler, Türkmenler'den oluşan bir milyon civarı nüfusa coğrafi yapının zorluğu da eklenince işler zorlaşıyor. Yeri gelmişken bu bölgedeki sınırların da İngilizler tarafından çizilmiş suni sınırlar olduğunu hatırlatalım. Dolayısıyla ülkenin büyük çoğunluğunu teşkil eden Peştunlar, Pakistan'da kalan akrabalarıyla yeniden birleşip "Büyük Peştunistan" ı kurma peşindeler. Ülkede 20 ile 40 arasında değişen farklı dil ve lehçe mevcut. Bu da kurulması gereken birliğin önündeki engellerden.

Afganlar genellikle başlık parası kazanıp geri dönmek üzere ülkelerinden ayrılıyor. Yıllardır zorlu savaş şartlarıyla mücadele eden ülkede eğitim hayatının aksamasının sonuçlarını görüyoruz bu gerekçelerde. Ülke ne yazık ki eğitim konusunda parlak bir durumda değil. Oysa bir zamanlar ilim ve kültürün merkezi olan Herat gibi önemli bir şehir ülke sınırları içerisinde yer alıyor.

Çok fazla istilaya maruz kaldığı için ülkeye "İmparatorluklar Mezarlığı" deniyor. Coğrafi koşulların yaman olması ülkeye giren istilacılara pahalıya mal oluyor ve kazançla çıkabilen neredeyse olmuyor. Fakat onların kaybetmesi Afgan halkına da bir şey kazandırmıyor.

Temennimiz ülkede bir siyasi istikrar sağlanabilmesi ve bir öğünde birkaç çeşit yemek yenildiğini zorlu yolculuklar sonunda görebilen Afganların hak ettikleri hayatı yaşayabilmeleri.

Sınır Kapısındaki Deniz Kızı, Afganlar Türkiye'ye Neden Geliyor?

Erhan İdiz

Vadi Yayınevi

Sayfa Sayısı: 192

Ocak 2023


Yazar: Vildan KINALI - Yayın Tarihi: 30.09.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 22.09.2024 15:23

Vildan KINALI Hakkında

Vildan KINALI

1982 Kütahya doğumlu. Kütahya İmam Hatip Lisesi’nden 1999’da mezun oldu. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalıştı. Uluslararası ilişkiler okudu. Bazı yazarlardan yazmak üzerine eğitimler aldı. Edebiyat ve Uluslararası İlişkiler alanları arasında seçim yapamadığı için birini diğerine uyarlamaya çalışıyor.

2023’te “Kasım Bunlar Çok mu Lazım?” isimli çocuk kitabı yayınlandı. Evli, üç çocuk annesi. Konya’da yaşıyor.

Vildan KINALI ismine kayıtlı 24 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 1 kitap bulunmaktadır.

Instagram Kitapyurdu.com