Kuzeyde Bir Yaz Üzerine Bir Rüzgâr
"Kuzeyde Bir Yaz", internetsiz, televizyonsuz, cep telefonu, hatta ev telefonu bile olmayan bir eve; daha önce hiç görmedikleri anneannelerinin evine gitmek zorunda kalan üç kardeşin tatlı öyküsü. İş için bir süredir yurtdışında olan anneleri bir kaza geçirince, babaları da acilen oraya gitmek zorunda kalıyor ve kahramanlarımızın endişeli serüveni böylece başlamış oluyor. Deniz kenarındaki evinde tek başına yaşayan, ilk bakışta çok aksi görünen münzevi anneanne üç kardeşin hayatına yavaş yavaş dokunmaya ve küçükler de anneannenin farklı hayatına alışmaya başlıyorlar. Anneanne onları gündelik işlerin içine soktukça, ücretsiz çalıştırılan çocuk işçiler, hatta köleler olduklarını düşünüyorlar ancak zamanla bu işleri kendi hayatlarını devam ettirmek için yaptıklarının farkına varıyorlar. Kazları yemlemekten, tavuk yumurtalarını toplamaktan, yemek yapmaktan ve en çok da kanoyla limanları gezip anneannelerinin yaptığı reçelleri satmaktan hoşlanmaya başlamaları pek uzun sürmüyor. Zaten bu serüven hepi topu bir ayı bulmayan bir zorunlu konaklamayla sınırlı. Tabii sürecin bir de çatışması var. O da anneannenin evini satmak isteyen emlakçı. Yıllar önce de bu bakir köye bir alışveriş merkezi yapmak için aynı girişimde bulunmuş olan fırsatçılar anneannenin evine göz koymuşlar ve onu yıldırmak için rahatsız edici yöntemlere başvuruyorlar. Bu dert bütün dünyanın derdi olsa gerek. Ve aynı zamanda bütün dünya bu derdin çözümünü çocuklardan bekliyor! Tabii miniklerimiz bu konuya el atıyor ve komşu limanda tanıştıkları Türk ailenin de katkısıyla bu sorunun üstesinden geliyorlar. Evet, kahramanlarımızın, kasabanın başka bir koyundaki sığınak limanda karşılaştıkları Türk aile kitabın bizlere sürprizi. Ailenin oğlu Enes de Martha'ya hoş bir sürpriz oluyor! Anlarsınız ya. Bu zoraki tatilin sonunda çocuklar evlerine dönmek istemeyecek kadar anneannelerine ve onun deniz kıyısındaki evine bağlanıyorlar. O günden sonra birbirlerine daha sık gidip gelmek üzere sözleşiyorlar.
Çocuk yetiştirme ideallerimiz arasında doğal bir hayat mutlaka bulunuyor ancak çoğunlukla sözde kalıyor. Bu kitap bize hem hikâyenin geçtiği kuzey denizi köyündeki gibi, moderniteden olabildiğince uzak bir hayatın hâlâ çocuklar için en iyisi olduğunu gösteriyor, hem de aksi ve inatçı bir ihtiyar gibi görünen büyükannenin, zaman zaman asabî de olsa her halükârda yapmacıksız hâlinin çocuklar üzerindeki etkisini ortaya koyuyor. Bu etki aslında mümkün olduğunca etkisizlikten ibaret; ardı kesilmeyen pedagojik öğütler boyunduruğundan âzade, hayatın gerçeklerine ve akışına uygun, sadece çocuğun değil yetişkinin de duyguları ve zaafları olduğunu hissettiren, çocuğa kendini yetiştirme fırsatı veren bir sükûnet hâli. Çocuklar hâlden anlamayı öğreniyorlar. "Aferin" için değil ihtiyaç olduğu için bazı işleri yapıyor, bazı sorumlulukları üstleniyorlar. Bu işleri kendileri için yaptıklarının farkına varıyor, hayatlarını idame ettirdikleri için "aferin" beklememeleri gerektiğini anlıyorlar. Bir hata yaptıklarında bunu telafi etmeleri gerektiğini, gerektiğinde özür dilemeyi, gerektiğinde de özür kabul etmeyi, bir tercih olarak öğrenmiyor, bir mecburiyet olarak kabulleniyorlar.
İnsanların düşüncelerinin ve duygularının, dolayısıyla da olaylara yaklaşımlarının yaşla değiştiği gerçeği hikâyemizin bir diğer önemli iletisi. "Sevgili Ucube" kitabında da aynı iletiyi, yine bir orman korumacılığı üzerinden okumuştuk. Orada da kahramanlarımızın anne-babaları, kendi ebeveynleriyle para getirecek bir doğal alan satışı üzerinden çatışıyor ve sonunda birinci nesille üçüncü nesil arasında gelişen ilişki bu çatışmayı sonlandırıyordu; bu hikâye de aynı minvalde yürüyor. Ben iki kitaptan da keyif aldım ancak her okumada yeni bir hikâye beklentisi taşıyan, okuma şevki bu devinime bağlı olan genç okurlar, iki kitaptan birini tercih edebilir veya en azından bu iki kitap arasına biraz zaman koyabilirler. Hikâye aynı zamanda Behiç Ak'ın kitaplarında başarıyla odaklandığı, maddiyat odaklı hayatı eleştiren hikâyelere de benziyor. Behiç Ak kitaplarında benzer mesajlar daha kestirmeden ve daha mizâhî, belki 1-2 yaş alt grup okuyucuya daha uygun şekilde, çizimlerle desteklenerek veriliyor ancak bu kitap da roman okuma hissini yaşamak isteyenler, tasvirleri zihninde canlandırarak hikâyenin geçtiği dünyaya iyice girmek isteyenler ve biraz daha uzun süreçli okumaları sevenler için keyifli olacak türden.
Kirsten Boie, yaklaşık on yıl önce "Arkana Bakma" ve "Şanslı Aile" romanlarıyla tanıştığımız bol ödüllü bir yazar. Geçen yıl "Karaca Olmak İsteyen Tilki" romanı çıkmıştı. Sanırım okurumuz onu sevdi ki kitaplarını ilgiyle takip ediyor. İngiliz ve Alman edebiyatı okumuş, doktora yapmış ve öğretmenlik tecrübesi de bulunan Boie, doğal ve ağdasız bir dille, kapsayıcı ve sevecen bir bakışla, insan zihninin kıvrımlarında dolaşmaya ve orada bulduklarını okurunun bilincine sunmaya gayret eden bir tarzla yazıyor. "Üzüntüsünü bir kenara bırakıp kızgın olmak, ona her zaman iyi geliyordu. Kızgınlık onu üzgün olmak kadar üzmüyordu." (S.217) Çocuk tepkisinin sık dayandığı bir duyguyu böyle aksettirmiş. İlk aşk, yaşlılık, ihtiyarlık, güven, empati, paragözlük, hayvanseverlik, vegan-vejeteryanlık, aile bağları gibi konularda, her iki tarafın fikrini de ortaya koyan, nesnel tahliller ortaya koyarak okurunu düşündürüyor ve bir yönlendirmede bulunmadan, hangi düşüncenin makbul olduğu konusundaki kararı okuruna bırakıyor.
Kitabın başında yabancı isimlerin ve artık ortaklaşmış bazı ifadelerin okunuşları verilmiş. Kitap iç sayfalarda çizim içermiyor. Kapak, karakterler hakkında ufak bir kafa karışıklığına sebep oluyor. Orijinal kapakta daha geniş bir manzara tercih edilmiş ve bence de hikâyenin geçtiği o güzel yer kapakta kendini göstermeli. 18x12 cm ölçülerindeki kitaplar Günışığı'nın genç okurlarının hoşuna gitmiş gibi görünüyor ve bence de kolaylık sağlıyor. Kitabın "2018 Zürih Çocuk Kitabı Ödülü" rozetini arka kapakta görüyoruz.
Kirsten Boie
Kuzeyde Bir Yaz
Çev. Aylin Gergin
Günışığı Kitaplığı
2022 Temmuz
283 sayfa
Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 13.10.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 06.08.2022 00:21
Fena değil