Kitaphaber Miladi 2024 Hâsılasına Z Raporu Açısından B, Haber, Salih BORA

İmkân ve ihtimal bile yok sizin bilmenize Bay Yabancı

Ve yağmur yağıyor ben bir şeyler olacağını biliyorum
Ellerime bakıyorum ve ellerimin benden bilgili
Bir hayli bilgili olduğunu biliyorum
Bilgili fakat parmaklarım ince ve uzun değil
Sizin bayanınızınki gibi ince ve uzun değil
Annemi babamı karıştırmayın işin içine
İnanmazsınız ama onların şuncacık
Şuncacık evet şuncacık bir alakaları bile yok
Sizin def olup gitmenizi istiyorum işte o kadar
…
Gidiniz ve öteki yabancıları da beraber götürünüz
Tuhaf ve acayip şapkalarınızı da beraber götürünüz emi

Kitaphaber'in son yılının icmali ya da z raporu sayılan "yılsonu hasılası" edindiğimiz bir rutin olarak, merhum üstadın şiirlerinden alınan bir bölümle başlıyor. Bu anlamda rutinimizi üstadın Ötesini Söylemeyeceğim şiirinden beher miktar bir bölümle yerine getiriyoruz.

Geçen yılın hasılasında sizlere şunu söylemiştim: "yukarıya alınan mısraları istirham ediyorum sindire sindire okuyunuz. Sadece buradan okumakla da yetinmeyiniz. Üstadı geniş geniş okuyunuz. Asla ve kat'a "O kitap bizde yok ama" tarzı mazeretler kabul edilmeyecektir." Bu ifadelerin bugün geçen yıla nispetle insanın şakaklarını çatlatan, boynundaki damarları kabartma haline getirecek minvalde daha bir şedit hale geldiğini görüyorsunuz. Çünkü! El an Araf Suresinde tanımlanan kişiler olmak istemeyiz. Buyurun, o kişilerin tanımına bakalım: "Kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler, dilleri vardır gerçeği söylemezler." (Araf Suresi -179) Onlar anlamak istemiyorlar! Ol sebeptendir ki Sezai Karakoç okumanın bir zorunluluk haline geldiğini artık kabul etmek durumundayız. Bu kabulün gerekçesini Şair Arif Ay şöyle açıklıyor: "Sezai Karakoç geçmişle ve çağıyla hesaplaşan bir düşünür. O, bu hesaplaşmayı kavramlar üzerinden yapar. Sözgelimi metafizik kavramı onun üzerinde en çok durduğu kavramlardan biridir. O, materyalist dünya görüşünün bütün hışmıyla insanlığın ufkunu kararttığı, onu fıtratından uzaklaştırdığı çağımızda, bundan insanlığı kurtarmanın yolunun metafizik algı ve duyuşa yönelmekten geçtiğini ifade eder. Buradan hareketle İslam'ın inanç açısından üç yoz kesimle savaştığını vurgular Karakoç. 1. Yahudilikle, Hıristiyanlıkla, 2. İlkel dinler, putperestlikle, batıl inançlarla (büyücülük vs.) 3. Tanrısızlık ve dinsizlikte, modern puta tapıcılık olan lider kültüyle savaş." ([1]). Geçen yılın hasılasında, 2023 senesine sitem etmiştik, hatırlarsınız. Hatırlatma babında kısaca alalım: "2023 kendisine hiç de yakıştıramadığımız pek çok rahatsız edici gelişmeye ev sahipliği yaptı. Kendisine tebriklerinizi iletin, selam da söyleyin. Daha senenin başında 6 Şubat depremini yaşadık. İliklerimize dek. Sonra bir miktar kendimize gelip zilzal suresine baktık: "Yer o dehşetli sarsıntısıyla sarsıldığında…" Kıyamet gününün dehşetini ve o sırada neler olabileceğini bir kez daha gördük. Titredik mi titredik. Kendimize geldik mi? Maetteessüf "kendimize geldik" diyemiyoruz." Biz kendimize gelemeyince, gelemedikçe yabancılar bize gelmeye devam etti. Gönül coğrafyamız da gönlümüz kadar kırık maalesef. Dünyadaki "devlet" geçinen ne kadar uyduruk örgüt varsa kafasını kuma sokmuş durumda. Bizimkiler diyebileceğimiz herkes de bu meyanda bekleneni veremiyor. Kitaphaber ahalisinin vasıflarından uzak bir toplulukla karşı karşıyayız. "Hiç şüphe yok ki kitaphaber de, yazarlar da, takipçiler de üst düzey ontolojik bir farkındalık timsali seçkin kişiliklerdir." Dolayısıyla bu meseleyi uzatmaya da hacet yok. Toplumu kitaphaber bilinç ve buluncuna davet ediyoruz.

Üstadın yukarıdaki şiirde yaptığı "yabancı tanımlaması" oldukça yabancı. Bunu tanıdık, bildik hale getirmeliyiz. Buna mecburuz. Çünkü onu, yabancıyı, bilmezsek –ki o bizi çok iyi biliyor- gönül coğrafyamızda kırılma devam edecek. Ancak bunun ön şartı da kendimizi tanıdık, bildik hale getirmemizdir. Kendini bilmeyen neyi ve kimi bilsin!

"Ötesini Söylemeyeceğim" şiiri, Karakoç'un dünyada olup bitenlere karşı dikkatini ve duyarlılığını da yansıtan bir şiirdir. Bu şiir, Tunus'un Fransızlara karşı yürüttüğü millî mücadele temasını işler. Hatıralarında bu şiirle ilgili şunları der Sezai Karakoç: "Bir taraftan Tunus ve Cezayir'in bağımsızlık savaşlarında Fransızların yaptığı zulüm ve katliamlar, halkı ezmesi, çile, bende ancak metafizikten politikaya kadar geniş kapsamlı diriliş atılımının bir çıkış, bir kurtuluş bulmaya imkân vereceği düşüncesini doğurdu." Ötesini Söylemeyeceğim, on yaşındaki Tunuslu bir kızın ağzından söylenmiştir. Şiirde geçen "Bay Yabancı" emperyalist Batı'dır. On yaşındaki Tunuslu kızın ivazsız ve garazsız çığlığında özetlenen mottosu şudur: Sizin defolup gitmenizi istiyorum işte o kadar!

Kutsal At şiiri de çok güçlü çağrışımları olan bir şiir. Cezayir'de nasıl bir destan yazıldığını anlatır: Cezayir'in atları / Sever çılgınca Tanrı'yı ve insanı… At üstünde can verirler Atla birlik güneş doğarken / Ve yaşar Cezayir / Gelir bizim çocuklar / İnsan olduğu yerden atların (Kutsal At, Gündoğmadan, 2000, Diriliş Yayınları)

Erler, pirler, erenler; üçler, yediler, kırklar..! Demine devranına, Hu diyelim. (Hu..!) Hz Musa'yı bir sepete koyup Nil nehrine bırakmaya and olsun. Musa'yı Firavun sarayında bir mücevher kılana kasem ederim ki o her eksikten münezzehtir. Her eksikle malûl olan bizim kifayetsiz ontolojik duruşlarımıza veyl olsun. Musa'yı Hızır'a talebe kılana şükürler olsun. Hey heeey, yine de hey hey. Gemideki deliğe, öldürülen ergenliğe, örülen duvara hamd olsun. Hay hak! Bu menzilde size üstadın Sepet şiirinden de söz etmek şart olmuştur. "Sepet" şiiri Filistin üzerine yazılmıştır ama Cezayir'i de hatırlatır. Bu şiirdeki sepet, Cezayirli ve Filistinli annelerin çocuklarını düşmandan korumak için kullandıkları bir kaçırma aracıdır. Ekmek taşımak için yapılan sepetler, ekmekle dolmak, taşıyanların karnını doyurmak yerine, çocukların saklandığı bir korunak olmuştur. Bir vakitler niçin / Böyle büyük tutulmuş ölçüleri / Çocuklar bile biliyor / Cezayir'in ekmek sepetleri /Filistin'in ekmek sepetleri / Anne ne koysun içine / Ekmek mi çocuk mu / Düşmanın ilk baktığı / Ekmek sepetleri

Filistin'de yaşanan kıyıma kıyam edemedik. Hayatı cehenneme çeviren şeylere, kişi-kurumlara yazıklar olsun. Deccal sisteminin oyuncaklarını bize verdiler. Yapay zekâ ve metaverse ile yalancı cennetler vaat edildi. Ey doğal insan! İblis de bunu söylemedi mi? Kitapta apaçık yazan gerçeğe ne vakit ulaşacaksın? Olması gerekeni sen yapmazsan kim yapacak. Kimse yapmazsa sen niye varsın? Emanete sahip çıkmazsan sahip çıkacak başka kullar yaratmaz mı yaradan? Bildiğin şeyleri unutuyor, kadim geleneği yok sayıyorsun. 79 senedir işgale direnen, her sene binlerle şehit veren Filistin halkı, lanetli bir topluluk olan yahudilerin Anadolu kapılarına dayanmasını bu sene de engelledi. Üstüne sapkın bir rafızi topluluk Biladüş Şam'dan kovuldu. Allah'ın lütfudur, hak etmesek de. Bu durum bize lanetli topluluğu 400 km daha yaklaştırdı. Şükredelim ki o güruha gönül olarak uzağız. Hak çalabım intikamına memur eylesin. Kaderin takdirine şurada ne kaldı? Vallahü azizün züntikam! Kuzeyden gelenler gargat gölgesini lanetli kavme dar edecek. Yeşu kehanetine karşı "kuzeyden gelen aslan" hadisi. Hadi bakalım! Hak var rahmet var. Hayr olsun!

Kitaphaber ilkelerini ilke edinmek, emperyalizme karşı Mehmet Akif gibi ya da Sezai Karakoç'un yedinci oğul karakteri gibi direnç gösterebilmek demektir. Lokasyon bilgisi kültür olanlara selam olsun. Kültürün iktidarı olamazsak muktediri oluruz. Bunun yolunu biliyoruz nasılsa: Sadakati değil liyakati savunmak! Bu bize kültür iktidarı sağlamaz ama unutmayın mutlaka bizleri muktedir yapar. Kitaphaber'in ve yazarlarının son yıllarda aldığı ülkemizin en prestijli ödülleri (TYB) bunu açıkça göstermektedir.

Yukarıdaki sözel ve travmatik cümlelerden sonra geçelim sayısal verilere. 2024 senesinde olup bitmeyen bir hikâye var elimizde. Şöyle ki: Kitaphaber'in gözbebeği çalışması, ülke sathına yayılan Okuma Hareketi, bunun lokomotifi de kitaphaber… Kitaphaber ve Kitaphaber Okuma Hareketi başlatmış olduğu okuma hareketini tüm hızıyla sürdürüyor. Aktif olarak toplanan il sayısı 25, toplam okuyucu sayısı 400. Hedef Adriyatik kıyıları, ama öncesi Bağdat, Şam, Halep, Musul, Kerkük akabinde Mostar, Neratva, Saraybosna, Gümülcine. Gruplara katılmak ve grup kurmak isteyen/ bu serüvene katılmak isteyen sevgili okur! Başvuru formuna şuradan ulaşabilirsin: https://www.kitaphaber.com.tr/sayfa-okuma-hareketi

Dergi olarak 2023 yılının Aralık ayında çıkan Dünyaların Meselesi: Filistin sayısını 2024 için bir sayı kabul etmeye meyilliyim. Zaten bir arkadaş yazısını geciktirse bir yıllık sarkma olacaktı. Ya hu hepiniz de yazılarınızı vaktinde veriyorsunuz ki bu edebiyat dünyasında görülesi değildir. Ama ne mutlu ki edebiyat dünyasını harekete geçiren bir sayı oldu. Bununla gurur duymanızı öneriyorum. Pek çok dergi Filistin özel sayısı ya da dosyası hazırladı. Artıyeten Çocuk Edebiyatı Özel Sayısı yayınlandı. Bu özel sayılara bir şekilde katkısı olan, gündem eden, tavsiye eden her bir Âdemoğluna ve kızına minnettarız.

2024 yılında yeni bir proje olarak kitaphaber film okumaları projesi Bilal Can - Uğur Cumaoğlu yürütücülüğünde çevrimiçi olarak her ayın ikinci cumartesi günü yapılmaya başladı. Kitaphaber ulularından sızdırılan bilgilere göre 2025 yılı için çevrimiçi programlar artarak devam edecekmiş ve bunlar tamamen erişime açık şekilde yapılacak. Kitaphaber'in anlık duyuruları için takip ediniz: https://whatsapp.com/channel/0029VaAE4wm0wajpuh8tDo1M

Ve Hasıla…

Toplam içerik sayımız 5.225, gösterim sayımız 15.271.886 olmuş durumda. Sosyal medya tasarımlarımız uzun süre Ülker Gündoğdu hanımefendi tarafından yapıldı. Minnettarız. Bu görevi devralan Enes Can Bey insanüstü bir gayret sarf etti. Müteşekkiriz. Hazırlanan görseller, videolar, paylaşımlar yüzbinlerce kişiye erişti. Bu sayede kitaphaber'den haberim yoktu, habersizdim, bilemedim diyen olursa biraz kızgınlık belirtme hakkını kendimizde buluyoruz. 2024 yılında 20 kadar kitap üretildi bu platform yazarları tarafından.

Kitapları çıkan yazarlarımız: Ethem Erdoğan, Bilal Can, Uğur Cumaoğlu, Hayrettin Durmuş, Müzeyyen Çelik K., A. Erkan Akay, Gurbet LÜY, Murat Deniz, Turhan Yıldırım, Ayşegül Sözen Dağ, Faik Öcal, Merve Yurtsever, Ferhat Özbadem…

2024 içinde yazı performansları şöyle gelişti: A.Erkan Akay – 12, Ayşe Bağca – 2, Ayşegül Sözen Dağ – 24, Bilal Can – 39, Elif Mert- 12, Enes Can – 7, Ethem Erdoğan – 18, Faik Öcal – 45, Ferhat Özbadem – 15, Gurbet Lüy – 3, Gülnaz Eliaçık Yıldız- 7, Hayrettin Durmuş – 12, Merve Yurtsever – 11, Murat Deniz – 1, Mustafa Atalay – 2, Mustafa Buğaz – 10, Müzeyyen Çelik K. -22, Necla Dursun – 17, Nihat Çınar – 4, Ozan Aytepe – 4, Pelin Yiğit – 3, Resul Bulama - 6, Sabri Ünal – 2, Sait Alioğlu – 16, Salih Bora- 110 ( J ), Serkan Parlak – 9, Sueda Kurt – 2, Şerife Saliha Bozoklu – 5, Tuba Yavuz – 15, Tuğba D. Can – 10, Turhan Yıldırım – 17, Ulus Çeliker – 2, Ülker Gündoğdu – 4, Vildan Kınalı – 9, Yunus Özdemir – 5…

Faik Öcal Bey 45 yazıyla şampiyonluk kupasını açık ara kazandı. Tebrik ediyoruz. Hayırlı mübarek olsun, şampiyonlar ligi. Saniyen 39 rakamı var ama bu rakam şüpheli görünmedi değil bana, size de görünsün. Ama ilgili kişi GYY olunca bir şey denemiyor, bırakalım Avrupa ligine gitsin. Bunlardan sonra kendi yazı rakamlarımın başına yahut sonuna yanlışlıkla (!) bir rakam eklenmiş olabilir ki mazur ve makul görülmesi iktiza eder. Amma ve lakin mazur ve makul görülmesi kendimce güç olan şeyler de var. Söz temsili, evvel zaman içinde yazılarını merakla beklediğim bir Gökmen Dursun vardı, Ömer Ertürk vardı. Gönül onları arıyor. Bunu da böyle bilsinler. Mazur görmem oldukça zor. J

Heeey hey. Yine de hey hey. O gün kıpkızıl kan akacak şey!

Hatlar karıştı. Özür beyan ederim. Gaza gelip Basri Gocul'a bağladık sanırım. 2025 miladi yılı bol kitaplı, okumalı ve yazmalı olsun diliyorum. Kültür iktidarı olamasak da muktediri olmak dileklerimle.

[1] https://www.perspektif.online/sezai-karakocun-dusunce-ve-siir-evreni

Fotoğraf: Engin Akyurt: https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/raftaki-kitaplarin-yaninda-ampul-2767814/