Kadriye Macit İle ❝Son Sınıf❞ Üzerine Bir Konuşma
Kadriye Macit ile Nemesis Kitap etiketiyle okurla buluşan ilk romanı "Son Sınıf" hakkında konuştuk.
S.1. İlk romanınız "Son Sınıf" geçtiğimiz günlerde okurla buluştu. Sizi bu romanınızla ilk kez tanıyacak okurları düşünecek olursak, edebiyatla ve özelinde romanla ilişkiniz nasıl başladı, nasıl gelişti ve bugünlere nasıl geldiniz?
Kitap okuyarak kitap yazmaya başladım diyebilirim. Lisede harika bir edebiyat öğretmenim vardı ve bize sürekli kitap okuma ödevleri verir, derslerde kitaplar hakkında konuşarak farklı bakış açıları kazandırırdı. Onun sayesinde kitap okuma alışkanlığı kazanarak romanların büyülü dünyasına da adım atmış oldum. Şu anda da bunu devam ettiriyorum, her türlü kitabı okumayı çok seviyorum. Aslında ilk yazdığım yazılar direk roman değildi, şiirler ve denemelerdi. Çok fazla karaladığım şiir ve deneme yazıları mevcuttur. Didem Madak, Nurullah Genç, Tezer Özlü ve Nilgün Marmara gibi kendi nezdimde gözde şair ve yazarları okumak bana birçok kere ilham vermiştir. Roman yazma serüvenim ise okuduğum kitaplarda, neden yazar bu şekilde ilerletmedi veya karakter bunu yapmayabilirdi gibi çok fazla eleştiride bulunurken "O zaman, ben kendi hayal dünyamda istediğim gibi olayları şekillendirebilirim" aydınlanmasını yaşamamla beraber başladı. Yazdığım ilk roman Son Sınıf değildi, Lise Günlüğü isimli bir romandı. Yazdıklarımı ise internette paylaşarak okurlarla buluşturuyordum. Böylece onların fikirlerini alarak nasıl ilerlemem gerektiğini öğrenebiliyordum. Şu anda da devam ediyorum paylaşmaya ve daima öğrenmeye. Son Sınıf ise benim için yeri çok özel ve basılmış ilk romanımdır. Onun okuyucularla basılı şekilde buluşması en büyük hayallerimden biriydi. Bunun için çok mutluyum.
S.2. Romanınızın merkez kişileri Damla, Savaş, Beyza, Metin ve Arda'nın temel özellikleri neler sizce?
Damla Yılmaz kitaptaki bölümleri ağzından okuduğumuz ana karakterimiz, aslında doktor olmak isteyen sıradan bir lise öğrencisidir. Babası polis, annesi ev-hanımı ve ailesi ile beraber yaşamakta, evdeyken sürekli çatışma halinde olan bir de küçük yaramaz erkek kardeşi vardır. Kalabalık bir arkadaş grubuna sahiptir, neşeli bazen sakar ama kendi halindedir. Kitap okumayı sever, arkadaşlarıyla vakit geçirir genelde. Dış görünüş olarak da güzeldir, en dikkat çekici özelliği ise mavi gözleridir. Savaş'ın kendisine taktığı isimle Damla Sakızı'dır. Beyza Demir, Damla'nın en yakın arkadaşıdır arkadaş grubundan. Damla ile aynı sınıftadır. Normale göre biraz fazla uzun ve zayıftır. Mantığını ön planda tutar. Komiktir ama sadece çevresine, dışarıya karşı soğuk bir mizacı vardır. Aşkta korkan taraftır. Sorunlarından konuşmayı pek sevmez. Metin'in deyimiyle Barbie'dir. Arda Kum, Damla'nın en büyük platoniğiyken şu anda eski sevgilisidir. Damla ile farklı sınıf ama aynı alandadır. Yakışıklı yüzü, uzun fiziği, açık teni ve mavi gözleriyle okulun popüler çocuklarındandır. Kızların ilgisini çok sever ve bu yüzden sürekli sevgili değiştirir. Damla ile lise üçte sevgili olmuştur ama yaz başlamadan ondan ayrılmıştır. Basketbolu çok sever, okulun basketbol takımındadır. Aynı zamanda futbolda da iyidir, sürekli kasabada halı sahaya gider arkadaşlarıyla. Damla gibi Arda da kalabalık arkadaş grubuna sahiptir ve aralarındaki en esprili komik çocuklardandır. Babasının üzerinde çok fazla baskısı vardır. Savaş Erdem, Damlaların yan komşularının oğullarıdır. Tek çocuktur. Damla'nın ailesiyle çok yakınlardır ama genelde Savaş kaçamaklarla bu görüşmeleri atlatmakta oldukça başarılıdır. Arda ve ekibiyle her zaman olmasa da sık sık takılırlar. Basketbol takımında ve halı sahada onlarla beraberdir. Genelde Metin ve sevgilisi Tuğçe ile vakit geçirir. Metin'le ayrılmaz ikili gibidirler. Damla ile farklı alan ve sınıftadır. Zeki ve başına buyruktur. Bunun içindir ki adı Kural İhlali Çocuk olarak çıkmıştır. Okul kurallarını dinlemez ve hep sivil gelir okula. Yakışıklıdır ama bu serseri tavırları ve sevgilisi Tuğçe'nin fazla sahiplenici özelliği yüzünden kızlar ona kolay kolay yaklaşamaz. Savaş'ı gördüğümüzde mutlaka elinde bir sigara vardır. Metin Vural, Savaş'la bitirim ikiliden diğeridir. Aynı sınıftadırlar ama aslında bir yaş büyüktür. Beyza'ya deli divane âşıktır, bunun içindir ki bir yıl sınıfta kalmıştır. Beyza gibi normalden biraz fazla uzundur, yakışıklıdır ama Savaş'la beraber serserilik peşindedir. Savaş'a göre fazlasıyla eğlenceli ve komiktir. Laf ebeliğinde ustadır, sadece Beyza'ya olmak üzere çok kibar ve romantiktir. Basketbol takımındadır ama asla sahaya çıkmaz, hep yedeklerde oturur. Beyza'nın ona sinirlendiğinde seslendiği Taş Herif'tir.
S.3. Kadriye Hanım, romanınızın merkez izlekleri: ergen ilişkileri-iletişim, aşk, sınav stresi, aile ile yaşanan çatışmalar, meslek seçimi… Romanınızın temel dertleri hakkında neler söylemek istersiniz?
Bu kitabı okuyan herkes iddia ediyorum kendini lise sıralarında bulabilir. Saydığınız dertler tamamen hayattan ve günlük yaşamımızda sürekli gördüğümüz dertler aslında. Size yabancı olmayan duygular ile sayfalarda bazen kendinizi görebilir, anılarınızı hatırlayabilirsiniz. Hepimiz meslek seçiminde kararsız kalmışızdır, sınava çalışırken birçok kez dersten kaçmışızdır. Okulda arkadaşlarımızla bazen eğlenmiş bazen sorunlar yaşamışızdır. Böyle bizi yormayan sıradan dertler ile kitabın akıcı bir şekilde okunmasını hedef aldım. Asıl vurgulamak istediğim araya serpiştirdiğim gizem ve polisiye ile beraber romantik ilişkilerdi.
S.4. "Son Sınıf" polisiye, gerilim ve romantik öğelerin kullanıldığı bir roman. Rumuz olarak Mehdi adını kullanan katil fikri nasıl ortaya çıktı?
Son Sınıf'ı yazmaya başladığımda aklımda polisiye veya gerilim ögeleri yoktu. Fakat yazarken zorlandığımı ve karakterlerle iletişim kuramadığımı gördüm. Sadece mutluluk, aşk veya hüzün gibi duyguları aktaramıyordum. Araya değişik olaylar eklemem gerektiğine karar verdim ve en güçlü duygulardan korkuyu seçtim. Korkuyu gizemle birleştirmek istedim ve bunu esrarengiz cinayetlerle yapabileceğimi düşündüm. Böylece seri bir katile ihtiyacım olacaktı. Ama bu seri katilin de kendine has özellikleri, ardında bırakacak ipuçları için bazı prensiplere sahip olmalıydı ve kendini belli etmeliydi. İşte burada Mehdi'yi tasarladım. Normalde kurtarıcı olarak bilinen Mehdi, romanımda da kendisini kurtarıcı olarak görerek cinayetler işler.
S.5. Roman türünde başucu yazarlarınız kimler, başucu kitaplarınız hangileri?
Aslında direk aklıma bu tarz sorularda Didem Madak geliyor ama kendisi şair. Üç şiir kitabı da başucu kitabımdır, şiirlerini nerde görsem tanıyacak şekilde ezberimdedir. Pulbiber Mahallesi favorimdir. William Shakespeare'ı da atlamadan, su gibi akıcı kitaplarını her zaman tekrar dönüp okumak isterim. Roman türünde ise son günlerde Sarah J. Maas, başucu yazarımdır. Güller ve Dikenler serisi ile kendisiyle tanıştıktan sonra yazdığı her kitaba hayran kaldım.
S.6. Kadriye Hanım, son günlerde neler okudunuz? Önümüzdeki dönem için yeni kitaplarınız olacak mı?
Son günlerde fantastik ve kişisel gelişim kitapları okuyorum. Yerli fantastik kitaplardan bir seriyi çok beğendiğimi söyleyebilirim, onun üçüncü kitabını bekliyorum. Yabancı yazarlardan ise sürekli birbirinden güzel kurgular çıkıyor, yakalayamıyorum resmen. Kişisel gelişimi ise kitap okuma grubumla beraber her ay bir kitap seçerek okuyoruz. Şu anda da Doğan Cüceloğlu'nun Var Mısın? kitabını okuyorum. Önümüzdeki dönem yeni kitaplar olacak, evet. Aklımda farklı türlerde kurgular var, yazmamı bekliyorlar. Önceliğim "Son Sınıf" için final kitabını yazmak. İki kitaplık bomba bir seri yapmayı planlıyorum, şimdiden ikinci kitap için bile çok heyecanlıyım. Aslında Son Sınıf, yazacağım final kitabının sonu gibi olacak. Şaşırtmayı ve insanları düşündürmeyi çok seviyorum. Sonrasında ise fantastik kurgular yazmak istiyorum, bir kurguya başlamıştım bile. Onun da bölümlerini internette paylaşıyorum.
Yazar: Serkan PARLAK - Yayın Tarihi: 20.11.2023 09:01 - Güncelleme Tarihi: 20.11.2023 09:08
Konunun özüne inen özgün sorular, diyebilirim. Serkan Beyi tebrik ederim.