Keşf-el Şubuhat İbn Hacer el Askalani Kitap Notları
İbn Hacer El-Askalani̇'ni̇n Akai̇d Konusundaki̇ Fetvaları
Bu kitap İbn Hacer El-Askalani'nin el yazması kitabından çevrilmiştir. Kitap Hicri 838-839 yıllarında ona akide konusunda sorulan soruların cevabını içermektedir: Bu el yazmasının iki nüshası vardır. Her iki nüsha da Dar'ül-Kütüb El-Mısriyye'dedir. Birincisinin numarası 1559, ikincisinin numarası ise 25-566'dır. İkincisinin sayfa sayısı 88'dir.Bu kitap da ikinci nüshaya göre hazırlanmıştır.
İbn Hacer El-Askalani
Hicri 773, Miladi 1372'de doğmuştur. Hicri 852, Miladi 1449'da vefat etmiştir.İsmi; Ahmet bin Ali bin Muhammed El Kinani El Askalani Ebu'l Fadıl Şihabiddin İbn-i Hacer'dir. Büyük bir tarih ve İslam ilimleri alimi aynı zamanda büyük bir hadis alimidir. Ailesi Filistin'de olan Askalan şehrindendir. Kahire'de doğmuştur ve vefat etmiştir.
Birinci Soru: Bir kimse öldüğünde Münker ve Nekir melekleri gelerek ona Muhammed (s.a.s) ve onun risaleti hakkında soru sorduklarında o bu sorulara cevap veremezse Allah'ü Teala kıyamete kadar azap mı eder,yoksa belli bir zamana kadar mı azap eder?
Birinci Cevap: Ayet ve hadislerde bildirildiğine göre muhakkak ki kafirlere ve küfri nifak işleyen kimselere sonsuza dek sürecek azap vardır.
İkinci Soru: Ölü, mezarının yanına oturan kimseyi tanır mı? Kur'an okumasını işitir mi?
İkinci Cevap: İbn-i Abdul Bir ve diğer alimlerin rivayetine göre hadis ehlinin çoğu ruhun ölünün kabrinin etrafında olduğu görüşündedirler.
Üçüncü Soru: "Ölü için sadaka verme, köle azat etme, kurban kesme ve vakıf olarak birşey bırakma gibi hayırlı amellerin sevabı ölmüş kimseye ulaşır mı?
Üçüncü Cevap: Ehl-i sünnet alimlerinin çoğunluğuna göre ölü için sadaka vermenin sevabı ölmüş kimseye ulaşır. Ve ona fayda verir.
Dördüncü Soru: Kur'an okumanın sevabı ölüye ulaşır mı? Şayet ulaşırsa kabir yanında okunduğu zaman mı, yoksa uzakta okunduğunda mı ulaşır? Ve ölü okuma sevabının tamamını mı yoksa dinleme sevabını mı alır?
Dördüncü Cevap: Kabirin uzağında okunduğunda sevabını alır. Okuma sevabının tamamını alır.(Farklı görüşler ve delilleri verilmiştir kitapta)
Beşinci Soru: Kur'an okuyucu Kuran'dan birşey okuduğu zaman ve onu ölülere hediye ettiği zaman bu onlara ulaşır mı yoksa ulaşmaz mı? Ve okunanı ölü işitir mi yoksa işitmez mi?
Beşinci Cevap: Bu ihtilaflı bir konudur. En iyi olan okuyucunun şöyle demesidir: "Allah'ım eğer bu okuyuşumdaki amelimi kabul ettiysen bunun sevabını senden bir lütuf olarak filana ver." Eğer böyle demeyip de: "Allah'ım okuduğum Kur'an sevabını filana ver" derse; bu sevabın ölüye ulaşıp ulaşmaması alimler arasında ihtilaflıdır.
Altıncı Soru: Ölü için namazdan, sadakadan veya Kur'an okumadan veya buna benzer başka iyilik çeşitlerinden hediye edilerek sunulduğunda ölü onu bilir mi? Bundan gelecek olan sevap ölünün amel defterine yazılır mı?
Altıncı Cevap: Sadakanın sevabı ölüye ulaşır ama namazın ve orucun sevabının ona ulaşıp ulaşmadığı hususu ihtilaflıdır.
Yedinci Soru: Hesap ve azaptan sonra dünyada olduğu gibi birbirlerine yakın ve akraba olanlar buluşurlar mı?
Yedinci Cevap: Bu soruda bir kusur vardır. Eğer bu "hesap ve azaptan sonra" dan kastedilen kişiler cennete ve cehenneme yerleştikten sonrası ise böyle bir soruya gerek yoktur. Zaten cennet ehli toplanıp birbirlerini ziyaret edecek cehennem ehli ise toplanıp birbirleriyle atışacak.
Sekizinci Soru: Günahkar olan bir kişi kıyamete kadar kabirde azap görür mü? Yoksa sadece Münker ve Nekir melekleri geldikleri zaman mı azap görür?
Sekizinci Cevap: Bu, işlenen haramın büyük veya küçük olmasına göre değişir. Bazı ölüler affedilebilir, bazıları affedilmez. Bazı günahkarlar azap görmeyebilir. Ve bazıları için azap sürekli olur. Bazılarından ise azap daha sonra kaldırılabilir.
Dokuzuncu Soru: Şehitlerin ruhu semada mıdır yoksa yerde midir?
Dokuzuncu Cevap: Şehitlerin ruhu istediği yere gider sonra arşta asılı olan kandillerde geceler.
Onuncu Soru: Müslümanların çocuklarının ruhu kendi kabirlerinin üstünde midir yoksa cennetteki Beyti Mamur'da (cennetteki İbrahim (as)'ın evi) mıdır.Yoksa başka bir yerde midir? Cennette İbrahim (as)'ın onlara Kur'an okuttuğuna dair sabit bir delil var mıdır?
Onuncu Cevap: Kuvvetli olan görüşe göre müminlerin ruhu Allah'ın dilediği yerdedir. Ve kabirdeki cesetlerle bir bağlantısı vardır. Yine kabirde gördüğü mükafatı beden ve ruhlarıyla hissederler. Ruh ve ceset arasında olan bağlantının nasıl olduğunu bilemeyiz. Bu dünyadaki cesetle ruh bağlantısına benzemez. Müslüman çocuklarının ruhu hakkında ise şu sahih hadis vardır: Rasulullah (s.a.s)'in gördüğü uzun rüya hadisinde Rasulullah (s.a.s) müslüman çocuklar hakkında şöyle der:"Müslüman çocuklarının ruhu İbrahim (as)'in yanındadır." Bu hadis Buhari'de geçer. Bu hadisin hiçbir rivayetinde İbrahim (as)'in onlara Kur'an okuttuğuna dair bir söze rastlanmamıştır.
Onbirinci Soru: Kabirdeki bir ölünün yakınına veya uzağına başka bir ölü defnedildiğinde kabirdeki ölü onu tanır mı ve dünyadaki diğer olup biten şeyler hakkında, yeni gelen ölüye soru sorar mı?
Onbirinci Cevap: Evet. Bunun hakkında hadisler varit olmuştur. Bu hadislerden bazıları;İbn-i Ebid-Dünya'nın, Ebi'z-Zübeyr'den onun da Cabir'den rivayetine göre Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:"Ölülerinizin kefenlerini güzel seçin. Çünkü onlar kefenlerinden dolayı övünürler ve kabirlerinde birbirlerini ziyaret ederler"
Onikinci Soru: Allah'u Teala'nın: "Şüphesiz sen kabirlerinde onlara işittirici değilsin." (Fatır 22) ayetiyle Rasulullah'ın; "Muhakkak ki ölü sizin ayakkabınızın sesini işitir. Onu çıkarın." hadisi arasında nasıl bir uygunlaştırma sözkonusu olabilir?
Onikinci Cevap: Hadisin naklinde bir bozukluk vardır. Sanki o, şu iki hadisten birleştirilmiştir: Onlardan bir kısmı ayetleri te'vil edip hadisin zahirine göre amel ettiler ve onun bütün ölüleri kapsadığını söylediler. (Yani bütün ölüler ayak seslerini duyarlar)
Onlardan diğer bir kısmı da Katade'nin dediği gibi bunu sadece Bedir ölüleri için haslaştırmışlardır. Katade bu hadisi zikrettikten sonra şöyle dedi: "Allahu Teala onları diriltti. Ta ki azarlanarak üzüntü ve pişmanlık içinde Rasulullah'ın sözünü duydular."
Onüçüncü Soru: Kabirlerdeki iki sorgu meleği herkesin kendi dili ile mi sorarlar? Yani; Türk'e Türkçe veya Farisi'ye Farsça ile mi? Yoksa sadece Arap dili ile mi sorulur. Eğer Arap dili ile sorulursa Arapça bilmeyen kişiye Arapça mı öğretilir? Sağda ve solda bulunan yazıcı iki melek insanın başından geçen olayları Arapça mı yazar, yoksa başka bir dil ile mi yazar?
Onüçüncü Cevap: Sorgu meleklerinin hangi dille soracağına dair bir nakil bilmiyorum. Fakat yazıcı iki melek de, hakkında yazmak için görevlendirildiği kişinin dilini bilirler. Bu kesindir. Fakat yazarken o dille veya başka bir dille yazabilirler. Zayıf hadisde rivayet olunduğuna göre "Cennet ehlinin dili Arapça'dır." Buna dayanarak melekler o kişinin söylediklerini bilip bunu Arapça yazabilirler. Çünkü melekler ne yazdığını bilir.
Ondördüncü Soru: Çocuklar için olan sorgu bütün çocukları mı kapsar yoksa sadece müslüman çocuklar için midir?
Ondördüncü Cevap: Müslüman çocuklara hesap yoktur. Müşrik çocuklara ise hesap olup olmadığı hususu ise ihtilaflı meseledir.Kimisi: "Onların hükmü müslüman çocuklarının hükmü gibidir" der.
Onbeşinci Soru: Kabirde çocuğa soru sorulur mu yoksa sorulmaz mı? Eğer sorarlarsa Münker ve Nekir melekleri onlara ne sorar? Buluğ çağına girenlere ne sorulur?
Onbeşinci Cevap: Kabir sorgusu buluğ çağındakiler içindir.
Onaltıncı Soru: Öldükten sonra sorgu melekleri geldiğinde ruh bütün bedene girer mi yoksa bedenin bir kısmına mı girer?
Onaltıncı Cevap: Evet, ruh bütün vücuda girer fakat bu, ancak onun oturmasına müsaade eder, yoksa ayağa kalkmasına müsaade etmez.
Onyedinci Soru: Müslümanların ölen çocuklarının berabe-rinde anne ve babası olmaksızın cennete gire-meyecekleri doğru mudur?Yine Müslümanların ölen çocuklarının mah-şer gününde altın ya da gümüş taslarla anne ve babalarını sulamaya çalışacakları doğru mu-dur?
Onyedinci Cevap: Soruda zikredilen çocuklar hakkında haberler varid olmuştur. Bu haberlerin[4]tümü; cennete sokma ve sulamanın ancak Allah'ın dilediği kimseler için geçerli olduğunu göstermektedir.
Onsekizinci Soru: Ölünün ruhu dünyadaki gibi görüp işitir mi? Bazılarının dediği gibi onların görme ve işitmesi mevcutmudur?
Onsekizinci Cevap: Ölünün ruhu işitir ve görür fakat bu işitme ve görmenin dünyada iken mevcut olan gibi olması gerekmez. Allah (c.c) ona görüp işitecek, elemi ve nimeti hissedecek bir idrak bahşeder.
Ondokuzuncu Soru: Kabir ölünün üzerine, işlemiş olduğu amellere göre genişleyip daralır mı?
Ondokuzuncu Cevap: Evet ameline göre kabir ölüye genişler yine aynı şekilde daralır. Fakat bu, şu kişi için daralır, şu kişi için genişler denemez. Allah dilerse kulunu affeder, dilerse cezalandırır. Dilerse de onu bunlardan başka şeylerle cezalandırır. Zira "O yaptığından sorulmaz."
Yirminci Soru: Kabir küçük büyük her ölüyü sıkıştırır mı?
Yirminci Cevap: Evet kabrin her ölüyü sıkıştırdığına dair sahih rivayetler vardır.[6]
Yirmibirinci Soru: Ölüye Ruman adı verilen ve onu oturtup Münker ve Nekir'in sorularına nasıl cevap vereceğini öğreten bir melek gelir mi?
Yirmibirinci Cevap: Ruman hakkında varid olan haberler zayıftır.
Yirmiikinci Soru: Ana babanın çocukları için ağlamaları haram mıdır, mekruh mudur? Ve bu yüzden ölü, küçük olsun büyük olsun acı çeker mi? Çocuğun, ölen anne babası defnedilirse onların arkasından ağlaması mübah mıdır yoksa değil midir? Onların arkasından sesi aşırı olmaksızın ve iyiliklerini saymaksızın ağlarsa sevabından mahrum olur mu? Cennette hamd evi ölünün arkasından ağlayan kişi için mi yoksa sabreden kişiler için mi yapılır? Bir kişinin bir veya birden fazla çocuğu ölürse kişi yalnız sabrettiği zaman mı ona ateşten bir koruyucu olurlar yoksa sabretmese de ona ateşten bir koruyucu olurlar mı?
Yirmiikinci Cevap: Babanın ölen çocuğuna ağlaması, çocuğun ölen babasının arkasından ağlaması defnetmeden önce de sonra da mekruh değildir. Fakat ağlamayla birlikte feryat, yanaklarını dövme, elbiselerini yırtma, söylenmemesi gereken sözleri söylemek olursa bu caiz değildir. Çocuğu ölen kişi sabrederse ve ona isabet eden şeylerin Allah'ın takdiri ile olduğuna inanırsa; gözleriyle ağlayıp kalbi üzülse de Allah'a hamd ederse Allah (cc) meleklere buna cennette hamd evi inşa edin der. Bir, iki veya üç çocuğu ölüp de feryat etmeyen sabreden kişilerin faziletleri hakkında çok rivayetler vardır. Tabii bu sevaplar yalnız sabredenler içindir.
Yirmiüçüncü Soru: Dünyadaki ömürden geri kalan zaman bilinir mi? Bazı ilim iddia edenler H.835 senesinde dünya ömründen kalan 175 senedir, demeleri ve buna Rasulullah (s.a.s)'in "Ben yer altında bin seneden fazla ölü olarak kalmayacağım" hadisini ve Rasulullah'ın "Ben 6000 senenin başında rasul oldum" hadislerini delil göstermeleri doğru mudur?
Yirmiüçüncü Cevap: Bunu iddia edenlerin zikrettikleri birinci hadis "mevzu" (uydurma)'dır.
İkinci hadisin ise lafzı şöyledir; Dünyanın ömrü 7000 senedir. En son binine ben rasul olarak gönderildim. Bu hadisi İbn-i Cevzi mevzu (uydurma) hadisler arasında zikretmiştir.
Kıyamet gününün ne zaman olacağını Allah bilir.
Yirmidördüncü Soru: Yezid bin Muaviye'ye lanet edilir mi? Onu seven ve şanını yücelten kimseye ne gerekir?
Yirmidördüncü Cevap: Kıya'l Hemasi diye bilinen Taberi; lanet etmenin caiz olup olmayacağı konusunda dört mezhebin ihtilaf ettiğini nakletti. Kendisi ise lanet etmenin caiz olacağı görüşünü tercih etti. Gazali de bu konudaki değişik görüşleri naklettikten sonra caiz olmayacağı görüşünü seçti.Yezid bin Muaviye'yi sevmek ve onun şanını yüceltmek ancak itikadı bozuk bid'atçilerden sadır olur. Çünkü Yezidde öyle kötü sıfatlar vardı ki onu sevmek kişiden imanın kaldırılmasını gerektirir. Çünkü iman Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir.
Yirmibeşinci Soru: Hıdır ve İlyas İsrailoğulları'nın nebilerinden miydiler? Ve o ikisi yeryüzünde hala hayatta mıdırlar yoksa değiller mi?
Yirmibeşinci Cevap: Hıdır cumhura göre nebidir. Fakat Beni İsrail'den olduğu sabit değildir. İlyas (as)'ın nebi olduğunda ise ihtilaf yoktur. Fakat her ikisinin de hala yaşadığı sabit değildir.
Yirmialtıncı Soru: Rasulullah (s.a.s) zamanında ay tutulması oldu mu? Olduysa hangi yılda oldu?
Yirmialtıncı Cevap: Buhari'nin şerhi olan Feth'ul-Bari'de namaz babında "ay tutulması" hakkında zikrettiğim gibi ve İbn-i Hibban tarihinde zikredildiğine göre ay tutulması hicretin beşinci senesinde oldu. Ve Rasulullah (s.a.s) bu esnada iki rekat namaz kıldı. Yine İbn-i Hibban ın sahihinde yıl tayin etmeksizin zikretti. Yine İbn-i Hibban'ın tarihinde 5.kısım '34.bölümde Eşas Hasan'dan o da Ebu Bekir'den rivayete göre Rasulullah (s.a.s) güneş ve ay tutulması anında sizin namazınız gibi iki rekat namaz kıldı. "Sizin namazınız gibi"den maksat, güneş tutulması anında kıldığım namaz gibidir.
Yirmiyedinci Soru: Ölüm meleği hakkında Süneni Şafii de Müzeni'nin Şafii'den rivayet ettiği bir hadiste ölüm meleğinin birkaç ismi olduğuna dair bir rivayet vardır. Şafii'nin Sünenindeki Fıtır Sadakası babında ölüm meleği için İsmail ismi geçmektedir. Acaba ona niçin Azrail deniyor?
Yirmiyedinci Cevap: İsrafil ve ölüm meleği Allah'ın ilk olarak yarattığı yaratıklarıdır. Ve onlar son olarak öleceklerdir. Ölüm meleğine Azrail ismi verilmesine gelince; Müfessirlerin çoğuna göre Cibril, Mikail, İsrafil, Azrail Süryanice'dir. Bazılarına göre ise Cebrail ve Azrail Arapça'dır. Müfessirler "İl" kelimesinin ne manaya geldiği hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları "İl" Allah'ın isimlerindendir. Cibr, Mika, İsraf, Azra kul manasındadır, demişlerdir. Dolayısıyla bu isimlerin manası Allah'ın kuludur. Bazı alimler ise "İl" kul diğer isimler Allah'ın isimleridir. Çünkü kul tek kelimedir. Allah'ın isimleri ise çoktur, demişlerdir.
Kitap, yirmi yedi soruya verilen cevaplardan müteşekkildir. Burada yaptığımız iş kitapta sorulan soruların cevaplarını kısaca not şeklinde ele almak oldu. Görüşlerin delilleri kitaptan öğrenilebilir. Kitap notları bilgileri olduğu şekli ile arşivlemektir. Notlardaki bilgilere tamamen katılmak anlamına gelmiyor. İbn Hacer'in bu konulardaki görüşlerinin bilinmesi açısından paylaşılan notlar olduğunu ifade etmeliyim.
Keşf-el Şubuhat
İbn Hacer el Askalani
Hak yayınları
Yazar: Ferhat ÖZBADEM - Yayın Tarihi: 21.03.2012 11:00 - Güncelleme Tarihi: 22.11.2021 22:03