Kitaplar Hakkında Yazmanın Görünmeyen Yüzü, Düşünce, A. Erkan AKAY

Kitaplar Hakkında Yazmanın Görünmeyen Yüzü yazısını ve A. Erkan AKAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Kitaplar Hakkında Yazmanın Görünmeyen Yüzü

17.02.2025 09:00 - A. Erkan AKAY
Kitaplar Hakkında Yazmanın Görünmeyen Yüzü

"Kitap Değerlendirmesi Nasıl Olur, Nasıl Yazılır?" başlıklı dosyamızda konunun çocuk kitapları üzerine düşen gölgesini kaldırmak bana düştü. Ama öncesinde, fırsat bulmuşken, kitaplar hakkında yazmanın görünmeyen taraflarına değinmek, bu işin bizlere yüklediği yükü, dayattığı iç hesaplaşmaları sizlerle paylaşmak isterim.

Kitaplar hakkında yazmak nedir ve niçindir sorularını sorarak başlamak sanırım yanlış olmaz. Zira okuma yaygınlığının düşük ve çeldiricilerin de günden güne artmakta olduğu zamanlarda fazlaca idealist bir yaklaşım olarak görülen bu kalkışma deliliğin safhalarından bir safhadır ancak bir o kadar da gereklidir. Çünkü kitap değerlendirme yazıları ileri seviye okurların ilgilendiği bir alan olmasına rağmen bir başka açıdan bakıldığında da okumaya başlarken ihtiyaç duyulan bir destektir. Kitaplar hakkında derinlemesine bilgi ve görüş sunabilen bu yazılar, iyi okurun kitap seçimini kolaylaştırır, yardıma ihtiyacı olan acemi okurun da okuduğunu anlama ve okuduğundan faydalanma kapasitesini artırır. Dolayısıyla kitap değerlendirme yazıları her şeyden önce bir okur dayanışmasıdır.

Kitap değerlendirmesini kim yapar? Bu ne cürettir?

Kitap değerlendirmesini herkes yapabilir. Nihayetinde herkesin, okuduğu kitap hakkında bir fikri oluşur. Ancak değerlendirme yazılarının devamlılığı, tutarlılığı, çok boyutluluğu ve her bir boyuttaki derinliği değerlendiricinin yetkinliğini ortaya koyar. Okuma eylemini hayatının merkezine yerleştirmiş kişiler zaman içerisinde kitap değerlendirme yetkinliğini elde ederler ve eğer yazma niyeti de bu yetkinliğin yanında peyda oluverirse başkaca bir itkiye ihtiyaç yoktur. Niyeti hedefe vardıracak şey sabırdır, sebattır, sevdadır. Yapılan işi okur gözünde kıymetli kılacak olan ise kitaplarla kurulan ilişkinin samimiyetle yansıtılmasıdır. Okumakta olduğunuz kitaplar sizi günden güne besler ve yetiştirirken görüşünüzün derinliği, değerlendirmelerinizin kalitesi de yükselecektir.

Hangi kitap değerlendirilir?

Herkesin aklına ilk önce çok satanlar gelecektir. Çok satan bir kitap hakkında konuşmak ya da yazmak ilgi çekicidir. Sizi o kitabı okuyan kitlenin dışında kalmaktan kurtarır. Ancak hâlihazırda binlerce hatta bazen milyonlarca kez beğenilmiş bir kitabın sizin tarafınızdan bir kez daha beğenilmesi okur açısından o kadar da faydalı bir iş olmayabilir. Dolayısıyla bu durum önümüze iki seçenek çıkarır. Birincisi: milyonlarca kez beğenilmiş o kitabın zayıf yönlerini, hatalarını, eksiklerini ortaya çıkarabilme cesaretini ya da alt metinlerini ve uzantılarını ortaya koyabilme becerisini göstermek. İkincisi: Henüz keşfedilmemiş kitaplardaki cevheri aramak. Bunların her ikisi de zorlu görevlerdir ve muhtemelen sizi sevilmeyen biri hâline getirecektir. Ancak sorumlu eleştirmen bunu önemsemez, kitaba veya yazarına zulmetme saiki taşımadığından emin olana kadar gözden geçirdiği, tüm şahsî, kurumsal, siyasî çatışmalardan arındırdığı yazısıyla daha iyi metinlerin önünü açtığını bilir.

O zaman bu eleştirmen hangi kitabı değerlendirecektir? Bu çoğu zaman onun elinde olmaz. Kitabının değerlendirilmesini isteyen bir yazar ya da yayıncı, tavsiyede bulunan bir dost, takip ettiği kıdemli okur-yazarlar ya da gündem, bir kitabı eleştirmenin önüne itebilir. Bizzat kendi merakı ve duyarlığı ile bir kitaba yönelmiş de olabilir. Ama son tahlilde onun bir kitap hakkında yazıp yazmayacağını belirleyen tamamen o kitabın kendisidir. Eleştirmenin zihninden -ince bir tül de olsa- yeni bir perde kaldırmayan kitabın pek şansı yoktur. Hakkında değerlendirme yazısı yazılmasını hak eden bir kitap, fikriyle, diliyle, kurgusuyla, buluşuyla ya da en azından bunlardan biriyle kendini göstermeli, "ben bir şey söylüyorum" demelidir. O ışığa sahip olmayan kitap ise çoğunlukla görmezden gelinecektir. Elinizdeki kitabın kuvvetli yanlarıyla birlikte zayıflıkları da varsa her ikisinden de söz ederek onu irdeleyebilirsiniz. Bu irdeleme, pek anlaşılamasa da, kendini geliştirmek isteyen bir yazar için bulunmaz bir nimettir çünkü onun kitabını görmezden gelmek kolaydır ama herhangi bir çıkar sağlamadığı hâlde, yazarının sonuçtan hoşlanmama ihtimalini de göze alarak, bir yazı yazmak eleştirmen için olsa olsa bir yüktür. Eleştirmen, sadece daha iyi metinlerin üretilmesi için bu yüke katlanan kişidir.

Duygu işin neresinde?

Ne kadar kitaplarla dolu olursa olsun hayat pek kitabî değildir. Etik, ahlak ve nesnellik derdi olan eleştirmenler için en zorlayıcı konulardan biri tanıdık yazarların kitapları üzerine yazmaktır. Çünkü insandır kırılır, darılır, gücenir, soğur. On beğeni cümlesi kâr etmez ama bir uyarı ya da "eleştiri" canını sıkabilir. Musalla taşı önünde sorulan "Nasıl Bilirdiniz?" sorusuna gönülsüzce verilen cevaplara benzer bir yazı yazmak istemiyorsanız bu kitapları görmezden gelmek kaçınılmazdır. "İyi bilirdik." diyemediğiniz için "Allah rahmet eylesin." diyecekseniz ölü gibi dostunuz olması gerekir. Ölmeden önce ölmüş dostu olanın zaten böyle dertleri olmaz, o dostun kitabı yoksa hayatı okunmaktadır, kitabı varsa kitabı yaşanmaktadır.

Duygu, yazar ya da yayıncıyla olan bağınızdan filizlenir ve dalı budağı eleştirinizin içinden geçer. Yazınızı bunlardan kurtarmak için bir hayli uğraşmanız gerekir. Sonrasında da tahlilinizin metin odaklı olduğunun anlaşılmasını umarsınız. Bunu anlayanlar kendini geliştirmeye açık olanlardır ve eleştirinizin ağır kısımları da olsa bundan zarar görmezler. Anlamayanlar ise ilk denemesinde en iyi metni yazdığını düşünen, yolun yeni ve muhtemelen uzun yürüyemeyecek olan yolcularıdır.

Kitabı eleştirmek şart mıdır?

Bir kitap hakkında eleştirmeden yazmak da mümkündür. Bu, bir kitap tanıtımı olacaktır. Kitabı keyif alacağını düşündüğünüz okur kitlelerine tavsiye edebilir, bunu sosyal medyada, eş dost meclislerinde ya da biraz daha sistematik bir çalışma yapmak istiyorsanız uygun matbu ya da sanal mecralarda, edebî bir dille yapabilirsiniz. Bu tür yazılar yazanın adı belirtilmeden, kurumsal bir kimlik altında da yayımlanabilir ve böylelikle ne şiş yanar ne kebap. Yazar ve yayıncının gönlü olur, kitap yüzeysel bir bakışla yansıtılır, camiaya ve okurlara gösterilir.

Çocuk kitapları üzerine...

Benden daha yetkin yazarlarımızın kitap değerlendirmeleri ve eleştiri mantığı üzerine yazdıkları yazıları tekrar etmemek için işin küçük karanlık kısmı üzerine yazmayı denedim ve konuyu sadedime, yani çocuk kitaplarına getirirken de öyle devam edeceğim. Çocuk kitaplarına dair değerlendirme yazıları kitapların muhatabına hitap etmemek gibi garip bir çelişkiyle doğarlar. Çocuk kitaplarını okuyan nadirin nadiri çocuklar, en azından belli bir yaşa kadar eleştiri yazılarının ağırlığını kaldıramazlar. Onları yeterince faydalanamayacakları bu yazılara maruz bırakmak gibi bencilce bir talep zaten gönlümüzden de geçmez. Keyif alacakları kitapları bulmalarında yardımcı olabilmek onlar için yapabileceğimiz en önemli katkı olur. Bunu sağlamak için, yazdığımız yazıların ebeveyn ve öğretmenlere yol gösterici olmasını ve oluşturduğumuz dip dalganın onlar üzerinden okurlara ulaşmasını bekleriz.

Diğer kategorilerdeki ölçütlere ek olarak çocuk kitapları değerlendirmelerinde çocuğa görelik ölçütü gündeme gelmektedir. Çocuğa görelik kavramı konu, dil, çizim, mizanpaj, fizikî yapı vb. tüm inceleme alanlarında temel teşkil eder. Öyle ki dünyanın en bilinen çocuk kitabı olan "Küçük Prens"i çocuk kitabı kategorisinden çıkartabilir. Ya da dili ağır bir yazar olan Calvino'nun meşhur eseri "Ağaca Tüneyen Baron"u küçük dokunuşlarla çocuk kitabı kategorisine sokabilir. Öncelikle kelime seçimi ve cümle yapılarında kendini gösteren bu ölçüt kanımca çocuk ruhuyla yaşamaya devam eden yazarın farkında dahi olmadan ortaya çıkardığı bir büyüden ibarettir. Yazar o öze sahip ise ayıklanmamış, sadeleştirilmemiş, ince işçiliğe tabi tutulmamış ilk taslakları dahi okunası kıvamdadır. Aksi hâlde ise en çetin yontmalar dahi metni cazip hâle getiremeyebilir.

Çocuk kitabı incelemelerinin önemli bir işlevi de metinler arası bağları kurmakta zorlanacak okur ve yardımcı okurlara destek sağlamaktır. Eleştirmen, kitap dağarcığıyla yol gösterici olmalı, öncü veya artçı kitapları hatta yeri geldiğinde diğer yazarları ya da kitapla ilgili filmleri işaret edebilmelidir. Her kitaptan sonra çıtayı yükseltecek yeni bir yönlendirme her an gelişmekte olan çocuk okur için hayati öneme sahiptir.

Çocuk kitapları değerlendirmelerinde ihmal edilebilirlik!

Az önce, değerlendirme aşamasında görmezden gelinebilecek kitaplardan bahsetmiştim. Yetişkin kitaplarında kolaylıkla başvurulabilecek bu kaçış rampası çocuk kitapları söz konusu olduğunda eleştirmeni huzura kavuşturamaz. Zira faydasızlığı nedeniyle görmezden geleceğiniz bir kitabın bir çocuk okurun hevesini kırması ihtimali dahi eleştirmeni ağır bir veballe karşı karşıya bırakır. Kitabın dil veya konu bağlamında okura miras bırakacağı sorunlar içermesi ise katiyetle söz konusu edilmesi gereken bir durumdur. Eleştirmen burada kayıtsız kalamaz. Ancak kötü niyet içermeyen bir yetersizliği de acımasızca yeremez. Bu açmazda dengeyi aramak, tartışmalar üzerinden gündeme gelme niyeti taşımayan saygıdeğer eleştirmenin görevlerinden biridir. Dolayısıyla eleştiri okurunun, satır aralarındaki mesajları gözden kaçırmaması, eleştirmenin üstü kapalı kaçındırma hamlelerini atlamaması gerekir. İnsan okuduğu kadar okumadığı kitaplarla da şekillenir. Kötü söz, kötü film, kötü resim, kötü fotoğraf, kötü insan, kötü anılar neyse kötü kitap da odur, insanı bozmaya o kadar muktedirdir.

Çocuk kitapları üzerindeki ideoloji bulutları!

Eleştiri nesnel midir? Değildir. Olamaz. Olması da gerekmez. Sizi doğru yönlendirdiğine inandığınız, yazılarından faydalandığınız eleştirmenleri takip etme özgürlüğünüz eleştirmene de metinleri kendisince yorumlama özgürlüğünü verir. Diğer yandan şahsa münhasır bir birikime dayanarak yapılan bir değerlendirmenin nesnel olduğunu iddia etmek zaten mümkün değildir. Eleştiride nesnellikten kasıt ancak yapılan yoruma metnin dışında bir etken katmamakla ilgili olabilir; ayırmayıcılık, kayırmayıcılık ve kapsayıcılık. Nesnelliğe buradan bakıldığında ideolojik yaklaşımların eleştiri üzerindeki olumsuz etkisi gün yüzüne çıkar. Bugün çocuk kitapları üzerinde dahi ideoloji bulutları dolaşmaktadır. KitapHaber olarak bu bulutların gölgesinde kurtulmak için gösterdiğimiz çaba henüz anlaşılamamıştır. Oysa hayata bakış açılarımız farklı olmasına rağmen birçok yayıncının birçok kitabı ile ilgili yazdığımız yazılarda hassasiyetimiz fark edilebilir. Okur zihni herkes için açılmış bir şemsiyedir. Eleştirmen zihni ise okurları da koruması altına alır. Dolayısıyla kimseyi dışarıda bırakmamalıdır. Bu da okuru okuduklarıyla kabullenmekten geçer. Okur tercihine saygı duymak, söz konusu metnin onun talebini karşılayıp karşılamadığını göz önünde bulundurmayı gerektirir. Eleştirmenin fikri yok değildir ama fikir tartışmalarının yeri eleştiri yazısı da değildir. Denemeler bunun için vardır. Kitaplardan mülhem yazılan denemeler eleştiri yazılarıyla karıştırılmamalıdır.

Velhasıl

Kitap değerlendirmeleri üzerine mecradaş yazarlarımızın yaptığı geniş ve dolu dolu girizgâhın üzerine çökerek yine konuşulmayanları konuşma takıntımı ihya etmiş oldum, haklarınızı helâl ediniz. Biz okuyor ve okuduklarımızdan çıkardıklarımızı sizlerle paylaşıyoruz. Sizler de ses verir, dönütler üretirseniz ya da bize katılıp çıkarımlarımızı bereketlendirirseniz okur dünyasına bir tatlı neşe katarsınız. Okuyan insan yük taşıyan insandır ama ne kadar yüklenirse bu dünyayı da o kadar hafifletir. Gelin tutun şunun ucundan.


Fotoğraf: Artem Podrez: https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/genc-kucuk-kitap-okumak-7494501/


Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 17.02.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 12.02.2025 10:04
2.366
Yorumlar
  • İ.Bertan 2025.03.08 14:03

    Sorumlu, samimi, bilinçli bir yaklaşım.

A. Erkan AKAY Hakkında

A. Erkan AKAY

1981 İstanbul doğumludur. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2008 yılından bu yana Konya'da yaşamaktadır. İki evlat babası, iki evlat amcası, ikisinin de eniştesidir.

Spora, edebiyata ve küçükleri eğlemeye ilgisi çocukluğundan beri devam etmektedir. 2012-2020 yılları arasında Bilgin Atıcılık Spor Kulübü Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, 2015-2020 yılları arasında Türkiye Atıcılık Federasyonu Teknik Kurul Başkanlığı, 2017-2020 yılları arasında Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezleri Atıcılık Komisyonu Üyeliği ve İl Branş Sorumluluğu görevlerini yürüterek ulusal ve uluslararası düzeyde başarıya ulaşmış birçok sporcunun yetişmesine katkıda bulunmuştur. Destek AFAD gönüllüsüdür.

2017 yılında, kardeşinin bir hayali olan “Hayallerin Karın Doyursun” isimli kitaba katkılarından sonra, hep arzuladığı çocuk kitapları yazımının önü açılmıştır. Yayımlanmış 14 kitabı bulunmaktadır. Edebistan, Eğitim Her Yerde, Dilhane, Masal Dergisi gibi çeşitli sanal dergilerde, Hece ve MEB Özel Eğitim Çocuk Dergisi gibi matbu dergilerde deneme, makale ve şiirleri yayımlanmıştır.

Farkındadır ki her yazılan okunmaz ama okunanlar da ancak yazılanlardır. Yaşadıkça anlamını kaybeden sonsuz sözler arasından zarurî olanlara tutunuyor.

Dualarınızı bekler.

Yayınlanmış Kitapları

- Yüzyılın Nefesi, Tulu Kitap, 2024
- Sundarban, Tulu Kitap, 2023
- Perdem Yelken Olsa, TDV Yayınları, 2023
- Bambaşka Bir Sabah, TDV Yayınları, 2023
- Sıfır Atık, TDV Yayınları, 2023
- Helalühoş, Tıfıl Kitap, 2021
- Sağlıklı Beslenme Hikayeleri Seti (5 Kitap), Hayy Kitap, 2020
- Kara Kapan, 2019, Morena Yayınları
- II. Abdulhamidʼin Hafiyeleri, Hayy Kitap, 2018
- Hayallerin Karın Doyursun, Çizgi Kitabevi, 2017

A. Erkan AKAY ismine kayıtlı 161 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 10 kitap bulunmaktadır.

Twitter Facebook Instagram mastodon/Threads LinkedIn YouTube Kişisel Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com