Kardeşim İçin Der’a: Bitişin Başlangıcı, Sinema, Şerife Saliha BOZOKLU

Kardeşim İçin Der’a: Bitişin Başlangıcı yazısını ve Şerife Saliha BOZOKLU yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsi

Kardeşim İçin Der’a: Bitişin Başlangıcı

20.01.2025 09:00 - Şerife Saliha BOZOKLU
Kardeşim İçin Der’a: Bitişin Başlangıcı

"Kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin, ki bu imanın en zayıf derecesidir." buyuruyor Efendimiz (s.a.v). Resûlullah'ın (s.a.v) bu hadis-i şerifinin insanın felsefi antropoloji açısından ele alındığı vakit, varlık koşullarından bir tanesi olarak işaret edilen fenomenlerden birinin dışa vurumu olduğu görülecektir. Zira Takiyettin Mengüşoğlu'nun İnsan Felsefesi isimli çalışmasında bu fenomen 'Tavır Takınan Bir Varlık Olarak İnsan' başlığı altında incelenir. Ancak bu durum bazen açık bir şekilde vuku bulabildiği gibi –elle ve dille düzeltme- bazen de kapalı –buğz etme- şeklinde vuku bulabilmektedir. Aralarındaki farka şu sözlerle dikkat çeken Mengüşoğlu, "Açık tavır takınmada verilen karar gerçekleştirilir; hâlbuki kapalı tavır takınmada böyle bir gerçekleştirmeden söz edilemez." (Mengüşoğlu, 2017, s. 177) der ve kapalı tavır takınma ile "özellikle diktatörlük, zorbalık ve 'tekelci' bir yönetim sisteminde" (Mengüşoğlu, 2017, s. 177) karşılaşabileceğimizi belirtir. Evet, böyle bir yönetime maruz kalındığı vakit, tarihin pek çok sayfasında acı bir şekilde şahit olunduğu üzere, açık bir şekilde tavır takınabilmek ne yazık ki kolay değildir. Ancak bir kıvılcım her şeyi değiştirebilir ve tarih pek çok kez bu kıvılcımlara da şahitlik etmiştir. Yazımızın konusunu teşkil edecek olan, gerçek olaylardan uyarlanan, yönetmen koltuğunda Murat Onbul'un oturduğu 2018 yapımı Kardeşim İçin Der'a filminde dikkatlere sunulan kıvılcım ise onlardan sadece bir tanesi… Mart 2011 tarihinde başlayan Suriye halk ayaklanmasının ilk günlerine ışık tutan filmimize buyurun yakından bir göz atalım.

Filme Dair

Film ülkesinde ağır işkencelere maruz kalan ve hapisten çıktıktan sonra da üniversite için Türkiye'ye giden Ali'nin (İlker Kızmaz) ülkesine dönmesi ile başlar. Bambaşka hayallerle döner ülkesine Ali fakat "İnsan hayallerini değiştirince hayatını değiştiremiyormuş." acı gerçeği ile yüzleşmesi ne yazık ki çok da geç olmayacaktır. Zira döndüğünde bıraktığından çok da farkı olmayan bir ülke onu beklemektedir ve kaçmak için çabaladığı olayların tam ortasında bulur kendini. Dera'nın kontrolü Atıf Necip isimli bir zalimdedir ve halka büyük zulümler etmektedir. Kardeşi Ömer'in öğretmeninin attığı bir mesaj yüzünden Atıf Necip ve askerleri tarafından tutuklanması genç öğrencileri çok etkiler ve içlerinde Ömer'in de bulunduğu bir grup öğrencinin bir şeyler yapmalıyız düşüncesine girmelerine sebep olur. Ömer abisine yardım etmesi için konuyu açar ve "Suriye susup oturma şansı vermeyecek kadar yaralı, bunu sen de biliyorsun." der; fakat abisinin, "Bazen susup oturmak en büyük sorumluluktur sevdiklerine karşı." cevabı onu hayal kırıklığına uğratacaktır. Hayal kırıklığına uğrayan sadece Ömer'de değildir; Ali'nin yakın arkadaşları Cemal (Cem Uçan) ve Rıdvan'da (Safa Tabur) Ömer gibi büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Ali yapılan zulümler karşısında, halkın büyük çoğunluğu gibi, artık elinden bir şey gelemeyeceğini düşündüğü ve sevdiklerini daha fazla tehlikeye atmak istemediği için kapalı tavır takınma ile yetinmek zorunda olduklarını savunur hale gelmiştir. Ancak Ömer onun aksine gençliğinin de verdiği enerji ve atılganlığın etkisiyle tavırlarını açık açık ortaya koymaları gerektiğini düşünür ve yakın arkadaşları ile Muhaberat karargahının duvarına "Doktor sıra sana gelecek!" diye yazarlar. Bu cümlenin ise, yazının başında belirttiğimiz, kıvılcımın ta kendisi olduğunun henüz kimse farkında değildir. Zira Ali'nin de dediği gibi "Suriye'nin duvarlarının bile kulağı vardır," ve Atıf Necip yazıyı yazan çocukları hemen tutuklatacaktır. Çocukları kurtarmak için tüm aşiretler birleşip ricacı olsalar dahi bir sonuç alınamayınca Ali, "Tek başına susmanın da tek başına haykırmanın da bir işe yaramayacağını yaşayarak öğrendim. (…) Artık sevdiklerimiz için hep birlikte ayağa kalkmayı öğrenmemiz gerek." diyerek Dera halkını açık tavır koymaya davet eder. Dünya ile her türlü iletişimin engellendiği sadece Atıf Necip'in kendi oluşturduğu medya ekibinin haberlerinin gösterildiği şehirde kendi imkânları ile dünyaya seslerini duyurmaya çalışırlar. Bu haberin etkisi dalga dalga yayılmaya başlayacak ve halkın öfkesi ateş olup tüm ülkeyi saracaktır. Yüklemeyi başarabildikleri bu görüntüler sayesinde, tarihler Mayıs 2011'i gösterdiğinde, tüm dünya ayağa kalkmasa da, başta Şam, Halep ve Humus olmak üzere Suriye halkı zulme karşı ayağa kalkmaya başlamış artık tavırlarını açık bir şekilde gösterir olmuşlardır. Bu uğurda başta 13 yaşındaki Hamza al Katip olmak üzere pek çok şehit verilse de Dera direnmeye devam etmiştir. Bu direniş ise bitişin başlangıcının ta kendisidir…

Sonuç

Üzerinde en çok konuşulan tartışılan kavramlardan bir tanesi belki de zaman. Kimi vakit akıp giden, kimi vakit ne içindeyiz ne de büsbütün dışında dedirten kimi vakit ise asra bedel gelen… Nice acılara şahit olduğumuz şu günlerde asra bedel zamanlar yaşıyoruz; hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiren ama her başlangıcın bitişi olduğunu da gösteren zamanlar… Küçücük Hamza'nın ve daha nice canın hayatları pahasına tutuşturdukları kıvılcımın neticesinde, aradan yıllar geçmiş olsa da, zalim bir gücün gidişi ile beraber bir devrin bitişine daha şahit olduk yakın zamanda komşumuz Suriye'de. "Bitişlerin de zamanı vardır. (…) Başlangıçlar bambaşkadır ama tüm bitişler birbirine benzer. Bir gücün bitişi, bir devrin bitişi, bir aşkın bitişi, bir günün bitişi ve bir ömrün bitişi…" (Merdan, 2024, s. 137) der Zeynep Merdan. Diktatörün gidişi de diğer bitişlerde olduğu gibi, ardında nice acı ve gözyaşı bıraktı. Ama yine de bitti! Şimdi vakit o yaraları sarma, gözyaşlarını silme vakti… Ali'nin şahadet şerbetini içmeden önceki son sözü, "Şimdi sen düşüyorsun Atıf, sonra sıra Doktor'a da gelecek!" idi. Sıranın Doktor'a geldiğini görmenin nasip olduğu gibi diğer zalimlere de geldiğini en kısa zamanda görebilmenin nasip olması temennisiyle…

Kaynakça

Mengüşoğlu, T. (2017). İnsan Felsefesi. Ankara: Doğu Batı Yayınları.

Merdan, Z. (2024). İçine Açan İnsan. İstanbul: Muhit Kkitap.

FİLM: KARDEŞİM İÇİN DER'A

YÖNETMEN: MURAT ONBUL


Yazar: Şerife Saliha BOZOKLU - Yayın Tarihi: 20.01.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 30.12.2024 14:49
2.897

Şerife Saliha BOZOKLU Hakkında

Şerife Saliha BOZOKLU

1994’te Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesinde doğdu. Lise öğrenimini Yeşilhisar Anadolu Lisesi’nde gördü. 2017’de Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden (İngilizce) mezun oldu. “Kendini Bil” sözünü kendine gaye edinmiş, bu uğurda ‘insan’ kalmak ve insan olarak son nefesini vermek üzere çaba harcayan, ‘insan’ denen meçhulün peşinde koşan, tek sığınağı kitaplar olan bir ademkızı…

Şerife Saliha BOZOKLU ismine kayıtlı 30 yazı bulunmaktadır.

Twitter