Kadın Avcısı - M. Turhan Tan
Ferit Genç, Kitaphaber için kaleme aldı...
Eserin isminden de anlaşıldığı gibi Kadın Avcısı, halı taciri Yadigâr ve Süruri Bey adında iki gencin mektuplaşma sayesinde hiç görmediği kızların adreslerini öğrenerek zamanla görüşmelerini anlatmaktadır.
Süruri Bey; insan mütereddi bir gençtir. Ve en büyük zevki muhayyel aşklar yaşamaktır. Nadire Hanım ise "Tatlı dil" mecmuasının bilmece birincisi olarak çıkan Hacı Nafiz Nefisi Efendinin en büyük kızıdır. Halı taciri Yadigâr ise kendi kimliğini saklayarak başka bir lakap takınır. Süruri Bey ve Halı Taciri Yadigar kendi içindeki nefsi müdafaalarını bastırmak kulaktan kulağa duyduğu kızların adreslerini öğrenerek mektuplar gönderip kızların duygularıyla oynarlar. Birbirlerinden habersiz olan bu iki genç aynı şâhısa gönderecekleri bir mektup ile birbirlerini tanıyacaklardır. Eserin sonunda da bacanak olurlar.
Mütevazı bir hayat yaşamı olan Nefisi Efendi, zengin ve çok okumuş bilgin birisidir. Hayat tecrübesi oldukça yüksek olan bir zat-ı âlimdir. Nadire ve Nevcivan adında iki kızı vardır. Bilakis en büyük kızı olan Nadire, beceriksiz bir ressamın bile çizemeyeceği derecede çirkin bir simaya sahiptir. Ne yüzünde renk, ne teninde ahenk vardır. Soğuk, sarsak, çelimsiz kısacası acayip bir mahlûkattır. Evde iki ayrı yabancı hizmetçi daha vardır. Biri Arap olan kalfacı Karanfil diğeri ise Rum Olan terzi kızı Matmazel Aleksandra Diplarakus'tur.
Nefisi Efendi okuduğu kitapların birinden yola çıkarak bir deney yapar. Evdeki herkesin kafatasını ölçer. Terzi kızı ile giriştiği bir münakaşadan dolayı birbirileri ile epeyce tartışırlar. Tartışmanın sonunda terzi kızı efendisine karşı bir kin güder. O esnada Tatlı dil mecmuasında bulunan Süruri Bey, Nadire Hanımı fark eder. Ve olaylar böylece cereyan eder. Süruri Bey, Nadire Hanımın simasını tam olarak göremeden kızın adresini alıp mektup yazmaya karar verir. Belli bir sure mektuplaşırlar. Olayı öğrenen terzi kızı Aleksandra Nefisi Efendiden öç almak için kızını kullanmaya başlar. Böylece Nadire Hanım ile arasındaki buzları eritip arabuluculuk yapmaya karar verir. Artık iki aşık arasındaki mektupları Aleksandra götürüp getirmekle mükellif olmaktadır.
Olaylardan hiç haberi olmayan Nadire Hanım sevdiği şahıstan geldiğini sandığı mektupları Aleksandra'nın kendi yazdığı sözlerle Süruri Bey'den geldi diyerek Nadire Hanımı kandırır. Süruri Bey'e kendisini Nadire Hanım diye tanıtan Aleksandra belli bir süre beraber vakit geçirirler. Bu olaylardan bir sonuç çıkaramayan kalfa Karanfil, Aleksandra'nın bir şeyler karıştırdığından şüphelenerek durumun gidişatını artık Nefisi Efendiye söyler. Nefisi Efendi durumu yaşanan bu gizli ilişkiyi anlayışla karşılayarak kızı Nadire Hanım ile konuşur. Gelen mektupları gözden geçiren Nefisi Efendi mektuplardaki karmaşık olay örgüsünün Aleksandra tarafından oynatılan bir düzmece oyun olduğunu anlayıp olayı kıssadan Süruri Bey ile konuşmaya karar verir.
Nefisi Efendi, Aleksandra'nın bir mektup göndermesi ile bu sefer Aleksandra yerine kendisi buluşmaya gider. Her zamanki gibi sevdalısını bekleyen Süruri Bey karşısında Nefisi Efendiyi görünce şaşırır. Tanışma faslından sonra çok utangaç bir tavır sergileyen Süruri Bey, Nefisi Efendinin Mütevazı lisanı ile birlikte utangaçlığını üzerinden atar ve koyu bir sohbete dalıp giderler. Süruri hakkında önceden bilgi edinen Nefisi Efendi yeni damadının geçmişteki karakterini unutturmak için Ali ismini tavsiye eder ve Süruri Bey bunu memnuniyetle kabul eder.
Nefisi Efendi, Nadire Hanım meselesinden sonra Aleksandra'nın işine son vermiştir. Nadire Hanımın nişanlanmasından sonra sırayla ilkin Nevcivan kızının mürvetini görmek için İstanbul'un bütün gazetelerine ilan verir. Çirkin olan bu kızını alacak olan talipler için ise ev ve mülküne ortak edeceğini yazmıştır. Evin diğer kızı olan hizmetçi Arap kalfa Karanfil için ise önceden kendi işinde çalışmış olan Durmuş isminde bir aşçı ile nişanlandırır. Nadire Hanım; Süruri Bey ismini takınan Ahmet Bey ile Nevcivan; Ali bey namını alan Süruri Bey ile Karanfil kalfa da, yeni ve şık bir dükkân sahibi olan aşçı Durmuş ağa ile evlenmiştir.
Bu eserde bir nefsi müdafaası yüzünden güldürürken acındıran ve acındırırken güldüren hayatı ve hasta ruhlu insanların nasıl cezalandırıldığı ele alınmıştır. Bütün eserlerinde olduğu gibi yine de yabancı kelimeler çok sık kullanılmıştır. Yazarın ustaca anlatım tarzı ve akıcı bir üslubu ile olay örgüsünü anlatması okuyucunun bir sonraki sayfada kahramanların başına gelecek olan olayları merakta bırakıyor.
Kadın Avcısı
Mümtaz Turhan Tan
Çağrı Yayınları
198 Sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 29.01.2011 23:05 - Güncelleme Tarihi: 12.05.2022 00:30