Kitap Raporu 5 : Yeni Çıkan Eserler (Mart, 2022)
Yayınevlerinin hayatta kalma yarışında olduğu son aylarda daha az kitabı okurlarıyla buluşturmayı tercih ediyor. Satışlardaki düşüş ve kitap fiyatlarındaki artış kimi kitap satış sitelerini indirim oranlarını gizlemeye bile yöneltti. Her zaman olduğu gibi bu ayki seçkimiz babil.com sitesi kullanılarak derlenmiştir.
İslam Hukukunda Barış ve Antlaşma / Hasan Doğan / Kadim Yayınları
Müslümanlarla gayri müslimler arasındaki olağan ilişkinin savaş veya barış olması konusunda İslam hukukçularının düştüğü ihtilaf, milletlerarası hukukun en önemli kavram ve konularından biri olarak karşımıza çıkan antlaşmaların İslam hukukundaki meşruiyetini ve yerini derinden etkilemiştir. Her vesileyle barışa çağrıda bulunduğu, bozgunculuğa, kaosa, vahşete karşı çıktığı Kur'ân-ı Kerim ve Hz. Peygamber(SAV)'in uygulamalarıyla net biçimde görülen İslam'ın milletlerarası ilişkiler kuramında, savaş ve çatışma halinin karşıtı olarak antlaşmaya biçtiği rol ve buna bağlı olarak, yapılan antlaşmaların herhangi bir süreyle sınırlı olup olmadığı, müslümanların hangi şartlarla antlaşma yapabilecekleri ve antlaşmaları terk edebilecekleri hakkında görüşler ileri sürülmüştür.
İslam, çatışmayı körükleyen, savaşı hayat gayesi edinen, büyük bir hızla yayılmasını şiddete borçlu olan, antlaşma ve antlaşmalı olmak konusunda katı bir tutum izleyen bir din değil, insanın huzuru ve yeryüzünün ıslahı yolunda savaşı ve barışı hayatın gerçekleri kabul eden, ama anlaşıldığı üzere barışı şiddete tercih eden ve antlaşmalı olma hali konusunda ufku geniş bir yapıdır. İslam dini savaşın, şiddetin, çatışmanın varlığını ve kaçınılmazlığını göz ardı etmemiş ve alınması gereken önlem, izelenmesi gereken kuralları ortaya koymuş, barışı da olağan dışı bir durum olarak nitelememiş, mensuplarına İslam'ın ruhu ve temel değerlerine sadık kalmak, İslam'ın ve müslümanların maslahatını gözetmek kaydıyla antlaşmalar yapmak konusunda büyük bir serbesti tanımıştır.
Buna göre müslümanların yaşadıkları çağın şartlarını, temin edilecek maslahatları, bunun yanında medeniyetlerinin huzur, gelişme ve barışa olan ihtiyacını dikkate alarak antlaşmalar yapmalarının son derece olağan ve hatta gerekli bir durum olduğuna inanıyoruz.
Kırk Kere Söyledim: Ben Ne Söyledim, Çocuğum Ne Anladı? / Ziya Selçuk / Kronik Kitap
Yapma yavrum. Yavrum yapma. Çocuğum yapmasana. Yahu yapma! Yapma dedim ya! Kırk kere söyledim sana yapma şunu diye! Defalarca "Yapma," dediniz. Çocuğunuz yapmaya devam etti. Sonunda "Kırk kere söyledim sana!" da dediniz. Ama belki de çocuğunuzun bunu yaparken ne demek istediğini hiç düşünmediniz. Oysa sormanız gereken soru şuydu: Kırk kere uyarıldığı hâlde yine aynı şeyi yapmaya devam eden çocuk ne demek ister? "Çocukla iletişim" deyince nedense çoğunlukla "Biz söyleyeceğiz, anlatacağız, çocuk dinleyecek; biz isteyeceğiz, çocuk yapacak," kabilinden bir iletişim şeklini anlıyoruz. Çocukla iletişimde yaşadığımız olaylar bir anlamda koca bir ebeveynlik okyanusunun içindeki buzdağına benzer. Unutmayın, bir de buzdağının altı var.
Ben söyledim, o ne anladı? O söyledi, ben ne anladım? Benim söylediğim ona ne hissettirdi? O bu davranışıyla ne anlatmak istedi? Bana cevap vermediğinde söylemediği şeyler neler? Söylediğinde üstünü örttüğü şeyler neler?
Çocuğunuza Kitap Okumanın Gücü / Kim Jocelyn Dickson / The Kitap
Çocuklarınıza yüksek sesle kitap okumak çok önemlidir. Uzun zamandır ilkokul öğretmenliği yapan yazar Kim Jocelyn Dickson, her çocuğun anaokuluna bir elinde beslenme çantası ve diğerinde "görünmez bir alet kutusu" ile başladığına inanıyor.
Kim, çocuklarının gelecekteki öğrenme potansiyelini geliştirmek ve çocuğun öğrenme motivasyonunun temeli olan ebeveyn-çocuk bağını beslemek için yapabilecekleri en önemli şeyi ebeveynlerle paylaşıyor. Bebeklerin doğumdan hemen sonra öğrenmeye başladığını hatırlatan Kim, ailelerin çocuklarına nasıl, ne zaman ve ne tür kitaplar okumaları gerektiği konusunda yol gösteriyor.
Okumak Nefes Almaktır: Dijital Çağda Kitap Okumak İçin 10 Neden / Miha Kovac / Portakal Kitap
Dijital çağda etrafın eğlenceli, kolay ulaşılır ve pek de gayret gerektirmeyen birçok içerikle sarılıyken kitap okumak akıntıya karşı kürek çekmek mi? İnternette dizi izleyip vakit geçirebilecekken neden kitap okuyasın ki? Peki, okumak sana ne kazandırır?
Miha Kovač okumanın psikoloji ve empatiyle ilişkisi, kitap okunan ortamda büyümenin önemi, yabancı dilde okumanın faydaları gibi pek çok konu üzerine sorular sorup yanıt arıyor. Okumanın hayatımızdaki gerekliliğini on nedenle açıklıyor. Dijital çağda okumaya şüpheyle yaklaşıyor, hayatında bu alışkanlığa pek yer vermiyor veya bu alışkanlığı kazanmak istiyor ama nereden başlayacağını bilemiyorsan Okumak Nefes Almaktır, keyifli anlatımı ve renkli çizimleriyle sana yol gösterecek eğlenceli bir rehber…
Kemençemin Üstüne / Hayrettin Günay / Arı Sanat Yayınevi
Kemençemiz, türkülerimiz işitsel sanatların içindedir. Horanımız ritmik sanatların bir koludur. Güzel sanatlar insanların doğa karşısındaki duygularını, düşüncelerini; renk, çizgi, biçim, ses, söz, ritim gibi öğelerle güzel, etkili biçimde anlatma çabasından doğan içsel bir çalışmadır. Kemençemin üstüne 1970'lerden günümüze yapılan halkbilim çalışmalarımın bir bölümüdür. Bu çalışmalar 1990'lardan başlayarak gazetelere, dergilere girdi. Bunların çoğu alanında ilk yazılardı. Özgündüler. Kaynak niteliğindeydiler. Kuruluşların, araştırmacıların, yazarların ilgisini çekti. Bu yazılar kaynak alınarak birçok çalışma yapıldı. Horan sözcüğü üstüne geçmişten günümüze birçok yazı yayımlandı. Horanın çıkışı ile Türkçeliği üstüne birçok görüş ileri sürüldü. Sözcüğün kökeni, ilk kez bu eserde açıklığa kavuşturuldu. Kemençede, Horanda Görele merkez alındı. Kemençe, Horan ezgilerinin Görele merkez olmak üzere Görele'den batıya, doğuya, güneye… gidişi "müzikte etkileşim" yoluyla kanıtlandı. Bu eser Hayrettin Günay'ın Kemençe, Horan, Görele Türküleri üstüne yazdıklarıdır.
Londra'da Türk İzleri / Emre Aracı / Oğlak Yayıncılık
1987 yılından beri Birleşik Krallık'ta yaşayan besteci ve müzik tarihçisi Dr. Emre Aracı, Manş Denizi kıyısında oturduğu tarihî Grand Otel'in kapısından çıkıp gezdiği Londra sokaklarında görüp duyduklarını düzenli olarak kaleme aldığı deneme yazılarında anlattı. Kitap sayfalarında, arşivlerde, sararmış gazetelerde, sokak adlarında, resim galerilerinde, müzelerde, eski haritalarda, unutulmuş konserlerde, yitik bestelerde, besteci ve yazar hayatlarında hep geldiği topraklar ile bulunduğu toprakların kesiştiği noktaları aradı.
Londra'nın seslerini dinlerken belki de kendi iç sesini yakaladığını hissetti ve o sesleri bu kitapta bir araya getirdi. 1599 yılında Kraliçe I. Elizabeth tarafından Londra'dan İstanbul'a hediye olarak yollanan saatli mekanik orgun hikâyesiyle açılan kitapta pek çok konu arasında Aracı, Londra'nın 17. yüzyılda popüler olan Türk kahvehanelerinin izini sürüyor, Şark mektuplarıyla ünlenen Lady Mary Montagu'nün Londra'sında dolaşıyor, St. James's semtindeki Türk centilmen kulübü Divan Club'ın kapılarını aralıyor, şehrin yitik Türk hamamlarını keşfediyor, III. Selim'in Londra'ya tayin ettiği ilk daimi büyükelçi olan Yusuf Agâh Efendi'nin temaslarını gözlemliyor, Sultan Abdülaziz ve maiyetinin 1867 yazında Buckingham Sarayı'nda ağırlandığı ünlü ziyaretinin günümüze ulaşan etkilerini araştırıyor, Namık Kemal, Abdülhak Hamid ve Yahya Kemal gibi nice Türk edebiyatçısının Londra günlük ve mektuplarından pasajları şehrin park ve bahçelerini dolaşırken okuyor ve Waterloo Köprüsü'nden Westminster'a doğru bakarken İstanbul'un sisini gören Virginia Woolf'u da bu kişisel yolculuğunda unutmuyor.
Almanya Nasıl Vatan Oldu? / Özcan Mutlu / Doğan Kitap
Almanya'yı "yeni vatan" haline getiren Türkiyeliler… Anne babaları 60 yıl önce bir maceraya atılarak Almanya'ya giden 27 Türkiyeli… Bir kısmı Almanya'da dünyaya gelen ve sürekli dışlanıp ötekileştirilse de Almanya'yı yeni vatan haline getirmeyi başaran bu "bavul çocukları", yeni vatanlarından ışık saçıyorlar. Aralarında dünyanın yüzünü güldüren BioNTech aşısının mucitleri Uğur Şahin ve Özlem Türeci'nin de olduğu bu değerler arasında, uluslararası çapta üne kavuşan kalp cerrahları, atletler, TV programcıları; profesörlükten Michelin yıldızlı restoran işletmeciliğine, milletvekilliğinden bakanlığa dek yükselip çeşitli alanlarda söz sahibi olan gizli kahramanlar var ve her biri, bir başarı hikâyesinin sembolü.
Yeni Çağ Dini: Ezoterik Geleneğin Popüler Kültüre Dönüşümü / Hesna Serra AKSEL / Eski Yeni Yayınları
Birer popüler kültür ögesine dönüşen meditasyon, mindfulness, yoga, theta healing ve reiki gibi birçok alternatif sağlık ve tedavi yöntemi günümüzde pek çok insanın tanıdığı kavramlara dönüşmüştür. Bu kitabın amacı bu inanç ve uygulamaların arka planındaki dünya görüşü ve hayat tarzını ifade etmek için kullanılan "Yeni Çağ" fenomenini incelemektir. Hem geleneksel dinlere hem de modernizme alternatif olarak ortaya çıkan bu akım küresel düzeyde etkili olurken, farklı inançlara veya hayat tarzlarına entegre edilebilmektedir. Bu kitap böyle geniş bir etki alanı olan Yeni Çağ'ın anlaşılmasını kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.
Çağdaş İslam Düşünürleri / Mevlüt UYANIK / Bilay Yayınları
Bu eserin temel hedefi, "Çağdaş İslam Düşüncesi" bağlamında Müslümanların Batılı bilgi ve bilim tasavvuru ile teknolojisinin küreselleşmesi/hakimiyeti karşısında nasıl projeler geliştirdiklerine dair varoluşsal kaygıları müzakereye açmaktır. Bu bağlamda öncelikle "Çağdaş İslam Düşüncesi"nin teşekkül sürecinden ana hatlarıyla bahsedip, önce Osmanlı Devleti – Türkiye Cumhuriyeti kültürel sürekliliğinin simge isimleri olan Yusuf Akçura, Ziya Gökalp, Mehmet Ali Ayni, Ömer Ferid Kam üzerinde durulacaktır. Akçura ve Gökalp'in öncüsü olan Ahmet Vefik Paşa'yı "Bir Osmanlı Aydını" bağlamında geçiş sürecinin teorik arkaplanını oluşturan aydın olarak inceleyeceğiz. Sonra Erol Güngör, Cemil Meriç ve Nurettin Topçu'nın hayatı, eserleri ve temel bir kavram merkeze alarak görüşleri ana hatlarıyla verilecektir. Daha sonra İslam dünyasında dirilişin epistemik temellerini araştıran İsmail Raci Fârûkî, Muhammed Abid Cabiri, Fazlur Rahman, Muhammed İkbal üzerinde durulacak, son olarak da Fuat Sezgin'nin İslam Bilim Medeniyetinin oluşum, gelişim ve çözülme sürecine dair görüşlerini hocam Mehmet Bayrakdar'ın bilim tarihi çalışmalarını da dikkate alarak vermeye çalıştık. Böylece geleneksel İslami yapının ortaya koyduğu bilgi ve bilim tasavvuru ve medeniyeti ile mevcut hakim Batı paradigmasının bilgisel zeminini mukayeseli olarak müzakere etmeye zemin hazırlanma hedeflenmektedir.
İstanbul'un Kuşları / Süreyya İsfendiyaroğlu, Ahmet Karataş, Zeynel Arslangündoğdu, Ömral Ünsal Özkoç / Kültür A.Ş.
İstanbul, Batı Paleartik bölgede yer alan en önemli kuş göç yollarından birinde bulunuyor. Bu yolu ilkbahar ve sonbaharda leylekler, pelikanlar ve gündüz yırtıcıları gibi süzülen kuşlar ile ötücü kuşlar; kışın da su kuşları göç güzergâhı olarak kullanır. İstanbul Boğazı'nda her yıl ilkbahar ve sonbahar aylarında yüz binlerce kuş Afrika ve Avrupa kıtaları arasında gidip gelirken; kentin gökyüzünü, ormanlarını, çayırlarını, tarlalarını, sulak alanlarını ve deniz kıyılarını şenlendirirler. Tarihi binyıllara dayanan kadim kent İstanbul'un bu şenlikli gökyüzüne ait ilk yazılı kayıtlar ancak 1548 yılına kadar inebiliyor. İstanbul'un Kuşları, günümüze kadar kaynaklara ve bilimsel veri tabanlarına geçmiş 397 kuş türünü tüm detaylarıyla anlatıyor. Bu rakam, Türkiye'de gözlemlenen toplam 486 kuş türünün yaklaşık yüzde 80'ine denk geliyor.
Sayılara Yenik Düşmek: Facebook ve Google'dan Yalan Haberlere ve Filtre Balonlarına Yaşamlarımızı Denetim Altına Alan Algoritmalar / David Sumpter / Yordam Kitap
Google ve Facebook gibi teknoloji şirketleri, bizimle ilgili her tür bilgiyi toplayarak ve kişiliklerimizi çözümleyerek, bizi yönlendirebilir duruma gelmeye çalışıyor. Ne kadar başarılı oluyorlar ve ne tür sınırlarla karşılaşıyorlar? İnternette, "filtre balonları" ve "yankı odaları" denen, farklı bilgilerin ve farklı bakış açılarının giremediği ortamlar da üretiliyor. Bunlar insanlığı ne ölçüde tehdit ediyor? Büyük bir bölümü internet robotlarından oluşan trol ordularının yaydığı yalan haberler ne kadar etkili? Bir hakikat sonrası dünyasında yaşamaya başladığımız ne kadar doğru? Yapay zekânın dünyayı ele geçirmesi olasılığını ne ölçüde ciddiye almalıyız? Uygulamalı matematik profesörü David Sumpter, bizi çözümlemeleri, bizi etkilemeleri ve bizim yerimizi almaları için geliştirilen algoritmaların nasıl çalıştıklarını göstererek, teknoloji alanındaki gelişmeleri daha gerçekçi bir şekilde değerlendirmemizi mümkün kılıyor. Bugünkü sistemin yalanlarına ve aldatmacalarına değil, bu sistemin kendisine saldırmak isteyenlerin bu kitaptan öğreneceği çok şey var.
Yazının Tarihi / Steven Roger Fischer / İş Bankası Kültür Yayınları
Dünyanın başlıca yazı sistemleri ve alfabelerinin kökenleri, biçimleri, işlevleri ve kronolojik değişimleri üzerine kapsamlı bir çalışma olan bu kitap Steven Roger Fischer'ın on sekiz yılı antik yazıya ve eski yazıtların deşifre edilmesine adanmış kırk yıla yaklaşan filoloji ve dilbilim kariyerinin bir meyvesi.
Yazma eylemi, insan konuşmasını yeniden üretmek için biçimlendirilmiş bir icat ancak kusurlu bir araçtır ve bu yüzden de yazı sistemleri ve alfabeler ilettikleri dile göre daha yavaş bir şekilde de olsa sürekli değişim halindedir. Fischer bu tarihsel gelişim süreçlerinin belli başlı uğraklarına ışık tutarken bir yandan da Mezopotamya'dan Yunanistan'a ve Çin'e kadar dünyada en yaygın biçimde kullanılmış yazı sistemlerini derinlemesine ele alıyor.
İnançoğulları Beyliği - Denizli (Ladik) / İbrahim Balık / Çizgi Kitabevi Yayınları
Denizli'de İnançoğulları Beyliği ile temsil edilen Anadolu Beylikleri, Türkiye Selçuklu Devleti'nin dağılma sürecinde bu coğrafyanın hem siyasi hem de kültürel anlamda Türkleşmesine büyük katkı sağlamıştır. Selçuklular döneminde "Uç" olarak tabir edilen hattın önemli bir parçasını teşkil eden Denizli, gerek Selçuklu egemenliğine girişi sırasında gerekse sonraki yüzyıllarda çok hareketli bir dönem geçirmiştir. II. Haçlı Seferi, Miryokefalon Savaşı, III. Haçlı Seferi gibi Anadolu ve bölge tarihinde ciddi değişimler meydana getiren hadiselerde kilit bir rol üstlenmiştir.
Beylikler döneminin henüz en başında ilk bağımsızlık adımı da Mehmed Bey vasıtasıyla bu bölgede atılmıştır. Bu ilk teşebbüs hem Mehmed Bey'in hem damadı Ali Bey'in hayatına mâl olmuş ise de şartların olgunlaşması ile Denizli'de, İnançoğulları (Lâdik) Beyliği'ne dönüşmüştür.
Bu hareketli yapısına rağmen Denizli ve çevresinin Ortaçağı henüz ilmi düzeyde yeterince incelenememiştir. Anadolu tarihinde çok önemli gelişmelerin yaşandığı Denizli çevresinin fethinin yanı sıra, diğer beyliklere göre küçük ancak bölge coğrafyasına ve Anadolu'daki Türk kültürüne önemli katkı sağlayan İnançoğulları Beyliği, elinizdeki bu çalışma ile ilk kez bir kitap haline getirilerek Türk tarihinin hizmetine sunulmuştur.
İç Asya Tarihi: Cengizliler Çağı / Nicola Di Cosmo, Allen J. Frank, Peter B. Golden / Kronik Kitap
Doğuda Mançurya ormanlarından batıda Karadeniz'e, kuzeyde Sibirya'dan güneyde Hint altkıtasına doğru uzanan bozkırlar yüzyıllar boyunca dünya tarihinin en önemli devletlerine yurt olmuş İç Asya bölgesinin sınırlarını oluşturuyor. İç Asya Tarihi bu engin topraklar üzerinde 13. yüzyılda kurulan Moğol Cihan İmparatorluğu'nun modern dünya üzerindeki tesirlerini de içerecek şekilde 19. yüzyılda bölgeye Çin ve Rus hegemonyasının kurulmasına değin uzanan tarihini ve mirasını konu ediniyor.
Cambridge Üniversitesi Yayınları bünyesinde, her biri alanının önde gelen ismi olan çok sayıda bilim insanının katkılarıyla hazırlanan İç Asya Tarihi: Cengizliler Çağı, Moğol İmparatorluğu'nun siyasî ve kültürel tarihini, Cengizli halef devletlerini ve bu canlanış sırasında İç Asya'ya egemen olmak üzere gelen diğer hanedanları ele alıyor.
Anadolu'da Aşiret ve Devlet (1839-1876) / Fatma Akın / Yeditepe Yayınevi
Osmanlı iktisadi yapısı içerisinde konar-göçer aşiretler, yerleşik ahali ile bir bütünlük teşkil etmekte, önemli bir boşluğu doldurmaktaydılar. Merkezi hükümet, 17. yüzyılın sonlarına kadar aşiretlerin iktisadi faaliyetlerini destekleyen bir politika izlemiştir. 1691'den sonraki dönemde ise devletin içerisinde bulunduğu durumun da etkisi ile aşiretlerin yerleşik hayata geçirilmesi algısı yerleşmeye başlamıştır. Ancak nüfus olarak önemli bir oranı teşkil eden göçer gruplarının yerleştirilmesi 19. yüzyıla gelindiğinde hâlâ tamamlanmış değildir.
1839'da ilân edilen Tanzimat Fermanı ile yeni bir döneme giren Osmanlı İmparatorluğu'nda askerî, idarî ve mâlî pek çok değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Bu noktada konar-göçer aşiretler bir taraftan değişim içerisinde yer alıp dönüşürken diğer taraftan da yerleşik yaşama geçmeye devam etmişlerdir. Elinizdeki eser, Osmanlı Arşivi kaynaklarına dayanarak Tanzimat Fermanı'nın konar-göçer aşiretlere yansımasını ele almaktadır.
Nablus 1918 / Bryan Perrett / İş Bankası Kültür Yayınları
1. Dünya Savaşı'nın etkileri günümüzde en çok hissedilen cephesi muhtemelen, İngiliz ve Fransız güçleriyle Osmanlı ordularının kıyasıya hakimiyet savaşına girdikleri Ortadoğu'da açılmıştı. Ortadoğu cephesinin merkezi ise Mısır'daki Süveyş Kanalı ile Filistin'de yer almaktaydı. 1915 yılı başında Cemal Paşa'nın Süveyş Kanalı'na karşı giriştiği başarısız akınla başlayan muharebeler, inatçı Türk savunmasına karşı İngilizlerin ağır ağır ilerleyişiyle iki yıl sürüp gitti. 1917 ilkbaharında Mısır'daki Britanya kuvvetlerinin başına getirilen General Edmund Allenby, aynı yılın sonlarında Kudüs'ü ele geçirdiği başarılı bir harekâtın ardından, Osmanlıları barış istemeye zorlayacak büyük bir sefer planlamaya başladı. Bu planlarını Eylül 1918'de uygulamaya koyduğunda ise, isyancı Arap kuvvetlerinin desteklediği İngiliz Çöl Süvari Kolordusu, yarılan Türk hatlarından içeri akıp Osmanlı cephe gerisini birbirine katarak tam üç orduyu yok etti. Kudüs kapılarında başlayan İngiliz saldırısı Osmanlıların ateşkes istedikleri 31 Ekim günü sona erdiğinde, Britanya kuvvetleri Halep'e erişip Anadolu sınırlarına ulaşmışlardı. Alman panzerlerinin Batı Avrupa'yı çiğnemelerinden yirmi yıl önce sürati ve çapıyla dünyayı şaşkınlığa uğratan bu harekât, son büyük süvari muharebesi olması yanında, modern anlamda bir Yıldırım Harbi stratejisini fiiliyata döken belki de ilk örnekti. Kendisi de asker kökenli olan tecrübeli yazar Bryan Perrett, Nablus muharebesini titiz bir analize tabi tutuyor ve bu karmaşık harekâtın öyküsünü bol miktarda görsel ve harita ile destekli akıcı bir metin haline getiriyor.
Çin ve Dünyanın Geleceği: Yeni Büyük Güç ve Ticaret, Teknoloji, Pandemi Savaşları / Fatih Oktay / İş Bankası Kültür Yayınları
Çin ekonomisi yaklaşık on yıldır birçok dalda ABD ile birincilik için yarışıyor, kâh ilk kâh ikinci sırada yer alıyor. 80'li yıllarda ekonomisi henüz Türkiye'ye denk büyüklükte olan Çin, günümüzde dünyanın en büyük ihracatçısı, ikinci büyük ithalatçısı ve en büyük döviz rezervlerine sahip ülkesi. Bu durum dünyanın yeni büyük gücünün gezegenimizdeki herkesin yaşamına bir şekilde değen etki alanını genişletirken, bu dev ülkenin dünyadaki potansiyel ağırlığını da sürekli artırıyor. Dünyanın geleceğini Çin'i hesaba katmadan konuşmak artık olanaksız.
Çin üzerine yaptığı uzun soluklu araştırmalar ve çalışmalarla tanınan Fatih Oktay, Çin. Ekonomi ve Politika'nın ardından kaleme aldığı bu yeni kitapta, önceki hacimli çalışmasını daha kolay okunabilecek bir boyutta özetlerken, Çin'de başlayıp tüm dünyaya yayılan Covid-19 pandemisini ve Trump sonrası dönemi kapsayan yeni başlıklarla da güncelliyor. Çin ve Dünyanın Geleceği, yeni büyük gücün yükselişinin ardındaki tarihsel, siyasal ve ekonomik süreçleri herkesin anlayabileceği bir şekilde gözler önüne sererken, ticaret, teknoloji ve pandemi savaşlarını da mercek altına alıyor.
Kaygılı ve Takıntılı Çocuklar / Eli R. Lebowitz / Kronik Kitap
Endişeli ya da takıntılı bir çocuğa ebeveynlik yapmak sürekli zorluklar ve sorularla yüzleşmek anlamına gelir: Neden diğer çocuklar bu sorunu yaşamıyor? Bu, DNA'sıyla mı ilgili, yoksa ebeveynin herhangi bir ihmalinin ya da hatalı yaklaşımının sonucu mu? Ebeveynler, çocukların kaygı uyandıran durumlardan kaçınmasına ne zaman yardım etmeli ve onları korkularıyla yüzleşmeye ne zaman teşvik etmeli? Destekleyici davranırken bir yandan da çocuğunuzdaki bağımsızlığı geliştirmek mümkün mü? Çocukların kaygısının tüm aileyi ele geçirmemesi için neler yapılmalı?
Unutmayın; çocuğunuzun karşısına çıkabilecek engelleri ortadan kaldırmak isteyebilirsiniz ama bir yandan onda dünyanın mayınlarla kaplı olduğu ve bunları tek başına temizleyemeyeceği hissini de yaratabilirsiniz. Kaygılı ve Takıntılı Çocuklar'da çocuk ve ergen psikoloğu Dr. Lebowitz, açık bir dille ve en ufak bir suçlama olmadan, ebeveynlere kendilerini ve çocuklarını kaygıları ve takıntılarından kurtarmanın anahtarını sunuyor.
Yazar: Yeni Çıkanlar - Yayın Tarihi: 06.04.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 07.06.2024 14:22