Kitaphaber’in Hikâyesi
Kitaphaber, 4. senesini doldururken (16 Mart 2018 tarihiyle 7. yılını doldurdu) artık buranın bir hikâyesi olduğunu söylemek ve bu hikâyeyi dillendirmek için bu metni kaleme almak için giriştim. Bu güne kadar birçok eserin içinde yankılanan cümleleri kısmî de olsa okurlarına duyurmaya çalışan kitaphaber, emektar yazarlarımızla, sınırsız isteklerimizi her daim olgunlukla karşılayan ve kitaphaber'i bu güne birlikte taşıdığımız Sabri Ünal'in özverili çalışmaları neticesinde belirli bir yere geldi. Her birine ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.
Kitaphaber, kurulduğu ilk günden itibaren maddi bir beklenti içerisinde olmadı. Amacımız iyi kitapların iyi olduğunu söylemek, kötü kitapların ise neden kötü olduğunu ortaya koymaktı. Bu zor bir işti, fakat bunu başarabildik. Çalışma şeklimiz genellikle kitabı okuyup değerlendiren yazar eksenli oldu. Eserin eziyetine katlanabilen çünkü "okur"dur. O eziyete katlanan "yazar-okurlarımız" kitabı değerlendirirken kendi kanaatlerine göre davrandı. Kitap güzel ise bunun için bahaneler üretmeden kitap güzeldir diyebildi, kötüyse de bunu yine "o kitap" üzerinden sundu. Bizim isteğimiz de tam buydu. Bir kitap herkes için kötü ve herkes için iyi değildir. Genelleme yapmadan sunduk eserlerimizi. Kişisel okumaların, kişisel yankıları gizlidir kitaphaber'de yayınlanan yazılarda.
Bu gün geldiğimiz yer itibariyle istikrarın önemli olduğunu gördük. Haftanın üç günü 2'şer yazı yayınlama gayreti içerisinde olduk. Dergileri önemsedik, büyük emeklerle yayıma sunulan fanzinlerin nasıl bir emekle yoğrulduğunu daha çok önemsedik. Yeni çıkan ve iyi olduğuna kanaat beslediğimiz kitapları duyurduk. Bunu yapmaya da devam edeceğiz. Yazarlarımızdan ve takipçilerimizden gelen talepler, yorumlar ve değerlendirmelerle birlikte her zaman daha iyiyi sunmaya çalıştık. Bu yüzden bu gün büyük bir aile haline geldik. Kitaphaber şahsi bir site değil, farklı mekânlarda farklı kişilerin ortaya koymuş olduğu ürünlerin/düşüncelerin sonucudur. Bu yüzden kolektif bir çalışmanın eseridir. Bu çalışmaya sevk eden temel neden ise "kitaba olan sevgi ve inançtır".
Kitabı seviyoruz. İçimizdeki kayıp ülkenin koordinatlarını saklayan kitaplar bizler için boş vakitleri değerlendirme aracı değil, vakitte boşluk bırakmamak adına sığınılan bir limandır. Bu yüzden yaslanıp durduk kitap kapaklarına. Sayfalarında aradık umutları, hayalleri, sevgi ve özlemleri. En güzeli de dostlukları.
Düşüncelerin sarp yokuşlarında fikri büyütmenin ancak okumakla birlikte gelişeceğini öğrendik. Bu yüzden bir dosta sarılır gibi sarıldık kitaplara. Kitaba inanıyoruz. Her kitabın bir okunma zamanı olduğuna da. Bu yüzden de her kitabın bir kaderi olduğuna da inanıyoruz. Bu yüzden okunmayan hiçbir kitap bizim değildir. Okunan kitaplar ise sadece bizim değildir.
Herkese iyi okumalar.
Bilal CAN
Editör
Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 07.05.2015 15:00 - Güncelleme Tarihi: 21.11.2021 03:40
Kitaphaber'in hikâyesi gayet öz, güzel ve anlaşılır bir biçimde dile getirilmiş. Kitaba selâm, düşünmeye, düşündürtmeye ve geleceğin dünyasını kurmaya azimli canlara da selâm olsun! NOT; burada 'can'dan kastım salt sevgili Bilal kardeşim değildi. En başta ona gayretlerinden dolayı selâm ederim. Bir de kayıplara karışan Giresunlu kardeşime de! O kendisini bilir.
Ali Abim, kayıplara karışmadık, yazılımcı olmanın verdiği meşgale sebebiyle yazılım ağırlıklı çalışmaya devam ediyorum.
Son dönemde 2 tane güzel siteyi yayına kazandırdık; okuduğum kitaplar hakkında yazı yazamamak gibi kötü bir alışkanlığım bulunuyor; yoksa kitaphaber sitemize de daha fazla katkı vermek isterdim.
Hikayenin bendeki kısmında da yazılarıyla ve düşünceleriyle kitaphaber'i kendilerinin kılan güzel dostlar bulunuyor; künye'de de belirttiğim gibi, ben sadece bir emanetçiyim; kitaphaber'in asıl sahibi yazılarıyla ve emekleriyle bu siteyi ayakta tutan sevgili dostlarımızdır.
Allaha emanet olunuz.