İslam Düşüncesinin Yeni Atlası

Her büyük ve ölümsüz düşünce geleneği bir bütün fikrine dayanır. İslam Düşünce Atlası, düşünce tasavvurumuzdaki boşlukları doldurmak amacıyla, İslam tarihini ve İslam'ın zihin tarihini hayata geçirmesi açısından önemlidir. Bu açıdan baktığımızda İDA bir muhasebeyken aynı zamanda bir arayıştır.
"Parçaları Yeniden Birleştir ve Küreyi Keşfet" mottosuyla büyük bir boşluğu doldurmaya aday olan İslam Düşünce Atlası, sadece ilgilileri için değil, İslam düşünce küresini ve zihin evrenini keşfetmek isteyenler için kitap ve düşünce dünyasında yerini aldı.
Dünyevileşme krizine karşı engin ufkumuzu bize yeniden hatırlatan, İbrahim Halil Üçer'in editörlüğünde, İlmi Etüdler Derneği (İLEM) tarafından hazırlanan "İslam Düşünce Atlası" (İDA) projesi, İhsan Fazlıoğlu'nun da dile getirdiği gibi 'Her kültür kendi semasına bakar. Kendi semamıza bakarak kendimizi anlamlandırma konusunda bize bir girizgâh sağlayacak' bir projedir.
İDA projesi, tarihi ve kültürel hafızaya süreklilik kazandıracak dönemlendirme teklifi ve önerdiği kapsamlı ilişkiler mantığıyla, İslam düşünce tarihine yepyeni ve farklı bir bakış açısı sunan proje, 14 asırlık İslam düşünce tarihinin yeniden dönemlendirilmesi ve bu düşünce tarihinin mekânlar bağlamında, yeniden değerlendirilmesi fikri sonucunda ortaya çıkmış.
İslam Düşünce Atlası, İslam düşünce geleneğini başlangıcından günümüze kadar zaman-mekân, öğreti-ekol değişkenleri etrafında tanıtmayı amaçlayan, kitap ve web tabanlı programlar geliştirme projesidir. Yapımına akademisyenler, araştırmacılar, tasarım uzmanları, yazılımcılar ve harita mühendislerinin eşlik ettiği proje, interaktif programlar taşıyan açık erişimli bir web sitesi ve İslam Düşünce Atlası başlıklı bir kitap aracılığıyla, İslam düşünce tarihiyle ilgili oluşmuş yüksek seviyeli ilmî birikimi, yeni teknikler yoluyla ve yalın ilişkiler mantığı içerisinde kolaylıkla takip edilebilir hâle getirmeyi amaçlıyor. Ayrıca proje, dönem yazıları sayesinde İslam düşünce tarihi yazımına yeni bir bakış açısı kazandırmak ve nihayet İslam düşünce tarihini zaman-mekânsal bir bakışla okuyarak ait olduğu tarihi bağlama yerleştirmeyi hedefliyor. İslam düşünce tarihinin yeni bir bakış açısıyla dönemlendirildiği proje, "Parçaları Yeniden Birleştir ve Küreyi Keşfet" mesajıyla hayata geçti.
Proje koordinatörü İbrahim Halil Üçer, yaklaşık on dört asırlık İslam Düşünce Tarihinin "Gazali'den Önce ve Sonra", "İbn Rüşd'den Önce ve Sonra" ve yakın zamanlarda yaygınlık kazanan "Klasik Dönem ve Klasik Sonrası Dönem" şeklinde iki ayrı evre içerisinde değerlendirilmesinin eksik sonuçlara sebebiyet verdiğini belirtiyor.
Üçer; ''Uzun zamansal süreçlerle ilgili olarak bu türden dönemlerin yokluğu; durağan, değişmez ve tekdüze tarih anlayışı, genel anlamda dönemleri anlamakta yanlış bir değerlendirmeye neden oluyor. Bu durum, aynı zamanda Jack Goody'nin ifadesiyle "tarih hırsızlığı"dır. Zira birbirinden farklı zamansal evreleri tekdüze bir biçimde genellemek, tüm farklılıkların yutularak, tarihsel idrakin dışına alınması sonucunu verir. İslam Düşünce Tarihi yazımı tam da bu türden bir tarih hırsızlığıyla maluldür. Neredeyse mevcut dönemlendirmelerin tamamının İslam düşünce tarihini biri beş asırlık (7-11. yüzyıllar) diğeri ise sekiz asırlık (12-20. yüzyıllar) tekdüze iki ayrı blok halinde değerlendirmesi, bu tespiti haklı çıkaran bir yöne sahiptir. İslam Düşünce Tarihi ilk 600 yıla dair pek çok çalışma varken son 800 sene ile ilgili tam 200 yıldır tek bir araştırma yazısı yok. Biz bu çalışma ile Klasik Dönem, Yenilenme Dönemi, Muhasebe Dönemi ve Arayışlar Dönemi ana başlıkları altında 7 alt dönem tasnifi gerçekleştirdik ve her bir dönemi, bulundukları ve yayıldıkları coğrafyalar ile birlikte değerlendirdik. Şimdiye kadar yapılan pek çok tarih değerlendirmesinden de İslam Düşünce Tarihini farklı olarak mekânsız tarih ve tarihsiz mekân değerlendirmesinin eksikliğinden arındırdığımızı düşünüyoruz'' der.
Proje danışmanı İhsan Fazlıoğlu; "Büyük ölçüde oryantalistlerin insafsız ve haksız bir şekilde savundukları İslam düşüncesindeki çöküş ve gerileme yakıştırmasının yanlış olduğu bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır. Bu çalışma sayesinde, her seviyeden okuyucu ve kullanıcı, Müslümanların tarih boyu üretmiş olduğu düşünce ve kültür birikiminin önemli bir kısmına, anlaşılabilir ve en önemlisi zamansal bir kopukluğa uğramadan, mekânsal ilişkileri de tayin etme imkânı veren kapsamlı bir altyapıya sahip olabileceğini'' dile getirir.
Bu çalışma, İslam dünyasının günümüze kadar yaşamış olduğu süreçlere, bu çağda yaşamış olduğu krizlere, sürekli karşı karşıya olduğu sorunlara ve çağın dayatmacılığına karşı bir meydan okuma, bir özüne dönüş, köklere yeniden bağlanma ve yeniden diriliş mücadelesi olarak görülmektedir.
www.ilem.org.tr / www.islamdusunceatlasi.org
Yazar: Uğur CUMAOĞLU - Yayın Tarihi: 27.11.2017 09:00 - Güncelleme Tarihi: 22.11.2021 11:56