“Leblebi Kokulu Şehir” Üzerinden Hikâyelerle Eğitim
Mesut Kocaman ismi, Kütahya eğitim çevrelerinde proje odaklı çalışmalarıyla biliniyor. Enerjisini ve birikimini öğrencilerine harcayan idealist bir öğretmendir kendisi. Yalnız bu kadar değil elbette. Pek çok sivil toplum çalışmasında ve kamu yararı kuruluşların faaliyetinde yer alır. En son faaliyetlerinden birisi de "Leblebi Kokulu Şehir" adlı kitap.
Kitabın ilginç bir yazılış hikâyesi var: Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde "Ada Höyük" denilen yerde, bir kazı çalışması yapılmaktadır. Mesut hocanın çocukları da sınıf öğretmenleri ile o kazı sahasına geziye giderler. Kazı ekibinin başkanı Doç. Dr. Erkan Fidan öğrencilere Tavşanlı hakkında sorular sorar. Öğrenciler bu soruları cevaplamakta zorlanırlar. Bu durum, öğrencilerdeki yerel tarih ve kültür bilgilerinin eksikliğini ortaya koymuştur. Bu açığı bir nebze de olsa kapatma iştiyakıyla Tarih öğretmeni Mesut Kocaman, "Leblebi Kokulu Şehir" eserini yazmaya koyulur. Kocaman, bu kitabın, Tavşanlı'da yaşayan çocuklara, ilçenin tarihi ve kültürel değerlerini öğretebilecek bir kaynak olma özelliğini taşıyor.
Mesut Kocaman, kitabın yazılış hikâyesiyle ilgili medyada çıkan haberlere göre şunları söylüyor:
"Leblebi Kokulu Şehir, isimli çocuk hikaye kitabının doğuşu, ilginç bir mekanda ve ortamda oldu. Aslında bir tarih öğretmenin, bir çocuk hikaye kitabı yazması genelde biraz şaşırtıcı görünüyor. Gerçekten benim de hiç planladığım bir şey değildi. Ama Tavşanlılı bir tarih öğretmeni olarak yaşadığımız bir olayla sorumluluk hissi, oluştu. Bu noktada kitap yazmaya karar verdim. Proje okulu Tavşanlı Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde 9. sınıf öğrencilerimizi Tavşanlı'da son dönemde büyük bir özveriyle çalışmaya başlayan ve çok önemli şeyler yapan; Tavşanlı Kazı Evi'nin sorumlusu Doçent Dr. Erkan Fidan hocamızla buluşturmak istedim. Kazı evine Çocuklarımızı götürdüm. Burada Batı Anadolu'nun kalbi diye tanımladığımız Höyük'te yapılan çalışmaları asıl konu edinecektik, görüşecektik. Erkan bey dedi ki: 'Çocuklar, sunuma başlamadan önce ben size bir şey sormak istiyorum. Ben Bilecik'teyim, Tavşanlı'da olan sizsiniz söyler misiniz Tavşanlı ismi nerden geliyor bana da anlatır mısınız?' dedi. Bizim çocuklardan hemen kimse net bir cevap veremedi. Şunu anladım, biz çocuklarımızı asıl kendi çevremizi, şehrimizi, kültürümüzü öğretmeliyiz. Çocuklar daha henüz ilkokul yaşlarındayken ve henüz ortaokula yeni başlamışken bir hikaye kitabı şeklinde Tavşanlı'yı duysunlar öğrensinler, anlasınlar ve böylelikle liseye geldiklerinde artık çalışmalarına Tavşanlı'yı bildikleri halde devam etsinler şeklinde bir şey düşündüm ve hikaye işte bunun üzerine şekillendi."
Kahramanlarımız Elif ve Emir. Tavşanlı'nın tarihi ve kültürel değerlerinin izini sürüyorlar. Şehri hem kendileri tanıyor, hem tanıtıyorlar. Size yalnızca bir kısmının sözünü edeceğim. Malum Tavşanlı leblebinin ana vatanıdır. İşte kahramanlarımız Elif ve Emir meşhur Tavşanlı leblebisinin hikâyesini eski bir konakta İbrahim ustadan dinlerler. Usta hem leblebi ustası hem neyzendir. Bu durum diğer bir kültür atmosferi olan Tavşanlı Mevlevihanesiyle ilgilidir. İbrahim usta kahramanlarımıza bir hikâye anlatır. Buna göre Şeyh Murat Gazi adlı bir kişi vardır. Nohutla uğraşır ama nohudu bir türlü tava-kıvama getiremezmiş. Çünkü nohut belli bir aşamaya gelince kırılıyormuş. Şeyh Murat Gazi çok üzülmüş ve ağlamaya başlamış. Nohutlar gözyaşlarıyla ıslanıyor ve ıslanan nohutlar çatlayıp kırılmıyormuş. Şeyh Murat Gazi leblebinin tavını tutturmuş ve Leblebiciler piri olmuş. Tavşanlı'nın isminin de tav kelimesi ile bağına dikkatinizi çekerim. Leblebinin kıvamı-tavı burada meşhur olduğu için şanlı denilmiş. Şehrin adı tavı+şanlı şeklinde oluşmuş.
Kitapta ilçenin ismiyle ilgili Evliya Çelebi Seyahatnamesinden bir aktarım var. Yıldırım Beyazıt şehzade iken, Germiyan beyinin kızı Devlet hatunla görüşmek için yola çıkar. Tavşanlı civarında av yapar biraz. Bereketli bir tavşan avı olunca bölgeye Tavşanlı denilmesini ister. O akşam Devlet hatunla görüşür Yıldırım. Sonra evlenirler. Tavşanlı, Emet, Simav çeyiz olarak Osmanlı'ya verilir.
Diğer rivayet 1071 Malazgirt savaşına dayanır. Danişmentliler bünyesinde Tavşanlı boyu, aşireti vardır. Sultan Alparslan'ın isteği ve emri üzerine Müslüman Türkler Anadolu'ya yerleştirilirken bu aşiret de bu bölgeye yerleştirilir.
Özetle Mesut hoca bu kitap temelinde yerel kültürel birikime ve aktarılmasına önem vermiş olmak dışında harekete geçmiştir. Bu durum bile başlı başına önemlidir. Ayrıca kitapta ilçeye dair ayrıntılı bilgiler zincir şeklinde ve bir hikâye formatında sunulmuştur ki çocuklar için en ideal yöntem budur. Hocamızı tebrik ediyor, bu idealist tavrından ve kültüre katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Ortalama bir taşra şehrinde kültüre emek veren, edebiyat dergilerinde yazı-şiir yayınlayan, üç-beş yazar-şair vardır. Yereldeki yetkililer biliyoruz ki bu yazar şairlerle bağ kuramazlar. Kültürel faaliyetlere gereken katkıyı sunmazlar. Takdir etmezler. Çünkü kısa vadede kültürel hizmetin karşılığı yoktur. Bu garip bir durum, çünkü kültüre yatırım yapılmadığı takdirde baskın ve popüler olan trend olur. Dolayısıyla hiçbir şartta "kültürde iktidar" olma imkânı olamaz. İşte bu ve benzeri sebeplerden dolayı Mesut Kocaman hocamıza ve diğer ehli kitap şair yazar dostlara biz teşekkür ediyoruz.
Yazar: Salih BORA - Yayın Tarihi: 06.01.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 01.01.2023 22:05