Kontrol Artık Hiç Kimsenin Elinde Değil
Selva Yılmaz yazdı...
Sosyolog ve filozof olan Bauman, 1927'de Polonya'da dünyaya gelmiştir. Özellikle postmodernizm üzerine yapmış olduğu sosyolojik çalışmalar ile tanınmakta ve bu alanda popüler bir yer tutmaktadır. Aynı zamanda 1980 den sonra nasyonal sosyalizm üzerinden holokost kavramına dair önemli çözümler ortaya koyan düşünür, 2017 de hayata veda etmiştir. Sosyolojik düşünmek, Azınlığın zenginliği hepimizin çıkarına mıdır?, Akışkan Gözetim, Bireyselleşmiş Toplum, Özgürlük gibi kitapları ile literatüre önemli katkılarda bulunmuştur. Günümüzde de sosyoloji bilimi içerisinde önemli bir ekol sayılmakta ve kitapları hala okunmaya devam etmektedir
Küreselleşme eseri, zaman ve sınıf, mekan savaşları: bir mesleki başarı raporu, ulus devletten sonrası-ama ne?, turistler ve aylaklar, küresel yasa, yerel düzenler olmak üzere 5 ana başlıktan oluşmaktadır. Eleştirel bir dil ile yazılmış olan eserde küreselleşmeye dair önemli çözümlemelere yer verilmiş olmasının yanı sıra okuyucunun kafasında çokça soru işaretleri oluşturmaktadır. Eserde küreselleşmenin bize getirdiği ve getirebileceği olumlu olumsuz birçok boyutu ile yüzleşmekteyiz. Bu yönüyle eser, okuyucuları tarafından çok ilgi görmektedir.
Gündelik hayatımızda kendi kendimizi muhakeme ederken "ben nasıl biriyim, iyi bir insan mıyım?" ya da "Mesleğimde başarılı mıyım?" gibi sorduğumuz birçok soru vardır. Fakat bunun yanında küresel ekonomik düzen kendinize şu soruları sormanızı bekler: ben iyi bir tüketici miyim? Çok tüketebiliyor muyum, İndirim takip edebiliyor muyum ya da kampanyalardan yeteri kadar yararlanabiliyor muyum? Bu soruları gerçek anlamda kendimize soruyor olmasak bile tüketim köleliğinin içinde olduğumuz bir dünyada yaşadığımızı hemen hemen hepimiz kabul ederiz. Rakamlardan ibaret olduğumuz bu çağda, paran varsa değerli bir tüketicisin. Paran yoksa yoksulsan sistemin sana hiç bir şekilde ihtiyacı bile yoktur ve "ötekileştirme" ile baş etmen gerekir. Para ekonomisi dediğimiz şey bizlere sadece tüketici olarak (paramıza) ihtiyaç duyar. Kapitalizm hastalığı içinde yoksulluğun bir çaresi yoktur. Tam aksine yoksulluğun hala varlığını sürdürmesi kapitalizmin sağlıklı bir şekilde işlediğini gösterir. O çok eleştirdiğimiz ve kabul etmediğimiz kast sistemi aslında gizli bir şekilde sistem içerisinde varlığını sürdürür.
Küreselleşme beraberinde zamansal ve mekânsal mesafelerin sıfırlanmasını neden olmuştur. Bu durum dünyayı büyük bir küresel köy haline getirmenin yanında bir takım ayrıştırmalara da sebep olmuştur. Aslında daha çok homojenlik olarak gördüğümüz küreselleşme beraberinde yerelliği de getirmektedir. Fakat bu yerellik daha çok zorunlu bir yerellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Küresel dünyaya ayak uyduramayan ya da kolayca yer değiştirme gibi belli düzeyde bir sermayeye sahip olmayanlar için homojenlik söz konusu değildir. İşte durum ötekileşmenin başladığı noktalardan biridir.
Postmodern çağımızda kamusal alanların değişim ve dönüşümü, değişen kent hayatı beraberinde bir takım çağdaş korkuları da getirmiştir. Kitlenen ev kapıları, korunaklı sitelerin popülerliği, güvenlik sistemleri hayatlarımızın birer parçası haline gelmiştir. Özellikle bu duruma son zamanlarda hayatımıza giren covid-19 da örnek verebiliriz. Sosyal mesafe kuralları, maske, sokağa çıkma yasağı ve sosyo-kültürel yapımızı etkileyen birçok yasak, birliktelikten ziyade sakınma ve ayrılmayı çağımızın hayatta kalma stratejisi haline getirmiştir. Eser de tam da bu noktada panoptikon üzerinde önemli açıklamalara yer verilmiştir. Panoptikon dediğimiz şey aslında kontrolün modern gücün elinde olması, herkesin aynı rutin ve tekdüze hayat biçime sahip olduğu, korunan mekânın dışına hiç kimsenin kaçamamasını sağlayan yapıdır. Yani İnsanların kendilerini seyredilebilir hale getirdiği yapıdır. Bugün gizli kameralar, mobeseler hayatlarımızın tamamen içine girmiş durumdadır. Fakat bu durum bize rahatsızlık yerine kendimizi daha da rahat hissetmemizi sağlar. Çünkü modern yaşam biçiminde en önemli unsurlardan biri güvenliktir. Güvenlik olmazsa olmazdır. Çünkü içerideki düşman bizim içinde daha tehlikelidir. Küçük tavizler ile tamamen hayatlarımıza sirayet etmiş bu sistem gerekli bir son mudur bilinmez. Fakat kitaptan aldığımız şu paragraf durumu özetlemektedir:
"Küreselleşme denen süreçler, ayrıcalıkların ve mahrumiyetlerin, servetin ve yoksulluğun, becerilerin ve acizliğin, gücün ve güçsüzlüğün, özgürlüğün ve kısıtlamanın yeniden dağıtımında yankılanır. Bugün tanık olduğumuz şey, dünya çapında bir yeniden tabakalaşma sürecidir ve bu süreç boyunca yeni bir toplumsal-kültürel hiyerarşi, dünya çapında bir derecelendirme oluşturmuştur."
Küreselleşme (Toplumsal Sonuçları)
Zygmunt Bauman
Ayrıntı Yayınları
7.Basım
157 Sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 11.12.2020 09:00 - Güncelleme Tarihi: 24.10.2022 13:55